spor toto süper lig'in 33. haftasında 11 mayıs cumartesi günü oynanacak beşiktaş-gençlerbirliği maçının biletleri 8 mayıs çarşamba günü satışa çıkarılacak.
siyah-beyazlı kulüpten yapılan açıklamada, biletlerin 8 mayıs çarşamba günü bjk bonus card sahipleri için satışa sunulacağı bildirildi. biletix'ten satışa çıkacak biletlerin tükenmemesi durumunda 9 mayıs perşembe günü genel satışa çıkarılacağı kaydedildi.
her taraftarın en fazla 3 adet alabileceği biletlerin "www.biletix.com" internet sitesinden, biletix çağrı merkezi'nden ve biletix stantlarından alınabileceği ifade edildi.
vıp üst d.....: 385 lira vıp üst b&e...: 250 lira vıp üst a&f...: 195 lira vıp alt c&d...: 195 lira vıp alt b&e...: 180 lira vıp alt a&f...: 140 lira numaralı orta.: 140 lira numaralı kenar: 125 lira kapalı üst....: 125 lira kapalı alt....: 110 lira yeni açık.....: 35 lira eski açık.....: 30 lira rakip takım...: 30 lira
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, sezon sonundan başkent ekibinden ayrılacak olması hakkında konuştu.
gençlerbirliği kulübü başkanı ilhan cavcav'ın önümüzdeki sezondan itibaren birlikte çalışmayacaklarını açıkladığı teknik direktör fuat çapa, "profesyonel ilişkilerde böyle ayrılıklar yaşanabilir" dedi.
cavcav'ın "ayrılık" açıklamasının ardından konuşan çapa, iki maçı profesyonelce en iyi şekilde geçirip önlerine bakacaklarını söyledi.
çapa, her iki tarafın da profesyonelce davrandığını ve gelecek planlaması yaptığını belirterek, "bayern münih de teknik direktörü ile başarısız olduğu için yollarını ayırmadı. profesyonel ilişkilerde böyle ayrılıklar yaşanabilir" diye konuştu.
gençlerbirliği'nde aile ortamı içerisinde güzel iki yıl geçirdiğine değinen çapa, şunları kaydetti:
"futbolcular, kulüp personeli ve yönetimiyle güzel bir ortam yakaladık. güzel bir şekilde sonlandırıyoruz. kırgınlık değil, sadece aileden ayrılmanın burukluğunu yaşıyorum. güzel bir burukluk diyebilirim. önümüzde çok önemli iki karşılaşma var. bu karşılaşmalarda gençlerbirliği camiasına yakışır bir şekilde çıkıp mücadele edeceğiz ve kazanmak için elimizden geleni yapacağız."
çapa, teknik direktörlük kariyerine türkiye'de devam etmek istediğini sözlerine ekledi.
spor toto süper lig'de iddiası bulunmayan gençlerbirliği, 33. hafta maçında cumartesi günü deplasmanda beşiktaş'ı yenerek prestij kazanmak istiyor. küme düşme tehlikesi yaşamayan ve avrupa kupalarına katılma şansı bulunmayan başkent temsilcisi, galatasaray ile fenerbahçe'nin ardından beşiktaş'ı da mağlup etmeyi hedefliyor.
haftaya 44 puanla 7'nci sırada giren kırmızı-siyahlılar, ayrıca önümüzdeki sezon takımın başında yer almayacak teknik direktör fuat çapa'ya beşiktaş deplasmanında üç puan hediye etmeyi arzuluyor. gençlerbirliği, beşiktaş ile sezonun ilk yarısında ankara'da 1-1 berabere kaldı.
inönü stadı'nda saat 20.00'de başlayacak maçı, barış şimşek yönetecek.
6 eksik var
gençlerbirliği'nde, beşiktaş maçı öncesi eksik futbolcuların çokluğu teknik ekibin canını sıkıyor.
başkent ekibi, istanbul'a 6 futbolcusundan yoksun gidecek. kırmızı-siyahlılarda, sakatlıkları bulunan serkan, tomic, kulusic, kaleci ramazan ve hurşut ile sarı kart cezalısı özgür, beşiktaş deplasmanında takımlarını yalnız bırakacak.
gençlerbirliği'nde, beşiktaş karşılaşması öncesi 3 futbolcu da sarı kart sınırında bulunuyor. zec, azofeifa ve aykut, sarı kart görmesi durumunda ligin son haftasında bursaspor'a karşı forma giyemeyecek.
f.bahçe & g.saray'ı yendi
gençlerbirliği, bu sezon üç büyüklerden galatasaray ve fenerbahçe'yi mağlup etmeyi başardı. kırmızı-siyahlılar, sarı-kırmızılıları 25. hafta maçında türk telekom arena'da 1-0'lık skorla geçerken, 30. hafta mücadelesinde de fenerbahçe'ye ankara'da 2-0'lık sonuçla üstünlük kurdu.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa: "beşincilik şansımız devam ediyor. beşiktaş karşısında alacağımız galibiyet bize çok şey kazandıracak"
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, spor toto süper lig'de oynayacakları beşiktaş maçına ilişkin "sezonu kapatmadık. beşincilik şansımız devam ediyor" dedi.
fuat çapa yaptığı açıklamada, inönü stadı'nda yenilenmeden önceki son karşılaşmada siyah-beyazlı camianın duygulanacağını, kendilerinin de bu atmosferi avantaja çevirmek için çalışacağını söyledi. istanbul'da elde edecekleri galibiyetin kendilerine çok şey kazandıracağını ifade eden çapa, sezonu 5. tamamlama umutlarının henüz bitmediğine dikkati çekti.
