bugün kuruluşunun 90. yılını kutlayan gençlerbirliği’ni, eurosport.com türkiye için mehmet ali çetinkaya kaleme aldı.
ankara sultani’sinde okuyan bir grup öğrencinin temellerini attığı ve 14 mart 1923′de resmen kurulan gençlerbirliği, bugün 90. yaşını kutluyor.
türk futbolunun en eski ve köklü takımlarından biri olan kırmızı-siyahlılar, 1959′da başlayan milli lig’de yer alan ve bugün de en üst futbol liginde mücadele etme başarısı gösteren fenerbahçe, beşiktaş ve galatasaray ile birlikte dördüncü takım.
1970-1982 yılları arasında tarihinin en kötü dönemini yaşayan ve amatör küme’ye düşmekten son anda kurtulan gençlerbirliği, parasızlık ve imkânsızlıklar içinde geçen 12 yıllık buhran döneminin ardından ayakta kalmayı başaran nadir takımlardan biri…
bugüne kadar 5 kez türkiye kupası’nda final oynayan ve kupayı iki defa (1985-86, 2000-01) müzesine götüren takım, 1987′den beri 5 kere avrupa kupaları’nda mücadele etti ve 20 maç oynadı. 2003-04 sezonunda uefa kupası’nda 4. tur’a (round 16) kadar yükselme başarısı gösteren ekip, 1987′de dinamo minsk ile oynadığı ve 2-1 kaybettiği maçtan bugüne kadar ankara’da hiçbir avrupa kupası maçını kaybetmedi…
gençlerbirliği spor kulübü’nün bu tür sportif başarıları bir yana, onları diğer takımlardan ayıran belki de, en önemli özelliği, taraftarlarının, kulübün kurulduğu günden bugüne kadar, tüm zorluklara göğüs gererek yaşatmaya çalıştıkları tribün kültürü.
alkaralar, genelde bir aile büyüğü tarafından, çocuk yaşta omuzlara yüklenen ve bırakmanın/değiştirmenin zamanla namus meselesi haline dönüştüğü taraftarlık yerine, “gençlerbirlikli doğulmaz, gençlerbirlikli olunur” diyerek, taraftarlığın bilinçli bir seçim olması gerektiğini düşünüyorlar. tüm olumsuzluklara rağmen, inatla ve inatla, futbolun sadece bir oyun olduğuna inanıp, sonuç ne olursa olsun futboldan zevk almaya çalışıyorlar. diğer tüm takım taraftarlarına eşit mesafede durup, tribünlerde rakip futbolcu ya da rakip taraftarla uğraşmak yerine sadece kendi takımlarına destek vermeye çalışıyorlar.
dalga geçilmek pahasına, hakemin kararlarını eleştirmek için “acemi hakem” diye bağırıyorlar ve asla küfretmiyorlar. rakip taraftarlar küfürler yağdırdığında ise sadece alkışlayarak onlara karşılık veriyorlar.
kendi futbolcuları ne kadar kötü bir performans çizerse çizsin maç içinde asla yuhalamıyorlar. çoğu zaman, kötü giden bir sezon boyunca, sadece arkadaşlarını görmek ve hasret gidermek için tribündeki yerlerini alıyorlar. kulübün altyapısından yetişmiş bir futbolcuyu izlemeyi ve gelişimine şahit olmayı çok seviyorlar ve ona sürekli destek olup hatalarında affedici davranıyorlar.
tribün büyükleri, kazanılan bir maçın ardından hâlâ “bir baba hindi” çektiriyor, taraftarlar da “domatesin çekirdeği” ve “ya ya ya şa şa şa gençlerbirliği çok yaşa” gibi nostaljik tezahüratlar yapıp, gülüp eğleniyorlar.
bu tribün kültürü sayesinde, deplasmana gittiklerinde “hoş geldiniz!”lerle karşılanıp, maç sonrası atkı-forma değiştirme teklifleri alıyorlar ve ev sahibi takım taraftarlarıyla futbol konuşuyorlar. bazen de, deplasman tribününde yiyecek, içecek satılmadığı için tellere kadar gelip, “bir şey ister misiniz?” diye soran ve beş kuruş para almadan ayran+simit ısmarlayıp, iyi yolculuklar diledikten sonra yerine dönen orduspor taraftarının yaptığı gibi şaşkına döndürülüyorlar.
