göztepe 3-0 mağlûbiyetten son 20 dakika içinde 3-2'ye yükseldi ve rakibini zorladı
necmi tanyolaç
eski bir dostla maçtan dönüyor ve maçtan konuşuyorduk tabii... uzun yıllar hakemlik yapmış ve uzun seneler merkez hakem komitesinde çalışmış olan dostumuz g. saray - göztepe maçının hakemi için iki çift laf etti: «hakem vardır, kötü idare gösterir. hakem vardır, skandal yaratır. bu, 10 senede bir eşine rastlanan bir skandaldı.»
şimdi maç notlarımı açıyorum. her satırın arasında «hakem» var.
«hakem ters karar verdi. hakem ofsaydı yedi. hakem penaltıyı görmedi. hakem.. hakem.. hakem..» ve bir küçük not daha. bülend bir topu avt’tan almış. hakemin avt kararı. göztepe bu karara rağmen korner atmış. hakem, bunu da kabullenmiş. ya gol olsa, o korner? ayıkla pirincin taşını. ayva mevsiminde, arbede!.
kısacası, iki taraf çok iyi niyetliydi de, maç karakolda bitmedi.
göztepe için her zaman söylemişizdir, türkiye'nin en iyi oynayan takımı diye. defansı biraz dikkatli olsa ve forveti o son saniyedeki ortayı yakalayabilse, pekâlâ bu maç berabere biterdi. galatasaray oyunun beş, on dakikası daha olsa, değil berabere kalmak, kaybederdi de bu maçı.
maçın ilk golünü, ceyhan’ın vuruşunun direkten dönüşünden sonra g. saray kadri'nin alkışlanacak bir vuruşu ile kazandı. bunu yine kadri'nin forvetlere ders verircesine attığı şık kafa golü takip edecek ve devre 2-0 bittikten sonra, hemen 46. dakikada erol, farkı üçe çıkaracaktı. bundan sonrası? galatasaray bitmişti sanki. tarık'la, yılmaz'ın kale önlerinde kaçırdıkları bir rekora yetecek kadar sayıya yükselirken, sahanın en iyisi nihat ve arkasından kafayla fevzi iki gol çıkarınca, galatasaray’ın etekleri tutuşmuştu. bereket versin maç bitiyor ve bereket versin maçın başında kurtardıkları bir tarafa, kaleci bülend'le, koca kadri ayakta duruyorlardı...