galatasaray çok yorucu yolculuk yaptı. yorgun, uykusuz, bitik olarak legia'ya çıktı. netice, elendi kupadan ve apar topar bükreş'ten izmir'e geldi. bugün ve yarın ligde 2 diri takım bulacak karşısında.
«niye galatasaray?» diyen sempatizaları da açıklıyorlar: «artık kupa heyecanı ve kupanın bize verdiği gurur yıkıldı.»
metin gibi büyük kozun izmir’de bâzı alacakları var ve metin izmir’de gol gösterisi yapacak.
* izmir’deki sessizliği izmirspor'un bildirisi de dağıtmadı. fün lâcivert - beyazlı kulübün yöneticlerinin bildirisi şöyle bitiyor: «takımımızın ankara'da kaybettikleri puanları alsancak stadında alacaklarına inanıyoruz. çocuklarımıza güveniyoruz...
* izmirsporun genç, ağırbaşlı antrenörü doğan emultay’ı bu hafta sakatlar, o kadar düşündürüyor ki, «ağabeyciğim, 4-2-4'ü tattbik edeceğiz değil mi?» diye soran taraftarlara doğan, «önce sahayı bir 11 çıkaralım da, ondan sonra sistemmiş, taktikmiş, düşünelim.»
* türk futbol tarihinde mâzisi yarım asır olan kulüp kurucuları arasında sağ olanların sayısı pek az. hele hele kurucuların arasında şimdi yöneticilik yapan da parmakla gösterilecek kadar az, ama izmirsporun başkanı haydar aryal, hem kurucu, hem de başkanlık yapan tek isimdir. geçen yıla kadar tam 15 yıl futbol sahalarına uğramamıştı. kendisini 1.5 yıldanberi maçların etkisine öyle kaptırmış ki aryal, «futbolumuz 15 yıl arpa boyu ilerlemek şöyle dursun, gerilemiş» demekten kendini alamıyor. haydar aryal ile beraber izmir’de diğer bir kulüp kurucusu, altayı 51 yıl önce kuran talâl erboy'dur. fakat o 20 yıldır futbol sahalarına ayak atmamaktadır ve oğlu sıtkı erboy altay’da babasının nöbetini devralmıştır.
* altınordu antrenörü bülent esel bugünkü galatasaray maçında bütün taraftarlara şu açık dâvetiyeyi gönderdi: «tribünde kümelenerek oturun, takımınızın sizlerin tezahüratına ve içten gelen teşvikine çok ihtiyacı var...»
* haftanın en ilgi çekici maçları yarınki kasımpaşa ve salı günkü günkübeykoz müsabakaları. karşıyakalılar bu haftaki maçlar için bütün taraftarlara şu parolayı gönderiyorlar. «pazar günü erken kalk... salı günü işi as...»