41. dakikada konyaspor defans oyuncularının hatasından yararlanan yasin, ceza alanı çizgisinde topla buluştu. meşin yuvarlağı ceza alanı içinde kontrol eden yasin, kaleci pawelek ile karşı karşıya pozisyonda düzgün bir vuruşla takımını 1-0 öne geçiren golü kaydetti.
64. dakikada gökhan'ın, ceza alanına girerken sert şutunda topu gençlerbirliği kalecisi özkan kornere çeldi. kullanılan korner atışında ceza alanında oluşan karambolde top musa'nın önünde kaldı. musa, ''altı pas''ın içinde meşin yuvarlağı özkan'ın sağından ağlara gönderdi: (1-1)
67. dakikada oktay, zec'in pasıyla kaleci pawlek ile karşı karşıya kaldı. oktay, ceza alanı içinden yaptığı vuruşta topu kaleci pawlek'in sağından ağlarla buluşturarak takımını yeniden öne geçirdi: (2-1)
gençlerbirliği – konyaspor: bir taraftarın gözünden!
özet ligdeki pozisyonları belirlenmiş iki iç anadolu takımı güzel bir havada ankara’da buluştu. gol pozisyonu çok, kalitesi düşük bir maç izledik. maç her türlü sonuçla bitebilirdi. gençler 3 puanı alan taraf oldu.
hikaye geçtiğimiz haftalarda herkes yakınıyordu tribünde: sezonun sonuna geldik ve hala ılık bir havada maç izleyemedik. ne zaman sadece formamızla oturabileceğiz? dün bu isteklere uyguna yakın bir ortam vardı ankara’da. futbolcular güneş altında oynadılar futbollarını.
temelde isteksiz, heyecansız bir maçtı. konya defansının boldan çok hatası gençleri defalarca golle karşı karşıya getirdi. bunların çoğu cömertçe harcandı. konya’nın da hakkını yemeyelim bol bol şut çektiler. hatta şutlardan biri mükemmeldi ve direkten döndü.
bir noktada gençlerin golü geldi. “hah, artık fark olur” sesleri yükselmeye başlarken gençlerin bu yıl ki gol at sonra oynama taktiği başladı ve gol yiyene kadar da devam etti tabi ki. ancak bu kez tekrardan öne geçerek fark yarattık ve maçı galibiyetle bitirmeyi başardık. oktay, orhan ve cem can’ın istekli oyunları dışında ne vardı diye soruyorum kendime, çok da bir şey bulamıyorum. ilk geldiği günlerde gayet istekli ve hırslı olan azo bile artık umudunu yitirmiş maç bitse de gitsem dercesine oynuyor topunu. ne yapsın adam. defansın sol yanından bahsetmeye gerek yok. öyle bir yanımız yok çünkü.konya defansı tam bir felaketti. ama kanatlar ve forvetleri oyunu sürekli zorladılar, gol pozisyonları yarattılar. ama güçleri bu kadarmış ki ikinci golü bulamadılar.
sahamızda bir maç daha kaldı. galatasaray maçı olduğundan biraz daha kalabalık olur. ama kupadan elenmemizden sonra sanırım takıma olan ilgi oldukça azaldı, tribünler her zamankinden daha boştu.
maçın adamı bu hafta maçın adamı olamaya en yakın kişi kanımca oktay’dı. takımın en istekli oyuncusu olmayı sürdürüyor. futbol oynamayı, gençlerde oynamayı seviyor. teşekkürler oktay.
taraftarın güzelliği maçtan herhangi bir beklentisi olmayan taraftar konya maçında oldukça şendi. tribün liderimiz nedim de bir ara olağan yerini bıraktı ve haydi gençler grubunun arasına karıştı. bir de gitar çıktı ortaya. tribünümüzün gitaristi arda tezahüratlarla orta bölüme geçti ve akdeniz akşamları da dahil tüm plaj havaları çalınarak söylendi.
bunun dışında zaman zaman şenlik havasında tüm tribünden “düşmemeye değil şampiyonluğa” mesajları yükseldi. sanırım cavcav bu istekleri not etmiştir. bir ara tribünde neşe o kadar arttı ki seviye şımarık çocuklar mertebesine yaklaştı. neyse ki tribündeki olaylar her zamanki gibi tadında bitti.
