memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
bursaspor-eskişehirspor: masum değiliz hiçbirimiz
titiz bir arşiv taraması yapıldığında 19601ı ve 70'li yıllarda, türk futbolunda seyirci terörünün etkin olduğu söylenebilir. henüz emekleme aşamasında olan profesyonel bir lig; kuralları tam olarak uygulayamayan, gerekli cezaları da veremeyen futbol federasyonları; özellikle deplasmanlarda seyirci baskısından etkilenerek birçok şeyi görmezden gelen profesyonellikten uzak hakemler; "burası evimiz, istediğimizi yaparız" tarzında, spor ahlâkına ve rakip takıma saygının çok uzağındaki taraftar profilleri; sadece üç büyük olarak adlandırılan takımlara odaklanmış bir spor medyası, 1960'lı ve 1970'li yılların türk futbolunun özellikleridir.
istisnasız hemen her şehirde, takım kötü giderken rakibi döve döve maç alma girişimleri; sahaya taş, şişe, çakmak, bazen abartılarak ayva atmalar; maçın başından sonuna kadar susmadan insanların küfür haznesini geliştirecek tezahüratlar; maç sonunda rakip takım futbolcularına ve seyircilerine saldırmalar; rakip takım ve taraftar araçlarını taşlamalar; kötü giden dönemlerde kendi futbolcusunu dövüp tartaklamalar... 1960, 1970 ve 1980'li yıllarda türkiye'nin hemen her şehrinde bolca göreceğimiz durumlardır. dolayısıyla bursaspor-eskişehir taraftar olaylarını analiz ederken dönemin futbol ortamını ve seyircinin futbola yaklaşımını da dikkate almakta fayda var.
aslında hikâye epey eskiye dayanıyor. bursa ve eskişehir takımları arasında, kökeni 1950'li yıllara giden büyük bir rekabet var. 1950'li yıllarda iki şehrin amatör takımları arasında oynanan karşılaşmalar, zaman zaman büyük bir gerilim içerisinde geçmekte ve olaylar çıkmaktadır. bursaspor ve eskişehirspor taraftarları arasında büyük olayların yaşandığı 1965-1966 sezonunda, iki takım da ikinci lig'de aynı grupta yer almaktadır. gruplardaki ilk maç 31 ekimde eskişehir'de oynanır. maça her iki kulüp taraftarının ilgisi büyüktür. yaklaşık üç bin bursaspor taraftarı, maçı izlemek amacıyla eskişehir'e gider. karşılaşmanın biletleri günler öncesinden tükenir. maçı, türk futbolunun efsane hakemlerinden doğan babacan yönetmektedir. maç gerilimli bir havada baslar. eskişehir seyircisinin sahaya şişe ve taş atması nedeniyle maçı kısa bir ara verilir. babacan, gerekli önlemlerin alınmasını sağladıktan sonra maçı devam ettirir.1 karşılaşma 1-1 beraberlikle sonuçlanır. iki takım arasındaki ikinci maç, 30 ocak 1966'da bursa'da oynanır ve 0-0 beraberlikle sonuçlanır. maç öncesi ortam gayet sakindir, iki takım arasında gerilim yaratacak hiçbir durum yoktur, iki takım da play-off grubuna katılmayı garantilemiş durumdadır. maç öncesinde karşılaşmayla ilgili haberler, yerel basında dostluk maçı başlıkları altında verilir, iki kulübün başkan ve yöneticilerinin basına yaptığı açıklamalar da maçın dostluk karşılaşması olduğunu öne çıkarır. maçın özellikle sonlarına doğru, iki taraftar grubu arasında karşılıklı olumsuz tezahüratlar ve atışmalar yaşanmaya başlar. bu gerilim maç sonrasına da yansır. maçın ardından bursasporlu taraftarlar, eskişehirsporlu taraftarları taşıyan otobüse taşla saldırıp, futbolcuların otellerine gitmek için bindikleri taksileri taş yağmuruna tutarlar. olaylar büyümeden, emniyet güçleri duruma el koyar. olaylar, yaklaşan fırtınanın habercisi gibidir.
ve fırtına kopuyor
bursaspor ve eskişehirspor taraftarları arasında yaşanan ve küçük bir savaşı andıran asıl olaylar, 3 nisan 1966 tarihinde bursa'da oynanan ve eskişehirspor'un 3-1 kazandığı play-off maçı sırasında ve sonrasında yaşanacaktır.