ve ne ilginçtir ki, tribünlerde esen bu pozitif hava, sahadaki futbolculara da yansıyor. yeşil çimler üzerine çıktıklarında sadece futbol oynamayı düşünüp, onun için alın teri döküyorlar. her yıl kadrodaki futbolcular değişiyor ama bu gelenek asla değişmiyor. tıpkı geçen hafta türk telekom arena’da oynanan galatasaray maçının 60. dakikasında 1-0 öne geçtikten sonra, tribünümüze ilk defa gelen galatasaraylı bir arkadaşa, “istanbul’dayız ve bizden 10 kat daha pahalı futbolculara sahip bir takıma karşı 1-0 öndeyiz. ama bak dikkat et! hiçbir oyuncumuz yatarak, sakatlık numarası çekerek zaman geçirmeyecek. oyunu çirkefleştirmeyecek. sadece futbol oynamaya çalışacaklar ve hak ettiklerine razı olacaklar!” dediğim ve bir kere daha aynısını yaşadığımız gibi…
spor toto süper lig'de kalabilmek adına sıkıntılı ve stresli günler geçiren mersin idmanyurdu'nda futbolcular antrenman çıkmadı.
spor toto süper lig takımlarından mersin idman yurdu futbolcuları, paralarını alamadıkları iddiasıyla bugünkü idmana çıkmadı.
kırmızı lacivertli takımda futbolcular, aylık ve maç başı ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle macit özcan spor kompleksi'ndeki saat 11.00'de yapılması gereken antrenmana katılmadı.
bunun üzerine tesislere gelerek futbolcularla görüşen futbol şube sorumlusu mehmet ışık, gazetecilere yaptığı açıklamada, parasal bir sorunun bulunmadığını, takımın saat 15.00'e alınan idmana çıkacağını söyleyerek, tesislerden ayrıldı. ancak, futbolcular 15.00'teki antrenmana da çıkmadı.
ali kahramanlı: "biz sözümüzde durduk ama..."
kulüp başkanı ali kahramanlı, aa muhabirine yaptığı açıklamada, şehir dışında olduğunu ve yaşanan gelişmeleri yönetim kurulu üyelerinden öğrendiğini söyledi.
oyuncuların kulüpten alacakları olduğunu ifade eden kahramanlı, şunları kaydetti:
''futbolcular alacaklarının yüzde 50'sini istiyorlardı. aralık, ocak, şubat maaşları ve maç başı ücretleri olarak toplam 4 milyon 700 bin lira civarında alacakları var. önceki gün, paralarının en azından yüzde 50'sini istediler. bunun üzerine yönetim kuruluyla bir araya gelerek 2,5 milyon liralık ödenek çıkardık. biz sözümüzde durduk. istediklerinden daha fazla parayı ödedik. ama onlar buna rağmen işlerinin gereğini yapmamış, idmana çıkmamışlardır.''
15 mart 2013 cuma - 18:02 aa gençlerbirliği ile kardemir karabükspor, ligde yarın 12'inci kez karşılaşacak.
geride kalan 11 maçta gençlerbirliği 6 galibiyet alırken, kırımızı-mavili takımın 4 galibiyeti bulunuyor. iki takım arasında oynanan karşılaşmalardan 1 beraberlik çıktı.
söz konusu 11 karşılaşmada, gençlerbirliği 23 gol atarken, kardemir karabükspor rakibine 14 gol atabildi. ligin ilk yarısının 9. haftasında karabük'te oynan maçta iki takım sahadan golsüz beraberlikle ayrıldı.
en farklı skorlu galibiyetler
gençlerbirliği, kardemir karabükspor karşısında tarihinde en farklı galibiyetini, 1993-1994 sezonunda, ankara'da yaptığı maç ile 1998-1999 sezonunda karabük'te aynadığı maçta 6-1'lik skorlarla aldı.
kardemir karabükspor ise lig tarihinde 4 kez yendiği rakibi karşısında şimdiye dek en fazla 3 farklı skorlarla maç kazanabildi.
gençlerbirliği'nin iç saha performansı
başkent temsilcisi bu sezon ligde sahasında oynadığı 12 karşılaşmadan 4 galibiyet, 5 beraberlik ve 3 mağlubiyet alırken, evinde oynadığı maçlarda 18 gol atıp kalesinde 16 gol gördü.
