trabzonspor bu maç ile birlikte o sezon 11. kez bir maçtan 0-0 ayrıldı. toplam 30 maçın olduğu düşünülürse ilginç bir istatistik trabzonspor 1981-82 sezonunda bu sefer 34 maçta 11 kez 0-0 sonuç almıştır. mke ankaragücü 1970-71 sezonunda gene 30 maçta 11 kez maçlarını 0-0 bitirerek bu alanda bir ilki başarmıştır
bugün gazetesinin 1990 basımlı “şampiyonlar ansiklopedisi” adlı kitabından;
3 haziran 1979… ligde perde kapanıyor… perdeyi kapatma şerefi ya istanbul’daki ya da ordu’daki takımın… şampiyon adayı g.saray’ın rakibi küme düşmesi kesinleşen kırıkkale… sarı-kırmızılılar için bugün iki alternatif gerekli. birincisi kendi galibiyeti, ikincisi de trabzon’un ordu’da mağlubiyeti…
dakikalar birbirini kovalıyor… ilk yarı gol yok… ikinci yarı trabzonluların yüreklerini ağızlarına getiren tehlikeli orduspor atakları var… bir gol herşeyi altüst edebilir… istanbul’da da son dakikalar… g.saray zafer, öner ve fatih’in golleri ile 3-1 galip… sarı-kırmızılılar ordu’dan gol sesi bekliyor. trabzon’un yiyeceği bir gol bile yeterli… ama olmuyor…
evet. bir düdük sesi… son düdük bu... tribünler sahada... formalar kapanın elinde. trabzonlu çılgıncasına mutlu. futbolcusu, yöneticisi, taraftarı sarmaş dolaş… herkes sevinç gözyaşları ile birbirine sarılmış durumda… evet, beş yılda üçüncü kez… “trabzon şampiyon”
ilk basımı 2008 yılında olan harun çelik'in "bize her yer trabzon" kitabından;
cevat ocak, bizler için trabzonspor un 4. şampiyonluğunu kaleme aldı. trabzonspor un dört büyükler arasında olmak gibi bir derdi olmadığının altını çizen ocak, "trabzonspor tek büyüktür. " diyor okuyalım.
trabzonspor 6 yılda çok şey anlattı, tabi anlayana.,.
1979-80 sezonu...
şampiyonluk artık sadece trabzonlu'nun değil, karadenizli'nin iliklerine kadar işlemişti. trabzonspor her yıl aslarını sattıkça daha da güçleniyordu.
güçlendikçe daha çok taraftar topluyor, daha çok seviliyordu. kendine has modeliyle sadece trabzon'da değil, tüm karadeniz'de, ülkede, hatta ülke dışında çok anlamlı bir model olarak ortaya çıkıyordu.
birinci ligdeki 5. yılında 3 şampiyonluk kazanan trabzonspor'un 6. yılındaki 4. şampiyonluğu birçok ilkleri de beraberinde getirdi. bu sezonda trabzonspor ilk kez sezon öncesi kamp çalışmalarını almanya'da yapıyordu. daha önce hazırlık çalışmalarını ülkemizde sürdüren bordo mavililer ilk kez yurt dışına açılarak almanya'da kapma girdiler.
bu şampiyonluğun önünde ve sonundaki devir teslim törenler, oluşturulan sistemin ne kadar güçlü olduğunu göstermekteydi. bir önceki sezon takımı şampiyon yapan teknik direktör özkan sümer, altyapının başına dönmüş, yerine ise ilk şampiyon hoca ahmet suat özyazıcı gelmişti. bu sezon sonunda da 4. şampiyonluğuna ulaşan başkan şamil ekinci kulüp başkanlığından ayrılarak yerine ahmet celal ataman gelmişti. bu gelgitler öylesine planlı ve programlı yapılıyordu ki, trabzonspor gücünden hiçbir şey kaybetmediği gibi, daha da güç kazanıyordu.
bordo mavililer her sezon as futbolcularını satarak mevcut kadronun ikamesini sağlıyordu. bir önceki sezonda ali kemal denizci'yi fenerbahçe'ye, kadir'i de zonguldakspor'a satan bordo mavililer, bu sezon başında da yıldız futbolcuları necdet ve mehmet ekşi'yi beşiktaş'a, orhan'ı da galatasaray'a satmıştı.
bu sezonun en büyük transferi ise şekerspor'dan alman iskender günen idi. o iskender günen ki, oynadığı futbolla trabzonsporlularm gönlünü kısa sürede fethederek adını trabzonspor tarihine altın harflerle yazdırıyordu.
