üst sıralarda kalmak için önemli maç 28/8/2012 gencler.org + klasspor.com mehmet ali çetinkaya
süper lig'in ilk iki haftasında 4 puan toplayan gençlerbirliği, milli maç arasından önceki son maçında orduspor'u ağırlayacak. averajla puan cetvelinde 2. sırada yer alan kırmızı-siyahlılar ligin henüz başı olmasına rağmen üst sıralarda kalmak için mücadele verecek. orduspor ise gençlerbirliği gibi ilk iki maçta 4 puan topladı. 2 gol atıp kalesinde henüz gol görmedi. hector cuper yönetimindeki mor-beyazlılar sezona iyi başladılar. ve oldukça moralliler.
9. maç
gençlerbirliği ile orduspor lig tarihi boyunca 9. kez karşı karşıya gelecekler. bundan önce oynanan 8 lig maçında alkaralar’ın karnesi şöyle: 4g, 3b ve 1m. bu maçlarda 12 gol atıp, filelerinde 6 gol gördüler.
ankara'da oynanan maçlarda ise gençlerbirliği'nin 3-0'lık üstünlüğü var. 1 maç da beraberlikle sonuçlandı. ilgili maçlarda kırmızı-siyahlılar rakip fileleri 10 kere havalandırırken kalelerinde sadece 3 gol gördüler.
anı
26 yıl sonra süper lig'e çıkan orduspor'u hayatımda ilk kez geçen sezon ankara’da izlemiştim. lige çok iyi başlamışlar fakat ardından büyük bir düşüş evresine girmişlerdi. başlarında eski futbolcularımızdan metin diyadin vardı. ligin 15. haftasında biz yerimizi koruma, onlar da çıkış yapma telaşında idiler.
ilk yarıda orduspor bizden daha iyi ve istekli idi. ama devre 0-0 bitmişti. ikinci yarının hemen başında yediğimiz gol (ilk yarıdaki halimizi de düşününce) morallerimizi yerle bir etmişti. ama 3 dakika sonra yasin ve golden 9 dakika sonra da tum'un golleri ile bir anda öne geçmiştik. sonrasında skoru korumayı başarıp, son dakikalarda zec'in oyuna girer girmez attığı golle maçı 3-1 almıştık.
maçtan sonra futbolcuların ve tribündeki yaşlıca bir amcanın oynadığı fidayda ise görülmeye değerdi. güzel bir maç, güzel bir gün ve güzel bir akşam yaşamıştık.
spor toto süper lig'de 3.haftanın açılış maçında gençlerbirliği ile karşılaşacak olan orduspor bugün ankara'ya hareket etti.
izinli jean jacques gosso, sakatlıkları devam eden hasan kabze ve selçuk şahin zorlu maçta takımda yeralamayacak isimler olurken, oynadığı futbol ile cuper'in gözüne girmeyi başaran nizamettin çalışkan, ankara'dan 3 puan ile dönmek istediklerini belirterek, şunları söyledi:
"galibiyet için ankara'ya gidiyoruz. 3 puanla geri dönmek için elimizden geleni yapacağız. lige iyi başladık. iyi hava yakaladık. inşallah gençlerbirliği maçından 3 puanı alarak döneriz."
orduspor'daki performansını da değerlendiren çalışkan, "ileriki zamanlarda daha iyi olacağımı düşünüyorum. ordu'ya daha fazla katkım olacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
orduspor kafilesi karayolu ile trabzon'a, ardından da maçın oynanacağı ankara'ya gidecek.
spor toto süper lig 3. hafta maçında gençlerbirliği ile orduspor 1-1 berabere kaldı. 19 mayıs stadı'nda oynanan karşılaşmada orduspor'un golünü 7. dakikada torres atarken, gençlerbirliği'nin golünü 61. dakikada hurşut kaydetti.
maçtan dakikalar
karşılaşmanın 7. dakikasındaki ilk tehlikeli atak golle sonuçlandı. gençlerbirliği defansının arkasında topla buluşan torres'in şutunda mehmet sedef'e de çarpan meşin yuvarlak, ağlarla buluştu: 0-1.
