ilk basımı 1993 yılında olan jupp derwall'ın "türkiye anıları" kitabından;
üstünlüğümüzü göstererek yendiğimiz bir kuzey alman amatör takımı ve amatör karmasıyla yaptığımız maçlardan sanra, son olarak alman birinci ligi'nden l.fc köln'le yeni açılan müngersdorf stadyumu'nda oynadık.
takımımızın gösterdiği üstün performansa rağmen 1.fc köln karşısında maçı kaybettik. ev sahiplerimiz maçtan sonraki basın toplantısı sırasında türk takımının olağanüstü bir performans gösterdiğini, bu maçta en azından bir beraberliği hak ettiğini söylediler.
ne yenilginin avuntusu vardı, ne de zaferin yerme konabilecek bir şey. ancak bu, yine de, oyuncuların kendilerine güvenini güçlendirmeye yaramış, onlara uluslararası düzeyde deneyim edinme ve bunları lig maçlarında uygulama fırsatı veren bir "anahtar deneyim" olmuştu.
l.fc köln ile yaptığımız maç başta olmak üzere, bu turnede çok şey öğrenmiştik. .
oyuncularım onların temposunun daha yüksek olduğunu ve rakiplerinin "gereksiz" çalışmalardan acımasızca faydalandıklarını görmüşlerdi. kafa toplarına kölnlüler daha sert ve sağlam çıkıyorlardı. kimsenin gözünün yaşına bakılmıyordu; ne rakiplerin, ne de kendi takım arkadaşlarının. rakipten daha yukarı sıçramak gerekiyordu. bu ise sıçrama gücünün daha yüksek olmasına, ama özellikle de doğru zamanlamaya bağlı bir üstünlüktü.
oyuncularımız bu maçta pek çok yeni ve bilmedik şey gördüler. gelecek iki yıl içinde hep yeniden yaşayacağımız ve futbolcularımın giderek daha güçlü bir şekilde benimseyip uygulayabileceği örneklerdi bunlar.
istanbul'a döndüğümüzde antrenmanları hâlâ o yeni ve muhteşem çim sahamızda yapamıyorduk. bunun nasıl bir şey olduğunu almanya'da görmüştük. bizde de birkaç hafta ya da birkaç ay sonra nasılsa başlayacaktı. kendimizi çalışmaya daha fazla vermemiz ve her zamankinden daha fazla çaba göstermemiz için bu düşünce yetiyordu. artık önümüzdekinin iyi bir sezon olacağı belliydi. beşiktaş, fenerbahçe ve galatasaray arasında başa baş bir yarış olacaktı