siyah-beyazlı takım, her bakımdan kendisinden üstün rakibi karşısında tutunamadı. göztepe'nin yegâne golünü 25. dakikada ertan kaydetti
cihat arman
beşiktaş, ilk devrede kontrataklarla açılan, ikinci yarıda ise iyice kapanan göztepe’ye mağlûp oldu: 1-0.
bu maglûbiyetde beceriksiz bir forvet yanında, bir akında hazan yaprağı gibi dökülen beşiktaş defansının rolü de büyüktü.
beşiktaş beklemediği bu soğuk duşun tesirinden bir türlü kurtulamadı. ilerideki forvet, ayağına geçirdiği her fırsatta titredi duru. esasında, bu mağlûbiyet, telâfisi güç bir durumdu. ancak, telâşçı, vurdum duymaz bir forvet böyle bir neticeyi değiştirecek beceriklilik içersinde değildi.
her şeye rağmen, 12 nci dakikada ahmet'in uzattığı topu, çok iyi takip eden, fakat biraz ayağından açtıktan sonra şutlayan yusuf, takımını galip getirebilirdi.
halbuki ertan, böyle yapmadı. alıp sürdüğü topu, altı pas çizgisini görürken bir anda şutladı. 25 inci dakikada attığı bu gole o da şaşmıştı. zira, necmi’nin elleri üzerinden geçen top, kalenin tavanını delercesine filelere takılıyordu: 1-0.
29 uncu dakikada fevzi de usta bir futbolcu olarak hareket etti: topu aldı, kaçırdı. santrhaf ve beki ekarte etti. ceza sahasına bomboş dalarken, kale açısı daralmıştı. ama, koşup gelen nihat’ı ofsayt zannedince, iyiyi yaptı. topu ters köşeye yolluyor, bir tesadüf, yan direkten dönüyordu..
bir dakika sonra. sanlı artistik bir çalım attı. bu onun oyun boyunca ilk ve son çalımı değildi. ama, hiçbirisi ile kıyas edilemezdi. zira bu çalım onu bir anda uç pasın üzerine setirmiş, o ise attığı şut ile, topu yan filelere göndermişti.
her şeye rağmen sanlı iyi idi. daha doğrusu sadece o, ne yaptığını biliyordu.
bu anda stadyom oparlörlerinin galatasaray'ın da ikinci mağlûbiyetini haber verişi insanı gayri ihtiyari düşündürecek ve «herhalde» dedirtecektir. «beşiktaş millî takım çalışmalarında çok yorulduğu, galatasaray ise hiç terlemediği için yenildiler».