rakiplerin birbirleriyle oynamasının kendileri için avantaj yaratabileceğini belirten çapa, "böyle bir durumdan faydalanabilmemiz için mutlaka 3 puan almalıyız. sezonu kapatmadık ve beşiktaş karşısında alacağımız galibiyet bize çok şey kazandıracak" diye konuştu. inönü stadı'nda duygusal bir ortam oluşacağını kaydeden çapa, "stat tadilata girecek. son karşılaşma olduğundan rakibimiz ekstra motive olacaktır ancak aynı neden benim oyuncularımı da motive edecek" diyerek sözlerini tamamladı.
gençlerbirliği teknik direktörü olarak istanbul'da son maçına çıkacağını ve ankara'da bursaspor karşılamasının ardından kırmızı-siyahlı taraftarlara veda edeceğini dile getiren çapa, başkentte güzel günlerinin geçtiğini ve büyük deneyim kazandığını belirterek, sözlerini tamamladı.
beşiktaş taraftarı bjk inönü stadı ile resmen vedalaşacak. karşılaşma için 180 bin bilet talebi bulunurken, bazı ünlüler son maç için nostalji yaptı, kapalı tribünden bilet aldı.
beşiktaş, mabediyle bugün resmen vedalaşacak. 66 yıldır ter döktükleri bjk inönü stadı’nın yıkımı öncesindeki son resmi maç, bugün oynanacak beşiktaş-gençlerbirliği arasında olacak.
kulüp “veda” için özel bir program düzenlemezken, taraftar ise çeşitli etkinlikler organize edecek. inönü’nün yıkılmasıyla beşiktaş’ta beyaz bir sayfa açmayı düşünen beşiktaş taraftarı, bundan dolayı beyaz formalarıyla gençlerbirliği karşılaşmasını seyredecek.
gençlerbirliği maçının ardından stat koltuklarının sökülmemesi ve taraftarın sahaya girmemesi için yönetim, karşılaşma öncesinde tribünleri uyaracak. siyah-beyazlılar, sahaya girilmesi halinde yeni sezona cezalı başlayacakları yönünde uyarılarda bulunacak. yaklaşık 180 bin kişinin bilet talebinde bulunduğu bugünkü maç öncesinde, beşiktaş camiasının tanınmış yüzleri de maçta olacak. özellikle sanat dünyasındaki beşiktaşlılar son bir kez kapalıda maç seyretmek için bilet aldılar.
son golü kim atacak?
27 kasım 1947’de beşiktaş ile isveç’in aık solna takımı arasında oynanan maçla açılışı yapılan bjk inönü stadı’nda ilk golü efsane başkan süleyman seba atarken, maç da, 3-2 siyah-beyazlıların mağlubiyetiyle sonuçlanmıştı. 1952’de siyasi nedenlerle adı mithatpaşa stadyumu’na çevrilen stat, 1973’de tekrar inönü stadyumu oldu. stat bir süre dolmabahçe stadı diye de anıldı. beşiktaş tarafından 49 yıllığına kiralanan stat, siyah-beyazlı kulüp tarafından yenilenmek üzere harekete geçildi. statta son golü kimin atacağı da merak konusu oldu. eğer bugünkü maçta gol olmazsa, son gol, orduspor ağlarını havalandıran oğuzhan’a yazılacak.
hatırası var!
beşiktaş yönetim kurulu, son maç için taraftarlarına özel hatıra tişörtleri ve atkıları hazırladı. ürünler, bugünden itiraben kartal yuvası’nda satışa çıkarılacak. kulüpten yapılan açıklamada, 110. yıl ve yaz sezonu ürünlerinin de satışta bulunduğu hatırlatıldı
stat belirsizliği
haziran ayında yeni açık tribününün yıkımı ile başlanacak stat inşaatının yaklaşık 1.5 yıl sürmesi bekleniyor. beşiktaş’ın bu süreçte maçların nerede oynayacağı netlik kazanmadı. bir süre önce uefa’ya gönderilen yazıda yeni sezon için atatürk olimpiyat stadı’nın ismini veren kartal, eğer farklı alternatiflerden sonuç alamaz ise maçlarını yeni stadı yapılana kadar ikitelli’yi mesken edinecek.
siyah-beyazlı taraftarlar, bjk inönü stadı'na geçmiş yıllarda söyledikleri tezahüratları yaparak veda etti.
1980'li yılların "1, 2, 3 gol yetmez metin, ali, feyyaz atsın, beşiktaşım şampiyon olsun" tezahüratını yapan taraftarlar, eski futbolcularını da unutmayarak, daniel amokachi, fani madida, ilhan mansız, ibrahim üzülmez, mehmet özdilek, koray avcı, baki mercimek, john carew, mattias delgado, ricardo quaresma ve pascal nouma lehine tezahüratlarda bulundu.
karşılaşmayı kapalı tribünün üstündeki locadan izleyen nouma, taraftarlarla karşılıklı tezahürat yaptı.
beşiktaş'ta teknik direktör samet aybaba, gençlerbirliği karşısında sakatlığı bulunan mamadou niang'in yerine filip holosko'yu, sarı kart cezalısı manuel fernandes'in yerine de necip uysal'ı oynattı.
bu iki değişiklik dışında geçen haftaki eskişehirspor maçının kadrosunu sahaya süren aybaba, yedek kulübesinde ise mcgregor, dentinho, gökhan süzen, ersan gülüm, mehmet akgün, hasan türk ve erkan kaş'ı oturttu.
inönü stadı'ndaki son maçımızdan yenik ayrıldık: 0-3 gencler.org 11/05/2013
süper lig'in 33. haftasında beşiktaş'a konuk olan ekibimiz, sezon sonunda yıkılacak olan beşiktaş şnönü stadyumundaki son lig maçından 3-0'lık skorla yenik ayrıldı.
::maçtan dakikalar::
9. dakikada beşiktaş organize bir şekilde geldi. sağdan olcay'ın yerden ortasında ceza alanı önünde topla buluşan oğuzhan, meşin yuvarlağı daha müsait durumdaki veli'nin önüne bıraktı. bu futbolcunun sert şutunda, top üstten auta gitti.
