bence maçın biraz uzunca manşeti şudur: birinci devre beşiktaş akıllı, şuurlu, istekli, azimli. ikinci devre ise galatasaray çok akıllı, çok şuurlu, çok istekli ve çok azimliydi.
bu şahâne kükreyişe ayların biriktirdiği üzüntüleri, şansızlıkları, başarısızlıkları kusan bir ruhi deşar da diyebiliriz. çoktandır özlenen bir galatasaray vardı. ve galatasaray işte buydu.
futbolcularıma zaman zaman o galatasaray'ı anlatmak istemiş onun hasretini çektiğimi belirtmeye çalışmıştım. fakat erden, ismet gibi yeni galatasaray'lı futbolcularımız ancak dün hakiki galatasaray’ı tanıdılar. futbol bu...
mayası akla gelmedik ve çok kere de sahada oynanan oyunun hakiki neticesini vermeyen gollerle yoğrulmuştur. fakat giyilen formaları terden sırılsıklam etmek lâzım. 90 dakikanın her dakikasında o formaların şerefini düşünmek lâzım. işte galatasaraylılar bunu oyunun en az yarısında yaptılar ve formalarına unutulmaz bir zafer kazandırdılar.
iki takımın da mücadelesi, hele o balçıkta her türlü takdirin fevkinde oldu. hakemler o güç zemin üzerinde oynanan futbol içinde iyiydiler.