gençlerbirliği’nin uğuru tribündeydi rober koptaş 06/09/2012 agos
gençlerbirliği futbol takımının yükünü en zor zamanlarında sırtlayan bir avuç ankaralıdan biri olan, ancak sonraki yıllarda kulüpten ve şehirden ayrılmak zorunda kalan rafael demircan’ın hikayesini, nisan ayında agos’un sayfalarına taşımıştık. gençlerbirliği’nden uzaklaştıktan sonra ailesiyle birlikte avustralya’ya göç eden, ancak yüreğinde her zaman takımının ve memleketinin sevgisini taşıyan rafael (raffi), ya da kulüptekilerin bildiği adıyla rıfat demircan’ın hikâyesi, özellikle gençlerbirliği taraftarlarının ilgisini çekti; forumlarda, internet sitesinde çokça okundu. ardından, bir grup gençlerbirlikli, sevdikleri takım için emek vermiş ama haksızlığa uğramış raffi abi’lerini ankara’ya davet etti. gençlerbirliği’nin geçen hafta ankara’da orduspor’la yaptığı süper lig karşılaşmasını, tribünde raffi abi ve çevresindeki gençlerle birlikte izledik, onun heyecanına ve mutluluğuna yakından tanık olduk.
ankara benim için deplasman, onun için iç saha olduğundan, daha sabah saatlerinde ardı ardına telefonlarla ağırlamaya başladı beni: “saat tam kaçta geleceksin? araba gönderip aldırayım mı? maçtan önce bir şeyler yer misin? hangi tribünde seyretmek istersin?..” heyecanına bıyık altından gülerek, stadın yolunu bulabileceğimi, aç olmayacağımı ve kendisi nereden seyredecekse (elbette taraftarların arasında seyredecekti) orada olacağımı söyledim. stadın önüne düştüğümde, kendisine eşlik eden gençler’in genç akademisyen taraftarlarından abreg çelem’le birlikte karşıladı beni. spor yazarları derneği lokali’nde birer çay içip hasret giderdikten sonra, tribüne geçtik.
el üstünde
röportajı okuduktan sonra ankara’dan onunla ilk temas kuran kişi olan mehmet ali çetinkaya, bir hafta önce manisa deolasmanına birlikte gittikleri, çocukları ve çocuklarının arkadaşlarıyla kocaman bir aile olarak tribündeki yerini alan şener köseoğlu, iletişim’den çıkan ilk kitabının heyecanını taşıyan mahir ünsal eriş, agos’un ankara gönüllüleri emre can dağlıoğlu ve can öktemer, raffi abi’nin röportajını internetten ilk duyuran erdem ceydilek ve adlarını anımsayamayacağım çok sayıda gençlerbirlikli, raffi abi’nin etrafında fırdönüyor, onunla hem arkadaşlık ediyor, hem de bir ihtiyacı, bir arzusu var mı, keyfi yerinde mi diye ona göz kulak oluyordu.
gençler 1-0 geriye düştükten sonra beraberliği sağladığı halde maçı çevirecek ikinci golü bulamasa da, zevkli, eğlenceli bir maç oldu. ne olursa olsun küfür etmeyen, hakeme en fazla “acemi hakem!” diye yüklenen gençler tribününün adabına hayran kalırken, futbolu sadece kazanmak için değil, güzel bir oyun olduğu için sevmenin güzelliğini de bir kez daha görmüş oldum. raffi abi maçın büyük bölümünü bizden uzakta, heyecanla volta atarak, yalnız başına izlemeyi tercih ederken, içindeki futbol sevgisinin geçen yıllara rağmen azalmamış olmasına hayran olmamak elde değildi. her fırsatta yanına gelen gençlerle, çiçeği burnunda gençlerli jimmy durmaz’ın direkten dönen topunu, takımın durumunu, yediği golde ofsayt olup olmadığını konuşurken, sanki yıllardır avustralya’da yaşayan o değilmiş gibi, tam bir ‘angara bebesi’ydi.
cavcav onurlandırdı
rafael demircan, üç aylık ankara ziyaretini 15 eylül’de bitirip avustralya’ya dönecek. ancak bundan sonra yolunun ankara’ya çok daha sık düşeceğini biliyoruz. gidişi suskun olmuştu ama dönüşü hem kendisi, hem de çevresindekiler için büyük bir mutluluk kaynağı oldu. nasıl olmasın? pek de iyi bir şekilde ayrılmadığı kulüp başkanı ilhan cavcav dahi, kulübün yaz spor okullarının açılışında, yüzlerce gencin gözü önünde, onu, üzerinde ’06 raffi abi’ yazan bir formayla onurlandırdı. böylece, rıfat olarak uzaklaştığı ankara’ya, raffi olarak dönmüş oldu.
gençlerbirliği’nin uğuru ermeni rıfat, melbourne’a bir galibiyet, iki beraberlikle, namağlup bir şekilde uçacak. “beni el üstünde taşıdılar, gençleştirdiler, kendime getirdiler. tanıl bora, akif kurtuluş, gençlerin hepsi… allah bu çocuklardan razı olsun ” diyor ve daha şimdiden, bir sonraki yolculuğun planlarını yapıyor.