14. dakikada veli, bu sefer güzel bir vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi. gençlerbirliği savunmasının uzaklaştıramadığı topu alan veli, ceza alanı önünde sert vurdu, üst direğe çarpan top ağlarla buluştu ve beşiktaş 1-0 öne geçti.
18. dakikada hilbert'in sağdan ortasına, ceza alanı içinde topla buluşan holosko'nun kafa vuruşunda, meşin yuvarlak yandan auta çıktı.
29. dakikada hilbert, güzel hareketlerle sağdan ceza alanına girdi. alman futbolcu, son çizgiye inmeden yerden ortasını yaptı ancak mustafa'nın boş pozisyonda dokunamadığı meşin yuvarlak taca gitti.
32. dakikada oğuzhan'ın sol çaprazdan kullandığı serbest atışta savunmanın arkasında boş pozisyonda meşin yuvarlakla buluşan holosko, kötü bir kafa vuruşuyla topu auta gönderdi.
36. dakikada holosko'nun sağdan ortasında savunmaya çarpan topu önünde bulan oğuzhan'ın yerden sert şutunda, kaleci son anda meşin yuvarlağı kornere çeldi.
45+1. dakikada mustafa'nın pasıyla ceza alanına yakın bir yerde topla buluşan olcay, ceza alanına girdiği anda güzel bir vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi ve farkı 2'ye çıkardı: 2-0.
49. dakikada olcay'ın ceza sahası çizgisine yakın bir noktadan vurduğu meşin yuvarlak, altıpasın içindeki mustafa'nın önüne geldi. mustafa'nın dönerek sert vurduğu top, savunmadan döndü. savunmanın uzaklaştırmaya çalıştığı topa bir kez daha vurma imkanı bulan siyah-beyazlı futbolcu, topu az farkla auta attı.
54. dakikada olcay'ın pasıyla topla buluşan holosko, ceza alanına girdiği anda yerden sert vurdu ancak kaleci ferhat meşin yuvarlağı kornere çeldi.
65. dakikada necip'in pasıyla topla buluşan oğuzhan'ın ceza alanı içinden şutunda, kaleci meşin yuvarlağa ayak koydu. savunma daha sonra topu kornere attı.
68. dakikada sağ kanatta topla buluşan holosko'nun, kalecinin öne çıktığını gördüğü anda kaleye gönderdiği meşin yuvarlak yandan auta gitti.
73. dakikada beşiktaş güzel bir organizasyonla farkı 3'e çıkardı. mustafa ve olcay'ın paslaşmasında ceza alanında son olarak meşin yuvarlağı holosko aldı. bu oyuncu yerden düzgün bir vuruşla topu filelere gönderdi: 3-0.
89. dakikada kullanılan korner atışı sonrasında sol çaprazda topla buluşan oğuzhan'ın sert şutunda, top az farkla yandan auta gitti.
90+1. dakikada bu kez hilbert sağ çaprazdan sert vurdu ancak meşin yuvarlak yine az farkla auta çıktı.
beşiktaş, bjk inönü stadı'ndaki son karşılaşmasında gençlerbirliği'ni 3-0 mağlup etti.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, beşiktaş maçının ardından açıklamalar yaptı..
çapa'nın açıklamalarından ajansspor.com'un derledikleri şöyle: "maç aslında beklediğimiz gibi geçti. bugün farklı bir skor olacağını konuşmuştuk. ya beşiktaş, ya da bizim adımıza farklı biteceğini konuşmuştuk. lehimize olma şansı zordu. bir iki eksiğiniz olsa telafi edebilirsiniz. özgür'ün oynamayışı orta saha ile savunma arasındaki dengemizi bozdu. beşiktaş bu açıkları iyi değerlendirdi. beşiktaş'ın orta 3'lüsü daha hareketli oynarken, bizim 3'lümüz daha durarak oynadı. farklı bir şekilde yendiler, çok fazla bir şey yapamadık. asla kötü niyetli değildik. iyi niyetle mücadele ettik. bir iki eksiğiniz olunca telafi edebiliyorsunuz ama 6 tane olduğu zaman telafi zor. yıl içinde az oynayan oyuncularda yorgunluk oluyor, bazı oyuncuların sezon sonuna yaklaşırken yorgunluk içine düşmesi çok normal.
"şansal ağabey ilhan cavcav'la iki yıl çalıştığım için şaşırdığını söylemişti. demek ki daha fazla dayanamadı. şaka bir yana, belirli bir noktaya ulaştıktan sonra sonra bazı şeyleri planlamanız gerekiyor. siz bu planlamada yer almıyorsanız orada durmanızın bir anlamı yok"
basın toplantısı gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, 3-0 mağlup oldukları beşiktaş'ın, kendilerine karşı motive bir şekilde oynadığını söyledi.
çapa, maç sonrası düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, siyah-beyazlı ekibin farklı duygularla sahaya çıktığına dikkati çekerek, "şampiyonlar ligi'ne katılma hedefi olan, maçı duygusal anlamda da yaşayan bir takıma karşı oynadık. üst üste koyduğunuzda çok iyi motive olmuş oyuncu grubu vardı" dedi.
beşiktaş'a karşı, galip geldikleri fenerbahçe ve galatasaray maçlarındaki gibi organize olmaya çalıştıklarını anlatan tecrübeli teknik adam, "fazlasıyla eksik olmamız çok ön plana çıktı. eksik oyuncuların çokluğu bizi sıkıntıya soktu. özellikle orta sahadaki denge açısından eksikleri hissettik. özellikle geçtiğimiz sezonda çok fazla oynamamış oyuncuların yorgunlukları fazlasıyla ortaya çıktı. bugün beşiktaş iyi günündeydi. yakaladığı pozisyonları değerlendirdi. öne geçip, oyunu istedikleri gibi götürdüler" diye konuştu.
futbolcuların görüşleri gençlerbirliği futbolcusu doğa kaya, kötü oynadıklarını belirterek, "hem ilk yarı hem ikinci yarı kötü oynadık. yenilmemiz normaldi. beşiktaş bizden daha iyi oynadı. hak ettiği bir galibiyet elde etti" ifadelerini kullandı.
konuk ekip oyuncularından jimmy durmaz ise futbol oynamak için harika bir ortam olduğunu ancak iyi futbol ortaya koyamadıklarını dile getirdi.
