bu maç hacettepenin 1.ligdeki son maçı idi. ancak geçen sene lige çıkan gençlerbirliği oftaş yeni sezondan itibaren hacettepe olarak ligde devam edecek.
konu ile ilgili haber şöyle;
gençlerbirliği oftaş spor'un adı ve rengi değişti. kulübün emek'teki binasında yapılan olağanüstü genel kurul'da, divan başkanlığını sinan gürsoy, katip üyeliklerini ismail özkan ve osman sargun yaptı. 168 delegeden 105'inin katıldığı kurulda, kulübün adının hacettepe spor kulübü olarak değiştirilmesine, mevcut kırmızı-siyah-beyaz renklerine ilaveten menekşe morunun da eklenmesine, yönetim kurulu sayısının 13'ten 17'ye çıkarılmasına oy birliğiyle karar verildi.
genel kurul sonunda konuşma yapan başkan turgay kalemci, 7 yıl önce bir amaç için yola çıktıklarını belirterek, şunları söyledi: "bu amacımızı da çok başarılı bir şekilde sürdürüyorduk, ancak basın ve kamuoyunda gençlerbirliği ile gençlerbirliği oftaş kulüpleri arasındaki isim ve renk benzerliği hakkında demogoji yaratıldığı için biz de isim ve rengin değiştirilmesi konusunda bir kamuoyu araştırması yaptık. araştırmanın sonunda hacettepe ismi ön plana çıktı. bu doğrultuda ismimizi hacettepe spor kulübü olarak değiştirerek, aynı hedefler doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz. bundan sonra ankara'yı bu isim altına temsil edeceğiz."
hacettepe’nin 1968’e kadar kalacağı türkiye 1. ligi günleri, semtteki istimlâk hareketlerinin de yoğun olduğu zamanlardır. takımın 6 yıllık lig serüveni, çoğu zaman küme düşme potasına yakın bir yerde sonlanmıştır. futbolcuların tümünün mahalleden çıktığı günler geride kalmıştır; zira başka çare de yoktur. kulübü, hatay senatörü abdullah deliveli almış, yönetim kuruluna paralı isimler dâhil edilerek maddi destek sağlanmıştır. başkan deliveli’nin puro içerken çekilmiş fotoğraflarını görünce ‘sert abiler’in futbol dünyasının yaşadığı dönüşümü anlayabiliyorsunuz. levent cantek’e göre bu fotoğraf, yapılan futbol romantizmini olumsuzluyor. lütfü yanar ise başka türlü yorumluyor bu değişimi: “kim para veriyorsa, kulübe o hâkim oluyordu.”
hacettepe takımının en sükse yapan futbolcusu, bugün hâlâ sevenlerinin koltuğunu kabartan burhan sargın’dı. ‘canavar burhan’ diye tanınan futbolcu, 102 gol atacağı f.bahçe’ye geçtikten sonra milli takım’ın da vazgeçilmezleri arasına girmişti. yine f.bahçe’ye giden akgün kaçmaz, beşiktaş’a transfer olan ercan ertuğ ile nuri toygun, baskın soysal gibi önemli oyuncuların ilk durağı da hacettepe’ydi. günümüz isimlerinden fatih uraz ve yılmaz vural da mor-beyazlı formayı sırtladılar.
1967-1968 sezonunda averajla 1. lig’den düşen hacettepespor, bir daha devler ligine dönemedi. hastane de, ihsan doğramacı’nın söz verdiği gibi, hacettepe’yi ‘arsenal’ yapamadı. muhitin bitişi, takımı da kaçışı mümkün olamayan bir sona sürükledi.
g.birliği oftaş'ın hacettepe olmasıyla birlikte futbol takımlarının isim değiştirme akımları gündeme geldi.
hem fıfa cephesindeki baskılar hem de ülke içindeki tartışmalar sonucunda g.birliği oftaş yönetimi, tarihi bir karara imza atarak takımın ismini hacettepe spor olarak değiştirdiklerini açıkladı.
hacettepe, ankara'nın en eski semt takımlarından birisiydi ve yıllardır faal değildi. mor-beyazlı takım 8 sezon boyunca süper lig'de oynamıştı. bu gelişme türk futbolunda daha önce de isim değiştiren başka kulüplerin varlığını hatıra getirdi. aslında bu isim değiştirme hadisesi ülkemizde tahmin edilenin üstünde yaşanan bir durum.
isim değişikliklerinde öncelikli etkenlerden birisi sponsorlar olmuş. çanakkalespor çanakkale dardanelspor, rizespor çaykur rizespor, siirt köy hizmetleri yse spor, siirt jet-pa ve sonrasında siirtspor, gümüşhanespor gümüşhane doğanspor, fatih karagümrükspor karagümrük kyoto, eyüpspor emlakbank eyüpspor, yozgatspor yeni yozgat ve yimpaş yozgatspor örnekleri ilk anda akla gelenler.
bir de birkaç isim birden değiştiren ve araya sponsorları da alanlar var. örneğin manisaspor'un kuruluştaki ismi sakaryaspor'dur. sonra manisaspor ve vestel manisaspor olmuşlar ve renklerini de değiştirmişlerdir. şu an ise manisaspor'a dönülmüştür.
konya idmanyurdu, 1981'de konyaspor olmuştur. aynı konyaspor ise uzun süre kombassan konyaspor olarak mücadele etmiş, ardından yine konyaspor olmuştur.
sponsor nedeniyle isim değiştirmenin en acayip örneğini ise tarsus idmanyurdu sergilemiştir. kulüp başkanlığına gelen işadamı erkut kuzeyman takımın ismini tarsus idmanyurdu erkutspor olarak değiştirmiştir. hatta koyu bir galatasaraylı olan kuzeyman, mevcut renkler olan sarı ve lacivertin yanına bir de kırmızıyı ekleyivermiştir.
ismi hacettepe'ye çevrilen oftaş, daha öncesinde asaş'tı. asaş ise amatör küme takımlarından barbaros'un adını almıştı. eski hacettepe'nin ismi de melih gökçek'in başkanlığı sırasında keçiörengücü'ne çevrilmişti.
isim değiştiren ankara takımlarından birisi de aslında istanbul'da imalat-ı harbiye ismiyle kurulan ve ankara'da anadolu turan sanatkarangücü ismini alan ankaragücü'dür.
