beşiktaşlılar lider galatasaray'ı yenmenin haklı gururu içersindeydiler... mütcvazj göürnmelerine rağmen, her hallerinden belli oluyordu... başkan hakkı yeten diyordu ki: «bu akşam kıymetli rakibimin ve dostumuz g. saray takımı ile yapmış olduğumuz maçın, siyah - beyazlı futbolcular tarafından kazanılmış olmasına çok memnun olduk. futbolcularımızın her biri üstlerine düşen vazifeyi lâyıkı ile yaptılar. onları tebrik ederim.»
menecer ibrahim tusder'in bu konuşması ise ligdeki iddiayı bir kere daha ortaya kovuyordu: «senenin en iyi maçı oldu. iki takım da çok güzel oynadı. şans bize güldü.. mevsim başından beri bütün gayemiz bu idi. takımımız bu şampiyona sonunda hakettiğni alacaktır. buna inanıyorum. çocukların hepsi vazifelerini candan yaptılar. tebrik ederim.»
antrenör spajic son senelerin en iyi maçını oynadıklarına işaretle şunları söylüyordu: «çok büyük maçtı. taraflar seyircilerine iyi bir futbol gösterdiler. italyan hakem maçı çok güzel idare etti. şampiyonluk konusunda konuşmak zannediyorum ki şimdilik çok erken... beşiktaş böyle mücadele ederse türkiye'de çok az yenilir.»
duştan sonra doğruca kilyok'daki kampın yolunu tutan futbolcular çok memnundular. kaya: «amerikalı cooper'in roketi fezada dolaşırken, benim de topum galatasaray ağlarında gezindi... fark yok...» diyerek gülüyor. şenol ise ona şöyle takılıyordu: «senin topun fezada dolaşıyor... benimki çoktan ay'a gitti...»
g. saraylılar üzgündü
galatasaray soyunma odası mağlûbiyeti de galibiyet kadar olgun karşılayan bir hava içerisindeydi. antrenör coşkun özarı ve menecer gündüz kılı. takımın mağlûbiyet sebepleri üzerinde durup kritiğini yaparlarken futbolcular da sessiz sessiz giyinmekle meşguldüler.
ortada bri üzüntü vardı... ama normal, olgun ve hakiki bir üzüntü...