"maç bitti. taraftar sahaya aktı. koltukları ve çimler söküldü. korner ve kale direkleri dahil sökülen her parça "inönü'ye veda hatırası" olarak götürüldü.
inönü stadı'na veda için binlerce taraftar saatler öncesinden stat çevresi ile beşiktaş meydanı'nda toplandı. şarkılarla eğlenen taraftarların neşesi çıkan olaylar ile kaçtı.
gazlı müdahale nedeniyle beşiktaş'tan güçlükle stada ulaşabilen taraftarlar tribünleri tıklım tıklım doldurdu. bilet bulamayanlar duvarlara tırmanarak stada girdi. maçın başlama düdüğü ile birlikte tribünlerin şovu da başladı. dışardaki olaylar, içeride taraftar şov vardı. maç 3-0 beşiktaş üstünlüğü ile sona erdi. gençlerbirliği galibiyetiyle inönü'ye veda eden taraftarlar, maçın son düdüğü ile birlikte inönü stadı'ndan hatıra almak istedi.
taraftarlar önce tribünlerdeki koltukları söktü. daha sonra binlerce taraftar sahaya girdi. kimi çimi söktü, kimi ise korner bayrağını aldı. bazı taraftarlar ise saha içinde hatıra fotoğrafı çektirdi. en ilginç olanı ise kale direklerini kırarak saha içinde taşıyan taraftarlardı. adeta inönü'yü yıkım ekiplerinden önce taraftar yıktı.
"taraftarlar beni de götürmesin diye içeride duruyorum"
maç sonundaki manzarayı hem şaşkınlık hem de duygusal bir biçimde izleyen başkan fikret orman taraftarların sahaya girip herşeyi yok etmesini ve bir hatıra olarak eve götürmesini değerlendirerek; "anılarla dolu inönü stadı yok olmuyor aslında, daha güzel , daha modern ve beşiktaşlılara yakışır yeni bir stadımız olacak. yeni stadımımızda daha başarılı ve daha iyi maçlar oynamak dileğiyle bir süre burada olmayacağız. taraftarlarımız müthiş. onların bu tutkusu beşiktaş'ı büyük yapan. ben şaşkınlık, hayranlık ve duygu dolu bir biçimde onları izliyorum. taraftarlarımız herşeyi aldı, beni de götürmesinler diye içeriden onlara bakıyorum" diye konuştu.
spor toto süper lig'in 33. haftasında gençlerbirliği'ni 3-0 yenen beşiktaş'ın, bjk inönü stadı'na vedası mutlu oldu. siyah-beyazlı takım, yıkılıp yeniden yapılacak stadında oynadığı son 3 maçı kazanarak taraftarlarını sevindirdi.
beşiktaş, bu periyotta medical park antalyaspor'u 1-0, orduspor'u 2-0 mağlup etti. siyah-beyazlı ekip, veda karşılaşmasında ise gençlerbirliği'ni 3-0 yenerek, tarihi stadında büyük sevinç yaşadı.
sahasında genelde istediğini almadı
beşiktaş, süper lig'de bu sezon sahasında yaptığı maçlarda genelde istediğini alamadı.
siyah-beyazlılar, bjk inönü stadı'nda oynadığı 17 lig maçında 8 kez galip gelebildi. dolmabahçe'deki 7 mücadeleden beraberlikle ayrılan beşiktaş, 2 maçta da mağlup oldu.
26. haftaya kadar sahasında sadece 5 kez kazanabilen beşiktaş, stadındaki son 3 maçı kazanarak bu sezonki iç saha galibiyet sayısını 8'e çıkardı. ligin ilk yarısında sivasspor'a dolmabahçe'de 1-0 yenilen beşiktaş, ikinci yarıda ise kasımpaşa'ya 3-1 mağlup olarak, sahasındaki 2. yenilgisini aldı.
son 3 maçta gol yemedi
ligde bu sezon gol yeme konusunda da büyük sıkıntı yaşayan beşiktaş, sahasındaki son 3 maçta kalesini gole kapatmayı başardı. geride kalan 33 haftada 47 gol yiyen siyah-beyazlı ekip, stadındaki medical park antalyaspor, orduspor ve gençlerbirliği karşılaşmalarında rakiplerine gol şansı vermeyerek, kazanma başarısı gösterdi.
inönü stadı, istanbul boğazı kıyısında, beşiktaş ile kabataş semtleri arasında yer alır. stad 2004 yılında yenilenerek, kapasitesi 32.086'ya çıkarılmıştır. the times'ın yaptığı dünya'nın en iyi manzaralı 10 stadı sıralamasında inönü stadyumu dördüncü sırada yer aldı.
istanbul'un ilk stadı
istanbul'da futbol karşılaşmaları 1910'lu yıllardan başlayarak 1928'e kadar eski union club stadı'nda, 1929-1947 arasında da fenerbahçe stadı ile taksim topçu kışlası avlusunda yapılan taksim stadı'nda oynanmaktaydı. istanbul'daki ilk statlar ahşap ve tek tribünlü fenerbahçe, beşiktaş ile ortaköy arasındaki ilkel görünümlü şeref stadı'ydı. taksim kışlası'yla birlikte buradaki top sahası da kaldırılınca istanbul'a büyük ve modern bir stat yapımı önem kazandı.
