1 temmuz 2011 tarihinden bugüne kadar gençlerbirliği'nin başında 52 kez görev alan fuat çapa, bu maçla birlikte 53 maçına çıkacak. böylece çapa, milli lig'in başladı 1959'dan bugüne kadar kırmızı-siyahlılar'ın başında en uzun süre görev alan 6. teknik direktör olacak.
ilk 5 sıra şöyle;
1. yüksel doğanay - 05.09.1965-31.05.1970 - 177 maç 2. yüksel doğanay - 27.08.1960-24.05.1964 - 158 maç 3. ersun yanal - 11.08.2002-15.05.2004 - 86 maç 4. tınaz tırpan - 21.08.1983-02.06.1985 - 78 maç 5. mesut bakkal - 31.08.2005-23.05.2007 - 71 maç
03 kasım 2012 cumartesi - 14:39 sporx.com dış haberler
gençlerbirliği'nin isveç asıllı türk futbolcusu jimmy durmaz, 2010 yılında isveç'te malmö ile yaşadıkları şampiyonlukla ilgili ilginç hatıralarını anlattı.
23 yaşındaki oyuncu expressen'e verdiği röportajda, kazanılan şampiyonluk sonrasında oyuncular, teknik heyet ve hatta taraftarların da katıldığı bir parti yapıldığını anlattı. partinin normal başladığını ifade eden jimmy, daha sonra masaların üzerine çıkıldığı, masaların kırıldığı şampanya ve biraların adeta 'havada' uçuştuğu hatıralarını anlatmaya başladı:
"kutlamalar normal başlamıştı. sonra masaların üzerine atlamaya başladık. sanırım havuzun yarısı şampanya ve bira doluydu. çok çılgıncaydı"
ligin bitmesine bir hafta kala düzenlenen bu eğlencenin, pazar günü oynanan maçın kazanılmaması halinde 'kabusa' dönüşeceği belirtilen röportajda jimmy, masaları kırıp üzerinde zıpladıklarını da ekledi, "birçok masa kırıldı. her yerdeydiler ve üzerlerinde zıplıyorduk. oyuncular hep beraber yere düştü. bir şişe şampanyayı alıp birkaç surata sıktığımı hatırlıyorum ama gece boyunca neler olduğunu tamamen hatırlayamazsınız."
gençlerbirliği'nde kaleci ramazan köse 51. dakikada gördüğü kırmızı kartla takımını 10 kişi bıraktı. oyunda dengelerin değişmesinin ardından teknik adamlar taktiksel hamleler yaptı.
gençlerbirliği teknik direktörü fuat çapa, ''bir mağlubiyetle ne disiplinimizden ne de hedefimizden şaşarız'' dedi.
çapa, 2-1 kaybettikleri sanica boru elazığspor maçının ardından düzenlenen basın toplantısında, güne şanslı bir başlangıç yapamadıklarını belirterek, ''maç öncesi ısınmalarda jimmy'nin sakatlanması, hafta içinde yaptığımız taktik çalışmaları boşa çıkardı. rakibin, kapanıp kontrataklara çıkacağını düşünerek oynadık, golü de doğru zamanda bulduk. ilk yarının bitimine 10 dakika kala ikinci değişikliği yapmamız gerekti. bu da ikinci yarıda seçenek hakkımızı azalttı'' diye konuştu.
maçın ikinci yarıda dengeli geçtiğini ifade eden çapa, şunları söyledi:
''kırmızı karttan sonra maçın şekli değişti. bugün her anlamda bizim için olumlu bir gün değildi. kırmızı kart pozisyonuna baktığınız zaman, oyuncu dışarı doğru gidiyordu ve serkan da kademeye girmişti. kartın doğruluğunu, bu işi yorumlayanlara bırakmak lazım. 10 kişi kaldıktan sonra daha akıllı oynamamız gerekiyordu. tosic'in hücuma katkısı, bugün bize yaramadı. sonuçta onun önceliği savunma yapmak ama golü de o alandan yedik. bir mağlubiyetle ne disiplinimizden ne de hedefimizden şaşarız.''