15. dakikada jimmy'nin sağdan yaptığı ortada zec, topa kafayla dokundu. meşin yuvarlak, direğin üzerinden auta çıktı.
20. dakikada müslüm'ün gençlerbirliği ceza alanın sol çaprazından yaptığı plase vuruşta top az farkla kale direğinin üstünden dışarı çıktı.
24. dakikada jimmy durmaz'ın, orduspor kalesini karşıdan gören pozisyonda yaklaşık 30 metreden sert şutunda top üst direkten oyun alanına geri döndü.
30. dakikada gençlerbirliği ceza alanı çizgisi üzerinde stancu, topu, uygun durumdaki müslüm'e verdi. bu futbolcunun plase vuruşunda meşin yuvarlak, kale direğinin yanından auta gitti.
44. dakikada tosic, topu uygun durumdaki zec'e verdi. bu futbolcunun, ceza alanına girer girmez dönerek vuruşunda kaleci fornezzi topu kornere çeldi.
maçın ilk yarısı orduspor'un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.
61. dakika orduspor defans oyuncularından seken topu ceza alanının sağında önünde bulan hurşut, düzgün bir vuruşla takımına beraberliği getiren golü kaydetti: 1-1.
67. dakikada stancu'nun gençlerbirliği ceza alanının sol çaprazından sert şutunda kaleci ramazan, topu yumruklayarak, taça gönderdi.
68. dakikada lukic'in orduspor ceza alanının solundan yerden sert ortasında zec, topa yatarak dokunmayınca gençlerbirliği, skor üstünlüğünü elde edemedi.
84. dakikada hurşut'un orduspor ceza alanı sağından kullandığı korner atışında ceza alanında iyi yükselen lukic, topa kafayla vurdu. kaleci fornezzi'den dönen meşin yuvarlağı önünde bulan kulusic'in şutunda meşin yuvarlak üstten auta çıktı.
88. dakikada mehmet kara'nın pasında topla orduspor ceza alanına giren zec'in şutunda kaleci fornezzi, meşin yuvarlağı iki hamlede kontrol etti.
89. dakikada umbides'in gençlerbirliği ceza alanının sağından yaptığı ortada torres, topa kafayla vurdu. meşin yuvarlak kale direğinin yanından az farkla oyun alanını terk etti. karşılaşma 1-1 beraberlikle sona erdi.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, “1-0'dan sonra bir süre orta sahada dengeyi kuramadık” dedi.
spor toto süper lig'in üçüncü haftasında sahasında orduspor ile 1-1 berabere kalan gençlerbirliği'nde teknik direktör çapa, maçın ardından düzenlediği basın toplantısında, takımdaki sakatlıklar nedeniyle yeni bir kadro kurgusu zorunluluğunun ortaya çıktığını söyledi.
ellerindeki oyunculara göre maça en iyi kadroyla çıkmaya çalıştıklarını belirten çapa, “oyun başladıktan 5 dakika sonra orduspor'a karşı geriye düştüğümüzü, maçı çevirmenin zor olduğunu herkes kabul edecektir. 1-0'dan sonra bir süre orta sahada dengeyi kuramadık” diye konuştu. çapa, maçın belirli bölümlerinde yürekleriyle oynadıklarını dile getirerek, “çok fazla istedik, ancak mantıklı oynayabilseydik işimizi kolaylaştırabilirdik. daha fazla aklımızla oynayıp, duygularımızı arka plana atmalıyız” ifadesini kullandı. akhisar belediyespor ile geçen haftaki beraberliğe sevindiklerini hatırlatan çapa, “ancak bugün '1 puan için sevindik' diyemeyiz. çünkü çok pozisyon vermedik. maçı kazandıracak 3-4 pozisyon da yakalamıştık” dedi. çapa, takımın yeni transferleri serkan kurtuluş ile sırp radosav petroviç'in, takımı henüz tanımamasına karşın neden ilk 11'de oynatıldığına ilişkin bir soru üzerine de bu futbolcuları, takımdaki sakat oyuncuların yerine oynatmak durumda kaldığını ifade etti.