1979-80 sezonunda trabzonspor'un özkan sümer'ine karşılık fenerbahçe ziya şengül'ü, galatasaray turgay seren'i, beşiktaş ise serpil hamdi tüzün'ü sahneye sürmüştü. bu biraz da mecburiyettendi. çünkü bu sezon ülkemizde yabancı teknik adam yasağı vardı.
trabzonspor bu sezon ilginç bir rekora da imza atarak tam 8 maç üst üste berabere kalmıştı (bu maçlar fenerbahçe (l-l), adanaspor (0-0), göztepe (0-0), adana demirspor (l-l), eskişehir(0-0), diyarbakır (0-0), zonguldakspor (0-0), beşiktaş (0-0)). ancak, bu beraberlikler iki puanlı sistemde çok da kötü değildi. bunlara rağmen bordo mavililer zirveyi hiç kaptırmamıştı.
sezonsonu puan tablosuna bakıldığı zaman trabzonspor yine zirvede idi. 39 puanla trabzonspor 4. şampiyonluğa ulaşırken, şampiyonluktaki ezeli rakiplerinden galatasaray ve beşiktaş son haftada aldıkları galibiyetle ligde kalmayı başardılar.
görüyorsunuz işte, trabzonspor aslarını sattıkça güçleniyor, bu asları alanlar ise güç kaybediyordu. galatasaray ve beşiktaş'ın güç kaybettiği gibi... bu da takım ruhunun ve inancın ne kadar önemli olduğunun en büyük ispatı oluyordu.
sezon başında necdet ve mehmet ekşi'yi satın alan beşiktaş ile orhan'ı satın alan galatasaray takımları sezon sonunda kümede kaldıklarına göbek atarken, trabzonspor 39 puanla 4. şampiyonluğunu kutluyordu. aslında bu şampiyonluklar kanıksanmaya başlanmıştı.
hamsi, horon ve fındık, trabzonlunun karakteristik özelliğini simgeler. hamsinin proteini, horonun kıvraklığı, fındığın da sertliği bir araya geldiğinde trabzonspor gerçeği ortaya çıkmıştır.
trabzonlu teknik adam ve futbolcuları diğer kentlerden ayıran en önemli özellik, hırsları ve amatörlüğü unutmayan profesyonellikleridir.
kolay değildi, futboldaki istanbul imparatorluğunu çökertmek. bunu trabzonspor dışında hiçbir anadolu takımı başaramamıştı.
bütün bu başarılara rağmen türkiye'de bir kesim onu dört büyükler araşma alıp anmak istemiyordu.
zaten o dört büyükler arasına girmek istemiyordu ki. çünkü o en büyüktü.. çünkü o trabzonspor'du..
ilk basımı 2007 yılında olan reşat güngör'ün "40 yıldır mor beyaz" kitabından;
son hafta öncesinde orduspor 33 puanla diyarbakırspor'un üç puan önünde lig dördüncülüğünü garantilemişti. üçüncü sıradaki fenerbahçe orduspor'dan aldığı darbe sonrasında şampiyonluktan uzaklaşmış 38 puanla üçüncü sırada kendine yer bulmuş, ikinci sıradaki galatasaray ise 41 puanlı lider trabzonspor'un iki puan gerisinde 39 puanla girmişti son haftaya. son hafta maçlarında galatasaray kırıkkalespor'u 3 - 1 yenerken gözler ve kulaklar ordu'daki karşılaşmaya kilitlenmişti adeta.
nihat özbirgül - hüseyin karaca - coşkun kutay hakem üçlüsünün yönettiği karşılaşmaya orduspor, ahmet - uğur - k.turgay - salih - güven - şükrü - üstün - cihan - mahmut - arif - kemal onbiri ile çıktı. trabzonspor şenol - turgay - necati - hüsnü - mustafa - mehmet ekşi - tuncay (yaşar) - cengiz - necdet (seiahattin) - hüseyin - orhan onbiri ile mücadele ediyordu. deplasmanda orduspor'dan 0 - 0 beraberlikle bir puan alan trabzonspor birinci türkiye ligi şampiyonu oldu. hakemin bitiş düdüğü iie birlikte ordu sahası bir anda ana - baba gününe döndü. trabzonsporlu taraftarlar takımlarıyla sarmaş dolaş oldular ve "şampiyon şampiyon" diye bağırlarına bastılar. güzel bir oyun ortaya koyan ve uefa kupası'na katılmaya hak kazanan orduspor da seyircisi tarafından uzun süre alkışlandı.