gençlerbirliği, sezonun 25. haftasında 8 galibiyet, 10 beraberlik ve 7 mağlubiyetle 34 puan topladı. 36 gol atıp kalesinde 35 gol görün ankara temsilcisi, ligin 9. sırasında yer alıyor.
kardemir karabükspor 7 haftadır kazanamıyor
spor toto süper lig'de ikinci yarıya trabzonpsor galibiyeti ile başlayan kardemir karabükspor, 7 haftadır galibiyet yüzü göremedi.
kardemir karabükspor, kasımpaşa ve bursaspor'a 3-0, akhisar belediyespor'a 2-0, orduspor'a 3-2 yenildi, beşiktaş'la 2-2, medical park antalyaspor ve eskişehirspor ile de golsüz berabere kaldı. ligde 25 haftada 8 galibiyet, 6 beraberlik ve 11 mağlubiyet alan kırmızı-mavililer, 30 puanla ligin 12. sırasında yer alıyor.
kalesinde 40 gol gören kardemir karabükspor, gaziantepspor ile ligin en çok gol yiyen takımı konumunda bulunuyor.
maçın hakemi süleyman abay
ankara 19 mayıs stadı'nda yarın 16.00 da oynanacak maçı süleyman abay yönetirken, yardımcılıklarını da serkan gençerler ve alpaslan dedeş yapacak.
iki takım arasındaki maçlar
gençlerbirliği ile kardemir karabükspor takımları arasında ligde yapılan 11 maçta alınan sonuçlar şöyle:
gençler golü erken buldu ilk dakikalarda golü düşünen bir görüntü çizen gençlerbirliği, aradığı golü de erken buldu. sol kanattan dusko tosic'in ortasını savunmada anıl karaer topu kafayla ceza sahası dışına uzaklaştırdı. dönen topu almayı başaran petroviç kaleyi cepheden gören bir noktadan sol ayağıyla plase bir vuruş yaptı ve kaleci tomic'in sağından meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak takımını öne geçirdi.
defansın hatasını shelton affetmedi kdç karabükspor ise bu golü ardından hücumu daha çok düşünen bir görüntü çizdi. aradığı golü de 40. dakikada buldu. kaleci vjekoslav tomic'in uzun degajından sonra gökhan ünal kafayla topu ilhan parlak'a indirdi. ilhan parlak'ın bekletmeden ceza sahasına gönderdiği topu serkan kurtuluş kontrol etmek isterken ayağından açtı ve luton shelton araya girerek topa dokunarak takımına beraberliği getirdi. takımlar soyunma odasına 1-1'lik beraberlikle gitti.
ikinci yarıda 10 kişi karabük direndi ikinci yarının henüz başında, 52. dakikada ikinci sarı kartını gören anıl'ın oyun dışında kalmasıyla 10 kişi mücadele etmek zorunda kalan karabükspor, kalan dakikalarda kendi yarı sahasına gömüldü ve kontra atakları kovaladı. gençlerbirliği topun kontrolünü ayağında tutmasına rağmen öne geçmesini sağlayacak sayıyı bulamazken, karabükspor ise lua lua, shelton ve gökhan ünal ile yakaladığı şansları değerlendiremedi.
tam maç 1-1 bitecek derken mücadelenin son dakikalarında artık 1 puana oynayan karabükspor'un hayallerini vlemincx yıktı. 89. dakikada sol kanattan dusko tosic'in güzel ortasında arka direkte yükselerek kafa vuran björn vleminckx takımını öne geçirdi ve gençlerbirliği önemli 3 puanı hanesine yazdırdı.
