varşova, 19 - varşova'nın 80 bin kişilik stadyomunu dolduran 60.000 seyirci başlangıçta takımlarını teşçi ediyorlar ve tezahüratta bulunuyorlardı. fakat maçın sonlarında ayni seyirciler kendi takımlarını ıslıklamaktan çekinmediler. zira polonya millî takımı futbolcularının çoğu sert bir oyun tutturmuştu.
zira grill türkiye ve irlanda hariç dünyanın her memleketinde ve bu arada amerikada 97 ma. idare etmiş şöhretli bir hakemdi. amma bu şöhretini gölgeliyecek bir idare gösterdi. sertliğe müsamahakâr idaresi ile ancak amerikan futbolu oynanabilirdi.
maçtan önce futbolcularımız «bu sahada ya oynarız ya şaşırırız diyorlardı» ikisi de oldu. önce şaşırdılar, sonra toplanıp sahaya hâkim oldular. çocuklar yabancı sahada millî maç kazadıkları kadar, bu kadar güzel bir çimen sahada oynadıklarına memnun idiler.
dezavantajlarına rağmen maçı kazanmış isek bunu her şeyden evvel müdafaamıza borçlu olduğumuzu belirtmeliyiz. müdafaamızın canlı oyunu forvetin başlangıçtaki tutukluğunu giderdiği gibi polonyalıları muhakkak dört gol fırsatından mahrum etti.
diğer taraftan polonyalıların gol atamayınca sertleşmesine gençlerimiz mukabele etmeyip soğuk kanlı oynaması keza galibiyet sebeplerimizden biri olmuştu.
ileri hatların bütünü ile geriye yardım ve bilhassa bu yardımın rüzgâr altında oynadığımız ikinci devredeki müsbet neticeyi 1-0 lık galibiyetti. biraz da şahıslardan bahsedelim. başta en kritik anda iki yüzdeyüz golü kurtaran turgay ile polonyalıların en tehlikeli adamı sağ açık pohl'a fırsat bırakmayan basri ve canlı oyunlarından birini çıkaran mustafa bu galibiyetin bir numaralı hissederları oldular.
müdfaanın diğer elemanları ve bilhassa santrhaf ergun rakip forvetlere göz açtırmazken ilk devrede tutuk oynayan forvette en fazla ileri geri çalışan kadri başarılı idi. sonradan mehmet ali ve lefter de açıldılar.
mustafa - m. ali paslaşması ile top lefteri buldu, lefterin ileriye verdiği pasla mehmet ali iki müdafi arasından fevkalâde güzel bir şut ile kaleciyi mağlûp etti.
polonya türkiye maçlarının kaderi hep böyle oluyor. bugüne kadar polonyalılar ile beş maç yaptık her maçta bir gol attık. polonyayı bugün ilk defa yendik.
turgay oynadığı 40 dakikada berlin maçının turgay idi. santrfor her halde kıskandı ki 40 dakikadan fazla oynatmadı. fakat turgay'ın yerine giren şükrü de bir tek fırsat vermeden kalesini başarı ile korudu.
varşovada polonyayı yenmenin ne derece mühim bir galibiyet olduğunu iyi anlamak için bu maçı muhakkak görmek lâzımdı.
takımımız ikinci devrede güzel oynadı. sonralarda metin düşürülmeseydi muhakkak ikinci golü atıyordu. oyunda dört oyuncu değiştirilecekti. biz de polonyalıların sert oyunu karşısında dört oyuncuyu değiştirdik ve böylece bütün haklarımızı kullandık. kaya bu işte hariç kalmıştı. «gol atan tekme yer, tekme atan gol yer» kaidesini polonyalılar herhalde unutmuş olmalıydılar. nitekim sertlik aleyhlerine oldu. polonya millî takımı istanbuldaki maça nisbetle daha seri, kısa paslı ve bol deplâsmanlı oynadı.