ankarada yaklaşık 1 saattir (07:45 - 08:45) sağlam kar yağıyor. aklıma hemen bundan 7 yıl önce oynanan ve sağlam kar yağışından dolayı bembeyaz bir zeminde oynanan, bizim kale arkasında kıçımızın donduğu ve ümit özat'ın bir anlık hatası ile hooijdonk'un golünü yediğimiz ardından nerdeyse 60 dakika tek kale oynayıp fenerbahçe'nin 2 kere çizgi üstünden top çevirdiği, 1-2 direkten topun döndüğü ve sayısız gol kaçırıp 1-0 yenildiğimiz ama maçtan sonra "böyle oynayın canımızı verelim" tezahüratlarının yapıldığı maç geldi...
not: bahsettiğim maçın 6 mart 2004'de oynanması da ilginç bir ayrıntı...
temsilci: ayhan kabakçı, fahreddin selçuk, bayram koman
gençlerbirliği: serdar kulbilge, ihsan burak özsaraç, aykut demir, serkan çalık (dk. 55 michael john jedinak), mustafa pektemek, randall azofeifa corrales, oktay delibalta (dk. 72 ermin zec), hurşut meriç (dk. 80 yasin öztekin), mehmet akgün, cem can, orhan şam
yedekler: özkan karabulut, labinot harbuzi, mahmut boz
teknik direktör: ralf christoph bernard zumdick
fenerbahçe: volkan demirel, diego alfredo lugano moreno, joseph michael yobo, bekir irtegün, emre belözoğlu, mamadou hamidou niang (dk. 84 daniel gonzalez güiza), alexsandro de souza, özer hurmacı (dk. 87 caner erkin), andre clarindo dos santos, mehmet topuz, issiar dia (dk. 57 cristian mark junio nascimento oliveira baroni)
yedekler: fehmi mert günok, ilhan eker, gökay ıravul, uğur boral
teknik direktör: aykut kocaman
goller: (0-1) dk. 14 diego alfredo lugano moreno (kafa) (0-2) dk. 21 [penaltıdan] alexsandro de souza (1-2) dk. 24 orhan şam (ayakla) (2-2) dk. 44 hurşut meriç (ayakla) (2-3) dk. 63 mamadou hamidou niang (ayakla) (2-4) dk. 68 andre clarindo dos santos (ayakla)
sarı kartlar: dk. 20 serdar kulbilge (gençlerbirliği) dk. 70 cristian mark junio nascimento oliveira baroni, dk. 78 andre clarindo dos santos, dk. 89 diego alfredo lugano moreno (fenerbahçe)
karşılaşma öncesi basın mensuplarına verilen takım listesinde ismi yer alan gençlerbirliği'nden mununga karşılaşmaya çıkamadı. bu futbolcunun sol arka adalesinde çekme olduğu ve bu nedenle son anda kadrodan çıkartıldığı öğrenildi.
14. dakikada alex sağ çaprazdan serbest vuruş kullandı, ceza sahası içine ortasını yaptı lugano kafayı vurdu top yükseklik kazandı sonrasında kaleci serdar ile yobo yükseldi topa vurmak istedi lugano araya girerek kafayı vurdu ve top köşeden ağlarla buluştu.
18. dakikada alex ceza sahası içine arapasını verdi. niang hareketlendi. kaleci serdar çıktı ve niang'a yaptığı müdahele sonucunda niang yerde kalınca hakem özgür yankaya penaltı kararı verdi. gençlerbirliği'nde kaleci serdar rakibi niang'a yaptığı müdahele sonucunda sarı kart gördü. 20. dakikada fenerbahçe alex'in penaltıdan attığı gol ile durumu 2-0 yaptı.