3 nisan 1966 tarihinde bursa'da oynanan maç öncesi tribünlerden sahaya atlayan bir eskişehirspor taraftarı, yeşil beyaz renkli, altı delik bir kovayla pistte tur atmaya başlar ve tur esnasında bursa tribünlerine bakarak kolunu kovanın altından sokup çıkarır. bu hareket bursaspor tribünlerini deyim yerindeyse çıldırtır. bursaspor tarihinin önemli isimlerinden gündüz özcebe duruma müdahale ederek taraftara saldırır. gündüz özcebe olayı şöyle anlatıyor: "rahmetli rahmi (okyar) ağabey'in bir kaprisi oldu maç öncesi. fenerbahçeli atilla'yı transfer etmişti, eski acar idmanyurdu'ndan... o maçta atilla'nın oynatılması için ısrar etti. takım için her şeyini veren futbolculardan müfit'in yerine, o maçta atilla oynatıldı. takımda bir huzursuzluk oldu. maçtan önce statta amatör kümeden başka bir maç oynanıyor. tribünler tıklım tıklım dolu. eskişehir'den gelenler, bugünkü maraton tribününün çocuk tribünü denilen bölgesinde oturuyorlar. ben de maçtan önce, amatör takımların maçını şöyle bir izleyeyim dedim. kapalı tribün önündeki yedek kulübesinin oradayım. eskişehir tribününden bir taraftar sahaya atladı. elinde yeşil beyaz bir kova ve altı delik. elini kovanın altından sokup çıkararak koşmaya başladı. kapalının oraya kadar koşarak geldi, kimse müdahale etmiyor. çıldırdım tabii. koşarak kapalının açık kale arkasıyla birleştiği yerde taraftarı karşıladım ve bir yumruk attım, koşuyordu zaten, yere yıkıldı. kovayı aldım. polisler geldi o sırada ve taraftan alıp çıkardılar. hadisenin başlangıcı o. maçı da 3-1 kaybettik mi! maç bitti, seyirci çok gergin tabii. stadın dışında yakaladıklarına soruyorlar, 'namazgah nerede?' söyleyemezse dövmeye başlıyorlar. olaylar da çok çabuk eskişehir'de duyuluyor ve eskişehir'de bursa plakalı hangi araç bulunursa çevrilip, hırpalanıyor. o sırada mustafa keskin diye avukat bir ağabeyimiz vardı. ankara'dan eskişehir'e geliyor. eskişehir'de garajın oradaki lokantada yemek yiyecek. onun arabasını 16 plakalı görünce atmışlar porsuğa..."
dönemin bursaspor başkanı muzaffer baştaymaz'm oğlu olan prof. dr. tahir baştaymaz yaşananları son derece net hatırladığını ifade etmektedir: "eskişehirliler çok büyük bir katılımla maça gelmişlerdi. bugünkü maraton tribününün açık kale arkasına yakın olan bölümünde oturuyorlardı. hiç unutmuyorum, bir traktörün iç tekerleğini yeşil beyaza boyamışlar oradan bize sallayıp duruyorlardı. maç öncesinde bayağı tahrik edici hareketler vardı. tribünlerden bir genç sahaya atladı. elinde altı delik, yeşil beyaz bir kovayı sallayarak koşmaya başladı. bazen de elini kovaya sokup çıkarıyordu. tam kapalı tribünün önünde, gündüz özcebe çocuğu indirdi aşağı. çok net hatırlıyorum. sonra eskişehirspor tribünlerinden çocuğun verilmesine yönelik tezahüratlar yapıldı.
