ilk basımı 2007 yılında olan reşat güngör'ün "40 yıldır mor beyaz" kitabından;
27. haftaya gelindiğinde orduspor ile fenerbahçe arasında müthiş bir karşılaşma oynandı 19 eylül stadı'nda. o sezon trabzonspor'la amansız bir şampiyonluk yarışına giren sarı - lacivertliler, değil iki puan yarım puan kaybına bile tahammülü yoktu. orduspor ise üst sıraları zorlamak ve ülkemizi uefa kupası'nda temsil etmek amacındaydı. o nedenle mor - beyazlı ekibin de puan kaybına tahammülü yoktu. müşfik talas - yener soysal - oktay sillelioğlu hakem üçlüsünün yönettiği karşılaşmaya mor - beyazlılar ahmet - uğur - zafer (k.turgay) - salih - güven - şükrü - üstün - cihan - mahmut - arif - kemal onbiri ile çıktı. fenerbahçe ise ivançeviç - onur - erol - coşkun - cem - önder (cemil) - tuna - engin - ali kemal - raşit - şevki (yenal) onbiri ile sahadaydı. işte erol ataşan'ın kaleminden maçın öyküsü... "orduspor, fenerbahçe'yi2 - 1 yenerek trabzonspor ile kafa kafaya giden sarı - lacivertlilere dur dedi. doksan dakika boyunca fenerbahnçe kalesi önünde tehlikeler yaratan orduspor'lu futbolcular, maçtan sonra seyirciler tarafından alkışlandılar. 4.dakikada fenerbahçe bir ceza atışı kazandı. bunu önder kullandı. önder'in bu atışını salih önlemek isterken top engin'in önüne düştü. engin patlattı voleyi ve fenerbahçe'i 1 - 0 öne geçirdi. bir an sessizlik, yaratan golden sonra orduspor ateşlendi. devamlı gol peşinde koştular. 6.dakikada gelişen bir orduspor akınında top erol'un dizinden dönünce kemal şutladı ve durumu 1 - 1 yaptı. 13. dakikada kemal, arif ve üstün arka arkaya şutladıysalar da fenerbahçe savunmacıları topu uzaklaştırdı. 17.dakikada ali kemal ortaladı. engin kafayla kaleye gönderdi ama aut. 26. dakikada tuna tek başına alıp götürdüğü topu ezerek fenerbahçe'yi bir golden etti. 36.dakikada erol'un ceza atışını ahmet, üstün'ün ceza atışını da ivançeviç kurtardılar. devre 1 - 1 kapandı. fenerbahçe, ikinci yarıya şevki'nin yerine yenal'ı alarak başladı. bu yarıda da orduspor tehlikeli oldu. 50. dakikada ivançeviç kemal'in ayaklarına yatarak topu kornere attı. 54.dakikada güven şutladı, ıvançeviç'ten döndü. bu dönen topa kemal vurdu. 2 - 1
ataşan maçı bu cümlelerle kaleme alırken, neşet özmen de maç yorumuna "orduspor galibiyeti hak etti" başlığını atmıştı. "orduspor'un duası tuttu. önce yağmur yağdı i saha ağırlaştı ve orduspor ilk golü yemesine karşın daha sonra attığı iki golle şampiyonluk iddiasını sürdüren fenerbahçe'yi 2 - 1 yendi. çoğunluğu trabzon'dan gelen trabzonspor taraftarlarının oluşturduğu seyirci, bir gün önce televizyondaki heyecanı bu maçın ilk 5 dakikasında yaşadı. 4. dakikada engin'in şahane vole golü ve hemen 1.5 dakika sonra orduspor'un kemal'in ayağından kazandığı beraberlik golü stadı alkıştan inletti. fenerbahçe'nin baskılı oyunu ancak 7 - 8 dakika sürdü. sadece engin'in hücumdaki gayreti, orduspor'un orta sahası ve geri dörtlüsünde sonuçsuz kaldı. bir de şevki vardı ki evlere şenlik. çakılmış kazık gibi durdu 45. dakika boyunca. geri dörtlü ve ileri üçlü arasında durmaksızın koşan raşit'in çabası fenerbahçe'yi kurtaramadı. orusporçok başarılıydı. fenerbahçe karşısında tam bir takım oyunu sergiledi. geri dörtlüde, orta saha da ve forvetteki tüm oyuncular görevlerini eksiksiz yaptılar. son 20 dakikada yedekte dahi ismi bulunmayan ve gece yarısına kadar otelin lobisinde tavla atıp takıma girmeyi aklından dahi geçirmeyen cemil'den medet uman fenerbahçe, istediğini elde edemedi."
