deplasmanın anısı uzun. aylar önceye gidiyor. rafi abinin geldiği günlere. o zamanlardan hayal kurmaya başlamıştık eskişehir maçı yakın olsa ve rafi abi gitmeden birlikte deplasmana gidebilsek diye. fikstür açıklandığında da sevindik. maç dördüncü haftaydı ve rafi abiye yetişiyordu. ama aradaki milli maç haftasını sonradan farkettik ve rafi abi maça yetişemedi.
cumartesi günü rafi abi'yi son kez otelden aldık ve zeynep ile birlikte hava alanına götürdük. uçak yedideydi. beş sularında sarılarak vedalaştık kendisiyle. gözlerimiz dolu dolu ayrıldık ve arabaya bindik. bir kaç kilometre sonra akif kurtuluş'un mihman romanı ile haberdar olduğumuz ve daha önce sadece önünden geçip farketmediğimiz bir bahçede bir şeyler atıştırmak ve kendimizi hafiften toplamak için durduk. üç aylık bir sürecin bitişi, bir başka deyişle bir anının sonu bir başkasının başlangıcı oluveriyordu. kavaklı'da bir duble rakı eşliğinde rafi abi ile son defa, ve bu kez kendi başımıza, vedalaştıktan sonra saat altı sularında yola düşüverdik.
gece eskişehirde bir arkadaş bizi ağırladı. sabahında ise önce kısa bir odun pazarı gezisi ve sonrasında stad bizi bekliyordu. önce araba için bir otopark lazımdı ve hemen karşı sokakta bir katlı otopark buluverdik. yalnız terk edilmiş izlenimi veren bu yerde en üst kata kadar bir görünmez olup bir ortaya çıkan bir görevli bize rehberlik edince epeyce de ürktük.
biletleri aldıktan sonra barlar sokağında biraz oturduk ve stada geçtik. sokakta ve stad çevresinde epeyce gençlerli vardı. stada girince de yaklaşık 100 kadar gençler taraftarı ile karşılaştık. alkaralar pankartımızı açtık ve umutla yerimizi aldık. fakat çok sürmeden golleri yemeye başladık. o kadar da kötü değildik ama bizim atamadıklarımız geriye bize gol olarak dönüyordu.
dakika 54 olduğunda maç dört sıfır olmuştu. son yarım saat nasıl geçecek diye düşünmeye başladım. eskişehir hala saldırıyordu. neyse o arada bir gol atıık. son dakikalarda bir tane daha. hatta daha sonlarda bir gol daha kaçırdık ki eğer o girseydi bir kaç dakikalık büyük heyecan bizi bekliyor olabilirdi.
maç dört iki bitti ve biz biraz polis tarafından bekletildikten sonra hızlıca yola çıktık. önce pınar'ın teyzesinden eşyalar alındı ve arkada pınar ve mali, önde biz yolculuk başladı. çoğu gibi mutsuz bir deplasman dönüşü oldu. mağlup ve bir açıdan da umutsuz.
bu maçta en çok sevindiğim de rafi abinin mağlubiyete şahitlik etmemesi oldu. neticede bir gün önce namağlup bıraktı takımı ve gitti.
18. deplasman da böylece gece 12 sularında eve varmamız ile sonlandı. neyse maraton'a yetiştik de bir de özetlerden bakma şansım oldu maça.