2. yarıda mağlûp duruma düşen d. spor beraberliği fikri'nin golüyle kurtardı: 1-1
kahraman bapçum
son zamanlarda göremediğimiz, hatta özlediğimiz kalitede bir futbol oynadı demirspor... ve en az iki farklı bir galibiyeti kaçırdı.
evet, 35 inci dakikad muharremin attığı kornerden sonraki karambolde demirsporluların yaptığı penaltıyı hakemin görmemesine rağmen... oyunun son on dakikasında demirspor kalesine sağdan soldan kornerler atılırken ceza sahası içinde yirmi oyuncunun toplanması gibi anormal bir beşiktaş baskısına rağmen, siyah -beyazlı takım farklı bir mağlûbiyetten tesadüfen kurtuldu.
güzel, gösterişli, neticeli, ince paslı, süratli ve girgin bir futbol oynayan demirspor saha ortasında rakibin den çok - ama çoook - üstündü. yalnız bir takım olarak değil, fert fert futbolcular olarak da beşiktaşlılar yok denecek kadar zayıf kaldılar. eğer demirsporlular bu oyunu birkaç golle süsleyemedilerse bunda şansın rolü büyüktü. bir de kendilerine güvenip yüklenmeğe cesare edemediler. son dakikalardaki beşiktaş baskısı da demirsporluların beraberliğe razı oluşlarından doğmuştu. zaten mavi - lâcivertilerin takım olarak saplandıkları tek hata şu idi: futbolda asıl defansın kale önüne yığılmak değil zaman kazanmak olduğunu hatırlamadılar. halbuki forvette sağ kanatın forvette sağ kanatla meşin topla oynarken nefes alır gibi su içer gibi rahat çalışan iki cin gibi adamı vardı. istedikleri gibi top tutabiliyorlar, rakip müdafaa ile adeta eğip bükerek meşgul olabiliyorlardı. beraberliği kaybetmemek için başta niyazi olmak üzere bütün forvet hattını ilerde top tutmakla vazifelendirseler, zaten sarsılmakta olan beşiktaş defansı büsbütün yorulacak ve çökecekti. demirsporlular kendi yarı sahalarına çekilmişken bile sadece iki forveti ileri fırlatarak oyunu işleyebiliyorlardı. beri taraftan beşiktaş forveti ise hiç -ama hiç- birşey yapmadan dolaşıp duruyordu.
ikinci yarı
ikinci devrenin 18 inci dakikasında yükselin sağdan ortaladığı top şenolun rahat bir kafa vuruşu ile mehmeti mağlûp etmesi en beklenmez şeydi. çünkü beşiktaşlı seyirciler bir takımın gol yapabileceği ümidini kaybetmişti. ve o, hayran kaldığımız demirspor az daha kalecisinin hediye ettiği golle yenilip gidecekti.
ama beşiktaşın şöhretli kalecisi de meslektaşını mahzun etmedi ve o da beraberlik golünü hediye etti: bu gol hazırlanırken fikrinin her hareketi fevkalâde idi, ama vuruşu o kadar biçimsiz ve isabetsizdi ki. necminin kapadığı köşeden çelen yavaş bir topu karşılamaması garipti. maçın son dakikalarındaki gergin hava maç biterken demirspor kalecisi ile beşiktaş santrforu arasında parlayan bir kıvılcımla az daha alevlenip infilâk edecekti. bereket versin ki...