böylece izmir takımı 24 puanla uçurumun kenarında kalırken, siyah - beyaz'lılar 2 puan daha kazandılar
beşiktaş, lig maratonunu brakmıyor
kahraman bapçum
beşiktaş, haf hattının bu kadar «iyi» futbol oynadığı, sanlı ile yusuf’un bu kadar «iyi pason» olduğu bir günde maçı ancak iki farkla alabildi..
iş bu kadarla kalsa o da iyi... beşiktaş, bu şartlara rağmen bu iki farkı da kalecisi sabri'ye borçlu idi.
bu sözlerden altınordu’nun başarılı bir gününde olduğu anlamı çıkar ama, aslında lâcivert - kırmızılı takım da sert bir didişmeden başka bir şey yapmadı...
olan biten şundan ibaretti: beşiktaş, özellikle orta sahada «haf hattı - sanlı - yusuf» beşlisi ile dikkati çeken bir rahatlık içinde idi. fakat kale ağzında sonuç yoktu. üstelik ikinci devrenin büyük kısmında, farkı yeter bulmuş olmanın gevşeklisi ile «kalenderleştiler».
halbuki, sert -hattâ fazla fatihli- bir didişme ile ve başarısız iki beşiktaş bekinin de yardımı ile altınordulular hayli fırsat yakaladılar. biraz kendi beceriksizlikleri biraz da sabri'nin tecrübeli kalecilere yakışır bir stilde gerektiği an, gereken müdahaleyi yapışı ile bu fırsat ları ezip gittiler.
erken gol
oyunun sekizinci dakikasında beşiktaş ilk golünü atınca farkın büyüyeceği sanılmıştı. beşiktaş, saha ve top hakimiyetini almış, oyunu yoğurmağa başlamıştı. ortalardan gelişen bir akında ceza sahası içindeki karambolde rahmi topu sanlı'ya verdi. şut pozisyonu bulamayan sanlı topu sağa yuvarladı. coşkun durdurmadan vurdu. ilk gol erken ve güzel olmuştu.
fakat işler beşiktaş lehine gelişmedi. ve 20 nci dakikada ortada sekerek ileri düşen bir topu yılmaz kovaladı. ceza sahası içine girdi ve mükemmel şutunu yapıştırdı. sabri, çelik bir yay gibi fırlıyor ve yukardan korneri atıyordu topu...
ikinci devre başlar başlamaz beşiktaş ikinci golünü de attı. coşkun ortaladı. yüksel aldı. ender şarj yaptı. yüksel bıraktı elinden. ender dokundu. ve top içeri girdi.
gol gene güzel, rahat ve oldukça erken yapılmıştı. sonu gelecekti herhalde. ama iş gene bu kadarla kaldı. üstelik 65, 75 ve 78 inci dakikalarda altınordulular öyle mükemmel fırsatlar yakaladılar ve atamadılar ki, beşiktaş, şansına ve kalecisine şükretmeliydi...