mersin idman yurdu: david bicik, milan stepanov (dk. 46 josef boum), ıvan de souza (dk. 62 raheem lawal), mustafa keçeli, milan mitrovic, serkan yanık, murat ceylan (dk. 46 hakan bayraktar), emmanuel culio, burhan eşer, nduka ozokwo, mehmet yıldız
ilk 11 değeri : 14.150.000 eur
yedekler: orkun uşak, ozan ipek, can erdem, mert can
gençlerbirliği'nin devre arasında partizan'dan transfer ettiği 25 yaşındaki ileriye dönük orta saha oyuncusu nemanja tomic'in kırmızı-siyahlı formayla tanıştığı maç.
3 puan ve moral bulduk: 3-1 17/02/2013 gencler.org
süper lig'in 22. haftasında mersin idman yurdu'nu ağırlayan ekibimiz sahadan 3-1'lik skorla galip ayrıldı ve 2 haftalık yenilgi serisinden sonra 3 puanla moral buldu.
:: maçtan dakikalar ::
11. dakikada ceza alanı önünde topla buluşan de souza'nın vuruşunda, meşin yuvarlak üstten auta gitti.
32. dakikada tomic'in sol taraftan kullandığı korner atışında, ceza alanı içinde iyi yükselen vleminckx'in kafayla yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-0
41. dakikada burhan'ın ceza yayı üzerinden yaptığı sert vuruşta, top az farkla üstten auta çıktı.
48. dakikada tomic'in sol taraftan yaptığı ortada ceza alanı içinde topla buluşan vleminckx'in yaptığı kafa vuruşunda, top kaleci bicik'te kaldı.
55. dakikada gençlerbirliği ceza alanı yakınında çift vuruş kazandı. hurşut'un dokunduğu topa, sert ve düzgün bir vuruş yapan jimmy, farkı ikiye çıkaran golü attı: 2-0
64. dakikada tomic'in sol taraftan kullandığı korner atışında savunmanın uzaklaştırmak istediği top ceza alanı üzerindeki hurşut'un önünde kaldı. bu futbolcunun yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak üstten auta gitti.
73. dakikada savunmanın hatasıyla topu önünde bulan ve sol çaprazdan ceza alanına giren zec, yaptığı düzgün vuruşla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 3-0
78. dakikada kulusic'in ceza alanı içinde burhan'a yaptığı müdahale sonrasında hakem süleyman abay penaltı noktasını gösterdi. 79. dakikada penaltı atışını kullanan culio, farkı 2'ye indiren golü kaydetti: 3-1
karşılaşma, gençlerbirliği'nin 3-1 üstünlüğüyle sona erdi.
ankara'da 1000. gol zec'den... 17/02/2013 gencler.org
süper lig'in 22. haftasında mersin idman yurdu'nu ağırlayan ekibimiz sahadan 3-1'lik skorla galip ayrılarak haftayı moralli kapattı. ama gençlerbirlikliler için bu maçın başka bir özelliği vardı.
kırmızı-siyahlılar pazar günü, 1. lig tarihi boyunca ankara'daki (41 sezonda) 680. maçları için sahaya çıktılar. alkaralar'ın bu maç öncesinde evlerinde oynadıkları 679 maçta 997 golleri vardı. tribünde bunu bilenler ankara'daki 1000. golün canlı şahidi olup olmayacaklarını düşünüyorlardı.
32'de vleminckx'in golü ile "büyük dalyaya" 2 gol kaldı. 55'de jimmy, frikikten attığı golle rakamı 999'a yükseltti. 72'de oyuna suskun golcümüz ermin zec girdi ve daha 1 dakika geçmeden kendi becerisiyle kaptığı topu filelere gönderip gençlerbirliği tarihine adını yazdırdı!
nice binlere...
gençlerbirliği'nin lig tarihi boyunca ankara'saki karnesi şöyle; 680maç, 307g, 204b, 169m, 1000ga, 718gy.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, ''mücadelinin ön plana çıktığı bir sezon yaşıyoruz'' dedi.