sanica boru elazığspor teknik direktörü yılmaz vural, üst üste ligin ''kalburüstü'' takımlarına karşı, çok gol kaçırarak oynadıklarını, gençlerbirliği karşısında nihayet galibiyete ulaştıklarını söyledi.
vural, ''ilk yarı kontrollü oynadık. gençlerbirliği, takım oyununu iyi oynuyor. rakip 10 kişi kaldıktan sonra inisiyatif elimize geçti. yaptığımız değişikliklerle daha ofansif oynamaya başladık. sinan'ın attığı golle de skoru lehimize çevirdik'' diye konuştu.
maçın ikinci yarısında gençlerbirliği'nin 2, kendilerinin ise 6 pozisyona girdiğini vurgulayan vural, ''çok önemli bir takıma karşı muhakkak kazanmamız gereken maçı kazandık. taraftarlarımızdan ricamız, gelecek hafta sahamızda oynayacağımız kayserispor maçında tribünü doldurmaları'' ifadesini kullandı.
"bu takım ligi rahat bitirecek"
yılmaz vural, takımın başına geçmesinden sonra performansın artmasıyla ilgili bir soruya ise şu yanıtı verdi:
''ligi tanıyorum ve bunun büyük faydası var. futbolcularımızın tüm sorunlarıyla yakından ilgileniyoruz. bunlar da takıma pozitif yansıdı. eğer donanımlı bir teknik direktörseniz bir şeyleri değiştirmekte geç kalmıyorsunuz. bülent hocaya da teşekkür ederim, çok kaliteli isimler seçmiş. bu takım düşme korkusu olmadan ligi rahat bitirecek.''
maçtan dakikalar 13. dakikada hurşut'un sağ taraftan kullandığı korner atışında ceza alanı içinde topla buluşan aykut'un kafayla yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak yandan auta gitti.
25. dakikada hurşut'un kullandığı korner atışında ceza alanında iyi yükselen aykut, yaptığı kafa vuruşuyla topu ağlarla buluşturdu: 1-0.
27. dakikada aydın'ın ceza alanına ortasında topla buluşan sedat, yaptığı düzgün kafa vuruşuyla beraberliği getiren golü kaydetti: 1-1.
31. dakikada azofeifa'nın orta-şut karışımı vuruşunda ceza alanında topa son olarak zec dokundu. kaleye gitmekte olan topu bilica son anda çizgiden çıkardı.
40. dakikada tosic'in sol taraftan ortasında ceza alanında uygun durumda topla buluşan lekic'in vuruşunda, kaleci ıvesa meşin yuvarlağı son anda kornere tokatladı. karşılaşmanın ilk yarısı, 1-1 berabere sona erdi.
51. dakikada gelişen sanica boru elazığspor atağında topla rakip kaleye ilerleyen aydın, ceza alanı dışında kaleci ramazan tarafından düşürülünce hakem hüseyin sabancı, ramazan'ı kırmızı kartla oyun dışında bıraktı.
73. dakikada oktay'ın ceza alanı dışından yaptığı sert vuruşta, kaleci ıvesa topa kornere çeldi.
77. dakikada gelişen sanica boru elazığspor atağında aydın-göksu paslaşmasında son olarak topu önünde bulan göksu'nun vuruşunda, savunma topu kornere gönderdi.
81. dakikada azofeifa'nın kullandığı serbest vuruşta, kaleci ıvesa uzanarak meşin yuvarlağı kontrol etti. 85. dakikada aydın'ın pasıyla sağ taraftan ceza alanına giren sinan, düzgün bir vuruşla takımını öne geçiren golü attı: 1-2.
90. dakikada sezer'in pasıyla ceza alanına giren feindouno'nun kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda yaptığı vuruşta, top yandan az farkla auta gitti. karşılaşma, sanica boru elazığspor'un 2-1 üstünlüğüyle sona erdi.
sb elazığspor’da teknik direktör yılmaz vural, geçen haftaki eskişehirspor maçı’nın ilk 11'inde iki değişiklik yaptı. sb elazığspor teknik direktörü vural, eskişehirspor maçı’nda ilk 11'de başlayan bülent ve murat kayalı’yı sakatlıkları nedeniyle 18 kişilik kadroya almadı. tecrübeli teknik adam bu futbolcuların yerine sezer badur ve marvin’e gençlerbirliği karşısında ilk 11'de forma verdi.
