gençlerbirliği, sahasında akhisar belediyespor ile yapacağı maçın hazırlıklarına bir günlük iznin ardından başladı.
beştepe ilhan cavcav tesisleri'ndeki antrenman, teknik direktör fuat çapa'nın pro-lisans puan uygulaması için belçika'da bulunması nedeniyle yardımcı antrenörler edward sturing, bülent kayıtken ve mustafa gürsel yönetiminde gerçekleşti.
kaleci antrenörü levent zorluer'in de antalya'da kursa katılması nedeniyle kırmızı-siyahlı kaleciler, murat akarsu gözetiminde idman yaptı.
antrenmana ısınma koşusuyla başlayan kırmızı-siyahlı futbolcular, daha sonara koordinasyon çalışması yaptı. başkent ekibi, 5'e 2'i top kapmaca oyununun ardından pas-kontrol çalışmasıyla idmanı tamamladı.
tedavisine devam edilen hurşut meriç ve eşyalarını toplamak için izinli olarak belçika'ya giden björn vleminckx antrenmanda yer almadı. tomic ise uzman fizyoterapist özgür taka gözetiminde takımdan ayrı çalıştı.
gençlerbirliği, akhisar belediyespor maçı hazırlıklarına yarın yapacağı çift antrenmanla devam edecek.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, 1-0 kazandıkları akhisar belediyespor maçına ilişkin, ''tekniğin, taktiğin değil, yüreğin ön plana çıkması gereken bir maçtı'' dedi.
çapa, karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında, azofeifa'yı gribal enfeksiyon nedeniyle maç kadrosundan çıkarmak zorunda kaldıklarını belirterek, ''bir hafta çalışıyorsunuz, maça saatler kala oynayamayacağını öğreniyorsunuz, bu da sıkıntı oluyor'' diye konuştu.
akhisar belediyespor'un, son 5 haftada oynadığı maçlara bakınca üzerine koyarak yoluna devam ettiğinin altını çizen çapa, şöyle konuştu:
''ligde bulunacağınız yeri belirleyecek haftalar başladı. tekniğin, taktiğin değil, yüreğin ön plana çıkması gereken bir maçtı. bundan dolayı oyuncularımı kutluyorum. ilk yarıda topa sahip olan ve pozisyon üreten bizdik. ikinci yarı rakip baskılı gözükse de yine pozisyonları biz yakaladık. son paslarda başarılı olsaydık farkı artırabilirdik. rakibe çok pozisyon vermedik. kalecimiz ramazan'ı da kutlamak istiyorum. üst düzey kurtarışlar yapmamış gibi gözükse de sürekli oyunun içindeydi. umarım çıkışını sürdürür.''
akhisar belediyespor teknik direktörü hamza hamzaoğlu, gençlerbirliği mağlubiyetinin ardından oyuna iyi başlayamadıklarını belirterek, ümitlerinin ligin son maçına kadar süreceğini söyledi.
maçın ilk yarısında topun hakimiyetini sağlamakta zorlandıklarını vurgulayan hamzaoğlu, şunları kaydetti:
''ilk yarıda rakip bizden üstün oynadı. konsantrasyon eksikliği nedeniyle de soyunma odasına 1-0 geride girdik. ikinci yarıda biraz daha toparlandık, kaleye gitmeye başladık ama golü bulamadık. oyuncularım iyi mücadele ettiler, üzgünüz. bundan sonraki her maçta olduğu gibi bu maça da 3 puan için gelmiştik. ümidimiz ligin son maçına kadar sürecek. her maçta dirençli oyunumuzla galip gelmek için oynayacağız. önümüzde kayserispor maçı var. burada kaybettiğimiz puanları haftaya almaya çalışacağız.''
maçın 20 dakikasında gençlerbirliği'nin ilk golünü atan ante kulusic aynı zamanda kırmızı-siyahlıların lig tarihinde akhisar belediyespor'a attığı ilk gole imzasını atmış oldu.
süper lig'in 19. haftasında akhisar belediyespor'u ağırlayan ekibimiz maçın 20. dakikasında ante kulusic'in attığı kafa golüyle maçı kazandı ve puanı 27'ye yükselterek tırmanışını sürdürdü.
maçtan dakikalar(ilk yarı)
spor toto süper lig'de gençlerbirliği ile akhisar belediyespor arasında yapılan maçın ilk yarısı, evsahibi takımın 1-0 üstünlüğüyle tamamlandı.
