gençlerbirliği – sivasspor: bir taraftarın gözünden!
özet bugün 19 mayıs stadında birbirinden zayıf iki takımın mücadelesini izledik. insan kendi takımına bu tabiri konduramasa da rakibin bu kadar zayıf olduğunu ve bizim de rakipten daha üstün oynayamadığımızı görmemek mümkün değil. neredeyse ilk 11’imizin sakat olduğu bir dönem de çok da konuşulacak bir şey yok aslında.
hikaye gençlerbirliğinde konuşma, teknik , taktik yorum yapma dönemi sona erdi. ortada artık bir teknik direktör tercih durumu kalmadı. sanırım zaten takımda oynayabilecek sadece 16 oyuncu kaldı. diğerleri sakat.
maçın daha onuncu dakikasında bir halı saha golü yedik. bu gol sağolsun gençlerbirliğimize bir hedef ve bir azim verdi. stad hareketlendi. soner yirminci dakikada uzun yıllardır izlemediğimiz bir gol attı. durun hemen heyecanlanmayın. çok farklı bir golden bahsetmeyeceğim. frikikten atılan bir gol sadece. ama ben 4 yıldır maçları izliyorum ve ilk kez böyle bir gol attığımızı görüyorum. ve bu golü takiben ne yazıkki sahadaki futbol duraklama devresine girdi.
ikinci yarı başında takımımızı tribüne çağırdık ve biraz istekli oynanması mesajını verdik sanırım ki ikinci yarıya gençlerbirliği fırtına gibi başladı. ama fırtına etkisini kısa sürede yitirdi. son dakikalarda futbol bir ara hareketlense de gol gelmedi ve maç hakkettiği gibi berabere bitti.
sene başından beri tüm taraftarlar bu orta sahayla nereye kadar gideceğiz diye konuşuyorduk. gerçekten de orta sahamız diğer bölgelere göre yetersiz kalıyor izlenimi yaratıyordu. ancak sakatlıklar ardından bugün gördük ki orta sahamız takımın parlayan yıldızı durumda. parlama derken sadece takımın diğer yönlerine göre. sakatlıklar sayesinde soner ve oktayı kazandık diye düşünüyorum. özellikle soner bir harika. inanılmaz ara paslar attı bugün. bir kere duruşu, kendinde güveni yeter. bence bundan sonra banko sahada olmalı. oktay da bugün diğer maçlara göre daha iyiydi. maçın sonlarına doğru yine oyundan düştü ama orta sahamız iyi yönde ilerliyor. cem de çok istekli, tam bir görev adamı ama ofansif anlamda çok çekingen.
bugün defansımız çok fenaydı. hem de bir bütün olarak. stoperlerimiz kulusic ve mahmut devamlı adam kaçırdılar, top sektirdiler. mahmut sakatlanıp çıkınca murat stopere geçti. yakında yedek kalecmiz ramazan stoper oynarsa şaşırmayın.
forvette bugün patio ile başladık . sene başında shane’in transferi üzerine ne gerek var, zaten bir dünya forvetimiz var demiştik. önce mustafa, sonra zec sakatlandı. billiy ve shane kendilerini gösteremedi ve bugün patio bu görevi aldı. çok iyi top indirip dağıttı. ama bir forvetten istediğimiz golü bırakın bulmayı pozisyona dahi giremedi.
kısacası gençlerin durumu fena. bir puan tribünlerde sevgi gösterisiyle karşılandı (tabi ki bir abartı var bu tabirde).
maçın adamı maçın adamı benim gözümde soner. sadece harika bir gol attığı için değil, orta sahada iyi bir performans sergilediği ve bizlere umut verdiği için. sonerin yanında oktayı da unutmayalım ve kendisinin de hakkını verelim.
taraftarın güzelliği bugün maça yoğun trafik yüzünden neredeyse tam vaktinde gittim. yani maç öncesi tribün atmosferini göremesem de sivasspor taraftarının uzun süre takımları için tezahürat yaptıklarını öğrendim. maç boyunca hiç kötü tezahürat yapmadılar. sivasspor taraftarına teşşekkür.
bizim taraftar yine harikaydı. maç boyunca tezahüratlar devam etti. tribünlerimiz yine çok kalabalık değildi ama coşkulu sayılırdı. maçın sonunda takımımızı tribünlere çağırarak klasiğimizi gerçekleştirdik. bir de maçın hemen başında mehmet nazı tribünlere çağırıp desteklemek bize yakıştı. bir ara sivasspor aleyhinde bir tezahürat yükselse de tribün liderimiz nedim olaya hemen el koyarak buna izin vermedi. teşekkürler gençler taraftarı, teşekkürler nedim.
heyecan verici dakikalar bugün iyi bir gününde olmasa da hurşutun harika çalımları tribünleri ayağa kaldırdı. bu çalımların kalitesini bir iş bitiricilik takip etse hurşut türkiyenin messisi olacak…
haftanın önerisi tribünümüz geçtiğimiz yıllara göre daha hareketli. bu hareketliliği yeni ve bize yakışan farklı tezahüratlarla taçlandırmamız gerek. nedimin bu konuda çalıştığını biliyorum. ama en çoştuğumuz anda üçlü çekerek enerjimizi hemen aşağıya çekiyoruz. bir de beşiktaşın tezahüratını bize uydurmaya çalışmamız var (gençler gol gol gol), ama olmuyor, olamıyor.