bursaspor mağlûbu sarı – kırmızılı takım, yasin, ekrem, tuncay – muzaffer, aydın, ergün – ayhan, gökmen, ahmet, suphi, uğur tertibi ile sahaya çıkacak…
türkiye ligine bugün iki maçla devam edilecek… ali sami yen stadında saat 15.30’da ilk haftanın busaspor mağlûbu galatasaray, vefa karşısında galip gelmeye çalışırken, ankara 19 mayıs stadında yine aynı saatte mersin idmanyurdu, evsahivi ptt’den puan koparmaya uğraşacak…
ali sami yen stadındaki karşılaşmaya takımlar muhtemelen şu tertipleriyle çıkacaklar:
golleri penaltıdan ergün ve gökmen attı. vefa bir penaltı kaçırdı…
eğri oturalım, doğru konuşalım; galatasaray iyi değil…
insan, milyonluk bir takımdan, her futbolcusunun değeri ikiyüz - ikiyüzelli bin liradan aşağı olmayan, bu yıl transfer bombaları patlatan galatasaray'dan çok şeyler bekliyor... hele bu ligin en zayıf takımı vefa olursa…
galatasaray ne yaptı vefa önünde?
hiç…
ne bir pas, ne doğru şut, ne güzel bir çalım… hiçbirini göremedik… yasin, ekrem, aydın ve ergün'ün dışındakiler tel tel döküldüler...
sarı – kırmızı’lı ekip bol gedik veren vefa önünde buna rağmen en azından dört gol fırsatı yakaladı.. hemen hemen hepsinde kaleci raduloviç olsun. onun yerine giren semih olsun kalesini terketmişti.. ayhan'lar, gökmen'ler, suphi'ler bu fırsatları akıl almayacak bir şekilde dışan yolladılar...
eğer, rakip vefa olmasa, galibiyeti biraz zor görürlerdi… bu kadar gol harcayan sarı-kırmızılılar, biri zülfü’nün hiç yokken topu eli ile kesmesinden penaltıdan, diğeri de radulovic'in kaçırdığı bir topu tamamlayan gökmen'in ayağından. yâni yeşil beyazlıların kocaman hâtâlarından galibiyete ulaşabildiler.
vefa, lige hiç de iyi başlamadı. zaten fazlası da beklenmez yeşil – beyazlılardan… bu yıl acaip oyunlar çıkaran raduloviç'in yerine konan semih de pek acemi… üstelik. yeşil - beyaz'lı takım gole gitmesini hiç bilmiyor..
bir penaltı atmaktan dahi aciz futbolculardan kurulu vefa'dan daha fazlasını beklemek de fazla iyimserlik olur bize göre..
evet, 5. dakikada ergün'ün sağa açtığı bir topu, zülfü ceza sahası içinde elle kesince penaltıyı ergün düzgün bir vuruşla filelere gönderdi.. golden sonra gala'asaray biraz parladı. fakat çabuk söndü.. ikinci yarının başında 47. dakikada aydın soldan kaleye doğru abandı şutunu, raduloviç. yere yattı elinden kaçırdı. gökmen tamamladı.. bundan sonra bol bol kaçan goller seyrettik... 65. dakikada raşit’in şutu, muzaffer’in eline değdi, bekir’in penaltısını yasin uçarak aldı..
bunca yıldır karşısında oynadığım galatasaray takımını ve onun yanısıra vefa’yı, dün tribünden seyrettim. galatasaray, henüz beğenilecek gibi değil. sarı - kırmızılı takımın havasında bir acemilik var. vefa ise, bugünkü haliyle, sağa. sola puan hediye eden bir ekip görünüşünde…
oyuna 4–2–4 düzeni ile başlıyan galatasaray, bu oyun şeklini ancak 15 dakika devam ettirebildi. daha sonra 4–4–2 düzenine döndü. ileri dörtlüden ayhan ve uğur da orta sahaya çekilince, gol arıyan futbolcular olarak sadece suphi ve gökmen kaldı. bu iki oyuncu da vefa defansı tarafından iyi marke edilince, sarı - kırmızılı takımın gol gücü son derece düştü. nitekim, galatasaray, galibiyete varırken, ilk golü zülfü'nün kendisini ceza sahası dışında zannederek topu elle kesmesi sonunda elde ettiği penaltıyla, ikinci golü ise, vefa kalecisinin hatâlı bir blokajı sonunda kazandı. sarı - kırmızılı takım, gollerini şuurlu ataklar sonunda yapmadı.
hemen şunu da ilâve edeyim ki, galatasaray, gol pozisyonlarına girmedi değil. fakat neticeye varılabilecek fırsatlar yakalandığı zaman, ergün, gökmen ve suphi egoistce davranıp topu kendilerinden daha müsait pozisyonlarda olan uğur ve ahmet'e vermediler. bu üç futbolcu, birçok defa topu kaleye isabet kaydetmeleri çok zor olan pozisyonda kullandılar ve gol fırsatlarını öldürdüler.
galatasaray'ın defans hattında yer alan elemanlar da göz doldurmaktan uzaktı. geride serbest adam olarak bırakılan tuncay, sürat ve fizik yönünden zayıf kaldı. aydın, birçok kere yerini kaybetti. ne var ki,vefalılar aydın’ın boşalttığı yerlere orta saha adamlarını sürmediler. koskoca oyunda, böyle bir hareketi bir defa denediler, onda da atamadıkları penaltıyı elde ettiler.