şekerspor ise gençlik hilal, şekerhilal, şekerspor isimlerinden sonra son birkaç yıldır etimesgut şekerspor adını kullanıyor. ankara büyükşehir belediyespor, ankaraspor ismini alırken, egospor da buğsaşspor oldu.
tıpkı özelleştirme nedeniyle ptt'nin türkiye'nin her yerindeki amatör şubeleriyle birlikte telekomspor olması gibi. afyonspor ise yeni afyon, afyon şeker ve afyonkarahisarspor isimleri arasında gidip geldi.
nazilli, çarşamba, bafra, bingöl, van örneklerinde olduğu gibi pek çok takımın isminin sonuna belediyespor uzantısı geldi. sankospor ise gaziantep büyükşehir belediyespor oldu.
sürpriz bir şekilde birinci lig'e çıkan güngören belediyespor'un önceki isimleri kapalıçarşıspor ve güngören gençlikspor'du. 70'li yıllarda sebat gençlik adını taşıyan takım ise akçaabat sebatspor'du.
türkiye'de isim değişikliği konusunda ihtisas yapmış iki takım varsa bunlar kesinlikle kayserispor ve erciyesspor'dur. iki takım 2004'ten önce isim değişikliğine gitmişlerdi.
erciyesspor, şehrin adını taşıyan kayserispor'un başının her sıkıştığında imdadına yetişmiş adeta. emniyetspor ismiyle kurulan erciyesspor çeşitli kesintilerle birlikte melikgazi belediyespor ve hacılar erciyesspor isimlerini kullandı. 1990'dan 2004'e kadarki süreçte kayserispor adıyla maçlar yapan takımın ismi erciyesspor olarak görünüyor.
hacettepespor bu sezon küme düşerken 2008-09 sezonu da dahil olmak üzere galibiyet sayısı ile mağlubiiyet sayısı birbirine çok yakın olmasına rağmen küme düşen takımlardan üçüncü en iyi takım olarak tarihe geçmiştir.
fethi hepere eskişehir seyircisi kötü oynadığı ve şike yapıldığı gerekçesi ile dışarı tezahüratı yapınca bu futbolcu maçın 71.da şeref tribünü önüne gelip,formasını çıkarıp yere atıp ayakkabılarını eline alarak soyunma odasına gitmiş
ilk basımı 2012 yılında cem zamur'un "onun gibisi gelmedi: memleket futbolundan portreler" kitabından;
gönüllerin fethi fethi heper
(...)
- 1970 yılında bir sevilla maçı oynuyorsunuz, 1-0 orada kaybettiğiniz maçın rövanşında eskişehir'de 77. dakikada bir gol yiyorsunuz. tam tribünler boşalmaya başlıyor, fakat siz son 12 dakikada 3 gol atıyorsunuz. o maçı biraz anlatır mısınız bizlere?
fethi heper: o maçın bir dönem öncesine gidelim. hacettepe maçında eskişehir'de 1-0 yenildik. ve eskişehirspor taraftarı şike var diye bize korkunç derecede taciz edici tezahüratta bulundu. en son amigo orhan on beş dakika süreyle "fethi dışarı, fethi dışarı" diye tempo tutturmaya başladı. sinirlendim tabii, 89. dakikada gegiç beni oyundan almak istedi. şimdi bir dakika kalmış, bir dakikada yerime girecek adam ne yapacak. "çıkmıyorum" dedim. hakem geldi fethicim, rica ediyorum su maçı bitirelim" dedi ve ben çıktım. o sinirle formayı çıkardım, şeref tribününün önünde bayrağın dibine attım ve gittim. o formayı atma meselesi büyük olay oldu. ben de dedim ki: "futbolu bırakıyorum, oynamıyorum." işte bir sürü olaylar, annem ağabeyimi rüyasında görüyor, "fethi mutlaka geriye dönsün oynasın," diyor. manevi baskı, o manevi baskı üzerine ben tekrar sezon açılışında, yani iki ay sonra formayı öpüp, merasimle eskişehirspor'a döndüm. fakat seyirci korkunç derecede küs tabii. onlar bana küfretmiş, ben onlara küfrediyorum formayı atarak. ve eylül ayında sevilla maçı oynuyoruz. orada yenilmişiz, burada 1-0 mağlubuz. seyirci perişan, yine "fethi dışarı" demeye hazırlanırken, ben üç tane gol atıyorum. sonuçtaki tezahürat "barıştık fethi!" mucize, ben 78. dakikada gegiç'in yanına gittim, "beni çıkar, maç gitti," dedim. "hayda bre canını sen de, sen git oyna," dedi. iyi ki de oyna demiş ve o benim spor hayatımda unutulmayan bir olay olarak kaldı.