thomas doll gençlerbirliği’ni eski günlerine döndürebilecek mi?
mehmet ali çetinkaya
gençlerbirliği, 1965-66 sezonunda şampiyonluk yarışına girip ligi 3. bitirdiğinde puan cetvelinde ilk kez istanbul’un 3 büyük takımı arasına giriyor ve ilk “4. büyük” payesini alıyordu. 1923’den itibaren özellikle fenerbahçe, beşiktaş ve galatasaray’a karşı aldığı sükseli sonuçlarla adını hep üstlerde tutan gençlerbirliği, son yıllardaki en başarılı mevsimini ersun yanal’lı 2002-04 yılları arasında geçirdi. önce 2002-03 sezonunda “bol gollü ofansif oyunu” ile bir koldan şampiyonluk mücadelesine girişiyor bir yandan da türkiye kupasında finale adını yazdırıyordu. şampiyonluk yarışını son dönemeçte beşiktaş jimnastik kulübünün 100. yılına ve finalde türkiye kupasını trabzonspor’a kaptıran gençlerbirliği, 2003-04 sezonunda ise avrupa kulvarında büyük sonuçlara imza attı. blackburn rovers, sporting lisbon ve parma’yı eleyip avrupa’nın 2 numaralı kupasında ilk 16 ya adını yazdırdı. bu sezon 2 sezon kupa kazanmasa da 1965-66 sezonundan sonra belki de en iyi sezonlarını geçirmişti alkaralar.
ne olduysa bundan sonra oldu. önce ersun yanal’ın milli takım’a gitmesi ardından takımın iskeletinin bozulması ve son olarak yükselen çıtanın getirdiği beklentileri karşılamayacak teknik adamların başa getirilmesi ile birlikte bir düşüş sürecine girdi gençler.
thomas doll farkı
2009-2010 sezonunun başında yönetim son 5 yılın en iyi hamlesini yapıp thomas doll’u takımın başına getiriyordu. parlak bir futbolcu kariyeri olan ve 2004’de sonlardayken devraldığı hamburg’u şampiyonlar ligi bileti kazandıran alman teknik adam ankara’ya adım attığı ilk günlerden itibaren pek alışık olmadığımız “dobra“ açıklamalarla önce gençlerbirlikli taraftarlarının ardından tüm futbol kamuoyunun ilgisini çekti. lig başlamadan önce “2 yılda 12 teknik direktör değiştiren bir takımda tek suçlu teknik direktör müdür?” açıklaması ile son 5 sezonda yaptığı hataları bir türlü kabullenmeyen yönetime güzel bir gönderme yapıyordu. sezon başında “biri küme düşen diğeri ise direkten dönen 2 takımın birleştiği bir takım olduğumuz unutulmamaları. önce defansı sonra ofansı toplayacağız” açıklaması da takımın sezon öncesi durumunu en açık şekilde ortaya koyuyordu. kayserispor, ankaraspor ve beşiktaş beraberliklerinden sonra deplasmanda 4-0 kazanılan kasımpaşa maçından sonra “bu sonuç kimseyi yanıltmasın, sahada bu skoru hak edecek bir oyun oynamadık” diyecek kadar “gerçekci” olan doll, maçların ardından “diğer” faktörlere bulaşmadan kendi takımı için yaptığı tüm övgüler ve eleştirilerle birlikte gençlerbirlikli taraftarların “en güvendiği” adam haline geliyordu.
