altay önünde çözülen sarı - lâcivertli takıma beraberliği lefter kazandırdı
bir lefter vardı f. bahçe’de, bir de ondan gerisi…
koskoca fenerbahçe takımında arasanız lefter yaşında bir ikincisini bulamazdınız. ama. futbolu takımı için oynamanın, yaşlılık ilk şartı kabul edilmiyordu... fenerbahçe'nin lefterden çok küçük bir yığın futbolcusu arasından sıyrılıp, kader maçı oynamak?.. işte, bu 37 yaşındaki futbolcunun omuzlarına yükleniyordu... fenerbahçe dün her şeyi bir 90 dakikanın sonunda bitirip, kaybetmemişse evvelâ lefter'e, sonra da bir kaç futbolcusuna teşekkür edecektir.. kader maçını oynadığına inanan leftere ve onun bir kaç arkadaşına... maçtan sonra soyunma odalarına gidenler anlattılar. lefterin bütün vücudu kan içindeymiş. bir dirsek yemiş böğrüne. oraya kan oturmuş. bir tekme isabet etmiş sağ ayağına. orayı çürütmüş. topallayan, yürüyemeyecek hale gelen lefter.. aslında bunları yazmak için lefterin sırtından terlemiş formasını çıkartmasına lüzum yoktu.. herkes gördü ki. fenerbahçeyi altaya mağlup olmaktan kurtaran o idi.. o yaştaki bir futbolcu için yapılmasına imkân olmayan hareketleri yapıyor, amansız tabanların altına başını uzatıyor, bir anda ayağı ikiye bölüverecek sert vuruşlara ayağını uzatıyor, düşüyor, sakatlanıyor. kalkıyor... ama, mutlaka takımı için oynuyordu. futbolda 20 nci seneyi yaşarken, gençlik çağlarındaki gibi sevilmenin sırrı, galiba 37 yaşında bile takımı için ölmesini bilmekteydi...
lefterin ardında ise sadec üç adam vardı. ismail, osman. ozcan ve forved hattına girdiği andan itibaren de şeref…
fenerbahçenin şampiyonluk şansı, bu küçük azınlığın gayretine bağlandığı içindir ki, fenerbahçe ile altay'ın maçına kader maçı diyorduk… yoksa fenerbahçe ilk yarıyı, altay kalesine bir tek şut atmayacak kadar bir siliklik içerisinde geçirmemiş, çabuk bitecek bir işi uzatmamış olsaydı. altay dün mithatpaşadan şampiyonluğun en değerli puanlarından birini kapıp. gitmezdi..
ingilizler doğru söylemişlerdir. bir futbol takımını isabetle kurabilmek, maçı yarı yarıya kazanmaktır. fenerbahçe sahaya çıkan tertibiyle şansının yarısını kırmıştır. bir ay futbol oynayamıyacağını söyleyen c getirip santrafor mevkiine oturtmuşlar.. futbolcu sakattır. ilk dakikalardan itibaren topallamaya başlamıstır. geride, yani futbolun hayat sahasında bir akcün seyrediyoruz. yeri sol haf… bir senede bir kere sahaya çıkmış. ve artık sadece minyatür golf sahalarındaki afa canlığından başka sempatik bir meziveti olmayan selçuk’un şu fenerbahçe gibi bir takımın forvet hattı’ işi ne? ya basri, ya hilmi. ya mustafa?..
altay, elbet de bu fenerbahçeden puan alacaktı… oyun ilerledikçe ümitlenmiş, bir yoklamış. iki yoklamış, rakibinden ciddi bir müdahale görmemişti… maçın 22. dak ası oynanıyordu ve çift santraforla bastıran altayı fenerbahçe defansı durduramıyordu. naile favl yapılıyor. nail ceza sahasının üzerinden harikulâde bir frikik gösteriyordu. ozcan üst direğe vurup, hızla yere inen topa atılıyor, bekler seyrediyor. gönen dalıyor. hasan ıskalıyor ve solaçıktan kopup gelen ufacık bir adam – ali – nefes alır gibi normal bir vuruşla fenerbahçenin bir altın hazinesi kadar kıymetli puan stokuna dinamiti yerleştiriyordu. 0-1.
ikinci yarıya fenerbahçe seyircilerin tezahüratı altında 1-0 mağlûp girdi. uzun lâfın kısası tribündeki sevgilileri fenerbahçeye «hava» veriyorlardı. nihayet 53. dakikaya giriyorduk. lefter, canın pasını ceza sahasının dışında yakalıyor, sürüyor ve çok uzaklardan –tahminen 30 metre– topu varolun kalesine gönderiyordu. varol atlamış. fakat sağından köşeye giden topu durduramamıştı. varol bu golü durduramıyor. ama bir an sonra büyük kaleci üviyetiyle sahneye çıkıyordu.
maçın 60. dakikasından sonrası... oyun şimdi varol'la, yüklenen fenerbahçe arasında cereyan ediyor. demek ki. lefterden başka bir kader maçı yapan adam daha var sahada... bu kaleci değil bir panter... dakikalar ilerliyor ve varol lefter'den. varol hilmiden, varol şereften, öyle akıl almaz çıkışlarla golleri toparlıyor ki... ve 88. dakikada maçın en şahane tablosunu seyrediyoruz. varol henüz bir tehlikenin eşiğinden kalkmış. şeref geri gelen topu kafayla dolduruyor. varol yerden değil de, bir tramplenden yükselir gibi.. hasılı artık fenerbahçenin o fırtınada bu kaleciyi mağlûp etmesine imkân yoktu.
...maç 1-1 beraberlikle vordu. aferin diyorduk. fenerbahçeye mi? altaya, altaya tabii. vakit geçirmekteki hünerlerinden paslaşmalarına ve canlılıklarına kadar... ve 37 yaşındaki adamla, bir de onun gerisindekileri..