gençlerbirliği: ramazan köse, dusko tosic, ante kulusic, serkan kurtuluş (dk. 64 debatik curri), mehmet sedef, radosav petrovic, hurşut meriç, jimmy durmaz, özgür ileri (dk. 46 mehmet kara), ermin zec, ekigho ehiosun (dk. 46 dejan lekic)
blackburn rovers'dan transfer ettiğimiz radoslav radovic (ortada oynadı), galatasaray'dan gelen serkan kurtuluş (sağ bekte oynadı) ve samsunspor'dan gelen ekigho ehiosun'un (en ileride, zec ile oynadı) gençlerbirliği formasını ilk kez giydikleri maç.
her 9-6 çalışan gibi ben de koştura koştura maça yetişmek için uğraşıyorum. çünkü hafta içi oynanacak olan bir lig maçının saat 19’da oynanmasının saçma olduğunu bir kere daha yazmaya sıkılıyorum ama büyük (!) federasyonumuz ile digitürk el ele verip, bir kere daha bu kör saate maç koymaya hiç sıkılmıyorlar!
herşeye rağmen, 2012-13 sezonunda ilk kez tribünde yerimi alacağım için oldukça heyecanlıyım. stada girip maraton tribününe yüzümü çevirdiğimde daha önce hiç karşılaşmadığım bir sahne ile karşılaşıyorum. tribündeki herkes en arka 2 koltuk ve onun arkasına sıkışmış durumdalar. önce afallıyorum ama merdivenlerden çıkarken insanların güneşten kaçtıklarını fark ediyorum. 5-6 dakika sonra rafi abi, abreg ve tanıl abinin daveti ile maça gelen rober koptaş’ı görüyorum. yanlarına gidip “hoş geldiniz” diyorum.
âdete uyarak biz de en arkaya geçiyoruz. rober ve rafi abi ile muhabbet ediyoruz. bu arada sahada alışık olmadığımız bir şekilde kaleci hariç 10 değil 11 futbolcu ısınıyor. bunu, “fuat hocanın bir kişide kararını son dakika vereceği” olarak yorumluyoruz. maç saati yaklaştıkça rafi abi heyecandan yerinde duramamaya başlıyor. bir ara ortadan kayboluyor. bir bakıyoruz ki maratonun saatliye en yakın olan tarafında volta atıyor. aklıma erdem ve ural’ın antalya maçında rafi abinin en arkada ve en uzakta heyecandan yerine oturmadan maçı takip etmesi geliyor. o yüzden şaşkınlığımı üzerimden atıyorum.
bu arada ömer abim, eşi, ufaklıklar ve ismail dayımı görüp yanlarına gidiyorum. bu sahneye en son (yanlışım yoksa) 2004-05 sezonunda gördüğüm için çok mutlu oluyorum. çünkü bu an, aynı zamanda takıma olan güveni gösteriyor. tanıdıklar tribünü doldurmaya devam ediyorlar. gördüklerimin yanına gidip 3-5 cümle ediyorum.
maçın başlama düdüğü sırasında etrafıma bakınıyorum. maratonun neredeyse %80’i dolu durumda. mesai günü ve kör bir saatte tribünün bu kadar dolması da takıma olan güveni göstermesi açısından önemli bir veri olarak aklıma kazınıyor. geçen yıl kale arkasında olan grup maratonun sağında yer alıyor. kapalının normalde deplasman tribünü olan solunda ise antalya maçında olduğu gibi yine altyapı öğrencileri ve velileri doldurmuş durumda. saatlide de beklediğimden çok ordusporlu var.
aykut’un cezalı, azo, (sanırım) oktay’ın sakatlığından ve ileride etkisiz kalan lekic’den ötürü 3 yeni transferle maça başlıyoruz. ekigho ileride, serkan kurtuluş sağ bekte ve petrovic tam ortada başlıyor. ilk dakikalar iki takımın birbirini tartması ile geçiyor. ama geçen yıl en önemli özelliğimiz olan ortadan top çıkmayı bir türlü başaramıyoruz. petrovic birkaç defansif hamle ve kafasını kaldırarak oyunu okumaya çalışan hareketle “iyi olacağını” gösteriyor. fakat şu anda yetersiz ve desteksiz kalıyor. bu yüzden oyunu jimmy’nin sağ ve hurşut’un sol kanadına yıkmaya çalışıyoruz. derken 7. dakikada orduspor sahasından bir top şişiriliyor. kafamı sağa çevirdiğimde ordusporlu oyuncunun bizimkilerden en az 10 metre ileride olduğunu görüp şaşırıyorum. yan hakeme, akabinde orta hakeme bakıyorum ama oyun devam ediyor. ramazan oyuncunun açısını daraltmak için çıkıyor, oyuncu solundaki orduluya topu çıkarttığında mehmet sedef oyuncu ile kaleci arasına girip topa hamle yapıyor ama top sekip kaleye giriyor. şaşkınız! uzun süre pozisyonun ofsayt olduğunu konuşuyoruz. (ama akşam, eski yenide maç özetini izlerken, en uzaktaki serkan kurtuluş’un anlık hata ile ofsaydı bozduğunu göreceğiz.)