maçtan dakikalar (ilk yarı) 10. dakikada tosic'in soldan ortasında defanstan seken top ceza sahası yayı üzerinde petrovic'in önünde kaldı. bu futbolcunun şutunda, sağ yan direğe çarpan top filelerle buluştu: 1-0 22. dakikada ptrovic'in ara pasında sol çaprazdan ceza sahasına hareketlenen zec, topu penaltı noktasındaki vlemickx'e çıkardı. belçikalı futbolcu, uygun pozisyonda kaleci tomic'i geçemedi. 34. dakikada erdem'in sağdan ortasında ön direğe hareketlenen ilhan'ın kafa vuruşunda, meşin yuvarlak az farkla üstten auta gitti. 35. dakikada sol kanattan çalımlarla son çizgiye inen tosic, topu arka direkteki azofeifa'ya ortaladı. azofeifa'nın yerden şutunda, top direğin hemen yanında auta çıktı. 40. dakikada serkan, gençlerbirliği ceza sahasında topu uzaklaştırmak isterken shelton'a kaptırdı. serkan'ın hatasını iyi değerlendiren shelton, kardemir karabükspor'un beraberlik golünü attı: 1-1 44. dakikada tosic'in sol çaprazdan sert şutunda, kaleci tomic topu elinden kaçırdı. tomic, üst direğe çarpan meşin yuvarlağı, ikinci hamlesinde kontrol etti. karşılaşmanın ilk yarısı 1-1 berabere sona erdi.
maçtan dakikalar (ikinci yarı) 59. dakikada lualua'nın sağ çaprazdan sert şutunda, kaleci ramazan topu iki hamlede güçlükle kontrol etti. 65. dakikada kardemir karabükspor ceza sahasında oluşan karambol sonrası top vleminckx'in önüne düştü. bu futbolcunun altı pas içinden vuruşunda, tomic topu kornere çeldi. 69. dakikada azofeifa'nın sağdan kullandığı korner atışında petrovic, topu kafasıyla zec'e aşırttı. zec'in röveşatasında üst direğe çarpan meşin yuvarlak auta gitti. 71. dakikada üst üste çalımlarla kardemir karabükspor ceza sahası önüne kadar gelen petrovic'in sert şutunda, top üstten auta çıktı. 78. dakikada lualua'nın ara pasıyla kaleciyle karşı karşıya kalan gökhan ünal'ın yerden sert şutunda, ramazan gole izin vermedi. 89. dakikda tosic'in ortasında arka direğe hareketlenen vleminckx'in kafa vuruşunda top kardemir karabükspor fileleriyle buluştu: 2-1
16 mart 2013 cumartesi - 19:11 aa kardemir karabükspor'u sahasında 2-1 yenen gençlerbirliği'nin teknik direktörü fuat çapa, ''alt sıradaki takımlarla puan farkını açtık. bugünden itibaren puan tablosunda aşağıya değil, yukarıya bakmamız lazım'' dedi.
çapa, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, karşılarında bekledikleri gibi bir rakip bulduklarını söyledi.
kardemir karabükspor'un kontratağa yatkın bir takım olduğuna dikkati çeken çapa, maça çok iyi başlamalarına rağmen çok sayıda gol fırsatını değerlendirmediklerini söyledi.
çapa, rakip 10 kişi kaldıktan sonra sahada lualua, shelton ve ilhan parlak gibi futbolcular olduğu için temkinli oynadıklarını belirtti. çapa, ''rakip pozisyon bulmadan durumu 1-1 yaptı. hak ettiğimiz bir galibiyet aldık. bu kadar pozisyona girip de galip gelemeseydik üzülürdük. bugünden itibaren puan tablosunda aşağıya değil, yukarıya bakmamız lazım. sanica boru elazığsor, sivasspor ve gaziantepspor maçları rotamızı belirleyecek'' diye konuştu.
ankara 19 mayıs stadyumu: vleminckx attı biz coştuk!
geçen hafta türk telekom arena'ya yaptığım deplasman sırasında, stadın ayrıntılarını incelerken, 2001'den bu yana ankara 19 mayıs stadyumu'nda düzenli olarak maç izlememe rağmen ayrıntılarına çok da dikkat etmediğimi fark edip, dönünce gezmeyi görev edinmiştim.
karabük maçından önce gençlerbirliği spor kulübü’nün 90. kuruluş yılı için etkinlikler yapılacağını duyduğumda, 1936'da açılan tam 77 yaşındaki ankara 19 mayıs stadyumu'nu gezmek için bahanemi de bulmuş oluyordum.
saat 14'de gençlik parkı'ndan stadyum alanına açılan ana giriş kapısına ulaştım. bu giriş kapısı 2001-04 yılları arasında bizim de ana giriş kapımızdı. çünkü stadın en ucuz bileti gecekondu’daydı. ayrıca 2002'den itibaren 2 yıl boyunca kulüp sadece bu tribüne kombine kart uygulaması başlatmıştı ve bizler de onlardan edinmiştik. 2004'den itibaren ise görüş açısı çok daha güzel olan maraton tribününe geçiş yapacaktık.
