m. paşa’daki iddialı rozet maçında nâhoş hâdiseler oldu
g. birliği, f. bahçe’yi dün hizaya getirdi: 3 - 3
başarılı bir oyun çıkartan kırmızı – siyahlılar karşısında sarı – lâcivertliler beraberliği maçın bitmesine 4 dakika kala forvete geçen şeref’in kafa ile attığı golle temin edebildiler
dünkü fenerbahçe – gençlerbirliği maçında doğrusu her şey vardı… futbol mücadelesinden gole, heyecandan şık hareketlere kadar…
bu mücadele arasında sayılar biribirini kovalıyor ve seyirci – hangi taraftan olursa olsun – gördüklerinden menunluk duyuyordu. müsabakanın henüz 2. dakikasında 1-0 mağlûp duruma düşen fenerbahçenin bir yıldırım hızıyla beraberliği ve galibiyeti temin edişi… ve mağlûp durumdaki gençlerbirliğinin aynı hızla rakibini sindirip, tekrar galibiyete yükselişi… bunlar, ancak bir kupa finalinde rastlanabileı. hâdiselerdendi.
bu her tarafıyla dolgun ve zengin oyunun tek üzücü tarafı – gönül eksik olsun demek istiyor – «hâdiseydi» ve o da maalesef son birkaç dakika içerisinde «varlar» arsına giriveriyordu… 83. dakikada vukubulan bu hâdise bir bakıma o güzel olan heı şeyin yıkılışı ve bitiriverişi idi de…
bıraz evvel sayı için, netice için, unvan veya galibiyet için enerji sarfeden bacak ve vücutların koşuştuğu sahayı şimdi minderler, polisler ve askerler doldurmuştu. fenerbahçeliler gençlerbirliği kalesi önünde hakemden hesap soruyorlardı. iptâl edilen golün hesabını 83. dakikada mustafanın ortaladığı topu şeref almış ve ve bir anda ileriye geçirmişti. yüksel sol tarafta müsait bir pozisyonda bulunuyor ve gelen topu sert bir vuruşla gençlerbirliği kalesine gönderiyordu. sarı – lâcivertliler sevinçle kucaklaşmışlardı. öyle ya, bu golle 3-2 mağlûp durumda olmaktan kurtulacaklardı.. fakat, hakem önce gol kararı verdiği halde, bayrağını kaldıran yan hakemi orhan gönülün ikaziyle kararını değiştiriyordu. beklenmeyen hâdiseye bu geç kalış veya pozisyon sırasında yan hakemini kontrol edemeyişi sebep olmuştu. saha karışmıştı. sarı – lâcivertliler uzun uzun itirazda bulunuyorlardı. orhan gönül ise şerefin ofsayd pozisyonunda topu ortaladığını tesbit ettiğini izahla çalışıyor ve saha lâtin ameraka sahalarını andırı yordu.
g. birliği sahiden atıyor
gençlerbirliği kuru sahada oyuna iyi girdi. sahadaki dizilişi, ankara takımının milli lig liderine karşı açık, fakat geride emniyetli bir düzenle mücadeleye girişeceğini gösteriyordu.
… ve fenerbahçe daha nefes almadan ilk golü yedi. henüz 2. dakika doluyordu. solaçık oktayın pasını zeynel ceza sahası üzerinde yakaladı ve herhangi bir mücadeleye mâruz kalmadan şütünü çıkardı. top şükrünün kalesine girivermişti. fenerbahçe sanki soğuk duşun altına girmişti. tribünlerdeki sevgiliıeri de öyle.. çıt çıkmıyor ve gençlerbirliği futbol oynuyordu.