üzerine ölü toprağı serpilmiş gençlerbirliği, thomas doll’la birlikte tekrar canlanmaya başlıyordu. 26 puanla ilk yarıyı 7. bitiren gençlerbirliği thomas doll’un duruşu ve takımın sahada oynadığı oyunla birçok futbol blog yazarının da ilgisini çekmeyi başarmıştı.
nedeni belirsiz bir düşüş
ikinci yarıya kötü başlayan ama daha sonradan tekrar toparlanan gençlerbirliği hiçbir iddiası kalmadığı son haftalarda peş peşe aldığı 2 yenilginin ardından doll, “erkenden tatile çıkmış oyuncularım var. denizlisporlular küme düşmesine rağmen kendilerini hırpalayıp mücadele ediyorlar. onlar ödevlerini yapmışlar ama biz yapamadık. kendimi kötü hissediyorum ve futbolcularım da birkaç gün içinde rahatsızlığımı hissedecekler” diyerek hırsını ortaya koyuyordu. çoğu taraftar “doll bu hırsını futbolcularına aşılarsa neler olur neler” diye akıllarından geçiriyorlardı.
ligin 30. haftasından önce “kişisel olarak, gelecek sezon 9. luk ile 13. lük arasında oynayan bir takımın teknik direktörü olmak istemiyorum. yönetimden bunun sözünü aldım. ahenkli bir takım kuracağız ve hedefe gidecek bir takım olcağız” açıklaması önümüzdeki sezon için bir işaretti. bugüne gelindiğinde, gençlerbirliği yönetimi aylar öncesinden planladığı transferlerin birçoğunu kısa sürede sonlandırdı. gidecek futbolcuları da gönderdi.
thomas doll’un açıklamaları ve yapılan transferleri görünce gençlerbirliklilerin iştahı kabardı. bursaspor’un zihinsel tabuları yıktığı şampiyonluğuyla birlikte 2002-04 sezonunun ruhunu sahaya ortaya koyan bir gençlerbirliği’nin thomas doll önderliğinde “hedefe” doğru gitmesi hiç de uzak görünmüyor. hele bir de sezona galibiyetlerle başlanırsa...
bunlar işin iyimser kısmı. örneğin thomas doll’un dortmund’daki ikinci yılında işler kötü gidince kontrolünü kaybetmesi kötü bir anı olarak hafızalarda. gerçi doll bu konuda sonraları hatalı olduğunu ve bir daha tekrarlanmayacağını dile getirmişti.
bir de doll’un gençlerbirliği’ndeki ilk sezonunda futbolcu takıntıları konusu var. antalyaspor’da nefis bir sezon geçiren ve şu an dünya kupası’nda oynayan jedinak’ı benimsememesi , çok ama çok kötü bir sezon geçiren kerem şeras’da ısrar etmesi, burhan eşer’e özellikle ligin 2. yarıda çok az yer vermesi… tabi ki bunlar teknik adamın tercihleri ama ikinci sezonda bu tercihlerin artı ve eksilerini daha iyi göreceğiz.
kaleciyi yatırdıktan sonra topu diğer köşeye bırakan futbolcular sarı kart görürken, atış gol olursa tekrarlanacak, olmazsa tekrarlanmayacak.
fıfa, futbolda önemli kural değişikliklerine gitti. buna göre yeni sezonda penaltı atışı kullanan futbolcu, topa vurur gibi yapar ve vurmazsa, daha sonra atış gol olsa da geçerli sayılmayacak. hakem, vuruşu yapan futbolcuya sarı kart gösterecek ve penaltı atışı tekrarlanacak. fıfa’nın dünya kupası öncesi yaptığı değişikliğe göre, penaltı atışı sırasında kaleciyi bu şekilde aldatmaya çalışan futbolcunun vuruşunda top auta giderse, hakem aut kararı verecek ama futbolcuya yine sarı kart gösterecek.
mhk de uyardı penaltı atışını kullanan futbolcunun duraklaması ve kaleciyi bir köşeye yatırdıktan sonra topu filelere yollamasının centilmenliğe aykırı bir davranış olduğu görüşüne varan fıfa, ulusal federasyonlara gönderdiği yazıda bu kuralın yeni sezonda tüm liglerde uygulanmasını istedi.
paradinha deniliyor futbol federasyonu merkez hakem kurulu da dün bir yazı ile tüm hakemlere konu ile ilgili bilgi verdi. özellikle ispanya, portekiz ve güney amerika uyruklu futbolcuların çok sık uyguladığı bu tür penaltı vuruşu, portekizce’de paradinha (aldatma) kelimesinden üretilerek dünya futbol literatürüne “paradinha penaltısı” olarak geçmişti.
fıfa ayrıca futbol sahalarında üç kural değişikliğine daha gitti.
