sür'atli ve mücadeleli geçen müsabakanın 60. dakikasına kadar 2-0 galip durumda bulunan sarı-siyahlılar bu avantajı muhafaza edemediler
büyük maç oldu bu... süratli, bol deplasmanlı, modern futbolün istediği «kasıtsız - sert» hareketlerle dolu, zaman zaman avrupai sahnelerle süslenmiş mükemmel bir maç oldu bu...
ama bu maçtan yarınki nesillere ne kalır? diye sorarsanız... doğrusu, ne galatasaray'ın iki farklı mağlûbiyetten galibiyete yükselirken gösterdiği an'anelerine yakışır şahlanmayı, ne de beykoz'un gerekse hazırlanış, gerekse yapılış bakımından şaheser olan iki golünü hatırlatırız... bu maçtan -bu çok güzel maçtan - yarınki nesillere ne kalır bilir misiniz? hakem...
hakem
evet, aradan seneler geçecek ve dünkü maçın hakemi dilden dile kulaktan kulağa dolaşan bir masal kahramanı olacaktır. belki hiçbir teknik hata yaomadığı halde «takdir» hakkını bu kadar «keyfi» kullanışı muhteşem bir gaftı... bütün hadiseler bir yana, sadece bu bile tarihe geçmeğe yeterdi: «maçın bitmesine 9 dakika kalmıştı... şirzat, galatasaray ceza sahası yakınından ve solaçık yerinden bir aşırtma yapmak istedi. candemir basinin üzerinden geçen topa yetişemediğini anlayınca sıçradı ve bloke etti... birkaç adım elinde top olduğu halde geri geri koştu, ceza sahası içerisine girdi. sonra vakit kazanmak ve yer tutmak için elinde taşıdığı topu ileri - sağa doğru savurdu attı. topu ilk tuttuğu an ile savurduğu an arasında en az 30-40 saniye geçmişti. beykozlu bir oyuncu vakit kaybetmemek için koştu ve topu ayağı ile stop ederek frikik atmak üzere ilerledi. işte bu sırada hakem iki elini yana açmış «maça devam» işareti veriyordu. pozisyonu beykoz hesabına avantajlı bulmuştu. halbuki «ceza sahası» kölesinden atılacak bir frikikti sadece!»
evet türkiyenin futbol kaidelerini en iyi bilen adamı olduğu bilinen milli hakemlerimizin bir çoğunun hocası olan dünkü hakem futbol hakemliğini katlediyordu. hitapları iyi bilen ve kusursuz öğretici kitaplar yazmış olan garan, kitabın dışındaki her takdiri ile hatalı idi...
... ve maç
dikkatli, temkinli, inatçı ve bütün hareketleri ile iddialı bir beykoz... her haliyle bir çetin leblebi gözüken beykoz.... ilk devrede ortada oynayan suat'i ikinci devrede metini her pozisyonda yaptığı ataklarla oldukça hırpalayan bir ekrem... karşısındaki (iyi futbolcu) fakat durgun adam ergunu her zaman sert, fakat nadiren faullü dalışlarla mütemadiyen yıpratan bir şirzat... her ileri topu inatçı bir takiple kovalayan ve rakip müdafaanın üzerine oyunu yıkan avrupai bir hücumcu nusret... ve mehmet ali, oyunun son yirmi dakikasına kadar ince, zarif, mükemmel futbolu ile, aldığı topları öldürüp hazırlayışı ve arkadaşlarına verdiği şiir gibi paslarla mehmet ali...
diğer tarafta ise galatasaray... maçın ilk devresinde evvela durgun, sonraları rakibe oyunun gidişini bırakmış bir galatasaray, ikinci devrenin başında rakibin çok iyi hareketleri ve kendi müdafaasının zaafları ile bir dakika içinde iki gol yiyen ve taraftarlarına kan kusturan galatasaray... sonra da, bütan hatları ile «futbol enerji oyunudur» diyen canlı, kudretli, heybetli, şahlanmış galatasaray... gerilerde dolaşmaktan bıkmış ve ileriyi kollaması için talimat almış olan metin'in karşı müdafaayı allak bullak eden yüklenişleri... işsfendiyar'ın m. ali'ye nazire yapmak ister gibi delikanlılaşması...
birbirinden güzel, birbirinden muhteşem üç gol, beykozun yaptıklarını da alırsanız 23 dakika içinde atılmış 5 gol... ilk devrede beykozlu b. ali'nin attığı ve üst direği yoklayan iki frikik. ekremin ters bir vuruşunu yakalayan suat'ın kaleciyi de şaşırtarak yaptığı aşırtmanın şuta gidişi. mustafanın yaptığı bir ortada uğurun kaleye bir metre mesafeden patlattığı şutun bütün oyuncuların seyrettiği bir anda yan direğe çarparak geri gelmesi... ve daha bunlara benzer nice pozisyonlar. bu maç büyük bir maç oldu doğrusu. bu maçı görmeyen bütün galatasaraylılar üzülmeli, bütün beykozlular üzülmeli, bütün futbol severler üzülmeli...
.. ve goller
ikinci devre henüz başlamış. dakika 4. m. ali saha ortasında aldığı bir topu ustaca yere indirdi. etrafına baktı ve soldan ileri depar yapan nusret'i gördü. futbol oyununun en güzel hareketini yaptı ve nusret'e ileri aşırdı topu hızlı adam nusret, ergün ve dursun'u peşine taktı gitti turgay ne yapsın? turgay değil herhangi bir kaleci ne yapabilir bu nefis plâseyi? top ters köşeden ağlara gidiyor.
bu golün santra vuruşu yapılıyor galatasaray inisini kesen m. ali şirzat'a yuvarladı. şirzat durdurmadan gene ileri bir pas verdi. ergun yanından geçen topu kesemedi. nusret -gene o- süratle -gene aynı süratle- daldı. bu defa tam ortadan üzerine gelen fırtınaya turgay çıksa da çıkmasa da ancak bu kadarını yapabilirdi. nusret bu hızından umulmayacak kadar haff ve usta bir vuruşla turgayın sağından ve yerden ikinci defa ağları buluyor... varan iki...
yüklendi tabii galatasaray ve beykoz yavaşladı... on dakika sonra sağa deplâse olmuş suat'ın ortaya yuvarladığı topu isfendiyar yakaladı ve... ve topu ne kaleciye ne diğerlerine göstermeden nefis bir sağ vole ile kaleye yerleştirdi. sekiz dakika daha... sağdan suat'ın kale ağzına yaprığı ortaya sıtkı çıkmadı. bekledi. aşan topan ters taraftaki direk dibinde metin yıldırım gibi yetişti. topla beraber beykozlu ve galtasaraylı birkaç futbolcu da ağlara talıldılar. metin de berabere tabii.
dört dakika daha. suat'in yakın mesafeden kontrol etmeden salladığı bir şüt müdafilere çarparak geri geldi. ahmet yakaladı ve çaktı... artık maç sarı-kırmızılılarındır. zaten bu cehennem gibi saldırışa kim dayanabilirdi? görmeyenler her halde çok şey kaybetti bu maçı...