maçtan bir gün sonra yayınlanan ulus gazetesinden;
hadiseli maçta, fenerbahçe beraberliği güç kurtardı
gençlerbirliği hakettiği galibiyete favlden yediği gol ile ulaşamadı.
bugünkü maçı görüp de utanç duymamak imkânsızdı sanırız. hasta taraftarların sahaya altayıp, hakemi tartaklamaları, tribünlerden hakemlerin şişe yağmuruna tutulması, bir yan hakemin, emniyet kordonunun yardımıyla görevini yapabilmesi sporumuz için gerçekten üzücüydü. ya, fenerbahçeli futbolculardan naci'ye, yüksel'e ne diyelim. türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinde oynayan bu futbolcuların, hakemin üzerine yürümeleri, sporculuk anlamı ile bağdaştırılabilir miydi?
gençlerbirliği gerçekten güzel oynamıştı. galibiyet hakkıydı. tam doksan dakika süre ile sportmence mücadele eden kırmızı- siyahlı takım, hak ettiği sonuca, birkaç kendini bilmez seyircinin tahriki ile ulaşamadı. seyircilerin ve bir kaç fenerbahçeli futbolcunun tahriki ile spor sahası, bir kavga alanına döndü, maç ancak emniyet kuvvetlerinin sahayı kordon altına almalarıyla devam edebildi ve, fenerbahçe bu hava içinde beraberliği sağladı. beş fenerbahçeli futbolcunun, ihsan'ın üzerine abanarak attıkları golü, bu hava içinde hakem kabul etmek zorunda . kaldı. oysa, düşünülmeden verilecek bir fauldü bu.
olayın başlangıcı
maç, çok gergin bir hava içinde oynandı. fenerbahçeli taraftarlar takımları galip duruma yükselince, orhan şeref apak aleyhine tezahürata başlamışlarsa da, bu uzun sürmemiş ti ve 83. dakika sporumuz için utanç verici dakikaların başlangıcıydı. bir karambolde gençlerbirliği'nden oral topu uzaklaştıramamış ve top yüksel'e gönderilmiştir. yüksel çok bariz şekilde ofsayttaydı. yan hakem orhan gönül de bayrağını kaldırıyordu. geride bulunan muzaffer sarvan, yüksel'in attığı golü önce kabul edecekti. ama gönül'ün işaretini görünce golü vermedi. yüksel'in naci'nin itirazı ile tribünler birden galyana geldi ve olaylar çıktı...