1-hakem, aynı takımdan oyuncular çarpışır ve tedaviye ihtiyaçları olursa, bu oyuncuların tedavisinin saha içinde yapılmasına izin verir (eski kuralda ise oyuncuların dışarı çıkartılması gerekiyordu).
2-dördüncü hakem, oyun kurallarına uygun olarak hakeme maçın kontrolünde yardım eder (daha önceki kuralda bu kadar bağlayıcı bir hüküm yoktu).
3-bir futbol sahasında kale direkleri ve üst direk tahta, metal veya onaylanmış malzemeden yapılmalıdır. şekilleri kare, dikdörtgen, yuvarlak veya elips olmalıdır (eski kuralda bu kadar kesin hüküm yoktu).
fifa’nın yaptığı kural değişikliği için ne dediler?
dimitar ıvankov: fantezi de lazım topa koşarak gelip durmak ve kaleci ile topu ayrı köşelere yollamak hem tribünleri hem de oynayanları heyecanlandırıyor. penaltı atarken biraz da fantezi yapılmalı.
rıza çalımbay: serbest olmalı futbolcu penaltı atışı kullanırken kesinlikle özgür olmalı. bir oyuncu saha içinde nasıl serbest ise, penaltı atışında da rahat olması gerek. sınırlama yanlış.
cenk işler: bu kural değişir bana kalırsa fifa yakın gelecekte bu kuralı değiştirir. penaltının atış tarzına da karışılmamalı.futbolcu istediği vuruşu yapmakta serbest olmalı.
ibrahim toraman: estetik kalmaz futbolun görsel bir şölen olduğunu düşünen fifa, neden böyle bir uygulama getirdi anlamadım? bence golün estetiği olmalı. oyuncu kısıtlanmamalı.
yusuf şimşek: özgür olmalıyız futbolcuyu giderek robotlaştırıyorlar. penaltı atışı sırasında kaleciler nasıl özgürse, atanlar da özgür olmalı. futbolcu ister durarak, isterse koşarak atar.
gökhan güleç: keyfi kaçırır fifa’nın bu kararı çok ağır. forvette görev yapıyorum, istersem kafa istersem ayak ile gol atıyorum. penaltı kullanan kişi de tribünlerin keyif alacağı vuruşu yapmak ister.
1980lerde trt ve 1990larda özel kanallar lig maçlarını canlı olarak yayınlamışlardı. daha sonradan da cine5 ile başlayan "şifreli" kanal uygulaması ile birlikte lig maç yayınları sürmüştü ve bu şekilde devam ediyor.
maçı yayınlayan kurum ve platformalar çok değişmiş ama maçı yayınlanan takımlar hiç değişmemişti. genelde hep fenerbahçe, galatasaray ve beşiktşa'ın maçları canlı olarak yayınlanır diğerleri ise sadece 2-3 dakikalık özetle geçiştirilirdi.
bu yüzden bu hafta türk futbol tarihinde bir ilk yaşanacak ve futbolumuzun en üst liginde oynanacak olan tüm maçlar canlı olarak yayınlanacak...
doğrusu olan buydu ve umarım sekteye uğramadan bundan sonra hep böyle devam eder... sonuçta uzun vadede bu uygulamanın takımlara taraftar kazandıracağı, bağlılık ve gelir getireceğini düşünüyorum. çünkü "diğer" takımlar artık gözden uzak olmayacaklar...
gençlerbirliğinin defans oyuncusu aykut demir'e sağ ayak iç yan bağlarında birinci derece zorlanma teşhisi kondu. aykut deplasmanda oynanacak olan eskişehirspor mücadelesinde takımda yer alamayacak.
