cihat arman'ın ardından abdullah gegiç'in elinde yıldızı parlayan eskişehirspor 1. lig'de uzun yıllar galatasaray, beşiktaş ve fenerbahçe'nin korkulu rüyası olmuştur. o yıllarda bu takımları en çok eskişehir deplasmanları düşündürürdü. sadece buradaki maçlar mı, istanbul'daki karşılaşmalar da gerek atmasfori, gerekse futbol kalitesiyle çok zorlu geçilmiştir. bu üç kulübünde mazisinde, kalplerinde eskişehir'in açtığı yaralar vardır. istanbul saltanatı ilk kez eses tarafından şiddetle sarsılmıştır. işte, 1967-68 sezonu, tarihi 29 ekim 1967...
30 ekim 1967 tarihinde yayınlanan milliyet gazetesinde necmi tanyolaç'ın "eskişehir, galatasaray'ı sindirdi" başlıklı yazısından;
"önce eskişehir seyircisi, istanbul seyircisine ders verdi; taraftar siz değilsiniz, biziz dercesine. sonra, üç yıllık eskişehirspor, altmış yıllık galatasaray'a ders verdi. futbol sizin oynadığınız değil, bizim oynadığımız diye!.. eskişehir taraftarları, galatasaray taraftarlarını, eskişehir futbolcuları da galatasaray futbolcularını bir gövde gösterisi yaparcasına ezip giderken, uzun yıllar futbol oynamış bir yazar dost şöyle diyordu yanındakine: 'futbolde istanbul dükalığının son günlerini yaşıyoruz...'"
halit kıvanç kıvanç, 1967'de bir maç anlatımından doğan yanlış anlamayı ortadan kaldırmak için uzun bir mektup yazarak eskişehir'in bir yerel gazetesine göndermiş...
türk sporu'na sadece tribünde değil, sahada da renk, canlılık getiren eskişehirspor'u doğuşundan bu yana sevenlerden biriyim. spor yazarlığı ya da spor spikerliği bir yana, bir türk sporseveri olarak eskişehirspor'un başarılarını yakından izliyor ve her vesile ile de bu basanlardan gurur duyuyorum. eskişehirspor'un 2. lig'te şampiyon olup 1. lig'e çıkışında eskişehir'deki 'milliyet kervanı' toplantısında bu duygularımı binlerce eses'linin huzurunda dile getirdiğimi de, sevgili eskişehirliler herhalde unutmamıştır. o günden bu yana da, gerek radyoda maç nakillerimde, gerekse gazetedeki yazılarımda eskişehirspor'un gelişmesinde gönülden bir destekleyici oluşum da, gene hatırdan çıkmamıştır ümidindeyim. çok değil, daha son haftaki mithatpaşa zaferinden sonraki yazımda, eskişehiıspor'un başarısını daha iyi aksettirebilmek için en canlı kelimeleri bulmak, bana zevkli bir vazifenin mutluluğunu duyurmuştur. 'kırmızı şimşek bir çaktı, koca kartal'ı yere indirdi', 'eskişehir galibiyeti her an biraz daha hakediyordu', "alkışlanacak başarı' gibi deyimler, o yazıdan sadece birkaç cümledir.