sarı - lâcivertlileı 10. dakikaya doğru biraz biraz toparlanmağa başladılar. bu arada lefterin bir şütü rakip ceza sahasını karıştırırken, gençlerbirliğ futbolcularından birinin topu elle kepçeleyişi hakemin gözünden kaçtı. bu penaltılık harekete bir iki küçük isyan olmadı değil. ama, fenerbahçenin ümidi kırılmış değiloi. 17. dakikada lefterin bir korner atışına naci fırladı mükemmel bir kafa vuruşu ile top bir anda gençlerbirliği kalesine takıldı. bir gün evvelki maçı hatırlayanlar. fenerbahçenin yeni golcüsünün bu müsabakaya da iyi bir giriş yaptığına inandılar. beraberlik fenerbahçeye biraz daha sürat ve arzu kazandırmıştı. bu hız ve arzu tam 22. dakikada avrupai bir gol getirdi. hilmi soldan topu kaptı. adetâ zikzaklar çizerek koşuyordu. ortaladı. naci aldı, şüt çekemedi, o da soluyla kale önüne yükseltti. mikro mustafa fişek gibi yetişti ve kafayı koydu. seyirci, hazırlanışı ve atılışı birbirinden güzel hareketlerle dolu bu golü coşkunlukla alkışlarken, fenerbahçe 2-1 öne geçiyordu.
hayret.. fenerbahçe ağırlaşmıştı. 19. dakikada bir sadmeye maruz kalan mustafanın 28. dakikada durup dururken yere yıkılışı bir aralık fenerbahçenin 10 kişi kalmasına sebep olmuştu. mikro tekrar oyuna giriyordu. ne var ki, tam kadrolu liderde ağırlık ve dağınıklık devam edip gidiyordu ki. g. birliôi 36. dakikada beraberlik golünü çıkardı. soliçte başarılı bir oyun çıkartan zeynel çekti korneri.. top doğrudan doğruya fenerbahçe kalesine takılıverdi. şükrü, top kaleye girdiği anda. hâlâ solaçık oktayla mücadele halindeydi.. ve bu hareketiyle, acemilik devresini yaşıyan bir kaleci hüviyetinde görünüyordu… sarı – lâcivertliler hâlâ yavaşlıktan kurtulamamışlardı. bu yavaşlık bir dakika sonra gençlerbirliği tarafından tekrar cezalandırıldı. bu defa zeynelin bir taç atışını ilhan yakalamış ve onun ortaladığı topu orhan yakın mesafeden fenerbahçe kalesine indirivermişti. golde şükrüden çok, taa sağbekten başlayarak osman da dahil bütün müdafaa oyuncularının hatasını aramak yerinde olurdu. her ne hal ise, fenerbahçenin liderliği tehlikeye girmişti.
ikinci devre…
ikinci yarıda, likine nazaran hareketsiz bir oyun takip ediyorduk. fenerbahçe ortalarda geziniyor, gençlerbirliği ise tevfik ve zeynelin gayretiyle tehlikeli olmakta devam ediyordu.
64. dakikada zeynel’in bir kornerı fenerbahçe kalesi direklerinden gerı döndü. bunu yükselin doğana çarpan bir volesi takip etti.
80. dakikada şükrünün, orhanın paşından faydalanan zeynelin şutuna mâni oluşu için maçın kader noktası demek icabedecekti. şükrü yediği gollerde hatâsını, böyle bir çıkışla affettirmiş ve her şeyin bir anda bitivermesine mani olmuştu.
83. dakika ise hâdisenin vukubulduğu andı.
sarı – lâcivertliler oyunun sonunda artık bir beraberlik mücadelesine girişmişlerdi. bekinden, hafına kadar bütün oyuncular rakip yarı sahada çalışıyor. gençlerbirliği ise elinde tuttuğu 3-2 lik avantajın bir kaza golüyle bozulmaması için çırpınıyordu. 83. dakikada yükselin attığı golü, şerefin ofsayt pozisyonunda olduğunu tesbit eden yan hakemin ikazı ile iptal eden orta hakem, maçı tekrar başlattıktan sonra fenerbahçe işin ucunu bırakmadı. 86. dakikada şeref son sözü söyleyecek ve fenerbahçe mağlûbiyetin eşiğinden dönecekti.