ayaz, kar, buz, soğuk... ilikleri titriyor insanın... 22 adam bu kötü hava şartları içinde birbiriyle puan mücadelesi yapıyor... hem de canlarını dişlerine takarak.... aslında bu puan değil, ekmek parası savaşı...
şair,
«bir dert ki dayanılır şey değil, bir dert ki düşman başına» demiş. 22 futbolcu bu «ayaz, buz, kar alrında bir maç ki düşman başına...» dese haklıdır.
saha futbol oynamaktan ziyade paten yapmaya müsait.
bir de biz bu şartlar içinde kalkıp kocaman kocaman lâflar edip, tok «4-2-4», tok «wm» yok «divafonal», «teknik», «taktik» diyoruz.
maçı ben yazsaydım 90 dakika bu ayaza tahammülden 22 futboluya da beşer yıldız verirdim.
maç hold'un maçı... hold, «benim için oynayın» demiş demirsporlulara... necdet erdem, selâhattin torkal ikilisi, «bizim için oynayın» demişler. sarı - l'acivertli çocuklara... ismet uluğ, «bırakacağım artık reisliği, gayret çocuklar» diyor.
aslında, 22 adam kimse için değil, kendileri için yarınları için, aileleri için, istikballeri için oynadılar.
netice 1-1. en haklı sonuç bu... zira ilk yarıda demirspor, ikinci devrede fenerbahçe göz doldurdu. kötü hava şartları, futbolcuların amansız hareketleri, belki de belçikalı hakem olmasaydı müsabakayı çğırından çıkarırdı. ama yumuşacık, psikolojiden anlayan ve bir lokman hekim gibi sahada sakatlanan, düşen, çarpışan her futbolcunun derdine devâ olan hakem loraux işi tatlıya bağlamasını bildi. zor geçitin ilk maçını oynayan fenerbahçe, ikinci yarıda 1-0 mağlûp durumda olmasına rağmen müsabakaya asılma hırsı ile ve şeref'in insan üstü gayretiyle beraberliği temin etti. bizce fenerbahçe takımı futbol olarak değil, gayeye müşterek hareket etmek bakımından müsbet not aldı.