fatih uraz'ın "adamın abdalı kaleci olur" kitabından;
toni schumacher'e kulak vermek
(...)
inanması zor gelse dahi, bir anımı daha aktarmak istiyorum burada: 70'li yıllarda istanbul'da oynanan beşiktaş-adana demirspor maçını evsahibi takım 1-0 kazanırken golü penaltıdan, kemal kılıç atmıştı. bir gazetenin spor sayfasında demirspor kalecisi izzet'in sola doğru atlarken topun sağından ağlarla kucaklaştığını gösteren bir fotoğraf yayımlanmıştı. demek ki, atışı kullanan oyuncu son anda bileğini çevirerek kaleciyi aldatmayı başarmıştı.
1986 yılında samsunspor formasıyla kayseri deplasmanına gitmiştik. mücadele esnasında rakip takım penaltı kazanmıştı. topun başına kemal kılıç'ın geldiğini görünce ne kadar şaşırdığımı anlatamam, çünkü geçen yıllar içinde onun hemen hiç penaltı kullanmadığını iyi biliyordum.
kemal kılıç penaltıyı son derece güzel kullanmıştı. top hızla ağlara doğru giderken, son anda uzandım ve kurtarmayı başardım. çünkü o daha topa vurmadan önce ben sağ köşeye doğru yola koyulmuştum bile! sol tarafa atsaydı elbette gol olacaktı, ancak yine de golü yediğimden ötürü suçlanmayacağımı biliyordum. gönül rahatlığıyla şunu iddia edebilirim: yıllarca penaltı kullanmamış bir oyuncunun uzun bir aranın ardından topu yeniden penaltı noktasına koyduğu anda, eskiden yaptığı ve başarılı olduğu bir atışı tekrarlama ihtimali, yeni bir arayış içine girme ihtimalinden çok daha fazladır.