sarı – lâcivertliler izmir’de fevkalâde bir oyun çıkararak şampiyon karşıyakayı açık farklı bir mağlûbiyete uğrattı
alsancak stadında sanki bir tayfun kopmuştu. tam 17 dakika bu tayfun stada hâkim olacak ve izmir şampiyonunu terden yere çarpacaktı.
17 dakika ve sayı levhasının gösterdiği rakam: 3-0. dile kolaydı bu. tayfunu anlatmak amkânsızdı. ancak seyretmek, görmek lâzımdı. fenerbahçe şahlanmıştı, takım bir makine intizamı içinde çalışıyor, kaleden başlıyarak bekler haflar ve forvet hattındaki elemanlar bu güzel armoniyi bozacak en ufak bir falso dahi yapmıyorlardı. saat 90. dakikayı gösterdiği zaman sayı levhasındaki rakam 7-1 idi.
armoniyi idare eden can’dı. ince hareketleri kıvrak çalımları ve attığı şütlerle can, izmirli seyircilere, «ben istersem oynarım» demek istiyordu. can’dan bahsederken ergun’a da işaret etmeden geçmek haksızlık olacaktı. zira genç futbolcu da sahanın yıldızlarından biri idi. pek çok kimse bu as futbolcuların bulunduğu kadroda lefterin yokluğunu hissetmedi dersek mübalâğa etmiş olmayız. evet, fırtına 17 dakika devam etti. sonra bir sessizlik sükûn… eğer bu fırtına maçın sonuna kadar devam etmiş olsaydı ki, buna maddeten imkân yoktu gol sayısı ulaşılması güç olan bir rekora yükselirdi. neticeyi bir çırpıda alan fenerbahçeliler daha sonra işi fanteziye dökerek izmirli seyircilere biraz da göz okşayıcı futbol ziyafeti verdiler. daha sonra tekrar fırtınalaştıklarına, tekrar durulduklarına, tekrar fantezi oyuna döndüklerine şahit olundu. peki fenerbahçe oynadı, beşiktaş galibi karşıyaka hiç mi bir şey yapmadı? hayır izmir şampiyonu izmir futbolunu hakkı ile temsil etti. ancak en büyük şanssızlığı böyle bir fırtınaya tutulmuş olmasıydı.
gol serisi
oyuna çok seri başlayan sarı – lâcivertliler ilk gollerini 4. dakikadakazandılar. hilminin çektiği korner kale önüne doğru süzülürken şerefin şahane ters bir kafası ağlarla kucaklaştı. ondan sonra seri ise şöyle devam etti:
dakika 15: canın getirdiği top fevkalâde bir oasla hilmiyi buldu. hilminin aynı güzellikteki pası erguna geldiği zaman hafif bir sol plâse neticeyi vermişti: 2-0, 17. dakikada yine hilmi bu defa topu mükemmel bir şekilde canın ayağına uzattı. can için yapılacak şey nefis bir vole olmalıydı. nitekim kalkan bir ayak ve arkasından fişek gibi ağlara gömülen top ancak takip edilebildi: 3-0. 20. dakikada yükselin müsait bir fırsatı kullanamaması ve 23. dakikada da can’ın attığı bir golün sayılmaması fırtınayı durgunlaştırdı. nihayet 32. dakikayı doldurduğumuz bir anda sahanın yıldzı ergun bir kere daha rakip fileleri dalgalandırdı. can’ın topuk pası bu kurt futbolcuya dördüncü golü atmak şansını veriyordu. devre 4-0 fenerbahçe lehine sona ermiş ce ikinci devre henüz başlamıştı ki, kadri müsait durumdaki cana topu aktarması ile skor tabelâsı 5-0 a yükseldi. karşuyakanın k. erolun ayağından kaçırdığı bir penaltıdan sonra izmir şampiyonu şeref sayısını 78. dakikada zekinin şahsi gayreti ile attı. 80. dakikada fenerbahçe altıncı golünü tekrar canın ayağından çok sert bir şütle kaydetti ve nihayet seriyi hilmi 82. dakikada kapadı: 7-1.