bursa-eskişehir maçları iki şehrin rekabeti şeklinde geçiyordu. bir defa bursaspor taraftarının o günkü yenilgiyi kabullenemediğini söyleyeyim. büyük bir emekle oraya kadar lider olarak gelmişsin ve eskişehir seni indiriyor. bir de büyük tahrikler vardı. işte o yeşil beyaza boyanmış tekerleğin tribünlerde elden ele dolaştırılması. dolaştırılırken tekerleğin içinden kolların, ayakların sokulup çıkarılması, bursaspor seyircisini son derece tahrik etti. bir de yenilgi hazmedilmeyince stadın dışından, eskişehirlilerin olduğu bolüme laflar atılmaya başlandı. buna eskişehirliler de karşılık verdi. maç sonunda istenmeyen olaylar oldu. emniyet, yeterli önlemleri alamadığı için stadın dışında çok büyük olaylar oldu, cilimboz deresi'ne insanların atıldığını gördüm ben. durduruyorlardı -bursalıyım diyenlere de- soruyorlar: heykel nerede gösler, göstermeyenleri dereye atıyorlardı, sonradan bunun benzerleri de eskişehir'de oldu. orada da porsuk nehrine attılar."
iki takım taraftarları da müthiş öfkelidir ve maç boyunca karşılıklı küfür ve ağır hakaret içeren tezahüratlar yapılır. maçın sonlarına doğru, iki takım taraftarları arasında taşlı, sopalı kavga çıkar. emniyet güçleri, maç sonrasında yaşanabilecekleri düşünüp gereken tedbirleri almaz, maç sırasında yaşanan olaylar, stat dışına sıçrar, bursasporlu taraftarlar, şehrin değişik yerlerinde yakaladıkları eskişehirsporlutaraftarlara meydan dayağı atar, bursa'nın değişik yerlerinde sokak çatışmaları yaşanır, olaylar sonrasında çok sayıda eskişehir taraftarı yaralanır, eskişehir plakalı araçlara saldırarak büyük zarar verilir. olaylar bittiğinde ise, 30dan fazla yaralı eskişehirspor taraftarı ve çok sayıda tahrip edilmiş eskişehir plakalı araç vardır.
olayların yatıştırılmasının ardından, eskişehirsporlu taraftarlar şehirlerine döner. maç sonrasında yaşanan olaylarda, eskişehirsprolu bazı taraftarların öldüğü şeklinde gerçeği yansıtmayan bir haber, kısa zamanda eskişehir'de kulaktan kulağa yayılır. bu asılsız haber, eskişehir'de ayaklanma olarak adlandırılabilecek olaylara yol açar. eskişehirspor taraftarları, eskişehir'de bursa plakalı araç avına çıkarlar. taraftarlar, şehrin giriş ve çıkışlarını tutarak ankara'dan dönmekte olan bursa plakalı bazı araçları durdurup porsuk çayına atar, eskişehirsporlu taraftarlar, eskişehir'deki bursa oteli ve lokantasına saldırarak tahrip eder. olayların büyümesi üzerine eskişehir valisi, askeri yardım ister. eskişehir'in giriş noktası kontrol altına alınır. gerekli güvenlik tedbirleri alındıktan sonra bursa plakalı araçlar, askeri birlikler ve polis kordonu altında eskişehir'den çı karılır.
iki takım arasında play-off un ikinci ayağı, 29 mayıs 1966 tarihinde eskişehir'de oynanır. maç öncesinde taraftar grupları arasında karşılıklı restleşme ve meydan okumalar yapılacak, tansiyon oldukça yükselecektir. basın ve kulüp yönetimleri ise, gerilimi azaltmak için büyük çaba gösterir. maç, büyük güvenlik önlemleri altında oynanır ve 0-0 beraberlikle sonuçlanır. bursa'dan gelen otobüs ve araçların etrafında çok sayıda polis koruması bulundurulur ve araçlara eskişehirsporlu taraftarlar yaklaştırılmaz. bazı araçların taşlanması gibi ufak olayların dışında korkulan olmaz. sezon sonunda, eskişehir birinci lig'e çıkarken bursaspor ikinci lig'de mücadelesine devam edecektir.