gençlerbirliği : serdar kulbilge, debatik curri, ante kulsic, labinot harbuzi (dk. 73 michael john jedinak "mile jedinak"), ermin zec, oktay delibalta, hurşut meriç (dk. 79 serkan çalık), mahmut boz, cem can, bilal çubukçu (dk. 65 william mehmet "billy mehmet"), murat kalkan
teknik direktör : thomas doll
sarı kartlar : dk. 78 hurşut meriç (gençlerbirliği)
eskişehirspor'un oyuna hakim olduğunu ifade eden doll, şöyle konuştu: "bizim de kontra ataktan bulduğumuz iki pozisyonumuz vardı. yüzde yüz gol pozisyonu bulduk. bunları değerlendirebilsek oyun çok başka olurdu. takımda eksik çoktu. takımın morali yerindeydi. eskişehirspor zor bir deplasman. buraya gelen takımların eskişehirspor'dan çekinmeleri gerekir. sonuç olarak paylaşılan birer puan var."
rıza çalımbay, maçın ardından düzenlediği basın toplantısında, zor bir maç olduğunu belirterek, galip gelmek için her şeyi yaptıklarını kaydetti.
rıza çalımbay, şöyle konuştu: "orta yaptık, şut attık. bir gol atsak maç farklı olurdu. son paslarda dikkatli olamadık. kendi sahamızda da olsa puan, puandır. sonraki maçlarda daha iyi şekilde konsantre olacağız. takımın genelinden mücadele anlamında memnunum. hatalar oldu, telafi edeceğiz. kaybettiğimiz puanı konyaspor maçında telafi edeceğiz."
erdem (aka zeynel soyuer) ile digitürk webtv'den tüm sezonun maçlarını satın aldık. haliyle webden canlı yayın nasıl izleyeceğiz diye meraktaydık. yani siteye ulaşbilecek miyiz, siteye ulaşınca giriş yapıp maçımıza tıklayabilecek miyiz, yoğunluktan ötürü adam gibi -kesilmeden- görüntü alabilecek miyiz derken gençlerimizin maçına 2 saat kala webtv'yi test etmek için ilk maçlar olan antep-kasımpaşa ve sivas-galatasaray maçları geldi çattı...
saat 19:45 civarında digiturkwebtv sitesinin gelmediğini farkettim. biraz ctrl+f5 felan derken siteye bir şekilde ulaştım, giriş yaptım ve maçı açabildim. galatasaray-sivasspor maçı ile başladım. ilk 15 dakikasını sorunsuz izledikten sonra antep - kasımpaşa maçına geçeyim diye düşündüm. zira lig tarihinde ilk kez "anadolu" maçları da canlı yayınlanacaktı ve bu maç onların ilki idi...
işte ilk hata!
siteden antep maçına tıklayınca benim sistem çakıldı. makinayı restart edip tekrardan açtım. bu sefer daha bir zor eriştim siteye. uzun uğraşlardan sonra antep-kasımpaşa maçında idim. yaklaşık 20 dakika felan izledikten sonra...
"serverda hata oluştu internet tarayıcınızı kapatıp tekrar açın" diye bir yazı geldi ekrana...
3. kez siteye ulaşmaya çalışırken maçın ilk yarısı bitmişti. siteye girişte "beni hatırla" dememe rağmen tekrar siteye girdiğimde bir kere daha şifre doğrulaması yapmam gerekiyordu. bu yüzden maçın video adresiyle direk maça girmek yerine user doğrulaması da yaparak maça ulaşmam gerekiyordu. bu da zaten yavaş olan sisteme 3 kere ulaşmamı gerektiriyordu... yaklaşık 15 dakikalık uğraştan sonra antep maçına uşlaştım ve izlemeye koyuldum...
işin garibi yayında ses 1-2 saniye önceden geliyordu. bu durumu, yıllar önce yurtdışından verilen canlı maçlarda yaşar ve gıcık olurduk. oysa bu maç şuracıkta, antepdeki maçta oluyordu. bir gariplikte sivasdaki galatasaray maçında böyle bir durumun olmaması idi. yani yine "anadolu maçı işte, canlı veriyoruz ya buna dua edin" diye sırıtan bir tv yetkilisi geldi gözümün önüne!