fenerbahçe'ye şampiyonluk yolunda büyük bir darbe vuran kendisine de uefa kupası'na katılma yolunda büyük bir avanta] sağlayan bu galibiyetten sonra bursa deplasmanından da 1 - 1 beraberlik ve bir puanla dönen mor - beyazlılar, adanaspor'u da evine eli boş gönderdikten sonra iç sahada oynayacağı trabzon maçıyla ligi tamamlayacaktı. tipik bir lig mücadelesinin dışında bu karşılaşmanın çok önemli bir yanı daha vardı. şampiyon bu karşılaşma sonunda belli olacaktı. ordu'da hafta boyunca bu karşılaşma konuşulur olmuştu. orduspor, "final maçına" olağanüstü bir motivasyonla hazırlanıyordu.
hafta boyunca çeşitli spekülasyonlar yapılınca da mor - beyazlı kulübün genç ve başarılı başkanı ergin karlıbel, maç öncesi ortaya atılan transfer dedikodularından takımını uzak tutmaya çalışıyordu. "pazar günü oynanacak orduspor - trabzonspor maçından dolayı heves veya üzüntüye kapılanlar büyük bir yenilgi içerisindedirler. biz orduspor olarak, futbol oyununda onurla mücadele eden, doksan dakikanın sonunda yenmek, yenilmek ve berabere kalmanın doğal olduğunu kabul eden bir kulübüz. orduspor, pazar günkü maça her zamanki gibi rakibi yenmek için çıkacaktır. bu arada lig sona ermeden oyuncularımıza cazip transfer teklifleri yapılmaktadır. her istemin belli bir zamanı vardır. zamanı gelince gelirler görüşürüz. anlaşabilirsek istedikleri futbolcuları verebiliriz. orduspor artık başa oynamanın hesaplarını yapmaktadır."
son hafta öncesinde orduspor 33 puanla diyarbakırspor'un üç puan önünde lig dördüncülüğünü garantilemişti. üçüncü sıradaki fenerbahçe orduspor'dan aldığı darbe sonrasında şampiyonluktan uzaklaşmış 38 puanla üçüncü sırada kendine yer bulmuş, ikinci sıradaki galatasaray ise 41 puanlı lider trabzonspor'un iki puan gerisinde 39 puanla girmişti son haftaya.
ilk basımı 2007 yılında olan reşat güngör'ün "40 yıldır mor beyaz" kitabından;
herkesin küme düşer diye beklediği takımı 1978-1979 sezonu sonunda sıralamada dördüncülüğe yerleştiren mütevazı takımın mütevazı teknik direktörüydü o. 47 yaşındaydı mor-beyazlı ekibe bu başarıyı tattırdığında necip cemal hoca. gençlik yıllarında ordu'da amatör takımlarda futbol oynamıştı. sonraları futboldan kopmadı, bölgesel antrenörlük yaptı. diğer meslektaşları çok yüksek rakamlarla takım çalıştırırken orduspor'a derece yaptırdığı sezon boyunca 3 bin lira maaş aldığı söylenir necip hoca için. varı-yoğu takımıydı. antrenör osman aydın ve menajer fikret ayabakan ile "elele verip bu başarıyı kazandık" der o günlerde alaattin metin'e verdiği röportajda. "ligin en az masraflı takımıyız. bir senede harcadığımız para 940 bin lira. sezon başında 21 futbolcunun mukavelesi bitmişti. hepsiyle anlaştık. takımın değeri 1 milyon 850 bin lira. türk futbolcusunu çok iyi tanıyorum.bezgin, bitmiş, tükenmiş futbolcuya hiç yüklenmedim antrenmanlarda. çift kale maçları 45 dakika yaptım, idmanları da 55 dakikaya indirdim. amac ım futbolcuları hafta içinde ezmemek, güçlerini maça saklamaktı..." futbolun bir ekip olduğunu sık sık vurgulayan necip cemal gökalp, başarılarını inancın zaferi olarak nitelendirirken "fantezi" yapmayı ihmal etmemişti hürriyet gazetesi'nden alaattin metin'in yaptığı söyleşide.