"19 mayıs spor tesisleri"nin alanına giriş yaparken içimden "stadın gençlerbirliği'ne ait olduğunu gösteren hiçbir şeyin olmamasına kızıyordum". ama gecekondu'nun dış tribününde, sezon öncesinde kulüp tarafından başlatılan "kırmızı kara burası ankara" projesinin en önemli 2 karesi asılmıştı! o an hissettiklerimi, 3 istanbul takımını tutanlar ya da çoğu şehirde "tek şehir takımı"nı destekleyenler, muhtemelen anlayamazlar. ama bizim gibi her an sahipsizliği hissedenler için, bu ufak olay bile devrim niteliğinde bir gelişmedir! gerisini siz düşünün işte...
fotoğraf çektikten sonra gecekondu’nun solunda bulunan protokol/vıp girişinin bulunduğu kapalı tribününe doğru yürümeye başladım. bugüne kadar yanlışım yoksa sadece 2 kez bu tribünde maç izlemiştim. her ikisi de türkiye kupası maçıydı. gecekondu ile kapalı'nın birleştiği duvarda, 1936’da stadın açılışını yapan ismet inönü'nün 15 aralık 1936 imzalı, "türkiye'yi idare edenler stadyomu en kıymetli mektep gibi her yerde kurmaya çalışacaklardır. türkiye'nin istikbalini idare edecek olan genç nesil açık havada açık meydanlarda yetişecektir" sözü asılıydı. önce çok şaşırdım! ama bir süre sonra (hafızam beni yanıltmıyorsa) kapalıda izlediğim bir maçtan önce bu yazıyı gördüğümü anımsadım!
polis koridorunun bulunduğu vıp girişinde bir süre bekledim. maça 2 saatten az zaman vardı ve gençlerbirliği otobüsü gelmek üzereydi. bir süre daha beklemeye karar verdim. birkaç ay önce "1970-82: düşüş yılları" belgeseli için bu girişten içeri girmiş ve şeref tribününde eski kaptanlarımızdan cemalettin sakallıoğlu ile bir söyleşi yapmıştık. içerideki lobiyi ve soyunma odasına giden koridorları görmüştüm. şimdi yazıyı yazarken "keşke soyunma odalarına da baksaydım" diye düşündüm.
yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra kulüp otobüsü geldi. üstte de bahsettiğim "kırmızı kara burası ankara" projesinin bir ayağı olarak otobüs de oldukça güzel bir şekilde boyanmıştı.
ardından deplasman tribünü olan saatli'ye doğru yolculuğuma devam ettim. stadın çevresindeki demir sütunlar, örümceğin ayaklarına benziyorlardı. bugüne kadar büyük bir çoğunlukla ankaragücü ve ankaraspor deplasmanlarını izlediğim tribünün benim açımdan en özel maçı 2003-04 sezonunda blackburn rovers ile oynadığımız uefa kupası 1. tur ilk karşılaşmasıydı. kulüp bir jest yapıp kombinesi olanlara bu tribünden maç izleme imkanı sunmuştu ve bu hamlesi bizleri oldukça şaşırtmıştı! 3-1 kazanmıştık. nefis bir gündü...
birkaç fotoğraf çektikten sonra, 2004'den bu yana maç izlediğimiz maraton tribününe doğru yürümeye başladım. tribünün dış cephesinde birçok amatör spor kulübünün yerleri vardı. bunlardan çoğu 50-60 yıllık kulüpler olması ilginç bir ayrıntıydı. bu kulüpler stadın yanında bulunan ve birkaç yıl önce sentetik çime dönüştürülen zemine sahip 2 tane yan yana futbol sahasında antrenman ve maç yapıyorlardı. bu sahalar daha önce topraktı ve 19 mayıs’a maça gelen çoğu taraftar maça girmeden önce burada durur ve amatör küme maçlarını takip ederdi. ali amcam ve savaş eniştem de onlardan biriydi. stadın çevresindeki oval geçidi fotoğraflarken tanıdık bir sima "merhaba" dedi. 1 yıl kadar önce gittiğimiz orduspor deplasmanındaki taraftarlarımızdan biriydi. kısa bir sohbetin ardından dolaşmaya devam ettim.
