alsancak'tan sonra mithatpaşa'da da izmirliler, istanbul'un futbol saltanatına son yerdi
karşıyaka: 2 galatasaray: 1
necmi tanyolaç
karşıyaka, galatasaray'ın işini bir devrede bitirdi...
aslında maç bütün hâdiselerin cereyan edip gittiği ilk devreden ibaretti... galatasaray'ı, rakibinin müthiş sürati ilk devrede çökertmiş, goller ilk devrede atılmış, neticeye ilk devrede varılmıştı...
sarı - kırmızılılar henüz 7. dakikada akın'ın ters bir çıkışı yüzünden beklenmedik bir sayı kaydetmelerine rağmen 15 dakika içerisinde 2-1 mağlûp duruma düşüyor ve pek tabii bunun altından kalkamıyorlardı.
galatasaray da maçı ilk devrede kaybettiğini anlamıştı sözünde mutlaka bir hakikat payı vardırç hattâ, karşıyaka müdafaaya yaslandığı ikinci devrede oyununu hemen hemen tamamen kendi yarı sahasında kabul edecek kadar ağır bir tazyike uğramıştı. ama, galatasarayı sayıya götürecek adamların hemen hiç birinde, bu ağır tazyikten faydalanacak bir hareket sorulmuyordu. galatasaray bastırıyor, bastırıyordu o kadar... bu sebeple maçı ilk devrede kaybeden sarı - kırmızılı takım ikinci devrede beklerine kadar bütün oyuncularını rakip yarı sahaya sürecek, çok mühim fırsatlar yakalayacak, fakat futbol oynayamadığı için, ilk devrede kaybettiğinin yarısını olsun kurtaramayacaktı.
müsabakanın mithatpaşada yapıldığı düşünülürse, gatatasarayın kaybı cidden büyüktü... ayrıca millî lig liderinin nâmağlûp ünvanı da ortadan silinmiş oluyordu ki...
karşıyakanın galibiyeti için «parlak bir başarı idi.» demek icabedecekti. gerçekten de izmirin kırmızı yeşillileri iki hafta evvel alsancakta fenerbahçeye karşı elde edilen eticenin bir tesadüf olmadığını göstermişlerdi... sahaya heyecanlı çıkmışlar, yavaş yavaş oyuna alışmışlar ve bilhassa ilk yarıdaki süratleriyle galatasarayı işlemez hale getirmişlerdi.
altay dan sonra ksk...
oyun güzel bir hava altında başladı. altayın beykoza son dakikada attığı golle heyecanı tribünlerde devam ederken yeni bir heyecanın başladığını söyleyebilirdik. tam bir büyük maç havası vardı stadta...
galatasaray, telaşlı karşıyakaya yükleniverdi. bu ilk hızdı. fazla bir tahribat yapmadı. karşıyaka sahaya alışıyordu ve argun -bulut - ogün üçlüsüyle ilk yoklamaya çıkıyordu.
oyunun başında gördüğümüz şuydu; izmirliler süratli hareketlerle galatasaray defansını aşmakta güçlük çekmiyorlar... sağdan argun, soldan mustafa, ortadan ogünün her gidişinde sarı - kırmızılı takım taşkınlığa uğruyor. ama, oyundaki bu görünüme rağmen, karşıyaka ilk golü yiyecektir. dk. 7 niyazi soldan bir frikik çekiyor. akın ters çıkışla bloke etmek istediği topun kendi kalesine girmesine yardım ediyor ve bahri ile selçukun şarjı sadece bir vazifeden ibaret kalıyordu.
ne var ki gol karşıyakayı yıldırmamıştı. yine ayni sürat... topun boş sahada çalışan bulutun üç seri adama - argun, ogün ve mustafaya - bir kaçırılışı vardı ki, büyüklerde büyük takımlarda, bu cinsten bir ustalık bulmak zor... nitekim.
oyun 1-1 oluyor
14. dakikada argunun sağ açıktan kaçarak yaptığı ortada top geri geri giden turgayın üzerinden üst direğe vurdu. geriden fırlayan sol açık mustafa topa kafayı oturtuverdi tabii. turgay klâsında bir kalecinin böyle bir pozisyonu öldürüvermemesine hayret eden edene... neyse karşıyaka beraberliği böyle temin etti.
maç zevkleniyor. galatasaray iyi değil. bir candemir var ortada görünen diğerleri, ergun, ahmet'ler, uğur ve forvetler? yok, yok..
karşıyaka asılıyor.. bir takımın maçın başında, hele bir yabancı sahada maça bu derece hırsla asılışında, mutlaka futbol var... ve karşıyaka 31. dakikada oyuna asılışının karşılığını alıyordu ergunun ceza sahası üzerinde topu elle kesmesi bir ceza atışına sebep oluyordu. bunu karşıyakanın 38 yaşındaki santrahafı atacaktı. galatasaray kalesinin önünde sımsıkı bir baraj kuruldu. sabahattin, iğne deliği kadar bir yerden topu turgayın soluna bırakıverdi. nasıl gördü o deliği? turgay atlıyor ama, bu zekice vuruşu önleyemiyordu. işte maç bu sayı ile sona erecekti.
ikinci devrede galatasaray sadece takım içindeki değişikliklerle oyalandı. yoksa, oyununda bir fark yoktu. ahmet berman ileri alınmış. niyazi geri verilmiş, bir aralık bahri ile uğur da yer değiştirmişlerdi. ama, karşıyaka ilk devredeki canlı ve süratli takım olmamasına rağmen, galatasarayın baskısına göz kırpıp geçecekti.