zevkli, heyecanlı ve hayli kaliteli bir maç sonunda, beşiktaş. galatasarayı, 2-0 yendi.
beşiktaş, galatasarayı 2-0 yenerken, böyle bir galibiyete. her vasfıyla lâyık oldu.
siyah – beyazlılar, her şeyden evvel, bu maçın kazanılması yolunda sarfı lâzım gelen enerjiyi, takım olarak, rakiplerinden daha iyi anlamışlardı.
süratli, mücadeleci ve azimkâr bir tempoyla girdikleri oyunu, sonuna kadar, ayni tempoyla götürdüler.
bu vasıftaki beşiktaş takımı, beri yandan. rakibinin oyunundaki hususiyetleri çok iyi anlamış ve icaplarını iyi düşünmüş göründü.
bu görünüş ve düşünüşün en bâriz tarafı, siyah – beyazlı müdafaaya, sarı – kırmızılı forvedi, ve bilhassa bu forvedin tehlikeli elemanlarını. olgun ve dolgun mânâlı bir markajla. âdetâ kilitlercesine, bağlatmak hedefi idi.
beşiktaşın müdafaa elemanlarının başta muhiddin olmak üzere hepsi, bu hedefe varmakta kusursuz çalışınca, siyah – beyazl.lar, dâvânın yarısını hallettiler.
galatasarayın, esasen âhenkle çalışamayan hücum hattı, tehlikeli olmaktan çıkmıştı.
müdafaası itibariyle bu sağlam hüviyete bürünen beşiktaş hücum hattına dahil elemanlar. hayli zamandır göremediğimiz kadar başarıyla oynayınca. rakip müdafaa, mâruz kaldığı ağır tazyike danamayarak, birçok gedik verdi. buna rağmen maçın iki farkla kapanışında, ititaf etmek lâzımdır ki, en büyük rolü, talihsizlikleri oynadı.
beşiktaş takımı, ifâdeye çalıştığımız gibi. dün, hakikaten çık iyi idi. ancak, iyi futbolcularının verimli olmasında. galatasarayın da hayli büyük rolü oldu.
sarı – kırmızılıları, dün. şampiyonluğa giden bir takımın böyle bir müsabakayı çok nüyük bir azim ve enerjiyle oynaması lüzumunu anlamış göremedik.
galatasaray müdafaası karşısındaki forvedin iş göremeyeceğine kani bir markaj lâübaliliği içinde, gol olmamasını. âdetâ allahtan bekliyordu.