izmir'de: saat 11.30'da vefa-altay, 16.15 de fenerbahçe - karşıyaka, ankara'da: saat 14.15 de k. paşa - a. gücü, 15.45 de beşiktaş - şekerhilâl istanbul'da: saat 14.30 da k.gümrük-d. spor, 16.30 da g. saray - g. birliği
millî lige bugün üç şehirde yapılacak altı müsabaka ile devam edilecektir.
3. haftanın zorlu tarafını, şampiyonlukta iddia sahibi üç büyüklerin izmirde, ankarada ve şehrimizde yapacakları müsabakalar teşkil etmektedir.
mithatpaşa stadında haftanın en mühim maçı saat 16.30 da galatasarayla, ankaranın gençlerbirliği takımlarını karşı karşıya getirirken. izmirde fenerbahçe - karşıyaka, ankarada da beşiktaş - şekerhilâl karşılaşacaklardır.
beşiktaş, kasımpaşa ankara'da
ilk müsabakada ankaragücünün ikincisinde ise bcşiktaşın galip gelmeleri ihtimali kuvvetlidir.
siyah - beyazlıların sahaya şu şekilde bir tertiple çıkmaları beklenmektedir. necmi - ekrem, münir - tuncay ,süreyya, kaya - arif, erdoğan şenol, birol, ahmet.
dağınık ve arzusuz siyah - beyazlılar karşısında şekerhilâl iki puanı cahit'in nefis golüyle aldı!
turhan doğu ankara'dan bildiriyor
golden henüz bir kaç dakika önce idi. basın tribününde bir beşiktaşlı arkadaş «şekerhilâl vurursa kazanır» demişti. nitekim şekerhilâl vurdu ve kazandı. hem öyle bir vuruştu ki..
milli ligde ikinci değil de, sanki 38 inci maçını oynuyor gibi bir hali vardı beşiktaşın dün. öylesine bıkkın. öylesine bitik, öylesine arzusuz... bu hali bir türlü üzerlerinden atamadılar. siyah - beyazlılar, ne devrenin golüsz bitişi, ne şekerhilâlin golü kamçılayamamıştı kendilerini...
defansta süreyya ve münir bir şeyler yapmaya çalışıp vasata yaklaşırken, ki yan haf gayesiz bir şekilde didiniyor, akın tanzim edici rolü her zaman bihakkın yapan kaya'nın ise sahada varlığı ile yokluğu arasında bir fark bulunmuyordu. forvette tek arzulu kimse -o da ikinci yarıda— yalnız ahmet'ti. bu haldeki beşiktaş'tan daha iyi bir netice beklemek de haksızlık olurdu.
şekerhilâl maça kapanmaya lüzum hissetmeden girdi. markaja önem veren defans, siyah - beyazlı forvet tarafından hemen hemen hiç zorlanmadı. bu haf, sarı - lâcivertli yan hafların forvete yardımcı olmalarını sağlarken, defansın diriliği, forveti biraz gayrete getirmiş ve geçen haftaya nsbeten kısmen düzelmişti.
maçtan dakikalar
yavan gecen maçta kritik bir kaç dakika ve bir de nefis bir gol vardı o kadar. ilk tehlikeyi 14. dakikada şekerhilâl kalesi atlattı. şenol'un sağa kayarak yaptığı ortayı kafa ile tamamlıyan arif'in hareketinde top ceza sahası içinde ahmet'i buldu. bu oyuncunun sert şutu selâhattin'i aşmasına rağmen, kale çizgisi içerisinden burhan tarafından çıkarılınca beşiktaş mutlak bir golden oluyordu. bu dakikadan sonra esasen tatsız olan oyun bir kat daha yavanlaştı. sadece 36. dakikada arifin, çıkış yapan selâhattin'in üzerinden aşırtma vuruşunun şenol tarafından auta atılması tek kayda değer hareketti.
siyah - beyazlılar ikinci devreye aynı uyuşukluk içersinde başladılar. 52. dakikada soldan gelişen bir beşiktaş akınında şekerhilâl müdafaasından dönen topu şenol, röveşata ile kaleye havale edecek ve ofsayd pozisyonunda olan erdoğan meşin yuvarladı şekerhilâl ağlarına takacak, fakat hakem pozisyonu kaçırmıyacaktı. 59. dakikada şekerhilâl fuat'ın ayağından mutlak bir gol kaçırdıktan ve 66. dakikada beşiktaşın bir çift vuruşu kullanamayışından sonra nihayet 70. dakikayı bulmuştuk. işte, bu anda 30 metre civarında tuncay bir şekerhilâl akınını elle kesti. cahit'in bu mesafeden şimşek gibi vuruşunda top necmi'nin sol üst köşesinden beşiktaş fileleri ile sarmaş dolaş oluyordu. evet şekerhilâl vurmuş ve kazanmıştı.