zorlanmak ne kelime, beykoz, fenerbahçe’nin tozuna attı. müdafaada kenetlenen ve şöhretli rakiplerine yakın markajla göz açtırmayan sarı – siyahlılar kontrataklarla da fenerbahçe müdafaasını sarsıp dağıttılar.
basrinin sakatlanıp solaçığa kaymasından sonra, eğer naci eski yeri olan santrhafa geçmemiş olsaydı, bugüne kadar kendi seyircisi önünde puan kaybetmeyen sarı – lâcivertliler sahadan muhakkak mağlûp ayrılacaklardı. şirzat ve nusreti zararsız hale sokabilmek, gene ismen şöhretli fenerbahçe müdafaası için çok, hem de çok zor oldu… pompalanmış, daha doğrusu «türkiyenin real madridi» diye lüzumundan fazla şişirilmiş fenerbahçe, neden bu hale düşmüştü? .. bizce bu suale verilecek cevap : as futbolcuları yüzünden, olacaktır…
kendisine «profesör» diye hitab edilen lefteri beykozlu kâmil dün profesörlükten affetmişti. şöhretli futbolcuyu 90 dakikabu affın moral çöküntüsü içinde gördük. ne bir pas, ne güzel bir hareket, ne de sert bir şut… hilmi, aydın manlasını birkaç defa zorlayıp da aşamayacağını anlayınca sağa sola deplâse olmak yolunu tutmuş. fakat hiçbir şey yapamamıştı. yüksel fizikman kudretli rakibi yordan ile amansız bir mücadeleye tutuşmuştu. mahkûm olmamakla beraber pek de başarı göstermiş sayılamazdı. artistliği ve futbolculuğu berabere yürüttüğü zaman muvaffak olan bir diğer şöhret kadri ise, dün futbolu bir tarafa bırakmış ve artistik hareketlerle bir şeyler yapmak yolunu tutmuştu. kısacası fenerbahçe forvetinde yeşil yanan tek lâmba mustafa idi. mikro, beykoz müdafaasının gerilerine kadar her fırsatta kayıyor, yakın markajdan kurtuluyor ve topu kalenin içine dolduruyordu.
maçın cereyanı
fakat… yordan, aydın, ismail, kâmil ve kaleci sıtkı gol yememekte azimli gözüküyorlardı. ilk devrede nisbeten hâkim bir oyun çıkaran sarı – lâcivertliler, 5. dakikanın dolduğu bir sırada sağaçık mustafanın ayağından çok mühim bir gol fırsatı yakalamıslardı ve mustafa da topu köşeye plaselemişti. sıtkı bir kedi çevikliği ile havada yaylanacak ve topu yumruklıyacaktı. hemen 3 dakika sonra da naci uzaktan bir deneme yapacak ama bu da avuta cıkacaktı. 13. dakikada bâriz ofsayt pozisyonunda bulunan yüksel topu 3 metreden beykoz filelerine gönderemedi. işte bundan sonra sarı-siyahlıların toparlandığı göze çarptı. 33. dakikada şirzatın kaydırdığı bir ara pasını kovalayan soliç erolu, naci ve avni müştereken makasladılar. ceza sahası içinde yapılan bu hareketi hakem ne hikmetse penaltı ile tecziye etmedi ve devre böylece berabere neticelendi.
ikinci yarıda fenerbahçe takımında sakatlanan basri solaçığa kaymış, naci ortahafa ve avni de sol beke geçmişti. sert mücadeleci ve enerjik beykoz karşıxında 10 kişi kalan sarı-lâcivertliler uzun müddet bocalama devresi geçirdiler. frofesör lefteri arayıp sahada bulmak âdeta imkânsızdı. kadri yine atraksiyona devam ediyordu. artık herkes beykozun hakettiği galibiyet golünü atacağı dakikayı bekliyordu. fakat bütün gayretler boştu. bu hâl 75. dakikaya kadar devam etti. son bir hızla sarı-lâcivertliler bir gol kazanmak yolunu aradılar. hafları ile forları ile rakip kaleye yüklendiler. üst üste kazanılan kornerler beykoz müdafaasının canlı hareketleri karşısında neticesiz kaldı. maçın bitmesine 1 dakika kala ise birbirleri ile ağız dalasına tutulan kadri ve sirzatı hakem oyundan çıkardı. maç da böylece 0-0 beraberlikle neticelendi.