not: 1966-1967 sezonunda birinci lige çıkan eskişehirspor o sezon deplasmanda hiç galip gelemedi. 67-68 sezonunda deplasmanda galip geldiği ilk maç bu maçtır.
not: enteresandır ki; eskişehirspor 1. ligdeki ilk mağlubiyetini ve deplasmandaki ilk mağlubiyetini beşiktaş'dan almıştır. ilk sezon deplasmanda hiç kazanamayıp ilk galibiyetini bir sonraki sezon beşiktaş'a karşı alması da çok enteresan.
rövanş demek ingilizcede intikam demek ya, bir yıl çalışıp kendisini geliştiren eses, intikam saatine hazırlanıyor!.. tarih 12 kasım 1967. beşiktaş eskişehirspor'a istanbul'da 1-0 boyun eğiyor ve yenilmez ünvanıyla birlikte liderliği de kaybediyor. siyah-beyazlıların belkide tek avuntusu ezeli rakibi fenerbahçe'nin de o sezon aynı badireleri atlatmış olması!..
nezih alkış'ın 14 kasım 1967 tarihli milliyet spor ilavesi'ndeki "es... es'ler... ve lig'den yeni sesler" başlıklı yazısından;
"bir beşiktaş taraftarı 'gidiyor bizim takım' diyiyordu... bir eskişehir taraftarı 'yeniyor bizim takım' diyordu... bir fenerbahçe taraftarı 'sıra bugün sizdeyse, yarın bizde' diyordu beşiktaşlı arkadaşına sonra bir şeyi hatırlamış gibi üzüntüyle konuşmasına devam ediyordu: 'aslında biz sıramızı eskişehir'de savdık. hatırladın değil mi, eskişehir'de 3-0 yenilmişti...'"
ilk basımı 2002 yılında olan yapı kredi'nin "top bir dünyadır" adlı kitabından;
prof. dr. fethi heper'in "türk futbolunda devrim yaratan eskişehirspor efsanesinin başlangıcı" başlıklı yazısından;
bu arada takımın hamisi yalçın kılıçoğlu ve aydın begiter'in katkılarında söz etmek isterim. yalçın kılıçoğlu takıma en büyük mali destek sağlayan yöneticimiz idi. asbaşkan olarak görev yapar ama finansmanın büyük bir bölümünü kendisi sağlardı. 1973 yılında elim bir trafik kazasında, genç yaşta hayatını kaybetti ve ondan sonra eskişehirspor yavaş yavaş eski gücünü yitirmeye başladı. aydın begiter spor yaşamını kaleci olarak sürdürmüş ve eskişehirspor'un kurucu üyeleri arasında yer almıştı. basınla ilişkileri sıcak tutar ve futbolcu ile yönetim arasında köprü görevini yapardı. en zor görev onundu. transfer çalışmalarında olağanüstü performans gösterir, kimsenin alamayacağı futbolcuları transfer ederek takıma kazandırırdı. en büyük zevki takım okunduktan sonra taktik vermekti. eskişehirspor'a katkıları büyük olmuştur. takım yavaş yavaş gerçekten değişmeye ve göze hoş gelen bir futbol oynamaya başlamıştı. her gittiğimiz ilde, yensek de yenilsek de, seyircinin görsel zevklerini tatmin ettiğimiz için taraftar sayımız artmaya başlamıştı bile. bu dönemde unutamadığımız bir maçımız vardır. beşiktaş'la. mithatpaşa stadına yaklaştığımızda beşiktaşlı seyirciler" 1-2-3-4-5-6 olmadı baştan" sloganıyla bir önceki yılın skorunu anımsatıyorlar ve akıbetimizin aynı olacağını haykırıyorlardı. o gün gerçekten harika bir futbol oynadık. hafta içi çalışmalarda çok çalıştığımız bir serbest vuruşta canan topu ortaladı ve ben kafa ile necmi'nin koruduğu kaleye golümüzü atıverdim. maçı 1-0 kazandık. on bine yakın taraftarımız maçın bitimine iki dakika kala eskişehir marşı'nı orkestra şefi amigo orhan'ın yönetiminde söylemeye başladılar. biz futbolcular da sevinç gözyaşları içinde gururla marşımıza katıldık: "eskişehir eskişehir yalçın kaya zaferi; kayalardan çok kuvvetli içindeki askerleri." büyük bir mutlulukla eskişehir'e döndük.
1967-68 sezonunu 9. olarak bitirdik ama oynayacağımız sistemi oturtmuştuk. tribünlerdeki tezahürat da değişmiş, "fethi-nihat gol at" sloganı yerine, tethi-nihat-ender filelere gönder" sloganı atılmaya başlamıştı. takıma mümin özkasap, ender konca, taşkın yılmaz ve altyapıdan abdurrahman katılmış ve takım daha da güçlü hale gelşti. bu vesile ile genç yaşta kaybettiğimiz abdurrahman'ın eskişehirspor ve millî takıma hizmetlerini minnetle anmak istiyorum.
1967-68 sezonunda takım tertibi de değişikliğe uğramıştı. genellikle mümin, (yusuf) ilhan, necdet, ayhan, ismail, ruhi, nihat, kâmuran, fethi, burhan. ender ilk on birde yer alıyordu.