1939'da italya'dan davet edilen ve bu konuda uzmanlığı bulunan dünyaca ünlü stadyum mimarı paolo vietti violi, mimar fazıl aysu ve mimar şinasi şahingiray'la birlikte stadyum için seçilen dolmabahçe sarayı'nın eski hasahırlarının bulunduğu yere uygun bir plan hazırladı. stadın temeli, 19 mayıs 1939'da dolmabahçe sarayı'nın eski has ahırlarının bulunduğu arazide atıldı. ancak kısa bir süre sonra ıı. dünya savaşı'nın getirdiği sıkıntılar inşaatı engelledi. bu nedenle 19 mayıs 1943'te yeniden bir temel atma töreni yapıldı ve hafriyat işine girişildi. harap durumda olan hasahırlar kolayca ortadan kaldırılıp hafriyat yapılabildi. ancak arkada bulunan gazhane tesisleri en büyük problemi teşkil ediyordu. mimar vietti violi'nin çizdiği planın gazhane'ya bakan kısmına el sürülemedi. stadın diğer yerleri plana uygun olarak yapıldı. ancak stadın dolmabahçe sarayı'na bakan yüzündeki büyük demir kapısının iki yanındaki duvara gömülecek tunç rölyefler yapılamadığı gibi, yine bu tribünün sahaya bakan yüzündeki iki küçük kulenin üzerine konulması gereken disk ve cirit atan sporcu heykelleri de yapılıp yerlerine konulamadı. stadın gazhane'ye bakan kısmı da yüksek bir taş duvarla kaplandı.
stada, dönemin cumhurbaşkanı ve mustafa kemal atatürk'ün silah arkadaşlarından olan ismet inönü'nün soyadı verildi. stadın açılışını, dönemin istanbul valisi ve belediye başkanı dr. lütfi kırdar yaptı. stat, o dönemin parasal değeriyle 5,000,000 tl'ye mal oldu.
stadın tarihçesi
inönü stadyumu, 27 kasım 1947'de beşiktaş ile isveç'in aık solna takımı arasında oynanan maçla açıldı. bu stadyumdaki ilk golü de o zamanlar beşiktaş'ın futbolcusu olan süleyman seba atmıştır. ilk maç 3-2 beşiktaş'ın mağlubiyeti ile bitmiştir.
1947'de açılışında adı inönü stadyumu iken 1952'de siyasi nedenlerle adı mithatpaşa stadyumu'na çevrildi, 1973'de tekrar inönü stadyumu oldu. beşiktaş jk, açılışından beri bu stadı kullanmaktadır. kısa bir süre dolmabahçe stadı ismiyle de anıldı.
1998 yılında gençlik ve spor genel müdürlüğü ile bjk arasında imzalan sözleşme ile 49 yıllığına kiralanmış ve adı beşiktaş inönü stadı olarak değiştirilmiştir. bu sözleşmeyle bjk inönü stadyumu ile ilgili tasarruflarda bulunmaya sadece beşiktaş jimnastik kulübü derneği'nin yetkili olduğu hukuken tescil edilmiştir.
beşiktaş futbol yatırımları sanayi ve ticaret a.ş., imkb'ye yaptığı açıklamada bjk inönü stadyumu'nun isminin 2 dönem için fi-yapı inönü stadyumu olarak kullanılacağını bildirdi. ancak yapılan antlaşma 30 aralık 2011 tarihinde fi-yapı tarafından feshedildi.
statta ilk yenileme çalışmaları
inönü stadı ilk inşa edildiği yıllarda günlük ihtiyaca göre düzenlenmiş, çok sayıda seyirci alacak kapasiteli tribünler yerine yapıda estetik görüntüye daha fazla ağırlık verilmişti.
istanbul'un artan nüfusuyla orantılı olarak futbol seyircisi de bir çığ gibi büyüdükçe stad ihtiyaca cevap veremez oldu. 1947'de açıldığında 16.000 kişilik olan stadın kapasitesi 1950'li yıllarda, ilk olarak numaralı tribünün sol tarafına düşen bölüme 5 bin kişilik eklenti yapıldı. bir süre sonra gazhanenin kaldırılmasıyla meydana çıkan arsaya 15 bin kişilik kale arkası tribünün yapılmasıyla stad ayakta 40 bin seyirci alacak duruma geldi.
inönü stadı uzun süre türkiye'deki tek karşılıklı iki kapalı tribüne sahip stad özelliğini korudu.
stadın son hali
2003-04 sezonunun tamamlanmasının ardından hemen başlayan çalışmalarla inönü stadı, yeni bir görünüm kazandı. zemin indirme projesiyle, tribünler ile saha arasında artık sadece 4 metre uzaklık var. bu sayede yüzde 50 artışla, toplam koltuk kapasitesi 21,500'den 32,145'e ulaştı.
kapalı tribünün'de bulunan basın tribünü, taraftarlardan gelen istek üzerine numaralı tribün kısmına alındı. kapalı trübünün orta bölümündeki localar, tribünlerle saha arasında bulunan tel örgüler kaldırıldı. stadın giriş ve çıkışlarını rahatlatmak için kapı sayısı da yüzde 100 artırılarak, 36'dan 72'ye çıkartıldı.
bjk tv için stat içerisinde bir bölüm yapıldı. ayrıca, tuvalet ve büfelere yenisi eklenerek, bakımları tamamlandı.
yeni stat projesi
2013 yılı mayıs ayı ile birlikte stadın 41.903 kişi olması için çalışmalara başlanması planlanmaktadır, inşaatın tahmini süresi 18 aydır. maçka parkı da bjk inönü stadyumu'na dahil edilecektir.