sonraki yıllar: gerilimi azaltma politikaları ama öfke devam ediyor
yerel yönetimler ve kulüp yöneticileri, iki kulüp taraftarları arasındaki gerilimi azaltmak için, sonraki süreçte büyük çaba sarf edecektir. 12 ocak 1967 tarihinde eskişehir'de, bursaspor-eskişehirspor arasında özel bir dostluk maçı düzenlenir; eskişehirsporlu yöneticiler ve taraftarlar, bursaspor futbol takımını ve taraftarlarını şehrin girişinde karşılar, yeşil beyaz flamaları sallayarak şehre kadar eşlik eder. futbolcular sahaya el ele ve rakip takımın flamalarını taşıyarak çıkar. taraftarlar birbirlerine yönelik dostane tezahüratlarda bulunur. maç tam bir dostluk havasında geçer.
maçın 5 şubat 1967'de gerçekleşen bursa ayağında da benzer görüntüler yaşanır. bursaspor yönetimi, eskişehirspor ve taraftarlarını karşılamak için bir program düzenler. eskişehirspor» şehre bir saatlik mesafede bulunan inegöl'de, belediye başkanı, kaymakam ve yüzlerce araçtan oluşan konvoy tarafından karşılanır. stat, şehir ve araçlar eskişehirspor'un renkleri olan kırmızı-siyah afiş, flama ve bayraklarla donatılır. maçı her iki şehrin valisi ve belediye başkanı da izler. futbolcular sahaya, birbirine bütünleştirilmiş büyük ebattaki bursa ve eskişehir bayrağı ile çıkar. maç sonrası eskişehir kafilesine, bursa şehir sınırına kadar eşlik edilir.
biri ikinci lig, diğeri birinci lig'de mücadele eden iki takım arasında yaşananlar, puan mücadelesi içermediğinden, sadece sembolik anlamlar taşımaktadır. bursaspor'un birinci lig'e çıkması iki iki kulüp arasında atılan yumuşama adımlarının, seyirci nezdinde karşılık bulup bulmadığının gerçek göstergesi olacaktır.
bursaspor, 1966-1967 sezonu sonrasında birinci lig'e yükselir. iki takım puan mücadelesi için, ilk olarak bursa'da karşı karşıya gelir ve bursaspor karşılaşmayı 3-0 kazanır. maçın öncesi ve sonrasında herhangi bir olay yaşanmaz. eskişehir'de oynanan rövanş maçında, manzara tersine dönecektir. maç, son on dakikaya kadar 2-1 eskişehirspor'un üstünlüğünde devam etmekte ve oldukça sert geçmektedir. maçı 3-1 eskişehirspor kazanır, eskişehirspor'un sert futbolunun yanında, tribünlerde taraftarlar arasında karşılıklı küfürleşmeler yaşanır. saha dışında ise sonraları her iki takımın deplasmanda olanının sıkça karşılaşacağı ve zamanla klasik hale gelecek olaylar meydana gelir. nitekim maçı izleyen ilhan peksun'ın maçla ilgili yorumlan aydınlatıcıdır: "velhasıl yedisinden yetmişine, sporseverinden mülki amirine kadar hepimiz, sadece eskişehir'den uğurlanabileceğimiz şekilde tekme ve tükürükler, ana avrat iltifatlar yanında el kol işaretleri, taş yağmuruyla teşyi edildik. bu teşyi herhalde artık bursa'ya da gelmeme kararlarının yerinde ve akıllıca tebliğleriydi ..."
1968-1969 sezonunun başında eskişehirspor yönetimi, eskişehir spor, bursaspor ve mersin idmanyurdu kulüplerinin kardeş kulüp olmasını ve sorunlar karşısında ortak hareket etmesi önerisini getirir. istanbul'un üç büyük takımına karşı, anadolu kulüpleri arasında güç birliği ve dayanışma sağlanmaya çalışılır, öneri kulüplerce kabul edilir. neler yapılabileceğine yönelik kulüpler arasında görüşmeler yapılır.