son 9 yıldır giriş için kullandığımız rüzgârlı girişinin açıldığı kapılara ulaştım. rüzgarlıya doğru yürüyüp bir fotoğraf çektim. bu arada kübra ile karşılaştım. son haftalarda totem haline getirdiğim 7-8 numaralı kapılardan giriş yaptık.
maraton'un gecekondu'ya en yakın yerinden tribünleri dolaşmaya ve fotoğraf çekmeye başladım. daha stadyum yeni yeni dolmaya başlamıştı. ankara ile ilgili eski 45'likler çalınıyordu. sonrasında önce ritim grubu bir gösteri yaptı ardından da ais ezhel, sezon başında kulüp için bestelediği ve oldukça sevilen "kırmızı kara burası ankara"yı söyledi.
bu arada ankara emniyet'in artık (maalesef!) alıştığımız bir uygulamasıyla karşılaşacaktık. maç öncesi koreografi hazırlanmış ama emniyet yetkilileri üzerinde hiçbir yazının bulunmamasına rağmen kırmızı-siyah kartonların içeri alınmasına izin vermemişti! yine yuuuuuuuuh! dedik ama muhtemelen ne duyan oldu ne de anlayan!
maçın başlamasına kısa bir süre kala (muhtemelen) kulüp yetkililerinin de uğraşları sonucunda emniyet kartonları içeri sokma izni verdi ve maratonda güzel bir heyecan yaşanmaya başladı. herkese kartonlar dağıtılıp, istiklal marşı sırasında kaldırmaları istendi. takım tünelde görüldüğünde coşku görülmeye değerdi. istiklal marşı sırasında koreografi yapıldı. (maçtan sonra biz de gördük. hiç de fena değildi!)
sezon başından bu yana sağ ve sol kanatlarımızın demirbaşları olan hurşut'un sakat ve jimmy'nin cezalı olmasından dolayı sahada yer almayacak olmaları, fuat çapa'nın sahaya nasıl bir on bir süreceği konusunda bizleri oldukça meraklandırmıştı. takım sahaya çıktığında soru işareti cevaplanıyordu. sağ kanatta ilk kez 20 yaşındaki artun akçakın oynayacaktı. solda zec ve en ileride gol silahımız vleminckx.
geçen hafta arena'da alınan 1-0'lık galibiyetin morali ile takım baskılı ve mücdeleci bir şekilde oyuna başladı. daha maçın 10. dakikasında (içimden “gol olmaz” diye geçirirken) petrovic, ceza yayının biraz gerisinde nefis bir şut atıyor ve tüm tribün derin bir “oh!” çekiyordu. bu arada pınar’ın maçın başında attığı "bu maçı da alırsak sezon sonuna kadar bandırma'dan gelmem" mesajını okuyup gülüyordum. geçen haftaki büyük totemimiz 3. kez işe yarayacak gibiydi! ardından sezonun tartışmasız en organize ve en iyi takım oyununu oynamaya başladık. zec'in yerden nefis pasını vleminckx'in kaleciyi nişanlaması ve azo'nun ceza alanı içinde çektiği şutun direğin dibinden dışarı gitmesi ile tribünde çıldırıyorduk. çünkü fark ikiye çıksa, maç bitip gidecekti ve eğlenmeye başlayacaktık. ama ilk yarının bitimine 5 dakika kala serkan'ın inanılmaz hatası ile golü yiyip yıkıldık. devre arasında bu kadar iyi oynamamıza rağmen skorun 1-1 olmasına hayıflanıyorduk. ilk 45 dakikanın en ilginç anlarından biri karabük kalecisi tomic'in müdahalesi ile havaya kalkan topun tekrar aynı yerde inişe geçip direğe çarpması ve kalecinin zar zor kontrol etmesi idi.
bu arada hava durumu oldukça kararsızdı. ilk yarı boyunca güneş, arada bir kendini gösterip ardından saklanıyordu. güneşin olduğu anlar saha nefis görünüyordu...