stadın en büyük özelliği üstünün tamamen kapatılabilir gerektiğinde de açılabilir şekilde yapılacak olması. böylece kar, yağmur ağır zemin rüzgar gibi doğal nedenlerden kaynaklanan olumsuz şartlar inönü stadı'ndaki futbolu etkilemeyecek. stadın üstü yazın istendiğinde açılabilecek. ana hatları ortaya çıkan projeye göre sahanın zemini 40 metre kuzeye doğru çekilip deniz tarafındaki eski açık tribünün iç tarafına amfitiyatro yapılacak.
yeni projeye göre bjk inönü stadı'nın içinde alışveriş merkezleri, büyük bir otopark, değişik damak zevklerine uygun restoranlar, mağazalar, ofisler, çok amaçlı kullanılabilen salonlar da olacak.
ayrıca anıtlar kurulu ve istanbul il turizm müdürlüğü ile yapılacak ortak çalışmalar sonucunda stadın tam altından geçen ve gizemini yıllardır koruyan dehlizin turizme kazandırılması da hayata geçirilecek.
beşiktaş inönü stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 445 km.
2005’de gencler.org’da yayınlamak için sadece gençlerbirliği için başladığım futbol araştırmalarını 2008’in ilk günlerinde, bu sefer macanilari.com için tüm türk futbolunu kapsayacak şekilde genişletmiştim. o günlerde miladım 1950’ydi ve tüm araştırmalarımda sürekli bir stadın adını okuyordum: mithatpaşa.
hem bu yüzden, hem 2006’da ilk deplasmanımı beşiktaş inönü’ye yaptığım için, hem de ali sami yen’deki son lig maçında da deplasman tribününde bulunduğum için aylar öncesinden bu maça gitme planları yapmaya başlamıştım.
deplasman anılarımı yazarken de uzun uzun mithatpaşa’yı, inönü’yü ve beşiktaş inönü’yü anlatmayı düşünüyordum. ama hiç de öyle olmadı!
önce, maç haftası gençlerbirliği spor kulübü’nün sevgili yönetimi 2 yıldır takımın başında olan fuat çapa’yı göndereceğini açıkladı. ardından da aldığımız duyumlara göre, önce beşiktaş kulübü bize ayrılması gereken deplasman tribün biletlerini sattı. sonrasında da ilhan cavcav’dan onay olarak olayın üstünü kapattı. ama beşiktaş ve ilhan cavcav’ın danışıklı döğüş stilinde sergiledikleri bu oyunun, aslında gençlerbirliği taraftarının deplasman hakkını gasp etmek olduğunu ise kimse umursamadı!
maça 3 gün kala bu yaşananlardan ötürü büyük bir telefon trafiği yaşandı. akşit abi ve kulüp basın sözcüsünün girişimleri ile beşiktaş kulübünün bize 100 tane “korunaklı yerden” bilet vereceğini öğrendik ve isim yazdırıp beklemeye başladık. ama bize ayrılacak yerin neresi olacağı konusu tam bir muamma idi. buna rağmen cuma gecesi özge ile birlikte istanbul’a doğru yola çıktık. sabah 5:30 civarlarında kuzenim fahriye’nin evindeydik. cumartesi sabahı şişli’de burcu, alper ve 8 aylık sumru ile buluşup bir şeyler yedik, bol bol muhabbet ettik. her şey güzel başlamıştı…
öğleden sonra önce istiklal’e gittik. ardından yürüyerek dolmabahçe’ye giderken stadı karşıdan gören parkın çimlerine oturup biraz dinlendik. dolmabahçe’ye indiğimizde amacımız bir araca binip ortaköy’e gitmekti ama trafik oldukça yoğun ve kapalıydı.
iskele’nin orada bir yerlerde oturmaya ve dinlenmeye karar verdik. dolmabahçe caddesi karnaval yeri gibiydi. özellikle stadın önündeki yolda yoğun bir şekilde beşiktaş taraftarı yürüyor ya da toplanıp tezahüratlar yapıyorlardı. biz iskelede oturup bir şeyler içmeye başladık. saat 18:30 civarlarında ural’ın biletleri alıp stadın yanına geldiği haberini aldım. bu sırada fahriye’de geldi ve ben ural’dan biletleri alıp geri dönmeye ve akabinde 19:30 civarlarında maça girmeye karar verdim. ama çok iyi niyetli olduğumu sonradan fark edecektim!
deniz müzesi’ne geldiğimde burnum yanmaya başladı. anlam veremedim ama sonrasında önce iskele tarafındaki yolun trafiğe kapalı olduğunu ardından da polisin deli gibi biber gazı ve su sıktığını gördüm. yaşananlara anlam veremeye çalışıyordum ama kafamdan sadece “no response” dönüyordu. bir süre bekledikten sonra çoluk çocuk, yaşlı, genç, taraftar, turist, kadın, erkek herkesin gözler yaşarmış, öksürükler içinde zor nefes alarak bölgeden panik halinde kaçıştığını gördüm. bir çocuğa sordum, “yunus polisler motorları ile seyircinin üzerine sürüp ardından havaya ateş açmışlar taraftar da çılgına dönüp onlara bir şeyler fırlatmış. o yüzden de çatışma başlamış. şu anda polis her yeri tutuyor ve buradan stada gidişe engel oluyor” dedi.
kafeye geri dönüp bizimkilere durumu anlattım. maçın başlamasına 70-80 dakika vardı ve “herhalde yolu açarlar, sonuçta insanlar birikiyor orada” diye düşünüyordum. ama hala çok iyi niyetli olduğumu sonradan fark edecektim!
kafedeki bir arkadaş vapurla üsküdar’a gitmemizi oradan da kabataş’a geçmemizi önerdi. önce mantıklı geldi ama harekete geçtiğimizde, sorduğumuz birileri “orada da yoğunluk vardır” deyince vazgeçtik.
