ilk basımı 2003 yılında olan tanıl bora'nın "ankara rüzgarı: gençlerbirliği tarihi" isimli kitabından;
baba tevfik, istanbul deplasman seyahatlerini anlatıyor: 'istanbul'a o zaman otobüsle gidiyoruz, bolu dağını döne döne. bir burunlu mersedesle giderseniz, fevkalade bir seyahat. biz buradan yola çıkarız, istanbul'a gideriz. çemberlitaş'ta piyerloti oteli vardır, mütevazı bir otel, hep orada kalırız. bazen de moda'da rainbow oteli'nde kalırdık. orhan abi /şeref apak], hasan abi [polat] falan gelirlerdi... istanbul'a gittiğimiz zaman muhakkak gelirdi. soyunma odasına dahi gelirdi. orhan abiyle hasan abi hakikaten hasta birer gençlerliydiler. eskiden biz maçlara gittiğimz zaman otelden ayrılırken hep teşekkür ederlerdi. çünkü bir futbol takımının bir otele gidip de otel sahibinin memnuniyetini kazanması çok zordu. oteleri perişan ederlerdi, neler yaparlardı! ama gençlerbirliği onlardan tamamıyla ayrı birtakımdı. neden? çünkü çok mükemmel bir yönetimi vardı. maçtan sonra da hemen duşumuzu alırdık, kabataş'tan vapurla üsküdar'a geçerdik. üsküdar'da lüfer balığı alır gaz tenekelerine doldururduk, otobüsün bagajına koyardık, buz gibi gelirdi. sabaha kadar yol giderdik. pazartesi günü istirahat ederdik salı idman, perşembe idman, cumartesi-pazar gene maç. tabiî ki yorucuydu."
not: bu genel bir anı olduğundan baba tevfik'in forma giyiği bu maçı rastgele seçerek yazdım...