gençlerbirliği – bursaspor: bir taraftarın gözünden!
“takımımız izinli olduğundan bu haftaki yazımızı yayınlayamıyoruz”
özet bir tavan bir taban yapan takımımız hakkında yorum yapmak gittikçe imkansız hale geliyor. “biz ne diyelim şimdi” düşüncesi tribüne hakim. kısacası yorumlarda anlaşmak güç. bu düşünceler bir yana bursaspor karşısında kötü bir maç oynadık. ikinci yarıda neredeyse hiç mücadele etmedik. en düşündürücü kısım da bu.
hikaye daha önceki yazılarımın birinde de söylemiştim: artık gençlerbirliği için yorum yapmak çok zor. bir ümitleniyoruz, bir hayal kırıklığına uğruyoruz. taraftar olarak ne düşüneceğimizi bilemez olduk.
bursapsor maçına gelelim. ağır bir yenilgi. gözümün önüde maç öncesi sokaklarda “beş beş” yapan taraftarlar geliyor. beş gol bir fenomendir ve dün gençlerbirliğinin başına gelen de bu. bakarsınız bu 5 parmaklık şamar işe yarar.
bursasporun maçlarını olabildiğince takip etmeye çalışıyorum. bu yıl neredeyse tüm maçlarda geriye düşüyorlar ve çok zorlanıyorlar. ankara deplasmanları hariç. dün bursaspor ilk sezonun en rahat maçlarından birini oynadı. karşısında neredeyse hiç direnç gösteremeyen bir gençlerbirliği vardı.
ilk dakikalarda maç ortadaydı diyebiliriz. erken gelen bursa golüne sonerle yanıt vermeyi bildik. ümitlendik. ancak ikinci gol hemen geldi ve maç da o dakikada bitti. sonrası biz gençler seyircileri için bir eziyetti.
sercan bu sezonun en rahat maçını oynadı. şov yaptı desek yerinde olur. bursaspor ofansı gençler defansıyla resmen oynadı. sanki halı saha maçı oynadılar zayıf bir rakip karşısında. kale önünde defalarca yapılan kısa paslar inanılmazdı. ve tabi goller.
bizim içinse maçtaki en kötü şey daha 60. dakikada maçı bırakmamız oldu. kimse koşmak istemedi. maç bitse de gitsek. tribünler de o çoşkuyu oyunculara vermedi. aynı hava tribünlerde de vardı. tabi seyircilerin şansı maç bitmeden stadı terk edebilme lüksü.
bursapsoru tebrik ediyoruz. bakalım biz devre arasını nasıl değerlendireceğiz. ilhan cavcavın her zamanki yaklaşımıyla bir kaç oyuncu ve belki de yeni bir teknik direktör takıma katılacak. her zamanki hikaye…
maçın adamı maçın adamı sercan oldu diye düşünüyorum. gençlerbirliği adına en verimli oyuncu sonerdi. böyle bir maçta insan kendi takımı için iyi bir şey düşünemese de duyguları bir kenara bıraktığımızda sonerin takıma faydasını ve kendine olan güvenini görmemek mümkün değil.
taraftarın güzelliği bu maçta hava her ne kadar soğuk olsa da tribünlerimiz her zamankinden birazcık daha doluydu. ancak maçın gidişatı soğuğunda etkisiyle tribünlerin erkenden boşalmasına neden oldu.
bursa tribünleri güzel şovlar yaptı. hop oturup hop kalktılar. ister istemez defalarca gözümüz oraya kaydı. ha bu arada maçı izleyebildiler mi ona şüpheliyim. daha çok kendi eğlenceleriyle ilgileniyorlardı. bursa taraftarından bir kere bile kötü tezahürat duymadığımızı da belirtmek isterim.
haftanın önerisi bursa tribünlerinin önü klasik bursa pankartlarıyla doluydu. bize yasak misafir takıma serbest. ne de olsa biz başkent taraftaryız. bize yakıştığı gibi davranmalıyız. pankart bizim ne haddimize.
önerim tabiki de şöyle: “saçma” ve anlamsız pankart uygulamasının bir an önce sona ermesi.