gençlerbirliği-elazığspor maçı’nı; elazığ eski millî eğitim müdürü nihat büyükbaş, elazığ eski karayolları 8. bölge müdürü yasin altunyuva gibi elazığlı bürokratlar da takip ederken, elazığspor eski teknik direktörleri’nden erol tok ve star tv ekranları’nda yayımlanan behzat ç. bir ankara polisiyesi dizisi’nin başrol oyuncusu erdal beşikçioğlu da ankara 19 mayıs stadyumu’nda maçı izleyenler arasında yeraldılar.
maça giderken zor geçeceğini ve hatta yenilebileceğimizi seziyordum. fakat uğursuzluk olmasın diye hiç dillendirmedim. zaten birkaç yıl gençlerbirliği tribününde yerinizi alırsanız bu tür maçların çok pis olduğunu bilir ve ona göre kendinizi hazırlarsınız. elazığ maçı da öyle oldu…
gençlerbirliği yukarılara tırmanmaya ya da yukarılarda kalmaya çalışırken, kağıt üstünde favori olduğu bir maça çıkar. rakip düşmeme mücadelesi veriyordur ve bu tür maçlarda golü ne kadar erken bulup oyunu kontrole alırsanız gerisi daha kolay olacaktır. ama bu tarz rakipler dişlidir, serttir, agresiftir ve en önemlisi zamana oynamayı çok iyi bilirler. oysa gençlerbirliği (en son 3-3’lük galatasaray maçında da gördüğümüz gibi) azimli, mücadeleci olsa da asla bu 3 özelliği bir arada sergileyememiştir. elazığ maçı da böyle oldu…
maçın ilk dakikalarında elazığ 11 kişi ile defans yaptı. bizim sahaya neredeyse hiç gelmedi. bu arada biz onları açmaya çalışırken bir korner atışında hurşut’un ortası ve aykut’un golü ile ilk yarının ortasında öne geçtik. çoğumuz “kilit açıldı” diye düşünsek de hemen ardından golü yiyince maç tekrar başa döndü. ardından yakalanan 2 tane çok net pozisyondan gol gelmeyince umutlar ikinci yarıya kaldı.
devre arasında arkadaşlara “ilk 15’de golü bulmalıyız. bulmadığımız her dakika daha da zorlanacağız. hatta galibiyet için toplu yüklenirken kontradan golü de yiyebiliriz” dedim. ikinci yarıya baskılı başladık ama tosic’in boşalttığı yerden yediğimiz bir kontrada kaleci ramazan, aydın’ı düşürdü. aydın düşürülmeden önce kalenin çaprazına doru gidiyor ve başka bir oyuncumuz da kademeye giriyordu. yani bariz gol şansı azaldı denebilirdi ama hakem ramazan’ı oyundan attı.
bu kararın ardından en ilerdeki adamımız lekic yerine kaleci özkan oyuna dahil oldu. elazığ sayısal üstünlüğüne psikolojik baskıyı da ekledi ve oyunu bizim sahaya yıktı. biz ise tam tersi bir şekilde inanılmaz demoralize olduk. bir türlü oyunu diğer sahaya taşıyamadık. derken galibiyet için yüklenmeye karar verdiğimiz dakikalardan birinde mağlubiyet golünü de yedik ve elazığ’ın “profesyonel” zaman geçirmeleri ile sahadan mağlup ayrıldık.
fuat çapa açısından en kötü durum kendi isteği ile bir değişiklik yapabilmesi idi. çünkü ilk yarıda ante sakatlanıp oyundan çıktı. ikinci yarı da ramazan’ın kırmızı ile lekic çıkıp özkan girdi. ayrıca maç öncesindeki arntrenmanda jimmy’nin sakatlanması da tuz-biber oldu.
fakat…
özellikle hurşut’un baskı yediği için onu tutan adamla didişmesi ve lakayt bir oyun sergilemesi çok saçma idi. topu bir türlü ceza alanı sokamamamız ve tosic’in atağa güzel katkı sağlamasına rağmen maçın bazı bölümlerinde alanını sürekli boş bırakması yüzünden çok atak yedik. zaten kırmızı kart, 2. gol ve kaçırılan net gol yanlışım yoksa bu nedenle yaşandı. 3-2 önde olduğumuz galatasaray maçının son anlarında da golü yediğimiz serbest vuruşun nedeni yine tosic’in yerinde olmaması idi.
