sarı – lâcivertliler canlı ve güzel bir oyundan sonra izmirspor’u 3-0 gibi farklı bir netice ile yendiler. golleri; lefter, yüksel, mustafa attılar
haa… demek fenerbahçe’nin düzelişi arızi değilmiş! milli lig maçlarında baş aşağı bir grafik çizen sarı – lâcivertli takımın ilânihaye düşmesine elbette imkân yoktu.
bir yerde durması icabediyordu fizik kaidelerinde namütenahiye gidiş diye bir şey yoktur. geçen haftaki levski maçı, fenerbahçe için iyi bir sinyaldi. ama bu devam edecek miydi? orası meçhuldü… fakat dünkü oyunu gördükten sonra düşüş hızının kesildiğini söyleyebiliriz. bundan sonra sıfırda bulunan ibrenin yukarı doğru bir çizgi çizmesini beklemek pek de yersiz olmayacaktır. o halde tam altı hafta peşpeşe başarısızlık gösteren bu takım nasıl düzelmişti? sahada tel tel çözülüp dökülen futbolculara sihirli bir değnek mi değmişti, yoksa bir evliyanın uğurlu eli sırtları okşamış mıydı? hayır, her biri birer kabiliyet olduğu şüphe götürmeyen futbolcular işin vahametini anlamışlar «elele ve başbaşa» çalışmanın zamanı geldiğine inanmışlardı. affolunan 148. profesör lefter’in birinci golü fevkalâde hareketler sonunda atışı ve maç boyunca şahsi pyunundan vazgeçerek arkadaşlarına uzattığı paslar, onun dahi «gayeye ancak müşterek hareket» etmekle ulaşabileceğini anladığına güzel bir örnek teşkil ediyordu. ihtiyarlayan ve artık futbolu bırakacağı tahmin edilen lefter, dün attığı o harika golle ölmediğini, hattâ yeniden doğduğunu gösterdi. diğerleri için de aynını tekrarlamak ve başarı zincirinin halkalarını birbirlerine eklediklerini söylemek doğru olacaktır.
izmirin iddialı, fakat haddizatında iddiasını bir türlü tahakkuk ettiremiyen izmirspor takımı ise saha ortasında kısa kısa paslarla gözü oksayan bir futbol oynamış, fakat netice almasını bilememişti. düzelen ve toparlanan bu fenerbahçe karşısına çıkmış olmaları bakımından talihsiz oldukları şüphe götürmezdi.
ikinci yarı ve 3 gol
maçın ikinci yarısı heyecan verici olmak bakımından daha cazipti. 48. dakikada lefterin dört kişiyi çalımlıyarak ceza çizgisi dışından attığı şütle kaydettiği gol son yıllarda sahalarımızda ender görülen gollerden biri idi. ilk devredeki hakimiyetini ikinci yarıda da devam ettiren sarı – lâcivertliler güzel oyunlarını golle de süslemesini bilmişlerdi. mustafanın boyundan büyük bir hareketle âniden avut çizgisine kayışı ile yaptığı ortayı bu defa da yüksel yakın mesafeden bekletmeden filelere gönderiyordu. soğuk hava zaman zaman yağan kar ve gittikçe ağırlaşan saha… bu dezavantajlara rağmen sarı – lâcivertliler bir makine intizamı içinde oynuyor ve nacinin de forvet hattına alınışı ile izmirspor müdafaasını zorluyor, dağıtıyordu. 78. dakikada mustafanın kale dibine kadar sokularak attığı aşırtma şüt kaleci seyfinin eline vuracak ve ağır ağır fileleri bulacaktı.
yetişen sağhaf aykutun müdahalesi ise ancak mesin topun daha çabuk ağlcra takılmasını sağlıyacaktı. bu arada izmirsporluların yapmış olduğu bir iki akın ise iyi gününde olan özcanın yerinde hareketleriyle önlendi. maç da sarı – lâcivertlilerin 3-0 galibiyetiyle sona erdi.