allaha şükür herhangi bir sıkıntı çıkmadı ve maçın son anlarına kadar maçı izledim. kasımpaşalılar daha atak ve daha pozitif göründüler gözüme. antep ise daha bir dağınıktı ama son vuruşlar yoktu maçta.
son dakikalarda eşim (aka lucarelli) geldi ve gençler maçını dışarıda arkadaşlarla izlemeye gidelim dedi. böylece evde ilk kez bir "anadolu" maçında gençlerbirliğimizi izlemekten vazgeçip kızılayın yolunu tuttuk.
sakaryada sürekli takıldığımız yer bizler için gençlerbirliği maçlarını satın almıştı ve bizimde aslında ilk maçımızı orada izlememiz görev olmuştu.
masaya oturduğumuzda 3. dakika idi ve maçta elektrikler gitti. "haydaaaa" dedik hep bir ağızdan. o sırada buca - beşiktaş maçı açıldı. bir yandan onu izlerken bir yandan laklak ettik. maçı izlemeye gelen arkadaşlardan birkaçı da siteye girmediklerininden dert yandılar. evde gençler maçını izleyen abim aradı. sivas'ın, mehmet nas ve ceyhun'un nefis oyunları ile galatasaray'ı 2-1 yendiğini söyledi. "vay be helal olsun" dedik.
yaklaşık 20 dakikalık "ışık kesintisi arasından" sonra gençler maçı tekrar yayında idi...
o da ne... ses yaklaşık 1-2 saniye önceden geliyordu. ben bunun sadece webtv ile ilgili bir "hata / umursamazlık" olduğunu düşünürken meğerse tvdeki yayında da aynı sıkıntı vardı. futbolcu topu ceza alanı çizgisi üzerinden düzeltirken spiker şut çektiğini ve kalecinin çıkardığını söylüyordu. eee... inanılmaz sıkıcı bir durumdu bu! bir kere daha söylendik haliyle...
türk futbol tarihinde "çok büyük" bir ilkin yaşandığı gün olduğu için bu tarz sorunları bertaraf edebilirdik. zira bu ülkede hep bir kafede gençlerbirliklilerin/anadolu takımı taraftarlarının oturup anadolu maçlarını canlı izlerken karşıdaki bir kafede beşiktaş/galatasaray/fenerlilerın oturup maçlarını takip ettiklerini görmeyi hayal etmiştik. olmuştu işte! zamanla bu sorunlar da düzelirdi işte... (diye umduk içimizden)
maçtan önce banko oyuncularımız olan forvet mustafa pektemek ve defanstan orhan şam ile aykut demir'in sakatlanması morallerimizi bozmuştu. bu yüzden biraz daha yedek bir defans hattı ile oyuna başladık. tsyd maçındaki takımın en büyük sorunu ileri uçtaki elemanları orta sahadan çok iyi destekleyememiz idi. bu maçta da aynı sıkıntıyı yaşadık doğrusu. eskişehirspor evsahibi olmanın verdiği gazla yüklenmeye çalışıyordu ama biz de topu kesip ayağımızda tutmaya çalışıyorduk. sahada çalışkan bir gençlerbirliği vardı ama ilk yarının 15-30. dakikaları haricinde rakibe hiç baskı kuramadık. aynı zamanda ileri uç elemanlarımızı yine besleyemedik bir türlü. gerçi bunda deplasman takımı olmanın verdiği "defansı daha çok düşünme" durumu da söz konusu idi...
elektrik kesintisi nedeniyle 62. dakikada ilk yarı bitti. ikinci yarıda yine eskişehir baskındı. kontraataklarla etkili olmaya çalışıyorduk. işte bunlardan birinde rakibi 3e2 yakaladık ama topu ayağında bulunduran hurşut defanstaki bu 2 adamdan birini çalımladıktan sonra ne hemen solunda top isteyen 2 futbolcumuza topu verdi, ne de şutunu çekti ve 3e1 durumdayken topu kaptırdı!! çok sinirlendik çok!
