maça daha istekli başlayan taraf trabzonspordu.gençlerbirliği fenerbahçe maçının rehavetini atamamış gibi oynuyordu.halbuki uefa iddaası devam eden ve puana ihtiyacı daha çok olan taraf gençlerdi.ama trabzonspor orta sahayı kalabalık tutarak ve açıkcası fazla baskı yapmadan sıradan bir futbolla golü buldu.kaçırdıkları ise bütün sezon yaşanan ana sıkıntı olan golcü eksikliğinin ve attığı golün sayısının ne kadar az olduğunun özeti gibiydi.koskoca sezon geçen sene burak yılmaz'ın attığı gol kadar gol atan bir takımın sıralamada burada olmasının tek sebebi kalecilerin başarısıydı.bunu da onur'un savunmanın hatasında vlemicx'in müthiş volesini çıkartmasıyla gördük.vlemicx dışında ilk yarıda pozisyon bulamayan gençler ilk yarıyı 1-0 geride kapattı.ikinci yarıda gençler hurşut'un sert şutunda (trabzonspor'un klasik olarak şuta izin veren kötü savunması karşısında) onur'un müthiş refleksiyle mutlak bir golden oldu.gençler azofeifa'nın isabetli olması halinde gol olabilecek bir şutunda da çerçeveyi bulamadı.jimmy durmaz hamlesiyle tehlikeler yaratan gençler trabzonspor'un beceriksiz kontra girişimleri yüzünden skora hep ortak olacak şekilde oynadı.ermin zec'in mustafa'ya faul yapmadığı halde hakemin faul verdiği pozisyon yumlu için bir amatör futbolcunun yapabileceği cinsten bir hataydı.hakemin kararı yanlış olduğu kadar öte tarafdan seyircinin mustafa'ya tepki göstermesineitrabzonspor gibi bir takımınsa böyle saçmasapan bir gol yemesine engel oldu.trabzonspor'un mustafa gibi amatör bir stoper,emerson gibi amatör bekler yüzünden kaybettiği puanların yanısıra kalecilerini alkışlamak gerekir.ligin en az gol yiyen 4 takımından biri olan trabzonspor sadece kalecileri sayesinde lige tutundu...savunma anlamındaysa yıllardır yıldız futbolculardan gol yiyen bir takım olarak hatırlandı...sivas maçında atıf'ın tek başına yıkacağı bir takım olmamalıydı trabzonspor.gençlerbirliği son dakikalarda kontra ataklarda beceriksiz olan trabzonspor'un bencil orta sahası olcan'ın mükemmel plasesine engel olamayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.maç aslında kalite olarak vasatın üstünde olmayan bir maçtı... hatalar sonucu belirledi...
maçtan önemli kareler:
ilhan cavcav yıllara inat tribünde 90 dakika boyunca takımını yalnız bırakmadı.diğer ilginç kareyse evsahibi trabzonspor'un başkanı ve tanınan yöneticileri tribünde değildi.
maçın ardından:
fuat çapa'nın hakemle ilgili yaptığı açıklamalara katılmadığım nokta sadece genel açıdan kamuoyunun anlamayacağı şekilde yaptığı değerlendirme oldu.trabzonspor'un da halil'in pozisyonunda bariz penaltısı verilmedi...evet fuat hoca zec'in pozisyonunu kast ederek gol olmalıydı deseydi açıkca onu anlardım ama "detaylarda etkili olan hakem" açıklaması genel ve anlamsız bir açıklamadan öteye geçmedi...hakemle ilgili benim objektif görüşüm ise kartlar konusunda saçma kararlar verdi.maçı yönetemedi.iki tarafı da memnun etmeyi bırakın vasat bir hakemden öteye geçemedi.hakemlik böyle olmaz.
maçın en çirkin anı:
cech'in çok iyi mücadele etmesine rağmen seyircinin kafasına yabancı cisim atması çok çirkin ve ancak akılsız futbol canavarlarının yapacağı bir hareketti..bu çirkin olan türk futbol holiganizmin ve eğitimsizliğinin özetidir!
maçın kritik anı:
trabzonlu gençler oyuncusu aykut fener karşsında attığı golden sonra fener tribünlerini tahrik edecek duygusal bir hareket yapmıştı.belli ki trabzonlu olması onu trabzonspor'a karşı konsantre olamamaya itmişti.adrian'ın pozisyonunda çok basit bir hata ile topu taca atacağına adrian'a kaptırdı.adrian o golü kaçırarak belki de şaibeli söylentilerin önüne geçti...