radyoda ise maçları anlatırken bir takımla veya seyirciyle alay etmek, her şeyden önce karakterime aykırı düşer, sonra da taşıdığım sorumluluğa ve yaptığım görevin önemine saygısızlık olur. hal böyle iken, eses'li bir kardeşimizin istikbâl gazetesindeki 'ihtar' yazısında 'bilmem ne spiker' e kadar varan kelimeler beni gerçekten kalbimden yaralamıştır. eskişehirli ismail'le ilhan milli kadroya alınmadığı için daha beş-on gün önce ağır yazı yazan bir insana, böyle bir ithamda bulunmak ne derece doğrudur? itham cidden ağırdır: 'galatasalay maçında (üşenmeden ta eskişehir'den gelmişler, işte böyle gol yiyince susarlar) diye konuşan spiker...' deniyor. o maçı nakleden bendim ama böyle bir söz söylediğimi asla hatırlamıyorum. maçın bandında da böyle bir cümle yoktur. olsa olsa, eskişehir'den gelen sporseverlerin stadda renkli bir tablo yarattığını, takımlarım mağlup durumda bile teşvik ettiklerini ve işte beraberlik golûnû de attıklarını, haklı bir sevinç duydukların söylemiş olabilirim. eskişehirspor'un başanlı oynadığım tekrar etmiş olabilirim. 'üşenmeden ta eskişehir'den gelmişler, işte böyle gol yiyince susarlar' demem için, şu bu değil deli olmam gerekir. hem de çok sevdiğim, başarısıyla övündüğüm bir eskişehirspor için... anadolu'nun neresine gitsem, eskişehir'i misal veren, 'eskişehir seyircisini örnek alın, eses tempolarıyla dürüst seyircilik sembolü oldular' diyen bir insan, milyonlara hitap eden radyo mikrofonunda nasıl aksini söyler? kaldı ki, eskişehir'in hakşinas, dürüst birçok sporseverinden maç nakillerinden sonra aldığım bazı mektuplar teşekkür ve tebrikle doludur. hatta galatasaray-eskişehirspor maçından sonra, 'müsabakayı dürüst anlattığınız için teşekkür ederim' diyen bir eskişehirspor taraftarı, 'golü yiyince susarlar' diye bir cümle duysa, böyle bir teşekküre kalkışır mıydı? zannedirim ki, yanlış anlama, belki maç heyecanı içinde bir yanlış anlama var ortada... bu yanlışlıktır ki, esesli sayın ismet yavuz'a -herhalde gönlünden gelmediğine inandığım bazı ağır tâbirler yazdırmış. yaptığımız işlerde hataya düşebiliriz, insan hatasız olmaz. ama bu hatalanmızı bilir ve gerektiğinde özür dileriz. fakat yapmadığımız hatalardan dolayı haksız ithama uğrarsak, o zaman da kendi mizi savunmamız icabeder. ben, dürüst ve hakbilir eskişehirli sporseverlerin, sevgili amigo orhan'ın sevimli, gönüllü eses orkestrasının, eskişehirspor'u başarıdan başarıya koşturan sporcularının, yöneticilerinin, bütünüyle eskişehirspofun böyle haksız bir ithamdan bizi koruyacağına inanıyorum, yukarıda eskişehirspor'u her yerde örnek gösterdiğimi söylemiştim. bunu sayın valiniz mustafa karaer'e sorabilirsiniz. kendisi ordu valisi iken ordusporlularla yaptığımız toplantıda 'eskişehir'in lige getirdiği rengi, seyircisinin örnek olduğunu' söylediğimi iyi hatırlar. uzun yazışım, üzüntümün büyü klüğündendir. çok sevdiğim eskişehirspor'dan bir tek taraftarın dahi bu sevginin karşısında olduğumu itham etmesine dayanamadım. eskişehirspofa ve bütün eses'lere basan dilekleri ve sevgilerimle.
haydarpaşa'dan motorlarla denizi geçerken, türk bayrağının yanına eses bayrağını çeken eses taraftarlarını gören gündüz kılıç eskişehir'in ilk istanbul çıkarmasını, ikinci dünya savaşanda müttefiklerin dunkerk çıkartmasına benzetecektir. ekim 1967'deki 1-1'lik gs-eses maçından sonra ise durumun vahametini gören galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş başkanları ortak bir açıklama yaparak "istanbul seyircisi birleşmelidir" diyecektir... başkanlardan suphi batur'un sözleriyle:
"şehirlerde teşekkül eden seyirci haleti ruhiyesini bir sportmen anlayışı içinde kabul etmek ve bu seyirciyi kendi takımlarını tuttukları için alkışlamak gerekir. son galatasaray-eskişehirspor maçında gördüğümüz gibi, misafir ev sahiplerinin saha ve seyirci avantajlarını tanımamışlardır (...)
...fenerbahçe, beşiktaş ve galatasaray taraftarları müşterek bir anlayış içerisinde birleşmez, ruh beraberliği yaratmazlarsa şampiyonluk istanbul'dan gider!.."