23. dakikada mustafa pektemek ceza sahası içine arapasını verdi. orhan şam sağ çaprazda topla buluştu uzak köşeye sert vurdu ve top köşeden ağlarla buluştu. 2-1
44. dakikada hurşut savunmadan seken topa ceza yayı üzerinden sert vurdu ve top kaleci volkan'ın bakışları arasında köşeden ağlarla buluştu. 2-2
64. dakikada alex ceza sahası içine arapasını verdi. niang hareketlendi topla buluştu ve plase vuruşla topu kaleci serdar'ın yanından ağlarla buluşturdu. 3-2
68. dakikada orta sahada alex niang'a pasını verdi, niang emre'ye, emre sol kanatta hareketlenen andre santos'la ver kaç yaparak ceza sahası içine andre santos'u kaçırdı andre santos bekletmeden köşeye sert vurdu ve top kaleci serdar'ın bakışları arasında ağlarla buluştu. 4-2
fenerbahçe teknik direktörü aykut kocaman, gençlerbirliği'ni 4-2 mağlup ettikleri maçtan sonra açıklamalarda bulundu.
kocaman yaptığı açıklamada "çok değişik bir maç oldu. geçen hafta takımda bir esneme görülmüştü. bügünkü maç toparlanmak ve ilk haftalara dönmek için bir şans olarak gözüküyordu. maç öncesi düşünceler böyleydi. kalite olarak sert bir takım vardı karşımızda. maç çok ilginç başladı. çok kolay bir şekilde 2-0 öne geçtik. fakat çok kolay bir şekilde de 2-2 oldu. hakikaten ne olduğunu anlamadık. bir gariplik vardı oyunda. ikinci yarı biraz daha normala döndü her şey. oyunun ritmini elimizde tutmaya başladık. çok güzel iki golle de skor olarak istediğimizi de alarak istanbul'a dönüyoruz. 3.golü bulduğumuz anda oyuna döndük. golden sonra ritmimizi tamamen bulduk. çok kritik bir virajdan kazanarak dönüyoruz." dedi.
uzun zaman sonra yeniden forma giyen güiza için ise aykut kocaman "her oyuncu gibi bundan sonrası da güiza'nın elinde. iyi çalışan oyuncuyu her antrenör oynatır." ifadelerini kullandı.
gençlerbirliği kulübü başkanı ilhan cavcav, fenerbahçe maçı sonrası yaptığı açıklamada, "o hakemleri ve mhk'yı allah'a havale ediyorum" dedi.
karşılaşmanın ardından basın mensuplarına kısa bir açıklama yapan cavcav, "bu hakem maçı katletti. birinci gol ofsayt, ikinci golün de penaltıyla uzaktan yakından ilgisi yok" diyerek, ellerini havaya açtı ve "maçın hakemini ve mhk'yı allah'a havale ediyorum" ifadelerini kullandı.
gençlerbirliği teknik direktörü ralf zumdick, fenerbahçe maçı sonrasında açıklamalarda bulundu.
alman teknik adam maç sonrası açıklamalarında şunları dile getirdi: "ilk yenilen 2 gol çok kolaydı. biz bunları adeta kendi kalemize attık. sonra 2-2 oldu, oyuncuların güveni kendine geldi. ancak 4-2'den sonra da pozisyonlara girdik ancak kaçırdık. bu futbol, hava şartı ne olursa olsun mücadele etmek gerekiyor. golleri atanlara bakınca biri defans, biri de kanat. bunların dışındakiler de gol atmalıydı. özellikle de zec 2 tane gol kaçırdı. yapamadık, beceremedik.
maç öncesinde ve ilk yarıda yavaş halde yağan kar, ikinci yarıda etkisini arttırdı. ikinci 45 dakikada zemin beyaza büründü. 4-5 kez stat çalışanları sahaya girerek çizgileri belirgin hale getirdiler. ayrıca ikinci yarıda sarı renkte olan maç topu da değiştirildi. kırmızı top kullanıldı.
ankaragücü kulübü başkanı ahmet gökçek, ankaragücü teknik direktörü mesut bakkal, konyaspor teknik direktörü yılmaz vural da tribünden karşılaşmayı takip etti.