ikinci yarı hava kapanmaya, takımımız da güneş enerjisiyle çalışıyormuş gibi belirgin bir düşüş yaşamaya başladı. ataklarımız oldukça cılızlaşmıştı. genelde kanatlardan orta yaparak vleminckx’i topla buluşturmaya çalışıyorduk ama çoğunda başarısızdık. karabük ise düşüşümüzden gaza gelip iyiden iyiye galibiyeti düşünür olmuştu. 52'de karabük'ten anıl sarı kart gördü. bu onun ikinci sarı kartıydı ama hakem sarı kartı gösterdikten sonra taç çizgisine yakın bir yerde not almaya başladı. bizler tribünden çığlıklar atarak, "2. sarısıııı!" diye bağırıyorduk. bu arada anıl önce "tüh lan!" diyip çıkışa doğru yönelmiş ama sonrasında hakem herhangi bir şey demediği için beklemeye başlamıştı. muhtemelen "gidip söyleyip söylememeyi düşünüyordu." hakem bir süre işine devam ettikten sonra arka cebinden kırmızıyı çıkarttı ve anıl'ı oyundan çıkarttı. 52'de rakibin 10 kişi kalması bizi biraz iştahlandırsa da sahadaki oyuncu farkının “baskı kurma anlamında“ oyuna çok fazla katkısı olmuyordu. hatta ara ara birbirimize, “yahu adamlar harbi on kişi mi?” diye soruyorduk. gençlerbirliği forması ile en etkili oyununu ortaya koyan ermin zec'in 69'da direği nişanladığı röveşatası ile "hadi olsun artık be!" diye bağırıyorduk! 78'de gökhan ünal'ın karşı karşıya kaleciye topu teslim etmesi ile ise bir kere daha derin bir “oh” çekiyorduk. 83'de karabük'ün sezon başından beri en etkili oyuncusu olan ve oldukça iri bir fiziğe sahip olan lualua'nın kontraya çıkışını önce serkan formasından tutarak ve faul yaparak durdurmaya çalıştı. ama lualua sadece sendeledi ve yoluna devam etti. biz eyvah! diye düşünürken ante son hamlede doğru bir faul yaparak rakibini durdurdu. işte o an daha önce hiç yaşamadığım bir şey oldu ve hakem hem ante'ye hem de serkan'a seri olarak sarı kart gösterdi! lualua’nın ayakta kalışına saygı duymamak elde değildi!
maçın başından beri sol kanattan atağa katılan ve en az 10 tane orta yapan tosic, 90'da bir orta daha yaptı. ve... vleminckx 9. maçında 7. kez topu filelere gönderdi! işte o an, tribündeki coşku anlatılamaz... vleminckx bir kere daha atıyor ve bizler bir kere daha tribünlerde çıldırıyorduk!
golden sonra hava kararsızlığını şiddetli bir dolu yağmuruna çevirdi. 90+3'de karabük bir serbest vuruş kazandı. ıslıklar ve heyecan dolu bekleyişin ardından gökhan ünal topu baraja nişanladı ve maç 2-1 üstünlüğümüzle sona erdi. hoparlörlerden ankara havası çalmaya başladı ve artun kollarını açıp oynamaya ve maratona doğru gelmeye başladı.
maçın en kötü anı karabük tribünlerinin hiçbir neden yokken gençlerbirliği'ne küfürler yağdırmasıydı. ıslıklarımızla susturulmaya çalıştık.
maçın son anlarına doğru karabüklüler "ambulans" diye bağırmaya başladılar. biz de oraya doğru dikkat kesildik. sağlık elemanları koşmaya başladı. o an anlamadığımız bir şekilde koltukları kırıp atmaya ve polisle arbede yaşamaya başladılar. yaşananlara bir anlam veremedik…
maçtan sonra arkadaşlarla kızılay'da oturup, bir şeyler yiyip içerek bol bol muhabbet ettik...
günün özeti: yeni edindiğim vleminckx forması, 19 mayıs turu ve 3 puan… daha ne olsun. nefis bir gündü…
maçın 87. dakikasında kardemir karabükspor tribünlerinde olaylar çıktı. kardemir karabüksporlu taraftarlar, koltukları kırarak sahaya attı. güvenlik güçleri, konuk takım taraftarlarının önünde barikat kurdu.
kardemir karabükspor teknik direktörü mesut bakkal 10 kişi kaldıktan sonra pozisyon vermeden gol yediklerini söyledi. maça iyi başlamalarına rağmen erken gol yiyerek geriye düştüklerini hatırlatan bakkal, rakibin golüne kısa sürede cevap vererek skorda dengeyi kurduklarını anlattı.