hakemler ise maç içinde neredeyse tüm benzer pozisyonlara farklı karar verecek kadar "kötü" idi. örneğin, elazığ'ın kontrasını durdurmak isteyen azo'ya sarı kart veren hakem gençler'in kontrasını 2 ya da 3 kez kesen elazığlılara sarı kart vermeyi unuttu. muhtemelen maç içinde benzer birçok kararda hem gençler hem de elazığlılar için hata yaptı...
havanın çok güzel olması ve tribünlerde 9000’e yakın seyircinin olması ise güzel gelişmelerdi...
52’dakikada g. birliği 10 kişi kaldı. julen faubert’in ara pasında topa hareketlenen aydın karabulut kaleci ramazan’ı geçti ancak cezasahası dışına çıkan ramazan aydın’ı yere indirdi. hakem hüseyin sabancı kaleci ramazan köse’yi direk kırmızı kartla oyun dışına gönderdi. kırmızı karttan sonra yaşanan tartışmaların ardından hüseyin sabancı aydın ve julien faubert’e de sarı kart gösterdi.
05 kasım 2012 pazartesi - 13:46 aa gençlerbirliği, sanica boru elazığspor teknik direktörü yılmaz vural ve karşılaşmanın hakemi hüseyin sabancı'yı eleştirdi.
başkent temsilcisinin basın sözcüsü hakan kaynar aa muhabirine yaptığı açıklamada, dün oynanan ve sanica boru elazığspor'un 2-1 kazandığı karşılaşmanın hakemi hüseyin sabancı'nın yönetimi için 19 mayıs stadı'na gelen "6 bin ankaralıyı şahit" gösterdiğini belirterek, "sabancı bir futbol karşılaşmasında adeta rol çaldı" görüşünü savundu.
sabancı ve 4. hakem deniz ateş bitnel'in maçta kırmızı-siyahlı takımın kulübesini baskı altına aldığını iddia eden kaynar, türk hakemlerinin avrupa'da türkiye'yi temsil ettiği bir zamanda bu tür hakem performanslarıyla karşılaşmanın bir futbol takımı için şanssızlık olduğunu söyledi.
futbol karşılaşmasını başlayıp bitmesi ve maçın kaosa dönüşmemesi için hakemlere saygının şart olduğunu vurgulayan kaynar, "ama onların da hakaret içermeyen, seyirciyi ve rakibi kışkırtmayan itirazları futbol içinde kabul etmeleri lazım. hakem sahanın efendisidir ama ne sahadakiler, ne de kulübedekiler onun kölesidir" diye konuştu.
sanica boru elazığspor teknik direktörü yılmaz vural'ın karşılaşma sırasındaki "beden dili"ne değinen kaynar, "yılmaz vural'ın ankara deplasman sayılmaz gibi bir demeci olmuş sanırım. vural, tam karşısındaki maraton tribününün dolu olduğunu mutlaka görmüştür. ama umarım ankaralı seyirciler onun gol sevincindeki beden dilini görmemiştir" dedi.
sanica boru elazığspor teknik direktörü yılmaz vural, gençlerbirliği maçındaki gol sevincine ilişkin, "ister takla atarım ister tepinirim, onları rencide etmeyecek şekilde. tabi yani onları rencide edecek bir şey de yapmadım" dedi.
bordo-beyazlı takım, hafta sonu karşılaşacağı kayserispor maçı hazırlıklarını, teknik direktör yılmaz vural yönetiminde yaptığı tek antrenmanla sürdürdü.
vural, antrenman öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, deplasmanda 2-1 kazandıkları gençlerbirliği maçında pozisyon sayısında 7'ye 4 üstün olduklarını ve maçı hak ederek kazandıklarını belirtti.
