raphael honigstein'ın "dördüncü yıldız: alman futbolunun kendini yeniden keşfi ve dünyayı fethi" adlı kitabından;
italya’da dünya kupası’nı kazandıktan tam altı yıl sonra klinsmann önderliğindeki almanya 1996 avrupa şampiyonasında da zafere ulaşacak ancak bu başarıyı takip eden uzun yıllar boyunca milli takım uluslararası bir başarı sağlayamayacaktı. 1996’da başarıya ulaşan milli takım çok yetenekli oyunculardan kurulu değildi ve üstüne üstlük yaşanan sakatlıklar nedeniyle birçok oyuncu alışa geldikleri pozisyonlardan farklı yerlerde görevlendirilmişlerdi. fakat yaşadıkları zorluklar ve genel olarak rakiplerin onlara karşı duyduğu “düşmanlık” almanya’ya güçlü bir takım kimliği kazandırmış, ve yarı finalde ev sahibi ingiltere’yi turnuva dışına iten almanya wembley’de kupayı kaldırmayı başarmıştı. klinsmann almanya’da bir kahraman gibi karşılanmış ancak bu kahraman ne völler’in sevimliliğine ne de beckenbauer’in karizma ve cazibesine sahipti ve bu yüzden o dönemde bu ikiliye gösterilen ilgi kupanın kahramanı klinsmann’a gösterilmemişti.