ardından takım sürekli kanatlardan yükleniyor. güzel bir baskı kuruyoruz ama bir türlü gol gelmiyor. derken jimmy’nin sol kanattan içeri doğru geçip çektiği efsanevi şut üst direkte patlıyor. o an tribünde öyle bir hareketlenme oluyor ki! herkes ayağa fırlıyor ve bir anda tezahürata başlanıyor. takım baskıya devam ederken orduspor, kendi sahasında kaptığı topu ilk golde olduğu gibi gençler defansının arkasına şişirmeye çalışıyor. zec’in çaprazdan şutunu kaleci çıkardıktan ve orduspor’un bir müsait pozisyonundan sonra ilk yarı bitiyor.
devre arasında yeni gördüklerimle selamlaşıp bir yandan da maçın kritiğini yapıyoruz.
maçın başında kara-kızıl’ın tellere astığı "çizgi metin gözün arkada kalmasın. sol çizgi boş kalmayacak” pankartının ilk yarının ortalarında (muhtemelen) polisten gelen uyarı ile indirilmesi en saçma anlardan biriydi. 19 mayıs’taki saçma yasaklardan birini daha yaşamış olduk!
ikinci yarıya ekigho yerine lekic ve özgür’ün yerine mehmet kara oyuna giriyor. mehmet kara ve petrovic, iyi bir ikili oluşturuyor ve orta sahada biraz daha etkin oluyoruz. lekic’in boyu da düşünülerek sağlı-sollu ortalar ile orduspor kalesi ablukaya alınıyor ve sedef’in ortası ve ordusporlu defans oyuncusunun uzaklaştırmak isterken sağ kanatta topu önünde bulan hurşut’un sert ve yerden vuruşu ile beraberliği yakalıyoruz. yaklaşık %90’ı dolmuş olan maraton tribünündeki hareketlenmeyi, haykırışları ve gol seslerini görmeliydiniz!
ardından baskı sürdürülüyor ve lekic’in ofsayttan attığı gol, lekic’in soldan orta-şut karışımı vuruşuna kimsenin dokunamaması, hurşut’un kornerinde lekic’in güzel kafasını kalecinin çıkartması ve petrovic’in kalenin dibinde topu dışarı atışı ve zec’in çaprazdan topu kaleciye nişanlaması ile galibiyet golü bir türlü gelmiyor. orduspor ise genelde cılız olsa da, david baral’ın maçın sonlarında köşe vuruşundan gelen topu, kalenin tersini nişanladığı nefis bir kafa vuruşu yapıyor.
maç 1-1 sona eriyor. bir yandan galibiyet gelmediği için üzülürken bir yandan da sezon başı ve kör bir saat olmasına rağmen tribünler dolmaya başladığı için yenilmediğimize seviniyoruz. rafi abi, rober ve abreg ile tribünler tamamen boşalmışken fotoğraf çekiniyoruz. ardından eski yeni’ye doğru gitmek için abreg’in gardaki arabasına doğru yürümeye başlıyoruz. bu arada rober, abreg’in ermenicede ‘yaşasın’ anlamına geldiğini söylüyor. abreg, “bundan sonra abreg gençlerbirliği diye tezahürat yapabiliriz” diye prim yapmaya çalışıyor. ben de “viva gibi yani!” diye ekliyorum.