oyuna ordu başladı. ama, hemen ikinci dakikada mehmet ekşi'nin kafa şutunu güven son anda kaleden çıkardı. sonra arifin geliştirdiği akını şenol önledi. 6.dakikada necdet'in atağını ordu müdafaası kornerle önledi. 10.dakikada ise ordu, trabzon kalesini karıştıran tehlikeli bir akın yaptı. mahmut'un rakip kaleyi bulan hareketinde top mustafa'nın iki eli arasında kaldı. ancak, orta hakem nihat özbirgül penaltıya seyirci kaidı. bu dakikalardan sonra karşılıklı akınlarla geçen ilk yarı gol getirmedi. ikinci yarıda da taraflar gol kaydedemedi ve 0-0 sona eren karşılaşma sonrasında trabzonspor şampiyonluğu kucaklarken orduspor da tarihinin en başarılı lig derecesini yaparak türkiye birinci futbol ligi'ni dördüncü sırada tamamladı ve ülkemizi uefa kupası'nda temsil etme hakkını kazandı.
ilk basımı 2007 yılında olan reşat güngör'ün "40 yıldır mor beyaz" kitabından;
trabzonspor'un 42 puanla şampiyon tamamladığı 1978-79 sezonunu orduspor, şampiyonun 8 puan gerisinde 4. sırada tamamlamayı başarıyordu. 13 galibiyet, 8 beraberlikle 30 maçta 34 puan toplayan orduspor, 9 karşılaşmadan mağlup ayrılmıştı. attığı 31 gole karşın kalesinde 27 gol gören mor-beyazlılar, kendi sahasında oynadığı maçların 11 'nden galibiyetle ayrılmış, 3 maçı berabere tamamlamış ve yalnızca 1 maçtan da mağlup ayrılmıştı. bu tek yenilgisini sezonun ilk maçında beşiktaş'tan alan orduspor, sahasında ligin iddialı takımları ile yaptığı karşılaşmalardan puan çıkarmasını bilmiştir. ligi ikinci sırada bitiren galatasaray'la sahasında oynadığı karşılaşmadan beraberlik çıkaran orduspor, lig şampiyonu trabzonspor'dan da 1 puan almayı başarmıştır. ligi 3. sırada tamamlayan fenerbahçe ile ise sahasında yaptığı karşılaşmayı 2-1 kazanmayı bilmiştir, mor-beyazlılar. iç sahada yaptığı diğer karşılaşmalardan göztepe, adana demirspor ve diyarbakır'ı 3-0, adanaspor'u 3-2, altay'ı 2-0, bursaspor'u 2-1 yenen mor-beyazlılar, samsunspor, eskişehirspor, zonguldakspor maçlarından da 1-0 galip ayrılmıştır.
iç sahada gösterdiği başarıyı deplasmanda da gösterebilse orduspor, belki de sezonu daha üst sıralarda bitirecekti. sezon boyunca deplasmanda sadece beşiktaş'ı 1-0, boluspor'u da 2-1 yenen mor-beyazlılar, 5 maçtan da berabere ayrılmıştı. lig şampiyonu trabzonsporla, deplasmanda yaptığı maçtan 1 puan çıkarma başarısını gösteren orduspor, kırıkkale, bursa, altay ve göztepe deplasmanlarından da beraberlikle ayrılmıştır. mor-bezaylılar sezonun en farklı yenilgisini 4-0'la galatasaray'dan alırken, samsunspor'a da 3-1 mağlup olmuştur.
ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
şampiyonluk son maçta
ligde şampiyonun adının konması son haftaya kalmıştı. 3 haziran 1979 günü, türk futbolu'nda gözler ordu'daki orduspor-trabzonspor ve istanbul'daki galatasaray-kırıkkalespor maçlarına çevrilmişti. trabzonspor'un 41 puanına karşın g. saray'ın 39 puanı bulunuyordu. elbette şampiyonlukta ibre bordo-mavililer yönünde idi. çünkü özkan sümer'in ekibine ordu'da alacakları 1 puan yeterli olacaktı.
oysa galatasaray, hem kırıkkale'yi yenecek, hem de orduspor'un trabzonspor'u yenmesini bekleyecekti. 2. lige düşmesi çoktan kesinleşen kırıkkale'yi zafer, öner ve fatih'in golleriyle 3-1 yenmek g. saray için fazla zahmet verici olmamıştı.