lüzumsuz çalımlar ve isabetsiz paslarla, son derece kalitesiz geçen oyunda, vefalılar canla, başla çalıştılar. iki hatâlı hareket sonunda iki gol yiyip sahadan mağlûp ayrıldılar. fakat maçı kazanmak için de hiçbir şey yapmadılar.
kanaatımızca, galatasaray'ın başa güreşmesi için daha şuurlu bir oyun şekli denemesi gerekmektedir. vefa ise, işi baştan sıkı tutmalı, lig sonunda geçmiş yıllardaki üzücü duruma düşmemelidir.
galatasaray'dan en iyi olarak ekrem'i seçerken ergün, uğur, aydın ve muzaffer’i de uzun uzun düşünmedim değil. hattâ biraz da suphi'yi... fakat ergün'ün parlak başlayışı ile parlak bitirişi arasında sahadan bir süre kayboluşu vardı... uğur orta sahada topa bastığı pozisyonların, oradan oyunu kuruşlarının dışında, özellikle kanatlarda olabileceği kadar etkili olamadı. aydın ofansif aksiyonlara girme çabası içinde çok kerre defansif görevini ihmal etti.
her maçta görev aşkını. çalışkanlığını, yararlı basit oyununu takdir ettiğimiz muzaffer bu maçta zaman zaman görevinden ayrılıp, hattâ fantazi hareketlere kaçtı... suphi ise güzel, ümit verici top kullanışlarını hep fena sonuçlandırdı..
kısacası bütün oyun süresinde oyunda kalan, görevinden ve ciddiyetinden ayrılmayan ekrem bunların en iyisi idi.
ekrem
galatasaray defansında üzerine düşen görevi arzu ile hırsla yapan ekrem, takımının ofansif oyununda da geriden kopup yardıma giden adamdı... belki 15—20 uzun sprint yaptı rakip defansın boşalan sol tarafından yararlanmak için... bunlardan sonra da takdir edilecek bir zindelikle gene defanstaki görevine koştu. en önemlisi de maçın hiçbir ânında oyunu bırakmadı.
fikri
vefa'dan en iyi olarak fikri'yi ayırırken raşit, bekir ve selâhattin de aklıma gelmediler değil. fakat raşit’le bekir'in hiçbir plânları olmadan uzun uzadıya topla oynayışları, kollektif oyundan uzaklaşışları, takımlarına omuz silkip kendi şöhretleri için oynuyorlarmış hissini verdi bana..
görevini iyi yapmaya çalışan selâhattin ise markajda başarılı olurken, topu ayağına aldığı zamanlar futbolun istediğini yapamıyordu..
içlerinde bütün maç boyunca sessiz sedasız, gösterişsiz çalışan fikri, bence en iyileriydi.
defansa zerre kadar yardımları olmayan kendi orta saha oyuncularının arkasında ve iki haftadır akıl almaz hatâlı, hattâ gülünç goller yiyen bir kalecin n önünde bezmeden, bozulmadan direnebilmek cidden başarıdır sanırım…
elli kişi içinde en ağır çeken beşiktaşlı sami idi
dün ali sami yen stadında oynanan beşiktaş – istanbulspor ve fenerbahçe - altay maçlarının dört takımında tam elli futbolcu görev aldı. bizler elli futbolcuyu olumlu, etkili futbol oynamak için gerekli çeşitli faktörlerde teker teker kantarımıza vurarak oraya koydukları ağırlıkların yekûnuna göre içlerinde en iyilerini araştırdık. her faktörde birinci olanın kantarımıza üç kilo, ikincisinin iki kilo, üçüncüsünün ise bir kilo koyduğunu farzederek yaptığımız toplama sonucunda aşağıdaki tabloda da görüleceği gibi beşiktaşlı sami (20) kilo ile birinci, altaylı ayfer (12) kilo ile ikinci, beşiktaşlı güray ise (10) kilo ile üçüncü oldular..
kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dilerim
iyi futbol için gerekli faktörler.............birinci...ikinci...üçüncü ---------------------------------------------------------------------------------------- fiziği, ağırlığı, sıhhati, adale durumu..........ercan...tayfun...tayfun sür’ati...........................................faruk...yalçın...yaşar çabukluğu....................................şükrü...ziya...ali çevikliği...........................................ziya...ismail...yaşar mukavemeti..............................ercan...nedim...enver kuvveti...........................................ercan...tanzer...tayfun azmi...........................................mehmet...güray...nedim hırsı...........................................faruk...sanlı...nedim cesareti...........................................erkan...enver...mehmet oyun zekâsı...................................ayfer...sami...güray güveni...........................................sami...güray...ayfer şahsi top tekniği.................................ayfer...sami...güray tam zamanında, tam yerinde olabilmesi...........sami...barbu...güray yaratma kabiliyeti.......................cemil...sami...ayfer bitiriş kabiliyeti.......................sami...ayfer...güray taymiming (hareketlerini zamanında yapma kabiliyeti)...sami...ayfer...güray kollektif oyuna uyma kabiliyeti...barbu...sami...güray
ligin ikinci haftasından kârlı çıkan takımlar, beşiktaş, galatasaray, boluspor, ankaragücü, ptt, göztepe ve bir de bursaspor oldu. bu yedi ekipten altısı maçlarını galibiyetle kapattılar. bursaspor da, deplasmanda oynamasına rağmen, eskişehirspor'dan beraberlik koparmayı başardı.
öte yandan, ikinci haftadan da eli boş çıkan iki takım olan istanbulspor ve vefa klasmanda en alt sıralara oturuverdiler.