yolda bir yandan rober’in tribünümüz hakkındaki görüşlerini alıyordum, bir yandan da tribün kültürümüzü, 19 mayıs stadındaki “sert/gereksiz/anlamsız” uygulamalardan bahsediyorum. rober’in tribünde en şaşırdığı olayın kimsenin küfretmemesi ve hakemi eleştirmek için yapılan “acemi hakem” tezahüratı olduğunu öğreniyorum.
eski yenide yapılan laklak, benim 1 saat sonra kalkışım ve yatağa uzanmışken rober’in twiter’dan paylaştığı “eğlence” fotoğraflarına “vay arkadaş 2 dakika uzaklaştık olaya bak!” diye tepki verişim ile bir maç anısı daha tamamlanıyor…
ankara valisi'nden metin kurt'a büyük saygısızlık! 01/09/2012 haber.sol.org.tr
gençlerbirliği taraftarının metin kurt'u anmak için tribüne açtığı pankarttan rahatsız olan ankara valisi yüksel, pankartın indirilmesi talimatı vererek büyük bir saygısızlığa imza attı.
geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz milli takım ve galatasaray'ın unutulmaz sol açığı, devrimci spor emekçisi metin kurt'a ankara valisi alaaddin yüksel tarafından büyük bir saygısızlık yapıldı. dün ankara 19 mayıs stadyumu'nda oynanan gençlerbirliği - orduspor maçını izlemeye gelen vali yüksel, devrimci spor emekçisi metin kurt'u anmak için gençlerbirliği taraftarının hazırladığı pankarttan rahatsız olarak indirilmesi talimatını verdi.
gençlerbirliği taraftarının ankara'da oynanan orduspor maçında tribünde açtıkları, "çizgi metin gözün arkada kalmasın. sol çizgi boş kalmayacak" yazılı pankart maçın 20. dakikası sırasında sonra polisler tarafından kaldırıldı.
"metin kurt ölmedi kalbimizde yaşıyor"
polisler vali yüksel'in pankarttan rahatsız olduğunu ve pankartın indirilmesi için talimat aldıklarını belirterek taraftarların tepkilerine rağmen pankartı indirdi. valinin tutumuna tepki gösteren maraton tribünündeki taraftarlar "metin kurt ölmedi kalbimizde yaşıyor" şeklinde slogan attı.
dip not: pankartta metin kurtun fotoğrafı ve yanında "çizgi metin gözün arkada kalmasın. sol çizgi boş kalmayacak" yazıyordu.
gençlerbirliği’nin uğuru tribündeydi rober koptaş 06/09/2012 agos
gençlerbirliği futbol takımının yükünü en zor zamanlarında sırtlayan bir avuç ankaralıdan biri olan, ancak sonraki yıllarda kulüpten ve şehirden ayrılmak zorunda kalan rafael demircan’ın hikayesini, nisan ayında agos’un sayfalarına taşımıştık. gençlerbirliği’nden uzaklaştıktan sonra ailesiyle birlikte avustralya’ya göç eden, ancak yüreğinde her zaman takımının ve memleketinin sevgisini taşıyan rafael (raffi), ya da kulüptekilerin bildiği adıyla rıfat demircan’ın hikâyesi, özellikle gençlerbirliği taraftarlarının ilgisini çekti; forumlarda, internet sitesinde çokça okundu. ardından, bir grup gençlerbirlikli, sevdikleri takım için emek vermiş ama haksızlığa uğramış raffi abi’lerini ankara’ya davet etti. gençlerbirliği’nin geçen hafta ankara’da orduspor’la yaptığı süper lig karşılaşmasını, tribünde raffi abi ve çevresindeki gençlerle birlikte izledik, onun heyecanına ve mutluluğuna yakından tanık olduk.
ankara benim için deplasman, onun için iç saha olduğundan, daha sabah saatlerinde ardı ardına telefonlarla ağırlamaya başladı beni: “saat tam kaçta geleceksin? araba gönderip aldırayım mı? maçtan önce bir şeyler yer misin? hangi tribünde seyretmek istersin?..” heyecanına bıyık altından gülerek, stadın yolunu bulabileceğimi, aç olmayacağımı ve kendisi nereden seyredecekse (elbette taraftarların arasında seyredecekti) orada olacağımı söyledim. stadın önüne düştüğümde, kendisine eşlik eden gençler’in genç akademisyen taraftarlarından abreg çelem’le birlikte karşıladı beni. spor yazarları derneği lokali’nde birer çay içip hasret giderdikten sonra, tribüne geçtik.