bu arada takımımızın en iyisi nefis kurtarışlar yapan kaleci serdar ve defansta çok iyi kafa topu alan kulsic idi. zira şaka gibi ama 4 yıldır (risp'in gittiğinden beri) tüm duran toplarda kalemizde tehlike çanları çalıyordu.
eskişehirin kaçırdığı bir kaç net pozisyondan sonra maçın 90+2. dakikasında nefis bir kontra ile zec topu sürerk ceza alanı çaprazına girip şutunu çekti ve işte o an zaman durmuştu. tüm gençlerbirlikliler sevinmek için ayağa fırlamıştı bile ama... top direğin dibinden dışarı gitti... işte bu maçta yıllar sonra bile en çok hatırlanacak an buydu...
böylece 14 ağustos 2010 saat 22.00'da başlayan maç 15 ağustos 00:05 civarlarında sona eriyor ve 2 günü kapsayan futbol maçları likaratürümüze giriyordu...
spor toto süper lig'de ilk hafta maçlarına göre, en genç yaş ortalamasına sahip takım gençlerbirliği, en yaşlı ekip ise beşiktaş oldu. ligde ilk haftada oynanan müsabakalarda oynayan futbolcuların yaş ortalaması 27,03 olurken, 14 oyuncusuna şans veren gençlerbirliği, eskişehirspor karşısında 25 yaş ortalamasıyla mücadele etti.
bu ortalama ile ligin en genç ekibi olan gençlerbirliği'ni, 25,36 yaş ortalamasına sahip kayserispor ve 25,86 ile eskişehirspor takip etti. ligin ilk maçında bucaspor'a karşı 29,14 yaş ortalamasıyla mücadele eden beşiktaş ise ilk haftada en yaşlı takım olurken, siyah beyazlı ekibi sivasspor (29) ve medical park antalyaspor (28,79) takip etti.
ilk haftada oynanan müsabakalarda kayserispor'un kalecisi 37 yaşındaki souleymanou hamidou en yaşlı oyuncu olurken, tecrübeli kaleciyi, beşiktaş'tan ibrahim üzülmez (36), bursasporlu ivankov (35), beşiktaş'ın yeni transferi guti ile ankaragücü'nden zewlakow (34) izledi.
en genç oyuncular 18'er yaşındaki konyasporlu ali dere ile gaziantespor'dan orhan gülle. bu oyuncuları 19'ar yaşındaki batuhan karadeniz, alper potuk (eskişehirspor), mahmut boz (gençlerbirliği), özgür çek (ankaragücü) ve emre çolak (galatasaray) takip etti.
ilk haftada takımların yaş ortalamaları şöyle:
takım ortalama ------ --------- beşiktaş 29,14 sivasspor 29 medical park antalyaspor 28,79 kardemir karabükspor 27,86 bursaspor 27,64 galatasaray 27,43 konyaspor 27,21 ankaragücü 27,14 bucaspor 27 gaziantepspor 26,93 kasımpaşa 26,71 fenerbahçe 26,71 manisaspor 26,57 istanbul b.b. 26,29 trabzonspor 25,93 eskişehirspor 25,86 kayserispor 25,36 gençlerbirliği 25
16 ağustos 2010 tarihli zaman avrupa gazetesinden;
eskişehirspor gençler’le dost kaldı
sahasında gençlerbirliği'ni konuk eden eskişehirspor, rakibiyle golsüz berabere kaldı. kırmızı şimşekler yaklaşık 3 ay sonra taraftarı önünde maç yaptı. futbolculara sevgi gösterisinde bulunan taraftarlar açık tribünün kapatılması konusunda tezahürat yaptı. maçın 3. dakikasında jeneratör motorunun patlaması nedeniyle stat aydınlatmalarında arıza meydana geldi. maç, sorunun giderilmesinin ardından yaklaşık 15 dakika sonra başladı. bunun üzerine taraftar ‘ışığı değil, açığı kapat' diye bağırdı. ilk yarıda eskişehirspor teknik direktörü rıza çalımbay, oyuncusu batuhan'ı uyardı. batuhan da "hocam okwunwanne hiç pas vermiyor." diyerek tepki gösterdi. maçın ilk yarısında her iki takımın da geliştirdiği ataklar neticeyi değiştirmedi ve devre 0-0 sona erdi. ikinci yarıda da taraflar gol kaydına muvaffak olamayınca karşılaşma başladığı gibi sona erdi.