maçta 25. dakikadan sonra oyunda hakimiyeti kurduklarını savunan bakkal, “ikinci devre talihsiz bir kırmızı kart gördük. kırmızı karttan sonra iyi oynayan kardemir karabükspor vardı. 10 kişi kaldıktan sonra pozisyon vermeden son dakikada gol yedik. çok üzgünüm” diye konuştu.
basın toplantısında karabüklü yerel bir gazetecinin, “hocam anıl'ın kırmızı kart göreceği besbelliydi. yardımcılarınız, siz... bile bile kırmızı kart gördünüz. yazık, günah. insan kan ağlıyor. tam avrupa derken, balkan'a gidiyoruz” sert çıkışı üzerine bakkal, “ağabeyin söylediklerini dikkate almıyorum” dedi.
yılların deneyimli ismi süleyman abay anıl'a gösterdiği ikinci sarıdan kırmızı kartta haklıydı. müsabakanın zorluk derecesinin ve stresinin yüksek olduğunu kabul ediyorum ancak hakemin gösterdiği kartlarda ve verdiği faullerde futbolculardan, teknik adamlardan sürekli tepki görmesi düşündürücü geldi bana!
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun 21.03.2013 tarih ve 66 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar aşağıda belirtilmiştir.
kardemir d.ç. karabükspor kulübü hakkında, 16.03.2013 tarihinde oynanan gençlerbirliği - kardemir d.ç. karabükspor spor toto süper lig müsabakasında, saha olayı nedeniyle sevk yapılmış ise de isnat olunan ihlalin unsurları oluşmadığından ceza tayinine yer olmadığına,
a happy birthday all round as gencler down karabuk
what weird weather we had for saturday afternoon's gencler v karabuk match. before kick-off it was hot in the sun. then the clouds came in and it was a bit chilly. sun back out and coats off again. then it ended with hail!
as we trudged into the wet ankara night i was damn happy we got the three points as it had seemed for a long, long time that a draw was all we were going to get. in fact if the cards had fallen a different way karabuk could well have won it.
genclerbirligi 2 - 1 karabukspor
no pre-match drinks for me as i had to drive little oz kanka and his mates to the stadium. for the first time in years mrs. oz kanka came along. also in for the match was @spinesideburn, matt, simon and oguz. quite a little crowd we made.
but before we could become that little crowd we had to actually get into the stadium and it seems as if the tickets i had bought from the little kiosk were fakes. we ended up being given replacements but... annoying at the time.
we were inside with plenty of time to spare and were all handed black or red sheets of paper to hold up during the national anthemn as it was genclerbirligi's 90th anniversary.
handing out paper to a crowd is only going to result in one thing with little kids around and so it was that within moments @spinesideburn had already made a paper aeroplane.
the players came out not with a "happy birthday us" sign but instead a "happy world consumer rights day" banner. maybe that's why i was given replacement tickets instead of a brush off.
no jimmy or hursut for the match. i think they are injured.
finally we got going and it was looking nice and with nine minutes on the clock zec sent in a cross aimed for the young artun but a defender headed it outside the box to petkovic who seemed to take forever before shooting into the low left corner.
one-nil up and all was well. this had a big gencler victory written all over it but, as often happens the away team picked up their tempo and we were too complacent.
at times our defence was rubbish with a real reluctance to actually tackle. karabuk had a number of shots, and ramazan had to make a number of last ditch saves.
they managed to get an amazingly soft equaliser with five minutes to go before half-time. somehow or other serkan in the box allowed a ball to bounce over him and fall straight to a karabuk attacker. how serkan misjudged this i have no idea. realising the mistake ramazan was forced to come off his line but luton shelton calmly slotted it past him.
grrr grrr grrr but it wasn't long after half-time when a karabuk player was sent off for a second yellow card. i thought it was slightly harsh but the referee today was giving rubbish decisions left, right and centre.
a man down, 40-odd minutes to go. karabuk were surely dead meat. nope they held on. despite some great play from gencler, we just couldn't find the net and at times were very close to conceding. i thought zec had a great game and was very unlucky not to score.
then with the frustration levels in the crowd and on the field rising higher and higher, zec sent in a perfect cross onto the head of bjorn vleminckx. goal. two minutes left.
then the hail came down and for some reason karabuk got a freekick on the edge deep into injury time. they missed and the referee blew it up. phew!
happy birthday genclerbirligi. happy birthday little oz kanka.