gençlerbirliği'ni yenmelerinin kayseri ile oynayacakları maçta en azından artık takımına güvenen, tekrar onunla birlikte mutlu olmayı düşünen bir taraftar kitlesini oluşturabilmek manası taşıdığını ifade eden vural, "ben inanıyorum ki sanica boru elazığspor takımı taraftarını artık kazanmış, geri getirmiş, birlikte davranan ve sezon boyunca da beraber bu heyecanı yaşayacak hale gelmiş olduğunu düşünüyorum. yani bu açıdan da çok mutluyuz"
vural, takımda sakatlıkları süren bülent ertuğrul ve amr zaki'nin kayserispor maçında forma giyemeyeceklerini ifade ederek, maçta atatürk stadı'nın tüm koltuklarının dolmasını istedi. içeride dışarıda rakip ayrımı yapmaksızın, puan cetvelindeki yeri kendilerini hiç ilgilendirmeden, tek düşüncelerinin her takımı yenip 3 puan kazanabilmek olduğunu söyleyen vural, şöyle dedi:
"ziraat türkiye kupası'nda pendikspor ile oynayacağımız bir kupa maçı var. yönetim ve oyuncularım ile birlikte aldığım bir karar var. lig maçında şans bulamamış oyuncularımızı burada oynatacağız. ve tamamen onların da bir resmi maçtaki durumlarını gözlemek istiyorum. çünkü oyunda tanıyoruz arkadaşlarımızı. o yüzden bu maç bu kardeşlerimizle oynanacaktır, onu da söylemiş olayım."
gençlerbirliği maçındaki gol sevinci
vural, bir gazetecinin "gençlerbirliği maçındaki gol sevincinden sonra rakip takımın yöneticilerinin tepki gösterdiğini" belirtmesi üzerine, şunları söyledi:
"benim nasıl sevineceğime gençlerbirliği'nin bir yöneticisi karar veremez galiba. ister takla atarım, ister tepinirim, onları rencide etmeyecek şekilde. tabi yani onları rencide edecek bir şey de yapmadım. dolayısıyla tabi ki rakibi üzecek, kıracak şeyler olmamak kaydıyla her türlü sevinç şeklimiz herkesin kendine özeldir. o arkadaşımız biraz haddini aşmış galiba."
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun 08.11.2012 tarih ve 24 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar aşağıda belirtilmiştir.
1- beşiktaş a.ş.'nin, 04.11.2012 tarihinde oynanan beşiktaş a.ş. - mersin idman yurdu spor toto süper lig müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 15.000-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
2- bursaspor kulübünün, 05.11.2012 tarihinde oynanan bursaspor - kasımpaşa a.ş. spor toto süper lig müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 5.000-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada bursaspor kulübünün, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle takdiren 30.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
cezaların birleştirilmesi suretiyle bursaspor kulübünün, toplam 35.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
3- gençlerbirliği spor kulübü idarecisi ercüment cem onuk'un, 04.11.2012 tarihinde oynanan gençlerbirliği - sanıca boru elazığspor spor toto süper lig müsabakasında, müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 21 gün hak mahrumiyeti ve 20.000-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
tosic "g.birliği taraftarı beni çok etkiledi" 16/11/2012 klasspor.com
(...)
“gençlerbirliği benim için çok doğru bir adım!”
- peki ya gençlerbirliği'ne gelme hikayen nasıldı?
dusku tosic: bremen'de ve ingiltere'de oynarken istanbul takımları talip olmuştu bana. fakat sözleşmem devam ettiği için o zaman türkiye'ye gelememiştim. kızılyıldız'da oynarken ise geçen sezon antalyaspor ve trabzonspor'un benimle ilgilendiğini duymuştum. bu sezon başında ise gençlerbirliği ile görüştüm ve şartlarda anlaşıp ankara'ya geldim.
- buraya gelmendeki faktörler nelerdi?
dusku tosic: türkiye ligi'nde ve gençlerbirliği'nde oynamış birçok arkadaşım vardı. jurica vranjes, nikola petkovic, sasa ilic gibi. hepsi türkiye ligi'nin her geçen gün daha iyiye gittiğini söylediler. belki türkiye'nin en büyük kulübü değil ama, gençlerbirliği hem organizasyonuyla hem de arkadaşlık ilişkileriyle beni çok etkiledi. tüm oyuncuların ilerleme sağlayabileceği bir ortam var burada. bu nedenle kariyerim için doğru bir adım olduğunu düşünerek gençlerbirliği'ne geldim.
