ilk basımı 1993 yılında olan jupp derwall'ın "türkiye anıları" kitabından;
başkanımız ali uras acımasızdı. yönetim kurulu toplantılarında ve asistanlarımla yaptığı görüşmelerde bütün öfkesini çıkanyordu. yeni oyuncular için milyarlarca liralık yatırım yapılmıştı. bunların "üst kaliteden" oyuncular olduğu kanısındaydı.
kulüp, başkan, yönetim kurulu ve antrenörler eleştiri yağmuruna tutulmuştu. yanlış bir transfer politikası uyguladıkları öne sürülüyordu. eski futbolcuların satışında erken davranıldığı ve daha başka pek çok şey söyleniyordu.
mesleği cerrahlık olan, iri yapılı ve gururlu başkanımız ameliyat masası başında kritik durumlarla başa çıkmayı bilmesine rağmen duygusallık ve zaaf gösteriyordu. benim pozisyonumu güçlendirmeye çalışacağı yeride, konumumu zayıflatmayı başardı.
yaptığım işi eleştirmek için basını kullandı ve daha da ileri gitti: antrenmanlarımı ve takım için belirlediğim tüm önlemleri bir menajer izleyecek ve denetleyecekti.
eski bir dost ve türk millî takımı'nın eski antrenörü coşkun özarı, bu işle görevlendirilince bazı koşullar öne sürdü. yerinde olsaydım ben de aynı şeyi yapardım. daha iki hafta sonra birbirimize her hangi bir hınç duymadan ayrıldık. zaten her iki taraf için de tatmin edici olmayan, başkan'ın kin duygularıyla, aşırı bir alelacele getirdiği bir çözümdü bu.
başkan ve ben görüş ayrılıklarımızı koruduk. o benim antrenman yöntemlerim ben ise onun otoriter ve diktatörce yönetim stili konusunda farklı görüşlere sahiptik.
her başkan, kulüp üyeleri, taraftarlar ve kamu oyu karşısında sorumluluklarından dolayı kulübün selameti için kaygılanma hakkına sahiptir. ama aynı zamanda, antrenörler ve takım karşısında mâkul ve anlayışlı davranmakla da yükümlüdür.
bir takım, farklı kişiliklere sahip bireylerden oluşur: millîler, daha önceki takımlarında yıldız olan futbolcular... bunların hepsinin, yeni oluşturulmuş bir takımda yerlerini bulmaları için zamana ihtiyaç vardır.
bazı futbolcularla ikili görüşmeler yapmak gerekliydi. çünkü daha işin başındayken bazılarında liderlik duygusu kabarabilirdi. bu, her takımda sezon açılmadan hemen önce gündeme gelen ve antrenörü ciddî sorunlarla karşı karşıya getiren bir durumdur.