öte yandan, gençlerbirliği-fenerbahçe karşılaşması için toplam 138 basın mensubu akredite oldu.
lig sıralamasında herhangi bir hedefi olmayan, istanbulun herhangi bir "büyük" takımı ile oynadığımız maçlarda bile hakemlerin maç gidişatını etkileyen "ufak" -ya da büyük- dokunuşlarını düşününce, şampiyonluğa giden bir istanbul takımına karşı oyandığımız maçlardan önce gram zevk beklemiyorum.
zira maç içinde yapılan çirkefliklere hakemlerin "devam" demesinden tutun da yan hakemin gözü önünde tekme yiyen gençlerli futbolcuyu görmezden gelmesine, kendini yere atıp saçma sapan bir faul alan rakip futbolcuya "aman abi ver elini yardım ediyim" diyerek belki ileride o takımda oynarım diye saygıda kusur etmeyen gençlerli futbolculara kadar her şey sadece sinirlerimi bozuyor...
maçın başından itibaren hakemin her atlayan fenerliye faul vermesi... ardından skor 2-0 olduktan sonra gençlerlilere şirin görünmek için gençlerlilerin birkaç faulunu es geçmesi... skorun 2-2 olması... ve hemen hakemin kararlarında en başa dönmesi... skor 4-2 olunca yine şirin görünme çabaları...
ki buna bir de emre belözoğlunun 3 kere arkadan çift dalarak rakibini sakatlamak pahasına yaptıkları ve bırakın sarı kartı faulün bile verilmemesi... ve her şuttan sonra hakemlere el kol hareketleri ile "el var hocam" tepkileri...
şu yazdıklarımda sadece isimleri değiştirip kopyala yapıştır olarak bir sonraki maça da yazsam kimse itiraz etmez bence...
çünkü klasik bir anadolu-istanbul maçının hakem grafiği bu aslında. 10 yıldır tribünden maç izleyen biri olarak bunları o kadar çok yaşadım ki...
maça dönersek; skor 2-0 olduktan sonra takımın gösterdiği üstün gayret görülmeye değerdi. 2 tane direkten dönen top, sonuçlanmayan ama yine de güzel derine paslaşmalar ve elbette 2 gol ile gençlerliler hakettiklerini bir nebze yaklaşmışlardı. araya devre ve kar girdi...
devre arasında yağan karla zemin bembeyaz oldu. karlı havada maç izlemeyi seven biri olarak maçın en çok zevk aldığım bölümüydü sanırım bunlar...
alex bu ülkeye geldiğinden bu yana fenerbahçe duran top ve alexin golleri ya da ara pasları ile maç alıyor. bunu artık herkezin ezberlemiş olması gerekirken skor 2-2 iken alex 2 kere boş bırakıldı. birinde şutu son anda serdar çıkarttı diğerinde ise nefis bir ara pası vererek golü yaptırdı... hemen akabinde yenilen golle de gard düştü ama ara ara etkili olunsa da zec'in 2 tane yüzde 100lük golü kaçırması ve fenerlilerin "porfesyonel" hareketleri ile maç bitti gitti...
geriye sadece -1 kere daha- "karşımızdaki takım her şeyi ile en az 10 kat bizden güçlü... eee o zaman neden bir de hakemin desteklemesine gerek var ki?" sorusu kaldı...
gençlerbirliği basın sözcüsü muammer akyüz, sahamızda oynadığımız fenerbahçe maçı ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: "bu maç öncesi, şampiyon olacak takım bizi hiç ilgilendirmiyor, biz çıkıp kendi futbolumuzu oynayıp galip gelmek istiyoruz demiştik. futbolcularımızda sahaya bu düşünce ve amaçla çıktılar. maça iki takımda dengeli başladı. maçta iyi bir mücadele olacağı belli idi. fakat maça hakemlerin bu kadar taraf olacağını fenerbahçeliler bile tahmin edememişti.