- sezon başında oynadığınız sistemle şimdiki oyun sisteminiz arasında bir fark var. hangisinde kendini daha iyi hissediyordun?
dusku tosic: sezon başında 4-4-2 oynuyorduk. sonrasında ise 4-2-3-1'e döndük. 4-2-3-1 benim için daha iyi çünkü bu sistemde hücuma daha iyi çıkabiliyorum. zaten bu da benim en büyük silahım. 90 dakika boyunca ileriye gidip geri dönecek enerjiyi kendimde buluyorum. orta sahada 3 futbolcumuz olunca, bunlardan birisi benim boşalttığım alanı doldurabiliyor. avrupa'nın en büyük takımlarında da bu böyle. bek oyuncuları sürekli olarak hücuma destek veriyorlar.
“hücuma katılmayı seviyorum”
- önünde önceleri jimmy oynadı, son zamanlarda ise zec oynuyor. senin oyununu nasıl etkiliyorlar?
dusku tosic: herkesin farklı özellikleri var. ermin sağ ayaklı ama solda oynuyor, jimmy ise sol ayaklı ve solda oynuyor. bu nedenle farklı özelliklere sahipler. ikisiyle de iyi anlaştığımızı söyleyebilirim.
- bir bek oyuncususun ama hücumu savunmadan daha çok seviyor gibi gözüküyorsun sahada.
dusku tosic: evet. aslında bu bir alışkanlık. kızılyıldız'da prosinecki'nin teknik direktör olduğu dönem bir süre stoper olarak oynadım. ama o dönem dışında hep sol bek olarak oynadım ve teknik direktörlerimiz hep hücuma çıkmamızı istiyordu. bunu yapabilecek enerjim ve gücümün de olduğunu düşünüyorum.
- prosinecki'den söz açılmışken... kendisi kayseri'ye gelmeden önce senden bilgi aldı mı?
dusku tosic: evet konuştum. hem eski hocam hem de iyi bir arkadaşım. bana lig ve kulüpler hakkında sorular sordu. kayserispor ligde bizi takip ediyor. bu nedenle rakipler hakkında bilgi aldı benden.
- kariyerine baktığımızda kırmızı kartlarla ilgili ilginç bir istatistik var.
dusku tosic: evet. profesyonel kariyerimde sadece 1 kez kırmızı kart gördüm. olimpiyat oyunları'nda arjantin'e karşı görmüştüm o kartı da. bu bir defans oyuncusu için ilginç bir istatistik. sanırım ben sürekli ileriye çıktığım için, benim yerimi doldurmak zorunda kalan arkadaşlarım kırmızı kartları da benim yerime görüyorlar.
- gençlerbirliği taraftarları hakkında ne düşünüyorsun? son zamanlarda taraftarın en favori oyuncusu olmayı başardın.
dusku tosic: ilk zamanlarda taraftarlar hakkında çok fazla şey bilmiyordum. zamanla maçlara çıkmaya başladıkça, onların çok iyi ve takımlarına çok bağlı olduklarını gördüm. kazanıp kaybetmemiz önemli değil. eskişehir deplasmanında da gördük, en son elazığspor maçında da. onlar sürekli takımın peşindeler ve yenilsek bile bizleri mücadelemizden dolayı kutluyorlar. onlar için daha iyi futbol oynayıp daha iyi skorlar almaya çalışıyoruz. benim için yeni olan bir şeyse oyuncuların tek tek tribünlere gidip onları alkışlaması. bu gerçekten benim için değişik bir deneyim oluyor. özellikle elazığspor maçında tribünlerde kalabalığı görmek beni çok mutlu etti. tribünlerde 10 binden fazla taraftarımız vardı. kazanamadığımız için çok üzgünüm. belki de kazansak, bir sonraki maçımızda sivasspor'a karşı 15-20 bin taraftarımız olacaktı stadyumda. ama yine de maçtan sonra hep birlikte bizi tribüne çağırdılar. gerçekten etkileyiciydi.
