gençlerbirliği – fenerbahçe: bir taraftarın gözünden!
özet son dönemde gençlerbirliğinin futbolundaki hareketlenme dün bizleri oldukça umutlandırdı. ancak oynanan oyun gösterdi ki henüz yeterince güçlü değiliz. sonuçta fenerbahçe’yi biraz korkutsak da çok fazla zorlayamadık.
hikâye geçtiğimiz yıl fenerbahçe maçında tribünlerde her zamanki yerimize oturamamıştık. maçımızı c blok’ta alkaraların arasında izleyemedikten sonra ne anlamı var ki dedik ve daha saat 19:00 olmadan tribünlerdeki yerimizi aldık. kiminle konuşsak herkeste bir ümit, kulağımıza gelen skor tahminleri. maç başladı ve takımımızın tutukluğu hepimizi kaygılandırmaya başladı. gereksiz yapılan bir faul ve kötü kullanılan bir taç sonucu kendi kendimize durumu 2-0 yapmayı başardık. bundan sonra takıma geçici olarak birşeyler oldu ve fenere yüklendikçe yüklendik. ilk yarı bitmeden eşitliği sağladığımızda herkes birbirine sarılıyordu. devre arası herkes “işte bu kadar” diyordu. ama içerde ne konuşulduysa ikinci yarıya motivasyonumuz soyunma odasında bırakılmış şekilde başladık. yağan harika karla birlikte sahada her şey değişti. artık oynanan spor futbol değil de sanki kış olimpiyatları için icat edilmiş yeni bir spor gibiydi. fenerbahçe bu yağışa ve ortama bizden daha iyi adapte oldu ve iki gol daha hanelerine yazıldı. ikinci yarıda gençlerden eser yoktu. tüm takım daha 70. dakika sanki maçı bıraktı. neredeyse kimse koşamıyordu. sonuçta maçı çevirecek hamleler gelmedi. kısacası gücümüz fenerbahçe’yi zorlamaya yetmedi.
maçın adamı her ne kadar bu maçta maçın adamını seçmek anlamsız olsa da gençlerbirliğinde benim gözüme çarpan en etkili isim aykut oldu. orta sahada ise cem can oldukça istekli ve çalışkandı. fenerbahçe’de alex her zamanki gibiydi. sadece oynadığı futbol değil saha içi davranışlarıyla da herkese örnek bir sporcu.
taraftarın güzelliği gençlerbirliği tribününde her zamanki sıkıntılar devam etti bu maçta da. maratona giren fenerbahçeli taraftarlar tribünün yan tarafına alındı. araya polis şeridi oluşturuldu. bu uygulamayı anlamak imkânsız. neden kale arkasına alınmaz bu taraftarlar anlamıyorum. bir de ayağa kalkıp tezahüratlar yapmaya başlayan fenerbahçeli misafir taraftarlar bir anda ortalığı karıştırdı. bir gün iki takım taraftarlarının bir arada oturup maç izleyebileceği zamanları hayal ediyorum. ama karşılıklı saygı içerisinde. karşı takım tribünlerine girip kışkırtıcı hareketleri henüz kaldıracak bir sosyal ortamımız yok henüz. hep sorduğum soru ise şu, iki grup arasında kavga çıksa ve birisine bir şey olsa bunun sorumlusu kim olacak? güvenlik güçlerinin bunda payı olmayacak mı? yapılması gereken o kadar basit ki. misafirleri yerlerine yani kale arkasına almak.
gelelim bizim trübünlere. dün maraton tıklım tıklımdı. açılan büyük bayrak, sallanan kareli bayraklarımız kesinlikle neşemize neşe kattı. bu tribün etkinlikleri olmazsa olmaz. bundan sonra da devam etmesi dileklerimle. bu işe emek harcayan başta nedim olmak üzere herkese teşekkürler.
haftanın önerisi kondisyonsuz olmuyor bu işler. fenerbahçe’nin sezonun ilk yarısı ve ikinci yarısı arasındaki farkı oldukça bariz. aynı kondisyon artırımı bizim için de şarttı. neden olmadı bilmem. ama oyuncularımızın daha çok koşabileceği günleri merakla bekliyoruz.