taraftarımız maç sonunda konyaspor’u da unutmadı ve alkışlarla uğurladı. “iki takım el ele, hep beraber tribüne” sloganları futbolculardan pek rağbet görmese de güzeldi. bu arada konyasporu da yaklaşık 30-40 kişi destekledi.
haftanın önerisi lig bitsin artık! gençlerbirliği adına bitsin. seneye takımın kalitesi, teknik kadrosu, futbolcu kompozisyonu nasıl olursa olsun ortak tek bir değer olsun: isteklilik. sanırım son yıllardaki tecrübeden sonra taraftarın en çok bekleyeceği şey formasını seven ve istekli topçuları sahada görmek. (galatasaray maçında olmayacağımdan biraz kapanış gibi oldu!)
spring finally arrived on sunday and with nothing at stake in the genclerbirligi - konyaspor match the smallish crowd were in party mode. at one stage someone even produced a guitar, the crowd went silent as the first chords of various songs were played and then the whole of maraton sang along, including a particularly rousing rendition of our version of "bella ciao", the anti-fascist italian partisan song. all this was while play was proceeding. it wasn't a great match, but it wasn't bad either and gencler deserved their the victory.
genclerbirligi 2 - 1 konyaspor
mothers' day on sunday and we prepared a big brunch for various relatives at chateau kanka. when i say we prepared a brunch, i mean, i went for a walk with little oz kanka to go and get our car from where i had left it the previous night after having one or two drinks.
brunch done and mrs. oz kanka sprawled herself on the sofa while little oz kanka started pestering her to take him to the cinema. i offered to take little oz off to the football. he wasn't too keen until mrs. oz shouted "please, it is mothers' day. please go to the football."
and so, out of the kindness of our hearts we headed off to the beer bus congratulating ourselves on such a public display of our love of mrs. oz.
peep, peep, peep, and gencler came out well. some nice attacking football, some terrible offside decisions being given against us and six minutes in we had our first chance when oktay (i think) hit the post. konya's defence was pretty rubbish and we should have gone up earlier then we did but zec seemed to be completely out of form.
we were missing shots or they were being saved and then finally in the 41st minute yasin capitalised on a mistake in defence and fired from an angle for a great goal. the only thing is, it looked pretty clear from where we were sitting that was from an offside position. the chants went up praising the assistant referee for giving us an offside goal.
half time, 1-0 up and all was good in the world.
the goal we conceded was due in no small part to a complete and utter lack of concentration. konya had a corner and the gencler players were simply not ready, some with their backs to the ball not realising that the it was in play. somehow the ball made it into the box and it fell to a konya player who stuck it into the back of the net. an utterly stupid goal to concede.
luckily the crowd didn't really care and went on singing and generally having a good time when our winner came thanks to about the only half-decent thing zec did all match when he passed to oktay who smashed it past the keeper.
all up a great day in the sun. this week we have galatasaray on saturday night. should be a fun night.
yardımcı hakemler: süleyman özay, mustafa ispiroğlu
4. hakem: deniz ateş bitnel
gözlemci: yavuz karaozan
temsilci: osman arpacıoğlu, barış şensoy, erhan aslan
gençlerbirliği: özkan karabulut, orhan şam, mahmut boz (dk. 64 ante kulusic), aykut demir, murat kalkan, cem can, randall azofeifa corrales, oktay delibalta, yasin öztekin (dk. 89 emre aygün), hurşut meriç (dk. 62 mehmet akgün), ermin zec
yedekler: ramazan köse, ihsan burak özsaraç, michael john jedinak, erdal kılıçaslan
teknik direktör: mustafa kaplan
konyaspor: mariusz pawelek, mehmet seyfettin sedef, kamil zayatte, mahamoudoy kere, marcin andrzej robak, musa çağıran, hakan aslantaş, ali dere (dk. 46 mehmet batdal), adnan güngör (dk. 46 peter grajciar), ertuğrul arslan, gökhan emreciksin
yedekler: orkun usak, selim ay, veli acar, emre yüksektepe