- bu sezon için gençlerbirliği'nin hedefi ne olmalı?
dusku tosic: sezon başında favori gösterilen takımlardan değildik belki ama sezon başlayınca çok iyi oynadık ve 3. sıraya kadar çıktık. şimdi ise daha üst sıralarda yer alabilmek için elimizden geleni yapmalıyız. takımın bu potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum.
- takımdaki diğer yugoslav kökenli futbolcular hakkında ne düşünüyorsun?
dusku tosic: bu bizim için büyük bir avantaj. idmanlardan sonra hep birlikteyiz ve bu takıma güzel bir atmosfer kazandırıyor.
- teknik kadroda yer alan fuat çapa, luc nilis, edward sturring gibi isimler hakkıdna ne düşünüyorsun?
dusku tosic: hepsi önemli geçmişe sahip isimler. örneğin luc nilis psv'de oynadı. onlardan çok fazla şey öğrenebiliriz. hepsini tek tek saymak zor ama hepsi çok kaliteli isimler.
- ailen burada yaşamıyor bildiğimiz kadarıyla. aileni buraya getirmeyi planlıyor musun?
dusku tosic: çocuklarımın sırbistan'da okulu devam ediyor. bu nedenle ara ara gelebiliyorlar buraya. kontratım 3 yıllık. eğer uzun yıllar burada kalacak olursam elbette ailemi buraya getirmeyi düşünebilirim.
- peki ya ankara'yı nasıl buldun?
dusku tosic: bence çok güzel bir şehir. birçok güzel restoran ve alışveriş merkezi var. hava da çok güzel. ankara'nın sürekli geliştiği herkes gibi ben de görebiliyorum. ama tabii bizim için belgrad en güzel şehir. kendi kültürümüzü ve alışkanlıklarımızı yaşamak için. eminim ki sizler için de ankara böyledir.
ten weeks in and elazig finally get their first win. embarrassing it had to us but then again i'm not sure that gencler deserved to win on sunday... a draw perhaps...
genclerbirligi 1 - 2 elazigspor
the wonderful autumn weather continues in ankara and so it wasn't that huge a surprise to see a good turnout for sunday afternoon's match.
it was so nice that little oz kanka and myself decided to walk down to kizilay. didn't get far before a bloke pulled up and asked if we wanted a lift.
"i saw you wearing the gencler colours and thought i'd offer you a lift," said our new friend besim. turned out that he works at sir eski kanka's school and has a sideline in reporting on ankara matches for fanatik newspaper.
wow. gotta love a city where a journo will randomly pick up strangers just because they are wearing a home team strip!
the beer bus was nice and busy with spine there as usual and our growing group of erasmus students, paddy, dan, savas and waldo, also showing up.
stadium and the queues were fairly long. bumped into nicolai bringing his two little ones along for their first gencler match. ertank and ceren used the fact that we were near the head of the queue to say hello and therefore save 10 minutes. another relative newbie, mike, and his son tanner, were also found inside the stadium at half-time. young charlie was there as always along with his dad thijs. family fun all round really.
onto the football...
we started offensively but not much was really happening. lekic managed to get a shot or two away but zec seemed pretty lonely. hursut was well off on the day. this is a player who can dazzle and star but on sunday he seemed to be out of position most of the time, way too far behind, and his individual play just wasn't sparking at all. it was all very frustrating as we were clearly the better team but elazig were fighting hard.
the breakthrough came though as we had expected with aykut heading in from a hursut corner. it was a textbook goal and i thought it might lead to us putting quite a few past the team that was sitting at the bottom of the table.
instead elazig came back straight away with a header which ramazan had no chance of saving. oh dear, oh dear. still, lots of time left. half-time 1-1 and i doubt too many gencler fans were feeling that scared.
should have been though as ramazan managed to get himself sent off in the 51st coming out and fouling a player on the attack. it was a silly thing to do but then again he wasn't the last man in defence. in the ensuing handbags, two elazig players got yellow cards.
we kept up attacking though and had a couple of decent shots but overall it wasn't good enough. especially considering the referee was an idiot with no idea of what a foul is. there were numerous instances when we would see players go down and we'd breethe a sigh of relief at what would be a free kick for us, only to see the referee give it to elazig.
in the end though it was no great surprise when elazig scored the winner with about five minutes to go.