çapa, 3-1 kazandıkları mersin idmanyurdu maçı sonrasında düzenlenen basın toplantısında, sürprizlere açık bir sezon yaşandığını belirterek, ''bu anlamda iyi bir lig yaşanıyor ama futbol olarak umutlu değilim. mücadelenin ön plana çıktığı bir sezon yaşıyoruz. üretme ikinci planda kalıyor. daha çok ikili mücadelelerin olduğu yerde de hakem hataları ortaya çıkacaktır. hakemlere olan tepki de artmış oluyor. futbolu güzelleştirecek olan oyunculardır'' diye konuştu.
alınacak her puanın çok önemli olduğuna dikkati çeken çapa, konuşmasını şöyle tamamladı:
''ligin bitmesine 12 hafta kaldı. lig sonunda nasıl futbol oynadığınız değil, ligdeki yeriniz geleceğinizi belirliyor. bu 12 haftayı iyi değerlendirmek zorundayız. bugün oynanan oyundan memnunum. skor açısından değil, oyunu her anlamıyla iyi oynadık. üzerine koyarak iyi sonuçlar almaya devam etmek istiyoruz. taraftarın beklediği ve bizim de memnun olacağımız yerde ligi bitirmeyi hedefliyoruz.''
mersin idmanyurdu teknik direktörü giray bulak, gençlerbirliği'ne mağlup oldukları karşılaşma sonrasında rakiplerinin iyi oynadığını ve kazanmayı hak ettiğini söyledi.
sahada kazanma arzusu fazla olmayan bir görüntü sergilediklerini vurgulayan bulak, ''daha önceki maçlarda rakiplerimize bu kadar pozisyon vermiyorduk. yoğunlaşamadığımız bir maç oldu. oyun içinde çok pozisyon üretemedik, sonuç alacak üretkenlik olmadığı için de kazanamadık. bireysel hatalarımız da oldu. yediğimiz ikinci gol direncimizi kırdı ve bizi oyundan uzaklaştırdı. bu yenilgiye takılıp kalmamak gerekiyor. 6 puanlık bir maçtı ve rakibimizden uzaklaştık. bu stresli günlerde herkesin daha da dikkatli olması gerekiyor. kaybedilen puanlar canımızı çok sıktı, umarım telafi edebiliriz'' diyerek sözlerini tamamladı.
son 2 haftada önce deplasmanda ordu ve ardından evde eskişehirspor'a karşı kaybedilen 6 puanın ardından tüm morallerimiz altüst olmuştu. çünkü sezon başından beri ilk sıraları düşlerken bir anda düşme hattına yaklaşıyorduk. hele bir de rakip düşme hattında yer alan mersin idman yurdu olunca alınacak kötü bir sonuç takımın ve taraftarların tüm ibrelerini aşağıya doğru çevirecekti. işte bu haleti ruhiye içinde tanıl abiyle beraber güvenlik caddesinden stada kadar yürümeye başladık. bol bol laklak edip son gelişmeleri, takımın durumunu falan konuştuk. bu arada geçen hafta da maça gelen istanbullu arkadaşım aydoğan stad girişinde bizi bekliyordu. onu da aldık ve tribünlere doğru adımlamaya başladık. ilk polis kontrolünü geçip girişe yaklaştığımızda tanıl abinin tercih ettiği kapıya doğru yönümüzü çevirdik. çünkü çarşamba günü tanıl abiye bir mail atarak "abi bence artık totem zamanı! bu hafta maçı yan yana, omuz omuza" izleyelim demiştim. o da "evet buna ihtiyacımız var" diye cevap dönmüştü. yani o nerede maçı izlerse biz de onun yanında olacaktık! tanıl abi c bloğun en arka ve saatliye en yakın koltuğuna oturdu biz de onun önündeki sıraya...
