halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
fenerbahçe, parlak bir mevsim yaşıyordu. ligde şampiyonluğu yakalamıştı. hem de beklediğinden erken.. düğüm maçı ankara'da fenerbahçe'yi hacettepe'nin önüne çıkarıyordu. hacettepe bir azizlik yaparsa, beşiktaş'a yeşil ışık yanabilirdi. ama aksi oluyor, beşiktaş izmir'de altınordu'ya 2-1 yenilirken, fenerbahçe başkentte hacettepe'yi 3-0'la geçiyor, şampiyonluk turunu 19 mayıs stadfnda atıyordu.
basri dirimlili ve ahmet erol'la çalışan yaşlı macar hoca molnar'ı susturabilene aşkolsundu. konuşuyor konuşuyor ve hep aynı şeyi konuşuyordu: "molnar geliyö, fenerbağçe şampiyon oliyö.. var molnar var kupa, yok molnar yok kupa.."
hani haksız da değildi konuşmakta.. çünkü molnar'ın fenerbahçe'si kupaları peşpeşe diziyordu. ligden sonra türkiye kupası'nı da kazanmıştı sarı-lacivertliler.. altay'ı mithatpaşa'da ogün ve nedim'in golleriyle 2-0 yenerek, alsancak'ta 1-0'lık kayıpla kupanın sahibi olmuşlardı.
o zamanki statüye göre, hem ligi hem türkiye kupası'nı kazanan takım, cumhurbaşkanlığı kupasrnın da otomatikman sahibi oluyordu.
fenerbahçe, bunların yanısıra ulaslararası çapta bir başarı da sağladı ve balkan kupası'nı üç kupaya ekledi. böylece şampanyalar "4. kupa şerefine" patlıyordu. yine molnar'daydı söz: "var başka kupa.. siz göstermek kupa.. molnar almak kupa.. ben geliyö fenerbağçe şampiyon oliyö.."
milliyet'te değerli spor sekreteri ismet tongo'yla bu "4. kupa şerefine" yaptığımız güzel ilaveyi hiç unutamam...