14. dakikada ceza alanımız içerisindeki mücadelede ulustaki binaların camlarından seyredenleri bile ofsayt olduğunu gördüğü bir pozisyonu orta hakem ve yardımcısının görememesi, ancak ciddi bir sağlık sorunu ile izah edilebilir.
değerli hakemlerimiz 1-0'ı yeterli görmemiş ki 22.dakikada öyle bir penaltı çaldılar ki, maçı yan yana izlediğimiz fenerbahçe başkanı sayın aziz yıldırım bile penaltı değil dedi. bu pozisyonda kalecimiz serdar, kalecilik adına bir hata yaptı rakibi takip eden iki oyuncumuz varken kalesini terk ederek ceza alanının ucuna kadar gelip topa hamle yaptı. ancak yaptığı sadece bu idi. niang’ın kalecimizin üzerinden denize atlar gibi atlaması kesinlikle penaltı değildi. buna rağmen hakem penaltıyı verip maçı 2-0 yaparak, kalan zamanı gönül rahatlığı ile idare ettiler. tüm bunlara rağmen futbolcularımız oyundan düşmedi ve mücadelesini biraz daha artırarak 25. ve 45. dakikalarda iki gol bularak devreyi 2-2 bitirmesini bildiler.
ikinci yarıda maçı kazanacağımıza inanmışken, ağırlaşan saha koşullarının da etkisi ile 6 dakikada yediğimiz iki golden sonra maçı çeviremedik. attığımız iki golün dışında direkten dönen üç şutumuzu da hesaba katarsak kaybettiğimiz üç puana yanmamak mümkün değil. biz bu üzüntü ile geceyi uykusuz geçirdik. maçın hakemlerinin nasıl geçirdiğini merak ediyoruz. görevlerini yapmış insanların huzuru ile mi vicdan azabı ile mi ? gerçi benimkide soru değil çünkü vicdanı olan bunu yapmazdı."
maçtan sonra beşiktaş ve trabzonspor yönetimleri maçın hakemi ve mhk hakkında sert açıklamalar yaptılar. bunun üzerine federasyon başkanı da genel olarak hakemleri koruyan açıklamalar yaptı...
maçtan bir gün sonra star gazetesi gençlerli 3 futbolcunun maçtan sonra "trabzonspor için oynadık" dedikleri yönünde bir haber yaptı. ardından ilgili futbolcular böyle bir beyanlarının olmadığını açıkladılar...
tüm spor medya ve basının bile ortak olarak kabullendiği bir şekilde fener lehine bariz hakem hatalarının yapıldığı maçtan sonra bile bu "yalan" haberi bazı fenerbahce siteleri kullanarak 2 hafta sonra oynanacak trabzonspor maçından önce gençlerli oyuncuları ve camiayı baskı altında tutmak için kullanmaya başladılar...
bu da bize "şampiyon olda nasıl olursan ol" söyleminin nasıl kullanıldığına güzel bir örnek teşkil etti...
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun salı (15.03.2011) günü yapmış olduğu toplantıda bu maçla ilgili aldığı karar şöyle:
1-gençlerbirliği spor kulübü idarecisi muammer akyüz'ün, 09.03.2011 tarihinde kulübün resmi internet sitesinde tff'nin saygınlığını zedeleyen ve futbolun değerini düşüren sportmenliğe aykırı beyanlarda bulunmasından takdiren 21 gün hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılması.
herhangi bir taraftar grubu olsaydık, antu'nun bu haysiyetsiz görseline karşı, 2003-2004 sezonundaki 3-3'lük fenerbahçe-gençlerbirliği maçını manşetimize taşır, "ne o la fenerliler niye bu kadar asıldınız maça? beşiktaş'ı şampiyon mu yapmak istiyorsunuz" diyebilirdik. ama bu, o maçtaki fenerbahçeli oyuncuların emeklerini görmezden gelmek olurdu, onlara saygısızlık olurdu.
ama biz gençlerbirliği taraftarıyız. 88 yıldır var olan bir kültürün önemli birer parçalarıyız. emek, mücadele, çalışkanlık gibi insani ve evrensel değerleri , gözleri kör eden başarı avcılığının önüne koyuyoruz.
tüm ülkede bu değerlerin ön planda tutulması elbette hayalini kurduğumuz bir durum ancak geçmiş bize bunun pek de mümkün olmadığını birçok kez kanıtladı. antu'nun bu iğrenç hareketi de bunun yeniden kanıtlanmasından başka bir şey değil. ya da şöyle diyelim: malumun ilanı oldu..