maç öncesi selamlaşmaları, muhabbetler, şu bu derken takımlar sahaya çıktı. mersin'in kadrosu hiç de fena görünmüyordu. geçen yıl orduda oldukça iyi maçlar çıkartan culio, bizim eski futbolcumuz burhan eşer, sivas'ın 2 yıl üst üste zirve yarışına girmesindeki baş aktörlerden mehmet yıldız, trabzon'un defans oyuncularından milan stephanov, antep'in iyi topçularından ivan de souza... bizdeki en büyük süpriz ise devre arasında partizan'dan gelen "yetenekli" orta saha oyuncusu tomic'in 77 numaralı formayla ilk kez sahada yer alması idi.
bu arada tanıl abi galatasaray'lı olan aydoğan'a dönüp "ben de 80'lerde galatasaraylıydım ama gerçeği görüp gençlerli oldum! emin ol sen de kurtulabilirsin!" diyordu. aydoğan önce afalladı ama ardından politik bir cevapla, "ankara'ya yerleşirsem her türlü desteği veririm abi!" dedi ve sıyırdı...
maça oldukça panik başladık. sanki futbolcuların aklında "bu maçı kaybedersek kesin düşeriz!" gibi bir düşünce vardı. topa sahip olmak yerine acele ediyorduk ve bu yüzden bolca top kaptırıyorduk. derken biraz toparlanıp pozisyon bulmaya başladık. ama maç ortadaydı. neyse ki, 32'de tomic saatlinin önündeki kalenin sağından kullandığı köşe vuruşuna vleminckx kafasının en arka tarafı ile dokundu ve topu filelere gönderdi. haliyle morallerimiz bir anda tavan yaptı!
bundan 3 hafta önce 1-0 kazandığımız akhisar maçından sonra, gencler.org için gençlerbirliği'nin lig tarihi boyunca ankara'da 997. golünü attığı ve büyük dalyaya 3 gol kaldığına dair bir istatistik haberi yayınlamıştım. golden sonra aklıma bu geldi ve bizimkilere dönüp "998. golü attık kaldı 2!" dedim. golün ardından takım sakinleşmiş ve akıllı bir şekilde oynamaya ve topu tutup oyunu yönlendirmeye başlamıştı. ilk yarı 1-0 bitti.
devre arasında yanımıza pınar geldi. ona da 1000. golden bahettim biraz son maçların moral bozukluğu ile "önce 999 yapalım da!" dedi. "öööf" dedim güldüm. ikinci yarının başında frikikten jimmy topu filelere gönderince benim için asıl eğlence başladı. çünkü 1000'e 1 gol kalmıştı! etrafımdakilere sürekli "1000 olsun, 1000 olsun" diye düşüncelerimi aktarıyordum. ara ara tutulan "üç üç üç" temposuna durumun farkında olan bizim ekip "bin bin bin" diye bağırıyordu. oldukça eğlenceliydi!
maç ritüele bağlanmış devam ederken tanıl abi, "1000. golü kim atsın istersen?" diye sordu. kısa bir düşüncenin ardından "vleminckx atsın abi haketti" dedim. onaylar gibi kafasını salladı. ardından sahaya döndüm ve tosic'i gördüm. hemen arkamı döndüm ve "tosic atsın aslında abi bu yıl gol pozisyonuna girmemize en çok desteği sağlayan adam!" dedim. tanıl abi onu du da haklı bulmuş gibi kafasını salladı.
72'de değişiklik için zec saha kenarına geldi. sezon başında "iddaa ediyorum zec'in bu yıl 14 golü var!" diyen tanıl abiye dönüp, "abi zec kaç golde" dedim. güldü ve "daha üç golde be!" dedi. "abi" dedim, "eğer golü zec atarsa ben 3 gol sayacağım ve 6 olacak. uyar mı?" diye ekledim. güldü. sahaya döndüğümde zec rakip defans oyuncusundan topu kazanmış gole gidiyordu ve golünü attı! tribünde herkes çılgına dönerken ben daha bir çılgına dönüyordum! ardından tanıl abiye döndüm ve "abi zec 6. golünü attı" dedim güldük.