el üstünde
röportajı okuduktan sonra ankara’dan onunla ilk temas kuran kişi olan mehmet ali çetinkaya, bir hafta önce manisa deolasmanına birlikte gittikleri, çocukları ve çocuklarının arkadaşlarıyla kocaman bir aile olarak tribündeki yerini alan şener köseoğlu, iletişim’den çıkan ilk kitabının heyecanını taşıyan mahir ünsal eriş, agos’un ankara gönüllüleri emre can dağlıoğlu ve can öktemer, raffi abi’nin röportajını internetten ilk duyuran erdem ceydilek ve adlarını anımsayamayacağım çok sayıda gençlerbirlikli, raffi abi’nin etrafında fırdönüyor, onunla hem arkadaşlık ediyor, hem de bir ihtiyacı, bir arzusu var mı, keyfi yerinde mi diye ona göz kulak oluyordu.
gençler 1-0 geriye düştükten sonra beraberliği sağladığı halde maçı çevirecek ikinci golü bulamasa da, zevkli, eğlenceli bir maç oldu. ne olursa olsun küfür etmeyen, hakeme en fazla “acemi hakem!” diye yüklenen gençler tribününün adabına hayran kalırken, futbolu sadece kazanmak için değil, güzel bir oyun olduğu için sevmenin güzelliğini de bir kez daha görmüş oldum. raffi abi maçın büyük bölümünü bizden uzakta, heyecanla volta atarak, yalnız başına izlemeyi tercih ederken, içindeki futbol sevgisinin geçen yıllara rağmen azalmamış olmasına hayran olmamak elde değildi. her fırsatta yanına gelen gençlerle, çiçeği burnunda gençlerli jimmy durmaz’ın direkten dönen topunu, takımın durumunu, yediği golde ofsayt olup olmadığını konuşurken, sanki yıllardır avustralya’da yaşayan o değilmiş gibi, tam bir ‘angara bebesi’ydi.
cavcav onurlandırdı
rafael demircan, üç aylık ankara ziyaretini 15 eylül’de bitirip avustralya’ya dönecek. ancak bundan sonra yolunun ankara’ya çok daha sık düşeceğini biliyoruz. gidişi suskun olmuştu ama dönüşü hem kendisi, hem de çevresindekiler için büyük bir mutluluk kaynağı oldu. nasıl olmasın? pek de iyi bir şekilde ayrılmadığı kulüp başkanı ilhan cavcav dahi, kulübün yaz spor okullarının açılışında, yüzlerce gencin gözü önünde, onu, üzerinde ’06 raffi abi’ yazan bir formayla onurlandırdı. böylece, rıfat olarak uzaklaştığı ankara’ya, raffi olarak dönmüş oldu.
gençlerbirliği’nin uğuru ermeni rıfat, melbourne’a bir galibiyet, iki beraberlikle, namağlup bir şekilde uçacak. “beni el üstünde taşıdılar, gençleştirdiler, kendime getirdiler. tanıl bora, akif kurtuluş, gençlerin hepsi… allah bu çocuklardan razı olsun ” diyor ve daha şimdiden, bir sonraki yolculuğun planlarını yapıyor.
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun 08.09.2012 tarih ve 7 sayılı toplantısında almış olduğu karar aşağıda belirtilmiştir.
- gençlerbirliği spor kulübünün, 31.08.2012 tarihinde oynanan gençlerbirliği - orduspor spor toto süper lig müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 5.000-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
maçtan önce rafael abi'yle otelinde buluştuk. daha sonra bu maçta misafirimiz olan rober koptaşı karşılayıp stada geçtik. nedenini bilmiyorum ama rüzgarlı tarafındaki kapı yine kapalıydı, gençlik parkı tarafından da araç girişi yassak olduğu için arabamızı gar'a bırakmak zorunda kaldık.