maça bir saat kala olaylar bitmiş gibiydi ama ortalıkta inanılmaz bir keşmekeş vardı. önce taksiye, sonra otobüse atlayıp stada doğru gitmek istedik ama kimse oraya doğru sürmek istemiyordu. bir süre koşuşturduktan ve insanlara sorduktan sonra ağzımızı-burnumuzu iyice sarıp yürümeye karar verdik. süleyman seba caddesine geldiğimizde ağzımız, burnumuz deli gibi yanmaya ve gözlerimizden yaşlar akmaya başlamıştı ve git gide etki artıyordu. biber gazının yoğun olduğu bir yere gelmiştik! panikle etrafta sığınılacak bir yer aradık ama herkes kepenkleri kapatmıştı. geriye dönsek orada da benzer bir durum vardı. çaresiz bir şekilde ortada kalmıştık. bu arada sağdan soldan gelen insanlardaki panik, biber gazı soluyan çocukların, yaşlıların durumlarını görünce öfkeleniyorduk. şairler parkı’na geldiğimizde özge çok sinirli bir şekilde gitmemeye karar verdiğini söyledi. fahriye de ona eşlik edecek ve uzaklaşacaklardı. ama ben devam etmek istiyordum. çünkü yaşananlardan ötürü gözüm iyice kararmıştı!
“ben devam ediyorum” deyince beni de bırakmak istemediler ve beraber parkın içinden yürümeye devam ettik. parkta insanlar yamulmuş bir şekilde koşuşurken ve nefretlerini, sinirlerini bağırarak gösterirken bir köftecinin hiçbir şey yokmuşçasına işine devam etmesine şaşırıyordum. “yoksa köfte dumanı biber gazını etkisiz hale mi getiriyor!” dedim ve herhalde yol boyu tek gülümsediğimiz an buydu…
yolun devamında koşuşan, giden ve geri dönen insanlara bakıp olayları anlamaya çalışıyorduk. küfürler yağdırarak üst başı batmış, “terörist miyim ben? ne yaptım, görün işte, tek amacım maça gitmekti!” diye bağıran bir adam ve perişan olmuş insan manzaraları görüyorduk. dolmabahçe caddesi’ne indiğimizde stadı görüp derin bir nefes aldık. çünkü hayatım boyunca yaşadığım en rezil ve çaresiz anlardan biriydi.
yaklaşık yarım saat süren bu yolculuk sırasında an ve an ural ile konuşuyorduk. önce olanların farkında değillerdi ama sonrasında stadın orada da sırada bekleyen insanlara biber gazı geldiğini ve herkesin yukarı doğru kaçıştığını öğrenecektik.
deplasman tribününün basamaklarına vardığımızda biletlerimizin eski açık yani deplasman tribününden olduğunu ve beşiktaşlılarla birlikte aynı tribünde yer alacağımızı öğrendik. kısacası, stad güvenliği, deplasman tribünü ayrımı gibi bir şey düşünmemişti!
daha da kötüsü deli gibi bir sıra vardı. birkaç dakikalık afallama evresinden sonra sanırım şenol’un konuşması ile beşiktaş taraftarı bize jest yapıp “misafirler önce girsin” diyecek ve bize yardımcı olacaklardı.
içeri girdiğimizde önlerden bir yer edindik ve orada toplanmaya başladık. bu arada bazı beşiktaşlı taraftarlar yanımıza gelip fotoğraf çekinmek istediler. hatta takım sahaya çıktığında “gençler buraya, gençler buraya” diye gençlerbirliği’ni tribüne çağırma tezahüratını başlatan da onlardı. çok hoşuma gitmişti. gerçi takım muhtemelen tırstığından gelmedi ama olsun olay güzeldi.
bu güzel bilgilere rağmen sonuçta rakip taraftar içinde maç izlemek oldukça gerici bir şeydi. maç başladıktan sona “acaba gol atsak nasıl bir tepki ile karşılaşırız” diye düşünmeye başladım. sonuçta 30-40 kadar gençlerliydik ama bunun nerdeyse 10 tanesi kadındı.
3. deplasmanını yapan fahriye bugüne kadar gördüğü (şükrü saraçoğlu ve türk telekom arena) en güzel deplasman tribününün burası olduğu söylüyordu ki haklıydı. çünkü hem önünüz açıktı hem de kafeste değildik!
bir yandan çok fazla eksiğimiz olduğunu ve artık unumuzu elediğimizi düşünsem de hafta içinde fuat çapa’nın sezon sonunda gönderileceği hikâyesinden ötürü futbolcuların hocalarına bir jest yapmak isteyeceklerini ve hırslı oynayacaklarını umuyordum. ama hiç de öyle olmadı.
maçın başından itibaren baskı yemeye başladık. özellikle tosic’in çıkışlarından yararlanarak solumuzdan geliyorlardı. orta sahada topu tutamamamız ve defansta sadece topu ileriye doğru uzaklaştırmaya çalışmamızla birlikte ilk golü, böyle bir pozisyonun devamında uzaktan bir şutla önümüzdeki kalede gördük. bu golden sonra ilk anda üzülsem de sonrasında “şimdi gol atabiliriz. herhalde buna da tepki koymazlar” diye düşünmeye başladım.
skor 1-0 olduktan sonra beşiktaş tribünleri maçı bırakıp marşlar söylemeye başladılar. bunların birçoğunun bol bol küfür içermesi oldukça sinir bozucuydu ama “türkiye’de futbol tribünleri böyleydi işte!”
daha geçen hafta kasımpaşa’lı ilhan’a “piç” diye bağırdığı ve ardından “bu tribünde küfür yok” diye kendisini uyaranlara tehditler yağdıran adamın güvenlik tarafından alkışlar arasında dışarıya çıkartıldığı gençlerbirliği tribününde yaşananları burada da beklemek ne yazık ki boşunaydı!