18. dakikada çağdaş'ın ceza alanına yaptığı ortada arka direkte topla buluşan güray'ın kafayla yaptığı vuruşta, kaleci ramazan meşin yuvarlağı son anda kornere çeldi.
21. dakikada petkovic'in sol taraftan kullandığı korner atışında ceza alanı içinde iyi yükselen kulusic, yaptığı kafa vuruşuyla topu ağlarla buluşturdu: 1-0
44. dakikada emrah, savunmadan atılan uzun pasla sağ taraftan ceza alanına girmeye çalışırken, kalesini zamanında terk eden ramazan tehlikeyi önledi.
karşılaşmanın ilk yarısı, gençlerbirliği'nin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.
maçtan dakikalar (ikinci yarı)
54. dakikada jimmy'nin ara pasıyla sol taraftan ceza alanına giren zec'in vuruşunda, top yan direkten döndü. savunma tehlikeyi uzaklaştırdı.
59. dakikada sertan'ın pasıyla ceza alanı ön çizgisinde topla buluşan güray'ın sert şutunda, meşin yuvarlak direkten döndü.
66. dakikada sertan'ın yaklaşık 30 metreden yaptığı sert vuruşta, kaleci ramazan topu son anda kornere tokatladı.
78. dakikada vleminckx'in sağ taraftan yaptığı vuruşta, top kaleci oğuz'da kaldı.
başbakan yardımcısı bülent arınç, 19 mayıs statı'nda, spor toto süper lig'de gençlerbirliği'nin akhisar belediyespor'u 1-0 yendiği karşılaşmayı izledi.
bülent arınç, maç sonunda gazetecilerin değerlendirmesini sorması üzerine, şunları söyledi:
"ben maç yorumcusu değilim. yani iş ortadaydı. akhisar belediyespor, netice alacak son vuruşları yapamadı, görebildiğim kadarıyla. gençlerbirliği daha rahattı. hem bulunduğu konum hem de son haftalardaki performansı... onlar netice aldılar. tebrik ediyoruz. iyi oynayan kazandı."
geçen hafta antalya deplasmanında 4 gol birden atan ve “lig tarihi boyunca oynadığı ilk maçta en fazla gol atan futbolcu” unvanını eline geçiren veleminckx’in bu maçta neler yapacağı hafta boyunca konuşuldu. ( http://www.mehmetalicetin...in-ilk-macindaki-ilkleri/) bu haftaki rakip, puan cetvelinin son sırasında yer alan ve ligin en düşük bütçesine sahip olan akhisar belediyespor olunca, haliyle çoğu kişi vleminckx'in bu maçta da gollerine devam edeceğini düşünüyordu.
lig üçüncüsü antalyaspor’a karşı kazanılan “sükseli” deplasman galibiyetinin ardından hem üst sıralara tırmanışın devam etmesi, hem de takımın moral bulması açısından akhisar maçı çok önemliydi. fakat hafta boyunca, sezonun ilk yarısında, ankara’da elazığspor’a karşı “kesin kazanırız!” diye çıktığımız ve 2-1 yenik ayrılarak büyük bir şok yaşadığımız maç bir türlü aklımdan çıkmadı. bu yüzden oldukça temkinliydim.
saat 12:30’da best hotel’de 1940’larda alkaralar'da forma giyen “şerçe” münir özkural’ın oğlu akşit özkural ile “70-82: gençlerbirliği’nin düşüş yılları” belgeseli için çekim yaptık. ardından sekans’a oturup bir şeyler içip belgeseli konuştuk. sonrasında ekibe aslı ve özge de katıldı. bir süre sonra aslı ve özge ile birlikte stadın yoluna koyulduk. rüzgarlı girişinde tanıl abi ve ural ile buluştuk ve 15:30 civarı içeriye girdik.
