ilk basımı 2007 yılında olan reşat güngör'ün "40 yıldır mor beyaz" kitabından;
herkesin küme düşer diye beklediği takımı 1978-1979 sezonu sonunda sıralamada dördüncülüğe yerleştiren mütevazı takımın mütevazı teknik direktörüydü o. 47 yaşındaydı mor-beyazlı ekibe bu başarıyı tattırdığında necip cemal hoca. gençlik yıllarında ordu'da amatör takımlarda futbol oynamıştı. sonraları futboldan kopmadı, bölgesel antrenörlük yaptı. diğer meslektaşları çok yüksek rakamlarla takım çalıştırırken orduspor'a derece yaptırdığı sezon boyunca 3 bin lira maaş aldığı söylenir necip hoca için. varı-yoğu takımıydı. antrenör osman aydın ve menajer fikret ayabakan ile "elele verip bu başarıyı kazandık" der o günlerde alaattin metin'e verdiği röportajda. "ligin en az masraflı takımıyız. bir senede harcadığımız para 940 bin lira. sezon başında 21 futbolcunun mukavelesi bitmişti. hepsiyle anlaştık. takımın değeri 1 milyon 850 bin lira. türk futbolcusunu çok iyi tanıyorum.bezgin, bitmiş, tükenmiş futbolcuya hiç yüklenmedim antrenmanlarda. çift kale maçları 45 dakika yaptım, idmanları da 55 dakikaya indirdim. amac ım futbolcuları hafta içinde ezmemek, güçlerini maça saklamaktı..." futbolun bir ekip olduğunu sık sık vurgulayan necip cemal gökalp, başarılarını inancın zaferi olarak nitelendirirken "fantezi" yapmayı ihmal etmemişti hürriyet gazetesi'nden alaattin metin'in yaptığı söyleşide.
futbolda yeni bir sistem daha icat edildi. ay-yıldız sistemi orduspor başarının, bu sistemle kazandı. öyle diyor teknik direktör necip cemal gökalp... anlatıyor, sezon bittiği için ay-yıldız sistemini... "brezilya'nın dünyayı kasıp kavurduğu yıllardaki 4-1-2-3 sistemini ilk kez ben türkiye'de uyguladım. bu biiiir... sonra eski trabzonspor antrenörü ahmet suat özyazıcı'nın faroz sistemi vardı ben de ay-yıldız sistemini yarattım. futbol inanma savaşıdır. harpte askerler allah... allah... diye düşmanın üzerine yürür. biz de spor harbi yapıyoruz. sistemimi askeri savaş taktiklerinden esinlenerek yarattım. çünkü ben askerliği çok severim. yıldızımız mahmut... bayrağımızdaki ayı düşünün. iki ucunda kemal ve arif... ayın yıldız tarafındaki içinde şükrü. şükrü'nün iki yanında cihan ve üstün...gelelim ayın dış çizgisine. iki yanlarında turgay ve uğur. aralarında da salih ve güven... sahada ay-yıldız şeklinde futbolcularım böyle yayılıyorlar. ayın içine giren rakip yandı. bu arada ayın uçlarında bulunan kemal ve arifi kaçırıp mahmut'la gol atıyoruz. rakip üstümüze geldiği vakit sağ cenahta bulunan askerlerim üstün ve arif, sol cenahta bulunan askerlerim kemal ve cihan püskürtüyorlar. bunları aşarlarsa o zaman anadolu erleri dediğim şükrü yükleniyor rakibi püskürtmek için. 0 da olmazsa... eğer bu da tutmazsa o zaman en arkada buluna padişah kuvvetleri dediğim arkadaşlarım yüklenip bastırıyorlar ve akını etkisiz hale getiriyorlar. işte böyle bizim ay-yıldız sistemimiz. fenerbahçe'yi ordu'da bu ay-yıdız sistemiyle devirdik. zaten iş ay'ın içine girmekte... gayya kuyusu gibi... giren sağ çıkmıyor. bu sistem üzerinde yıllarca çalıştım. genç takımımızı piyon olarak kullandım. önce orada başarı kazandım. sonra ay-yıldız sistemini a takımında denedim ve ilk senede de semeresini aldım."