misafirimizi biraz yürüttükten sonra geldiğimiz tsyd lokali'nde bir şeyler içip tribüne daha sonra geçmeye karar verdik. burada camianın eskilerinden olan rafael abi yan masalardaki tanıdıklarıyla kısa sohbetler ederken bir yandan da rober'e ana hatlarıyla camiamızın özel yönlerini, taraftarlık anlayışımızın türkiyedeki hakim taraftarlık yapısından farklılaşan yanlarını anlatma çabasına girdik. orada anlatılanlar ve daha da önemlisi tribünde gördükleri kendisini çok etkilemiş olacak ki bir kaç gün sonra agos gazetesi'nde gençlerbirliği ve taraftarlarından övgüyle bahseden uzun yazısını gördük.
yine lokalde otururken kimsenin akıl erdiremediği(?) gizem dolu bedava bilet bağlantıları konusunda kafamda ışıklar yanmasına neden olan bir buluşmaya da uzaktan şahit oldum, herneyse...
lokal bahçesinde fazla vakit kaybetmeden tribüne geçtik, aslında içeri erken girip biraz da boş tribünde oturalım demiştik ama alışık olmadığımız bir kalabalık vardı tribünde; nitekim daha sonra maraton dolmuştu. aylardır hasret kaldığım stada girişin ardından arkadaşlarla muhabbet ederken maç saati geldi çattı.
sanırım hazırlık döneminde takımda bazı dengeler tam anlamıyla oturmamış, zaten bunu dışarıdan duyduğum kadarıyla kulüpten yetkili ağızlar da söylüyor. topçuların yerleri, bazı taktikler sürekli olarak değişiyordu. bu haliyle bakınca geriye düştüğümüz bir maçtan beraberliği kurtarmamız bile olumlu karşılanmalı bence; hele hele orduspor'un nasıl soğukkanlı davrandığını gördükten sonra...
*** maç başında maraton tribününe metin kurt anısına bir pankart asıldı. kendi kulübünün bile sahip çıkmaya cesaret edemediği bir futbol emekçisini bizim tribünümüzün hatırlamasına sevindik. ancak bir süre sonra pankart indirildi; o an anlam veremedik. daha sonra öğrendik ki ankara valisi polislere talimat vermiş indirilmesi için... başlıca görevi ankara halkının her alanda kendisini ifade etme özgürlüğünü güvence altına almak olan valinin, ve staddaki vazifesi asayişi sağlamaktan ibaret olan polisin bu keyfi hareketini kabul etmemiz mümkün değildi ve alkaralar olarak aşağıdaki açıklamayı yayınladık maçtan sonra:
maçın ardından sosyal paylaşım sitelerinde taraftarımız ikiye bölündü. bir grup, pankartı savunuyor ya da içeriği ne olursa olsun taraftara ait olan alana polis müdahalesini reddediyordu; bir diğer grup ise kulübün ve taraftarın iradesinin vali-polis tarafından ayaklar altına alınması pahasına kendi benimsemediği bir siyasi görüşe selam çakan bu pankartın indirilmesini canhıraş bir şekilde sahiplenmişti... velsahıl, tepkilerin ardından valinin açıklaması gecikmedi, özetle ben tribünde değildim, dolayısıyla talimatı ben vermedim ama tribünde olsam yine indirtirdim diyordu. açıklamasındaki hatalara ve çelişkilere cevabımız yine gecikmedi:
kişisel olarak hala aynı noktadayım: tribünler -kendi düşüncesini diğerlerine dayatmamak ve tribünü kendi alanı haline getirme çabasına girmemek koşuluyla- farklı düşüncelerin kendini ifade edebileceği bir mekan olmalıdır. buna karşı tahammülsüzlük ise ciddi bir sorundur. ayrıca her ne olursa olsun, bizim camiamız dışından yani validen ve polisten gelecek bir müdahale kesinlikle kabul edilemez. ***
maçın ardından tabii ki dostlarla birlikte sakarya'daydık. maçları maç olmaktan çıkarıp bir ritüele dönüştüren keyifli anları paylaştık yine...
muhtemelen, maçtan sonra kale aekasindan sahaya giren ve kaleci ramazandan formasini almak isteyen taraftar yuzunden gençlerbirliğine 5 bin lira ceza verildi.