spor yazarlarının bu maç hakkındaki yazdıklarından;
ömer üründül: hagi'nin icraatları güven vermiyor (sabah)
maç adeta santrayla değil de hurşut'un golüyle başladı. bu şok gol zaten üzerlerinde baskı olan galatasaraylı futbolcularda ciddi bir panik yarattı. ilk 5 dakika içinde iki tehlike daha atlatıldı. ardından hırslanarak ve tempoyu yükselterek etkili presle oyunu karşı alana yıktı galatasaray.
galatasaraylı futbolcular gelişigüzel ataklar yapsalar da hırslanarak devre sonuna kadar yoğun baskı kurdular ama pozisyon bulamadılar. çünkü en büyük sorun ileri uçtaydı. kewell çok kırılgandı. bir türlü futbolunda ilerleme kaydedemeyen aydın alışılmış biçimde çok pasifti. kalabalık, alan daraltan savunma kurgusu da bilhassa santrfor oynarsa pino'ya çok ters geliyor.
ikinci yarıya hagi bana göre çok yanlış iki değişiklikle başladı. mehmet batdal zaten bu güne kadar çok az görev yapmış, fizik olarak da maç olarak da hazır değildi. ayrıca aylardır büyük sakatlıkla uğraşan, geçen hafta çok kısa süre görev alan çağlar o atmosfer ve o skor dezavantajında ne yapabilirdi ki? sadece morali bozulurdu. hagi tabii ki bir takım mazeretler öne sürüyor. takımın geneli hakkında ve ilerisi için bazı doğru görüşleri de var. ama şu ana kadar teknik direktörlük icraatları hiç güven verici değil.
levent tüzemen: yenilgiler takımı (sabah)
g.saraylı futbolcular ali sami yen'e 'adam gibi' veda etmesini bile bilemedi. hüzünlü gecede g.saray taraftarı öfkelenmekte yerden göğe kadar haklı. ali sami yen'de büyük zaferleri gördükleri için yaşanan başarısızlıklara tahammüllü olamıyorlar. çünkü galatasaray hiçbir yıl böyle erken lige havlu atmamış, bu kadar çok yenilgiyle tanışmamıştı.
şimdi 16 haftalık tabloya bakalım; rijkaard'la oynanan 8 maçta 4 galibiyet 4 yenilgi var. hagi'li dönemdeki 8 maçta üçü ali sami yen'de olmak üzere 4 yenilgi, iki beraberlik iki de galibiyet var. rijkaard dönemi, hagi'den daha başarılı değil mi? rijkaard'ı göndermek demek ki hataymış. muhalefet "erken seçime git" dese de taraftar ne kadar "yönetim istifa" diye bağırsa da başkan adnan polat, "seçim yok. istifa yok" diyor.
g.saray avrupa'da ve ligde fırtına gibi estiği dönemlerde kalesinde hep simoviç, taffarel ve mondragon gibi yabancı kaleciler vardı.
rıdvan dilmen: bugünü ve yarını düşünenin farkı! (sabah)
galatasaray'ın geçtiğimiz hafta kazandığı kasımpaşa maçı sonrasında adnan polat- adnan sezgin, hagi-tugay kerimoğlu bir araya gelerek önümüzdeki yılın plan ve programını yapmaya başladılar. sahada garip bir görüntü vardı. galatasaraylı futbolcular "gelecek yıl bu takımda kalabilir miyiz?" diye düşünürken gençlerbirliği oyuncuları da "bu sezon düşer miyiz düşmez miyiz?" hesabını yapıyorlardı. yani dün gece her iki kulübün yöneticileri farklı, futbolcuları farklı havadaydılar. gençlerbirliği bugünü, galatasaray ise yarınını düşünerek oynadı.
galatasaray takımı hocası hagi'nin bundan sonraki lig ve kupa maçlarında düşüneceği tek şey rakip takımının santrforlarından çok, arkadan gelen sürpriz oyunculara önlem almak olmalı. galatasaray uzun süre maç kazanamayan takımlara ilaç olmaya devam ediyor. bu durum galatasaray'ın gücüne ve çizgisine de ters bir durum. hakem yunus yıldırım beğendiğim bir hakem. bu sezona sakatlığı nedeniyle geç başladı. ancak yıldırım'ın yıllardır değiştirmediği bir tarzı var. çok abartılı şekilde kart kullanmıyor. dün gençlerbirliği takımında galibiyette rol oynayan oktay, hurşut meriç ve cem can'ı da çok beğendim.
bülent tulun: kıymetli elemanlar (fotomaç)
dünyada büyük takımların bel kemikleri kalecileridir. genelde bu mevkinin adamları lider vasıflı olur. g.saray'da 2006 senesinde mondragon, birçok oyuncuya yapıldığı gibi kovuldu. yerine sırasıyla orkun, de sanctis ve leo franco alındı. bir çuval para ödendi. sadece franco'ya giderken alacaklarının üstüne 1.3 milyon euro verildi.
mehmet topal gibi bir oyuncuyu satıp yerine cana'yı alırsanız ve o adam pas yapması gereken mevkide inanılmaz hatalarla oynarsa yapılacak ne kalır ki? hakan balta'nın bu yıl yaptığı hatalarla kaybedilen paraları hesaplamaya hesap makinesi hafızası yetmeyebilir.
bu arada son 5 senede faturaların hepsi hep teknik adamlara ve yardımcılara kesildi. hatırlatmak istedim... onları getiren, transferleri yapan kıymetli elemanlar ise yerinde duruyor. yönetim kendi ipini çekmeye devam ediyor. galatasaray da sportif olarak batakta. hep bu medya yüzünden! ha bir de hakemler var tabii...
ayhan akbin: acıklı veda! (fotomaç)
maça g.birliği öyle bir başladı ki "biz sizi yeneriz arkadaş" havasında, 32. saniyede golü attılar. hakan balta ve cana, hurşut vuruş yaparken karşısındaki oyunculardı.
adam sol ayaklı sağ tarafta oynuyor, belli ki içeriye girip vuracak artık 5 yaşındaki çocuk bile bu sistemi öğrendi. ama bizimkiler müsaade ettiler ve pozisyon gol oldu. bu esnada kaleci hatalı mı? ben bir şey demiyorum, sizce?
geçen hafta kasımpaşa'yı yenince, şampiyon olmuş gibi ona hava yaptırmışlardı. ne şanslı. futbolculuktan aldığı sevgisini, hiçbir şey yapmadan kullanıyor.
2005'te 5 ay beraberdik. onun futbola olan uzaklığına şaşırmıştım. aradan geçen zamanda kendini hiç geliştirmemiş, yenilememiş...
ama bu defa bombası patladı. bundan sonra g.saray'da olmak şöyle dursun ara sıra geldiği türkiye'ye tatile bile gelmez.o, g.saray'a gerekli hizmeti futbolcuyken fazlasıyla yaptı.