futbolda yeni bir sistem daha icat edildi. ay-yıldız sistemi orduspor başarının, bu sistemle kazandı. öyle diyor teknik direktör necip cemal gökalp... anlatıyor, sezon bittiği için ay-yıldız sistemini... "brezilya'nın dünyayı kasıp kavurduğu yıllardaki 4-1-2-3 sistemini ilk kez ben türkiye'de uyguladım. bu biiiir... sonra eski trabzonspor antrenörü ahmet suat özyazıcı'nın faroz sistemi vardı ben de ay-yıldız sistemini yarattım. futbol inanma savaşıdır. harpte askerler allah... allah... diye düşmanın üzerine yürür. biz de spor harbi yapıyoruz. sistemimi askeri savaş taktiklerinden esinlenerek yarattım. çünkü ben askerliği çok severim. yıldızımız mahmut... bayrağımızdaki ayı düşünün. iki ucunda kemal ve arif... ayın yıldız tarafındaki içinde şükrü. şükrü'nün iki yanında cihan ve üstün...gelelim ayın dış çizgisine. iki yanlarında turgay ve uğur. aralarında da salih ve güven... sahada ay-yıldız şeklinde futbolcularım böyle yayılıyorlar. ayın içine giren rakip yandı. bu arada ayın uçlarında bulunan kemal ve arifi kaçırıp mahmut'la gol atıyoruz. rakip üstümüze geldiği vakit sağ cenahta bulunan askerlerim üstün ve arif, sol cenahta bulunan askerlerim kemal ve cihan püskürtüyorlar. bunları aşarlarsa o zaman anadolu erleri dediğim şükrü yükleniyor rakibi püskürtmek için. 0 da olmazsa... eğer bu da tutmazsa o zaman en arkada buluna padişah kuvvetleri dediğim arkadaşlarım yüklenip bastırıyorlar ve akını etkisiz hale getiriyorlar. işte böyle bizim ay-yıldız sistemimiz. fenerbahçe'yi ordu'da bu ay-yıdız sistemiyle devirdik. zaten iş ay'ın içine girmekte... gayya kuyusu gibi... giren sağ çıkmıyor. bu sistem üzerinde yıllarca çalıştım. genç takımımızı piyon olarak kullandım. önce orada başarı kazandım. sonra ay-yıldız sistemini a takımında denedim ve ilk senede de semeresini aldım."
orduspor: ahmet çay, uğur şerement, salih aydoğan, zafer dilber (dk. 76 turgay poyraz), güven türközer, şükrü bekiroğlu, seçkin üstün türközer, cihan umanç, arif güney, mahmut kılıç, kemal yıldırım
teknik direktör: necip cemal gökalp
fenerbahçe: radmilo ıvancevic, coşkun demirbakan, cem pamiroğlu (dk. 46 , raşit çetiner, onur kayador, erol togay, önder mustafaoğlu (dk. 46 , ali kemal denizci, tuna güneysu, şevki şenlen (dk. 76 yenal kaçıra), engin verel
teknik direktör: necdet niş
gol: (0-1) dk. 3 engin verel (1-1) dk. 5 kemal yıldırım (2-1) dk. 55 kemal yıldırım
orduspor önünde fenerbahçe 2 -1 yenik duruma düştükten sonra saha kenarına kadar gelen ivançeviç antrenörü necdet niş'le bir süre dertleşmek fırsatı buldu,yugoslav futbolcu "sen ne diyorsun hoca..." diye söyleniyordu..."her şey benim başıma yıkılıyor, sonunda işler ivan'da bitiyor.benim derdim senden büyük...bak yine 1 -0 galibiyetten 2 - 1 yenik duruma düştük...ne olacak bu halimiz..." diyordu ... necdet niş, "üzülme ivan... şimdi beraberlik golünü atacağız..." demesine rağmen, fenerbahçe orduspor karşısında bu sayıyı atamadı ve sahayı 2 - 1 yenik terk etti...böylece ivançeviç dertlenmekte ne kadar haklı olduğunu göstermiş oldu...