1972-1973 sezonu öncesi, bursa ve eskişehir'de iki takım arasında hazırlık maçları oynanması kararı alınır. bursa'da oynanan hazırlık maçı sonrası olaylar çıkar. hakimiyet gazetesi yazarı ibrahim. alakoç'un yazdıkları, iki takım arasındaki rekabetin o yıllarını göstermesi açısından önemlidir: "iki şehir arasında futbol yönünden doğan rekabet, fenerbahçe-galatasaray kapışmasını gölgede bırakmış, iş her zaman endişe ettiğimiz kaba kuvvet mücadelesine dökülür hale gelmiştir. bursaspor ile eskişehirspor seneler önce dostluk paktı imzalamıştı ama istenilen netice sağlanamamıştı. bugün ne bir bursalı ne de bir eskişehirli, birbirinin maçlarını rakip sahalarda seyretmeye cesaret edemez, seyretse bile takımı lehinde ağzını açamaz ve hakaret yağmuru içinde büzülüp gider. işte böyle bir ortam içinde, maç hazırlık hüviyetinde de olsa bursaspor-eskişehirspor mücadelesi, her şeyden evvel bir sinir harbidir."
bursaspor-eskişehirspor arasındaki maçlar, 1960'ların sonu, 1970'li ve 1980'li yıllar boyunca, hep bir gerilim unsurunu bünyesinde barındırmıştır. medyanın, yerel yönetimlerin ve kulüp yönetimlerini n dostluk havası yaratma çabalarına karşın, taraftarlar arasındaki gerilim varlığını uzun süre devam ettirmiştir. iki takımın birbirleriyle oynadığı maçların önce ve sonrasında çok geniş güvenlik önlemleri alınmıştır. zaman zaman olaysız maçlar geçse de bazen bursa'da bazen eskişehir'de, maç sonraları rakip takım taraftarlarının, ara sokaklarda canlarını kurtarmak için kaçtıkları, kıstırılan taraftar gruplarının güzelce bir meydan dayağı yedikleri, deplasmana gelen rakip takım ve taraflar araçlarının taşlandığı, maç içerisinde ağır küfürlü tezahüratlarla restleşildiği çok sayıda olay yaşanmıştır. 1988-1999 sezonu sonrasında eskişehirspor'un ikinci lige düşmesi, 1995-1996 sezonu dışında 2008-2009 sezonuna kadar alt liglerde mücadele etmesi nedeniyle iki taraftar grubu, uzun dönem puan içeren mücadelelerde doğrudan karşı karşıya gelmediler. bu durum, 1990'lı yıllardan itibaren iki takımın taraftar grubu arasındaki gerilimin ortadan kalkmasını ve ilişkilerin normalleşmesini de beraberinde getirdi.
6-16-26: yalan gelecekte mümkün değil
bursaspor-ankaragücü taraftarları arasında yaşanan dostluğa. eskişehirspor taraftarlarının da katılarak üçlü bir taraftar dostluğa oluşturmaya yönelik bazı girişimler, son yıllarda zaman zaman gündeme geldi. üç şehrin plaka numaralarını oluşturan 6-16-26. dakikalarda, üç takım taraftarlarının da diğer takımları destekleyentezahürat yapması girişimleri, medyada ve forumlarda zaman zaman dillendirildi. yakın gelecekte böyle bir durumun, bursaspor ve ankaragücü taraftarları açısından gerçekleşme ihtimalinin çok uzak olduğunu söylemekle yetindim.
günümüzde bursaspor ve eskişehirspor taraftarları arasındaki ilişkilerin, normal bir seyirde gittiğini, zaman zaman dostane görüntüler sergilenirken zaman zaman da gerilimli anlar yaşandığını belirtelim, örneğin 15 mart 2009 tarihinde oynanan eskişehirspor-bursaspor maçını, iki takım taraftarları tribünlerde birlikte izler. maçta dostluk görüntüleri sergilenir. karşılaşma öncesi bursaspor taraftarlar derneğinin organizasyonuyla iki takım taraftarları arasında dostluk maçı düzenlenir. tribündeki taraftarlar karşılaşmanın 6. dakikasında ankaragücü, 16. dakikasında bursaspor, 26. dakikasında eskişehirspor lehine tezahüratlarda bulunur. 2009-2010 sezonunda, bursa'da oynanan maçta ise iki takım taraftarları arasında karşılıklı atışmalar yaşanır ve eskişehirspor taraftarları tribünlerdeki koltukları söküp sahaya fırlatır. ankaragücü ve eskişehir taraftarları arasında ise 2009-1010 futbol sezonunda gerilimli anlar ve kavgalar yaşanır...