arkamızda bulunan ve maç sırasında bol bol muhabbet ettiğim 17-18 yaşlarındaki çocuğun ve yanındaki (muhtemelen) ablasının, beşiktaşlı olmayanlara edilen küfürlere büyük bir iştahla katılmaları ve ardından benim sorduğum sorulara dostane bir şekilde cevap vermesi, çıkışta da bize “iyi yolculuklar abi. yeni stada da bekleriz” demesi olayın ne kadar enteresan bir boyutta olduğunu da gözler önüne seriyordu.
maça dönersek, skor 1-0’ken kısa bir süre “haydi gençler!” çektik. bulunduğumuz tribünden kimse tepki vermedi hatta bitirmemizi beklediler. hoşumuza gitmişti. ama birkaç dakika sonra yan tribünden 2 tane oldukça sarhoş beşiktaşlı güvenlikle konuşup yanımıza geldi. “ayağım sakat ama gençler diye bağırdığınızı duyup atladım geldim. ” dedi. ardından da, “burada gençler diye bağırmayın. neler olur sonrasında bilmiyorum!” diye bizi açık açık tehdit etti. bizimkiler bir şeyler anlatmaya çalıştıysalar da sonrasında anlamayacaklarını görüp vazgeçtiler. bu olaydan sonra biraz daha gerilmiştim. (bu yazıyı yayınladıktan sonra orcan, gelenlerin aslında 4 kişi olduğunu, birnin tribüne girdikten sonra başar'ın tellere astığı gençlerbirliği atkısını alıp yere attığını ama orcan'ların önünde duran başka bir beşiktaş'lının atkıyı alıp boynuna sardığını ve devre arasında bizimkilere, "korkmayın burada kimse size bir şey yapamaz!" dediğini anlattı.)
bu arada arkamdaki çocuk bu verilen tepkinin ankara’daki maçta beşiktaşlılara çektirdiğimiz eziyetten olduğunu söyledi. ilk anda neden bahsettiğini anlamasam da sonrasında birkaç yıldır beşiktaş taraftarının gelenek haline getirmişçesine, ankara’daki beşiktaş maçlarında formalarıyla bizim tribüne girip, ardından saatliye yakın bir yerde polis koridorunun arkasına geçip bize saydırmaları ve kale arkasına geçmek istemeleri ile yaşanan gerginliklerden bahsettiğini anladım. ama o olaylarda aslında mağdur olanın bizler olduğunu anlatacak ne isteğim vardı ne de gücüm. sadece sustum…
ilk yarının uzatma anlarında olcay’ın golü ile skor 2-0 olduktan sonra tüm gardımız düştü. bu maçın dönüşü olmazdı. gerçi devre arasında bir önceki sezon ankara’daki 0-2’den 4-2 aldığımızı maçı düşünmedim değil ama bu düşüncenin hemen arkasından, böyle bir durumda tribünün ne hale geleceğini sorgulamayı da ihmal etmiyordum.
ikinci yarı jimmy’nin 0’a inip yaptığı ortaya kimsenin dokunamaması dışında önemli bir pozisyon yaratamadık. buna rağmen sürekli pozisyonlar verdik. skor 3-0 olduktan sonra daha kolay taksi bulmak için stadı terk ettik. bu arada aralarından geçtiğimiz beşiktaşlıların dostane sözlerini işitiyorduk.
dışarı çıktığımızda beyoğlu’na bizi götürecek taksi bulamadık. mesafe kısa diye almıyorlardı ama hem özge hem de ural’ın yürüyecek halleri yoktu. buna rağmen çaresizce yürümeye karar verdik. bir süre sonra bir taksi durağında “yakın biliyorum ama arkadaşın ayağı sakat” dememe rağmen yine alamayacaklarını öğrendim ve “istanbul’da neden yaşanmaz” listesine bir madde daha ekleyip tarlabaşı’nda hasır’a yavaş yavaş yürümeye devam ettik.
topik yedik bayıldık. gecenin ilerleyen saatlerinde istanbul’a yeni taşınan ömer gözü ve eşi de masamıza katıldı. hoş sohbet, muhabbet derken her şeye rağmen günü güzel tamamladık…
pazar günü havaalanına doğru giderken beşiktaş inönü stadı’nın yanından geçtik. yeni açık ve kapalı’nın görebildiğimiz tüm koltukları sökülmüştü. hatta inönü stadı’nın “ü” ve “t” harfleri de yerlerinde yoktu…
ankara’ya döndüğümüzde biber gazı rezaletini akşam bültenlerinde defalarca izledim. işte o an, cumartesi günü biber gazına rağmen her şeyi göze alıp, hem kendimi, hem de yanımdakileri ısrarlarımla maça götürme cesaretimin ne kadar gereksiz olduğunu ve bir daha ne olursa olsun kendi takımım sahadayken rakiple aynı yerde maç izlememeye karar verdim.
çünkü futbol sadece bir oyundu ve kimsenin başka anlamlar yükleyerek onu değiştirmeye hakkı yoktu…
beşiktaş’ın kasasından da inönü’de gençlerbirliği’yle yaptığı karşılaşmada taraftar olaylarının yanı sıra çirkin ve kötü tezahüratın aynı sezonda 3’üncü kez tekrarlanmasından ötürü 135 bin lira çıkacak.
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun 16.05.2013 tarih ve 84 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar aşağıda belirtilmiştir.
beşiktaş a.ş.'nin, 11.05.2013 tarihinde oynanan beşiktaş a.ş. - gençlerbirliği spor toto süper lig müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 15.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada beşiktaş a.ş.'nin, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin aynı sezon içinde 3. kez gerçekleştirilmesinden dolayı takdiren 120.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
cezaların birleştirilmesi suretiyle beşiktaş a.ş.'nin, toplam 135.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,karar verilmiştir.