tribündeki yerimize doğru ilerlerken saatlideki akhisarlıların “selamun aleyküm biz geldik!” pankartıyla bir süre makara yaptık. selamlaşmalar, hoş-beş muhabbet derken herkesin gözü vleminckx’in üzerindeydi. isim telafüzunun zorluğu nedeniyle ozan abi ve istanbul’dan gelen tayfa ona “sarı bebe” lakabını takmıştı bile. maç sırasında birkaç kez "sarı bebe" diye tezahürat da yaptılar.
maç başladığında maraton tribününün neredeyse tamamı dolmuştu. maça akhisar daha baskılı başladı. uzaktan kaleye yakın mesafeden giden bir şut attılar ve karambolden de bir pozisyon yakaldılar. ardından sazı elimize aldık ve hurşut ve jimmy’nin kanatlardan hızlı çıkışları ile pozisyonlara girmeye başladık. maçın 20. dakikasında petrovic’in (antalya’da atılan son golde olduğu gibi) güzel korner atışı ve bu sefer (öncekinde vleminckx idi) ante’nin gerilerden koşarak hamle yapıp nefis kafa vuruşu ile öne geçtik. her şey tıkırındaydı…
ardından baskıya devam ettik ama bir türlü ikinci gol gelmedi. bu arada akhisarlıların kale dibinde yere sektirerek attıkları kafa şutunu ramazan büyük bir şans eseri adeta “koltuk altı”yla kurtardı. bizler de bir oh çektik.
gençlerbirliği tribünlerinde orta hakemin verdiği yanlış kararların ardından “acemi hakem” diye bağırılır. fakat bu maçı yöneten kişi, geçen yılın avrupa’daki en başarılı ikinci hakemi cüneyt çakır olunca kafalar biraz karıştı. bir ara arkamda oturanlardan biri, “cüneyt çakır için ‘acemi hakem’ diye tezahürat yapmak garip olmaz mı?” diye yanındakilerle dertleşiyordu!
ilk yarı 1-0 bitti.
ikinci yarı başladığında önceki maçlara nazaran takımın daha “politik” oynadığını görüyorduk. özellikle geride paslaşarak topu ayaklarında tutmaya çalışıyorlardı. zaman zaman aksamalar olsa da güzel bir hareketti. fakat azo’nun son anda kadrodan çıkartılmış olması ve petrovic’in kötü bir gününde olması yüzünden bir türlü ortadan oyun kuramıyorduk. bu yüzden tüm toplar kanatlara gidiyordu ama o da ikinci yarıda neredeyse hiç işimize yaramadı. işte bu sıralarda bir yandan akhisar’dan baskı yiyorduk bir yandan da orta’da zec, hurşut ve jimmy’yi deniyorduk ama bir türlü istenilen sonuç alınamadı.
akhisar'ın 11 numaralı oyuncusu sertan’ın nefis şutunu ramazan çok güzel çıkarttı. ardından yakaladığımız bir kontra atakta zec topu direğe nişanladı. akabinde akhisarlıların bir şutu da direğimizde patladı. fakat ikinci yarı akhisar bizden çok daha iyiydi ama tecrübeli bir gol ayaklarının olmaması nedeniyle gol atmadılar ve maç 1-0 lehimize sona erdi. böylece 2 haftada kazanılan 6 puan bir bakıma "bizim aşağıya işimiz yok yukarılara bakıyoruz" mesajı verilmiş oldu...
sarı beb ile ilgili de birkaç cümle kurayım. 90 dakika boyunca vleminckx’i ceza alanı içinde sadece bir kere topla buluşturabildik. onda da çok çaprazdaydı ve güzel bir vuruş yapamadı. yani maç boyunca onu hiç iyi besleyemedik. ama buna rağmen vleminckx neredeyse tüm şişirilen hava toplarına kafasıyla indirmeye çalıştı. vücudunu çok iyi kullandı, top sakladı, geriye gelip top aldı, verkaç ve pres yaptı. kısacası gol atmasa da gayet iyiydi. uzun yıllar sonra ankara’da “gerçek bir forvet izlemek” gerçekten güzeldi. önümüzdeki maçlarda eğer biraz da topla buluşmasını sağlarsak onun özellikle birebirlerde çok güzel gollerini seyredeceğimizi düşünüyorum.
