liderlik yolunda zor bir engeli daha aşan galatasaray, receb'in gayreti ve suatın golü
necmi tanyolaç
galatasaray - feriköy maçının ilk devresi biterken recep'e vurdular...
bir adam, sanki yerle bir edilmişti. tribünler ayağa kalktı sandık galatasaraylısı, feriköylüsü, beşiktaşlısı, fenerbahçelisi, taraflısı, tarafsızı ile bir kitleyi üzüntüye boğmuştu hâdise. aslında hâdisenin futbolun sert tabiatı ile alakası vardı... ama, tribündekiler öyle düşünmüyorlardı. recep'e sert giren
ferikoylüyü protesto ederken, bir noktadan haklıydılar recep iyi oynuyordu. recep, hattâ zaman zaman şahane oynuyordu. bu sebeple feriköylünütin sert girişi recep'le birlikte, bu iyi futbola, bu sahayı ören zarif futbola karşı işlenmiş bir suç sayılmıştı. recep, yerde bir kaç tur aldıktım sonra ayaklarını sürüye sürüye soyunma odasına gitti. zaten, ilk devre o anda golsüz sona ermişti.
oyunun şu anına kadar recep tek başına bir maçın seyredilir, alkışlanılır tarafı olmuştu.
evet, haddinden fazla hava verilmiş, şişirmiş bir milli lig maçının ilk devresinde gördüğümüz her güzel hareket, recep adanır isimli, yaşı otuzu geçmiş bir futbolcuya ait olmuştu. topu her ayağına alışı, galatasarayı hızlandırıyor, oyunu aydınlatıyordu.. 20 yakındaki bir delikanlı kadar süratli, 20 yaşındaki bir arzulu, 20 yaşındaki bir delikanlının deliciliği içerisinde görünüyordu recep.. ama, o hareketleri yapabilmek, takımına hız ve renk kazandırabilmek için 20 yaşında olmak kâfi gelmiyordu. mutlaka bir klâsı, bir tecrübesi de olması lâzımdı futbolcunun.
ya feriköy? o tarafın da bir mehmet ali'si, bir de rıdvan'la, ahmed'i vardı yaşça onlar da diğer feriköylülerden ilerideydiler. onların gayretiyle feriköyün futbolda bir varlık olduğu anlaşılıyordu. gerisi hiç...
böyle bir nesil yarışması arasında galatasarayın isim ve tecrübesi feriköyden tek golle iki puanı almasını bildi.
55. dakika oynanırken ceza atışında topu iyi takip eden suat bir kafa vuruşuyla feriköy ağlarını girmeseydi... galatasaray da feriköye bir puan kaptırdı diyecektik...