profesyonel futbol disiplin kurulu (pfdk)'nın, 19.08.2010 tarih ve 3 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar şöyledir:
– eskişehirspor kulübünün, 14.08.2010 tarihinde oynanan eskişehirspor-gençlerbirliği spor toto süper lig futbol müsabakasında, stadyumda genel aydınlatma ve saha aydınlatması için ayrı jeneratörler bulundurulmamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren ihtar cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada eskişehirspor kulübünün, ilgili düzenlemelere aykırı nitelikte jeneratör çalıştırılması ve bu nedenle meydana gelen arızanın maçın uzun süre durmasına neden olmasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren 30.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada eskişehirspor kulübünün, basın toplantısı ve flaş röportaj sırasında röportaj panolarında lig isim sponsorunun ismini içeren kompozit logosunun bulundurulmamasından dolayı sevk yapılmış ise de, isnat olunan ihlalin unsurları oluşmadığından ceza tayinine yer olmadığına,
aynı müsabakada eskişehirspor kulübü teknik sorumlusu rıza çalımbay'ın, statüye aykırı şekilde yeşil zeminde yer almasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren ihtar cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada eskişehirspor kulübü kaleci antrenörü mustafa cengiz birgen'in, müsabaka hakemine yönelik hakareti nedeniyle takdiren 3 resmi müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı cezası ile cezalandırılmasına,
gençlerbirliği teknik direktörü thomas doll, tesislerde düzenlediği haftalık basın toplantısında, normal şartlar altında lige kötü başlamadıklarını belirterek, "3 önemli oyuncumuzdan yoksun çıktığımız deplasmandan 1 puan aldık. eksik futbolcularımızdan mustafa pektemek, hücumdaki en önemli oyuncumuzdu. durumu bu açıdan değerlendirdiğimizde eskişehirspor deplasmanından 1 puanla dönerek, lige iyi bir başlangıç yaptığımızı söyleyebilirim" dedi.
yönetimle aralarında her kulüpte yaşanan ufak telef problemler olduğunu anlatan doll, şöyle konuştu: "takım içerisinde soru işaretleri ve problemler olduğu doğru. ancak bunlar her kulüpte yaşanan aksaklıklar. sezona, ihtiyacımız olan 1-2 takviyeyi gerçekleştirmiş olarak girmiş olsaydık daha iyi başlangıç yapabilirdik. yönetimin önünde bu takviyeleri yapacak 10 günlük bir süre var."
16 ağustos 2010 tarihli zaman avrupa gazetesinden;
ligdeki her galibiyete 750 bin lira
futbol federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre; spor toto süper lig'de 18 kulübe eşit olarak 10,4 milyon lira ayak bastı parası verilecek. fenerbahçe ve galatasaray 18'er milyon lira alacak. beşiktaş'a 14 milyon tl, trabzonspor'a 6,5 milyon tl ve bursaspor'a da 1 milyon tl verilecek. maçlardaki galibiyet primi 750 bin tl, beraberlik 375 bin tl olacak. ligi 6'ncı sırada tamamlayan takıma 1,5 milyon lira ödenecek. 5'inci olan 3 milyon lira alacak. 4'üncü 6 milyon tl, 3'üncü 9 milyon lira kazanacak. 2'nci olan kulüp 12 milyon liranın sahibi olacak. şampiyon takım kupayı kaldırdığı için 15 milyon lira alacak.