maçın sonunda takım tribüne çağırıldı, alkışlandı, ardından da hurşut üçlü çektirdi, zıplandı, eğlenildi. sonrasında takım gecekonduya doğru giderken hurşut üçlü için bir kere daha çağırıldı. o da arkasını döndü ve tribüne doğru gemeye başladı ama yanında sarı bebe de vardı. o üçlü çektirirken sarı bebe de onu taklit ediyordu. o sırada özge bana dönüp "ördek yavrusu gibi her şeyi taklit ediyor!" dedi. güldük. gerçekten güzel bir sahneydi...
aykut - 4 gol: ordu'ya ve fener'e attığı birer golün puan ederi: 0 ibb'ye attığı golün puan ederi: 1 (0-0'a 1 puan alıyorduk, artı iki puanı iki golle aldık) gs'ye attığı golün puan ederi: 0,33 (3 golle 1 puan aldık, üçe bölünce, her golün ederi 0,33) toplamı: 1,33 puan
vleminckx attığı 4 golle 3 puan aldı = 3 puan
oysa kulusiç: miy'e ve beşiktaş'a attığı gollerin ederi: 1'er puan akhisar'a attığı golün ederi: (yine 0-0'la 1 puanı elde sayarsan) 2 puan yani 3 golle toplam 4 puan
bu arada, bu sezonki ilk 1-0'lık galibiyetimizdi...
yürek olmasa da futbol olsa 28 ocak 2013 özhan yüksel klasspor.com
takdire şayan azimlerine büyük saygı göstermekle birlikte, akhisarspor'un bu ligin en yetersiz kadrosuna sahip olduğu tespitini yapabiliriz. büyük çoğunluğu daha önce süper lig seviyesinde futbol oynamış, ancak başarılı günlerini geride bırakmış, tecrübe temelli bir futbolcu topluluğuna sahipler. ptt 1. lig seviyesinde bile ortalama veya ortalama üstü olarak kategorize edilecek bir takım bahsedilen. bu sınırlı kulubün karşısında da her şartın ondan yana olduğu bir gençlerbirliği var. argümanlar üreterek bu iki takım arasında kıyas yapmayı, bu kıyastan da takımımızın üstünlüğüne dair bir çıkarımda bulunmayı dahi fuzuli görüyorum.
bu güç dengesizliğinden hareketle, maçın ilk dakikasından itibaren bu üstünlüğü ortaya çıkaracak bir karşılaşma hasıl olmalı. fakat hem iştah, mücadele azmi hem de teknik gereklilikler açısından hemen hemen hiçbir lehte farkın su yüzüne çıkmadığı, hatta pek çok departmanda akhisarspor'un bizden daha üst seviyeye ulaştığı bir vaziyetle karşı karşıya kalıyoruz. o zaman da haliyle insan bir soruyu sormadan edemiyor; bu takım akhisarspor karşısında dahi oyunu kontrolüne alamayacak, rakibe diş gösteremeyecek, sonuca bilinçli bir şekilde ulaşamayacaksa hangi rakibe karşı bunları sağlayacak?
saha içine de dönebiliriz, fakat bu maçı fuat hoca'nın maç sonu söylemleri üzerinden okumamız gerektiği kanısındayım. hatırlatmak gerekirse, maç sonunda şu şekilde bir beyan gelmişti hocadan, "tekniğin, taktiğin değil, yüreğin ön plana çıkması gereken bir maçtı''. ben bu açıklamayı şu güne kadar yapılmış en talihsiz birkaç maç sonu açıklamasından biri -belki de en talihsizi- olarak değerlendiriyorum. neresinden tutarsak tutalım elimizde kalacak bir açıklama bu. öncelikle yüreğin ön plana çıkması gibi terimvari bir açıklamayla anlatılmak istenen nedir? bu açıklama neticesinde benim çıkarsadığım mental özellikler üstüne yapılan bir vurgu. ancak bu mental gereklilikler her maç azami seviyede ortaya çıkması, varlık değil yokluk durumunda dile gelmesi gereken durumlar değil midir? bu açıklamanın meşruti bir zemin kazanacağı durumlar olabilir, baskı ve beklentinin bir futbolcu, hatta bir insan için taşınılamayacak bir noktaya geldiği büyük bir turnuva finali veya onbinlerce insan önünde oynanacak bir kümede kalma mücadelesi gibi. bu tip hallerde sizin bu dış etkenlere karşı mental bütünlüğünüzü korumanız, bir başka deyişle, yüreğinizi ortaya koymanız gayet olağan bir ihtiyaçtır, zorunluluktur. ancak, müthiş coşkulu ve pozitif bir tribün önünde ligin en zayıf ekibine karşı verilmiş sıradan bir lig maçında bu söylemde bulunmak absürt, bir parça da komik kaçıyor.