3-0'dan sonra futbolcular daha kişisel oynamaya başladılar ve skorda bu yüzden bir değişiklik olmadı. mersinlilerin gardı ise düşmüştü ama pozisyona girmeye çalışıyordu. bir pozisyonda ante ceza alanı içinde topa vurmak isterken burhan yere düştü ve hakem penaltıyı verdi. cluio farkı 2'ye indirdi ama devamında skor değişmedi ve 3 puanla maçı tamamladık.
3 puan ile moral bulduk. ama bence daha önemlisi sürekli kötü performans sergileyen petrovic bu maçta "top ayağındayken" daha iyi ve yaratıcı oynadı. takım olarak da genelde pek görmediğimiz kadar mücadeleci ve hırslı idik. günün tek negatif yanı ise avantajlı olmamıza rağmen maçın başındaki panik havamızdı. olası bir gol yememiz durumunda bu panik bizi boğabilirdi...
tomic'i de oldukça mücadele seven ve teknik bulduk. ayrıca ileri dönük oynarsa son 3 haftadır vleminckx ile kopuk olan hatlarımızı toparlayacağının da sinyallerini verdi.
3 hafta önce yaptığım haberden sonra, "eses maçında tribünde olamayacağım en fazla iki gol atın da 1000. golü tribünde olacağım mersin maçında beraber izleyeyim" diyen ural'ın ballılığına yaptığımız göndermeler eşliğinde stattan çıkışa doğru yol aldık.
dip not: penaltı pozsiyonunu lig tv özetlerinde birkaç kere izledim ama ante'nin burhan'a herhangi bir temasını göremedim.
19 mayıs stadyumu'nda farklı formalar altında çıktığı 2 maçta da gol atan emmanuel culio bu maçta da geleneği bozmayıp, farklı bir forma ile golünü atmıştır. culio'nun gol attığı diğer maçlar:
i had no idea until after i got home but it seems as if ermin zec today scored genclerbirligi's 1,000th home goal. useless statistic? yes. do i care? no. all i gave a damn about was the result and that has brought a big smile to my face.
genclerbirligi 3 – 1 mersin idmanyurdu
last week i was out bicycling around, soaking up the sun around eymir lake. watching the ducks frolic about and generally being thankful for the man-made climate change that had turned the usual dog-days of february into an idyllic spring festival.
all that has changed though and so it was with gloves and scarves and jackets and thermal underwear and other stuff that @spinesideburn and bernard joined me at the beer bus for today's match.
it was a pretty decent crowd considering the temperatures and the opposition. the same sort of match a couple of years ago would have got us a few hundred supporters, today there were a few thousand.
onto the match and well.... er...
mersin seemed to attack at the start, but nothing really eventuated. gencler sort of passed it about a bit but didn't look too sharp. bjorn had a decent chance at about the 13th but it was converted for a corner.
it was all a bit “meh” even though we started to dominate the half. then the spark that the match needed come from a corner from tomic in about the 32nd which found bjorn's head and was in.
one-nil up and half-time came around. the consensus was that the match wasn't the best but we certainly deserved to be ahead.
second-half and we put the knife in.
except for some strange refereeing decisions, cards to aykut and ante could prove to be annoying later on, we were pretty much in control. then a free kick outside the box that was beautifully taken by jimmy and beat the keeper.
not that much later ermin zec was brought on and within seconds he latched onto a defensive mistake near the half-way line, ran through and struck it left-footed just inside the left hand side of the box... the keeper had no chance.
three-nil up and still a good 30 minutes to play. i reckon we should have scored some more but... well... i don't care we were still 3-0 up.
sort of towards the end mersin were awarded a penalty (i'm not sure if it was deserved) and they finally got onto the scoreboard. mersin kept up the attacks and ramazan was finally forced to make some saves but generally mersin didn't look very threatening.
and so gencler stay in the hunt for that glorified place that is ninth on the table.