karadeniz dayanışması
aynı saatlerde oynanan ordu'daki maça yalnızca trabzon'dan değil tüm karadeniz'den oluk oluk insanlar akın etmişti, ordu tribünlerinde asılan pankartda, "ordu, trabzon, rize... istanbul'a yok vize..." pankartı çok anlamlıydı. bu uefa kupası'na girmeyi çoktan garantilemiş, orduspor'u, 2. ligde şampiyonluğunu ilan eden rize'yi ve 1. ligde 3. şampiyonluğuna ramak kalmış trabzonspor'u bütünleyen, aynı potada yoğuran bir sevgi kümeleşmesi, istanbul takımlarına karşı bir karadeniz dayanışmasının taraftar kalbinden taşan yazılı ifadesiydi. ama 15 bin dolayında trabzonlu seyircinin izlediği karşılaşma hiç de öyle, al gülüm, ver gülüm geçmemişti. öyle ki bazı pozisyonlarda, orduspor, trabzonspor kalesi önünde golle burun buruna gelmişti. trabzonluların da yürekleri ağzına gelmişti. dakikaların trabzon hesabına bitip tükenmek bilmediği bu 90 dakika büyük sıkıntıların ardından golsüz kapanınca, tribünler bir anda sahaya akmıştı. çünkü trabzonspor artık resmen şampiyondu. 30 lig haftası sonunda 42 puanla şampiyonluğunu ilan eden trabzonspor'a karşı, g. saray 41 puanla ikinci sırada kalmıştı.
ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
şamil ekinci'nin gururu
5 yılda 3 lig şampiyonluğu yaşayan trabzonspor'un başkanı şamil ekinci ise büyük bir keyif ve gurur yüklü, "bir zamanlar üç büyükler vardı. bizimle dört büyükler doğdu. şimdi tek büyük olma yolundayız" demecini geçiyordu.
elbette bu büyük konuşma, ancak şampiyon bir takımın başkanının ağzından döküiürse ciddiye alınırdı. trabzonspor şampiyon, ekinci ve taraftarlar, sümer ve futbolcuları gibi gururluydu, kıvançlıydı...
trabzonspor genel kaptanı süha akçay "liverpool'u eleyene kadar türkiye şampiyonu olacağız. artık türkiye'yi aşmak ülkemizin sesini avrupa'da duyurmak istiyoruz. türk futbolunda anadolu devrimi yapan trabzonspor'un avrupa futbolunda da türk devrimi yapacağına inanıyoruz"
ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
gündüz kılıç'ın övgüsü
gündüz kılıç ise, hürriyet'teki köşesinde "şampiyonluk helal sana " balıklı yazısında trabzonspor'u öve öve bitiremiyordu. "...trabzonspor gene şampiyon. kanımızca o şampiyonlukların içinde bir çok şampiyonluklar daha var. akıllılık şampiyonluğu, irade şampiyonluğu, yönetim şampiyonluğu ve ülkenin en dürüst futbolcularını yetiştirme şampiyonluğu. şampiyonluk helal olsun sana trabzonspor".
ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
gol makinası: orhan
orhan'ın 10 golle en fazla gol atan futbolcu olduğu sezonda, trabzon hesabına necdet 5 ve hüseyin de 4 gol atarak başarıda pay sahibi olanların başında gelmişti. bu arada, fenerbahçe'yi uzatmaya giden maçta cengiz ve rakibin kendi kalesine attığı golle 2-1 deviren trabzonspor 17 haziran 1979 günü cumhurbaşkanlığı kupası'nı bir kez daha bordo-mavili müzeye taşımasını bilmişti.
böylece, sıkıntı yüklü, kafalarda soru işaretleriyle girilen sezonda altyapı antrenörü özkan sümer büyük bir başarı göstermiş, 2 önemli şampiyonlukla kendisine güvenenlerin bu inançlarını boşa çıkarmamıştı...
orduspor: ahmet çay, turgay poyraz, uğur şerement, salih aydoğan, seçkin üstün türközer, şükrü bekiroğlu, cihan umanç, güven türközer, mahmut kılıç, arif güney, kemal yıldırım
teknik direktör: necip cemal gökalp
trabzonspor: şenol güneş, turgay semercioğlu, necati özçağlayan, mehmet ekşi, hüsnü özkara, orhan akyüz, tuncay soyak (dk. 80 yaşar alemdaroğlu), hüseyin tok, mustafa gedik, cengiz akçay, necdet ergün