söylemin ikinci parçası olan teknik-taktiğin öne çıkmaması mevzusu da ayrı bir vahamet ihtiva etmekte. siz tekniği-taktiği böylesine ikinci plana atarsanız, cumartesi günkü gibi oyuncularınız tek tek hiç de fena olmayan performanslar sergilese dahi, bir bütün halinde hareket edemeyen, şuurdan ve futbol aklından yoksun bir organizma kalıyor elde. ne etkili bir alan parsellemesiyle savunma kotarılabiliyor ne de hücum yaparken planlı ve şuurlu bir mahiyet gözlemlenebiliyor. eğer yürek yerine teknik-taktik meselelere yatırım yapar, odak noktamızı ora haline getirebilirsek sahada da ne yaptığını idrak etmiş, futbol oynamayı başarabilen, başaramayacak olsa dahi hiç olmazsa deneyen bir takımla karşılaşırız.
çok çok iyi niyetli bir perspektiften okumaya çalışsak, bu maç sonu söyleminin kabul edilebilir olacağı tek vaziyet şükrü saraçoğlu veya türk telekom arena gibi atmosfer yoğunluğunun oldukça üst seviyeye çıktığı bir deplasman olabilirdi. geçtiğimiz haftaki antalyaspor maçının ardından fuat çapa maça dair kusursuz tespitler yapmış, atılan beş golün yanılsamasına kapılmamıştı. fakat, ne yazık ki, hem ligin ilk yarısında sık sık yaptığı gibi maç sonu açıklamasını yeniden bir tür "savunma mekanizması" olarak kullanımıyla hem de sahadaki başarısız futbolla büyük hayalkırıklığıyla neticelenmiş bir haftasonunu geride bıraktık.
it has been forever, well a month or so since us gencler fans were able to get together and so it was great to get down to kizilay and say hello to our friends at the beer bus. they aren't really our friends, but they give us beer and pretend that they are interested in genclerbirligi.
it was a who's who of ankara society joining us on saturday as i, your loyal and trustworthy chronicler was joined by none other than my own son! and you else? yes, it was @spinesideburn, and @robinsderberg and our erasmus friends dan and paddy, not only them but also matthew's mate tom!!!, and his dad,... simon... and that's not all we also had oguz!!!! and er... matt from the australian embassy who was there to make hursut not feel so sad. been quite a while since we have had to squish into two taxis.
a half decent crowd on a mild saturday afternoon. according to @kirmizikara the attendance was 4,556. not huge but we were rather loud today. the amazing thing is that the attendance figure was even announced. i've never seen such a stat announced in turkey.
gencler started off nicely. seemingly following on from last week's good performance against antalya. ermin zec got a shot on early on and bjorn was looking nice up front. hursut and jimmy were getting a few "sort of" decent crosses in. then after a dangerous attack from hursut we got a corner. hursut sent it in and our defender ante kulusic headed it.... in!!!!
that was about 20 minutes in.
the rest of the match was pretty much rubbish from us.
basic passes were being buggered up. we seemed to give their attackers a lot of time on the ball. luckily for us most of the shots were either straight at ramazan or out. at one stage in the second half it was the post that spared us blushes.
in attack we seemed to go for hursut on the right almost every time even though there were quite often big spaces in the middle. hursut was getting his crosses in as good as he was last week and zec seemed to be playing too far back.
add to that some silly slipping over and most of the crowd was groaning away at the total uselessness of the afternoon.
finally the whistle blew and quite frankly akhisar deserved to win it. the gencler players knew it as well as they took forever to come over to accept the congratulations from us. a sheepish celebration... but hey, how many many times have i reported that we were the much better team but came away with nothing.